Create Your Own Countdown

Google

   
  *** İYİLİK İÇİN KOŞANLARIN YERİ***
  Uri GALLER
 


Mistik adam Uri Geller
''Pozitif düşünmeyi bir imamdan öğrendim''
Dünya, Uri Geller'i, enerji gücüyle bir kaşığı bükerken tanıdı. FBI ve CIA onun mistik gücünden yararlandı. Bir futbol takımını düşünce gücüyle birinci lige çıkardı! Yaptıkları gerçek mi, göz boyaması mı? Sinan Çetin'in, Star Tv'de sunacağı 'Fenomen' programının jürisi Geller ile konuşurken, sorunun yanıtını aradık
Uri Geller
Uri Geller

Uri Geller ile röportaja giden herkes, yanında bir kaşık götürüyor olmalı. Çünkü Geller, daha ‘merhaba’ demeden, az sonraki toplantı için hazırlanmış masadan bir kaşık kapıp omzuma dokunuyor. Kaşığın sapına kavuştuğu yeri okşadıkça, kaşık yukarı doğru bükülüyor. Kaşığı imzalayıverip elime tutuşturuyor sonra. Bu gösterinin, beni ‘çok’ da heyecanlandırmadığını fark ediyorum. Belki sebep Geller’in bu işi yapışındaki mekanikliktir. Hani özenilen bir işle, bir kaportacının ‘çaksak da gitsek’ ruh hali arasındaki fark gibi.

 

Uri Geller’in Türkiye’de bulunma sebebi, ‘geleceğin Uri Geller'ini’ seçmek. 17 Nisan’da, Star TV’de başlayacak ‘Fenomen’ adlı program, Geller’in sayısını hatırlayamadığı kadar çok ülkede yayınlanmış bugüne kadar. Yani şimdiden ortada bir sürü Uri Geller var. Bu programlar bitince, Las Vegas’ta bir final düzenleyip ‘gerçek yeni Uri Geller'i’ belirlemek amacında. Peki, buna neden gerek duyuyor? “Filistinli hasta kadınlara yardım etmek için Tel Aviv’de bulunuyordum. Bir gün teklif geldi. Benimle bir program yapmak istediklerini söylüyorlardı. Ben de ‘Neden geleceğin Uri Geller’ini seçmiyorsunuz’ dedim.Karşı tarafın gözleri parlayınca, doğru bir şey söylediğimi anlayıverdim.”

 

Geller, sahip olduğu gücün ‘doğaüstü’ bir güç olduğunu düşünürmüş küçükken. Şimdiyse bir gizem olarak kalmasını tercih ediyor. “Önemli olan insanların etkilenmesi, büyülenmesi. Göreceksiniz, insanların evlerinde bükülmeye başlayacak bu kaşıklar. Ben tetikleyeceğim bunu. Çünkü benim gücüm değil bu. Benim kullanabildiğim, ama aslında herkeste olan bir güç. Gerisini deşmeye gerek yok” diyor.

“Benden şüphe duyanları seviyorum”

 

Ama bazıları deşmiş. O kadar ki, onun bir düzenbaz olduğunu iddia edenlerle defalarca mahkemelik olmuş bugüne kadar. Uri Geller hakkında, arama motoru Google’da tam 2 milyon 700 bin giriş var. (Bu rakamı bir çırpıda kendisi söylüyor.) “Benden şüphe edenlere taktığımı düşünüyorsanız, yanılıyorsunuz. Beni onlar yarattı. Gençken hakkımda çıkan her olumsuz haber, makale beni yaralardı. Sonra gördüm ki sizden şüphe edenler, sizi asıl inşa edenler oluyor.

 

Adımı doğru telaffuz ettikleri sürece, bana sadece faydası olur negatif eleştirenlerin. Oscar Wilde ne demiş: ‘Hakkında konuşulmasından daha kötü tek bir şey vardır bu dünyada, o da hakkında hiç konuşulmaması.’ Bu yüzden, benden şüphe duyanları çok seviyorum.”

 

Kariyerinden bahsederken, öyle bir zevk cümbüşüne kapılıyor ki Geller, onu bölmek istemiyor insan. Ama ister istemez dikkatimiz masadaki zavallı kaşığa kayıyor. Kaşık, durduğu yerde eğilip bükülmeye devam ediyor. “Ama bu nasıl oluyor” diyorum. Eline hemen bir kalem kâğıt alıp E=mc2 yazıyor: “Siz buradasınız, ama belki de yoksunuz. Bu masa katı değil. Hiçbir şey katı değil. Herkes, her şey enerji. Düşünceyle, yine enerjiyle yapabilirsiniz bunu. Düşünceler gerçek olur.”

 
Freud ile uzaktan akraba
 

Az önce kulak misafiri olduğum konuşma geliyor aklıma. Uri Geller, ‘Fenomen’ programını sunacak Sinan Çetin’e, “Seninle daha yeni tanıştık ama sanki yıllardır tanıyor gibiyim. Kardeşim gibisin benim” diyor ve ona bir ‘kıyak yapıp’ nasıl Oscar alınacağını anlatıyordu: “Oscar, Oscar, Oscar diye düşüneceksin. Onu ellerinde tuttuğunu hayal edeceksin. İmgeleyeceksin. Ve Oscar’ı alacaksın.” Bu, bütün dünyanın son zamanlarda çok sık duyduğu ‘düşün, olsun’ teranesi ama yapamıyoruz işte. Peki, Geller bu sırra ilk ne zaman vakıf oldu? 

 

“Küçükken... Annem ve babam boşanınca, annem beni Kıbrıs’a götürdü. Orada camiye gider ve caminin imamıyla sohbet ederdim. O, evrenin sırlarını biliyordu. Ve bana, başıma ne gelirse gelsin, olumlu düşünmemi öğütlerdi. Biz çok fakirdik. Anneme, ‘Çok ünlü ve zengin bir adam olacağım, sana televizyon alacağım’ derdim ve kendimi öyle biri gibi hayal etmeye başladıkça, hayatımın değiştiğini fark ettim.”

 

 
 
  *** SİZİ KUTLUYORUZ *** BUGÜN 2057574 ziyaretçi (4531028 klik) MİSAFİRİMİZ OLDUNUZ ***  
 
haberler haberler


Google Arama
Sitemde Arama
Yaşam ve İnsanlar

İstanbul Servisleri Neden Pahalı ? burakesc
Namaz Kılan Minik ile burakesc
GİMDES Helal Gıda Ramazan Buluşması burakesc
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol