Türk profesöre Avrupa Birliği’nden 880 bin euro destek
Ağustos 14th, 2008 ·
Sabancı Üniversitesi’nden Prof. Dr. Mete Soner’e ait ‘Finansal Risk Yönetimi için Matematiksel Metodlar’ başlıklı proje Avrupa Birliği tarafından destek verilmeye değer 105 proje arasına girdi.
Avrupa Birliği (AB) yıllardır araştırma-geliştirme konusunda ABD’nin gerisinde kaldığı endişesi taşıyor. Bunun için de birlik üyelerini desteklemek için çerçeve programları uygulanıyor. Ancak bu programlardan kaynak kullanmak deveye hendek atlatmak kadar güç. Proje yazmak ayrı sorun, bürokrasiyi takip etmek ayrı sorun. Bir de çok ortaklı projeler istendiği için yıllardır Türkiye, milyarlarca euro tutan bu kaynaklardan yararlanamadı.
6′ıncı Çerçeve Programı’na 280 milyon euro ile katıldık, 80 milyon euro kullanabildik. Şimdi de 54 milyar euroluk 7′inci Çerçeve Programı başladı.
Ama son zamanlarda olumlu haberler, gelişmeler yaşanıyor. Üniversiteler, Türkiye Bilimsel ve Teknik Araştırmalar Kurumu ve şirketler giderek konuyu daha yakından izlemeye başladı. Sevindirici haberlerden biri Sabancı Üniversitesi’nden geldi. Şöyle ki: Avrupa Birliği de çok ortaklı projeler yerine öncü olabilecek araştırmaları desteklemek için yeni bir kurum daha oluşturdu. Avrupa Araştırma Konseyi…
Bu konsey, bireysel projeleri desteklemek için 2008 içinde “İleri Araştırmacı Desteği Çağrısı” yaptı. Önemli projelere imza atmış araştırmacılar da “Yaşam Bilimleri, Sosyal Bilimler ve Doğa Bilimi ile Mühendislik ” olmak üzere toplam üç alanda araştırma projeleri hazırladı. Doğa ve Mühendislik alanında ise toplam 997 proje sahibi çağrıya cevap verdi.
Bu projelerden biri ise Türkiye’den Sabancı Üniversitesi Yönetim Bilimleri Fakültesi’nden Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mete Soner’e aitti.
Dünya çapında bir isim
“Finansal Risk Yönetimi için Matematiksel Metodlar” başlıklı proje sıkı bir değerlendirmenin ardından 105 proje arasına girdi. Türkiye’den desteklenen bu projeye 880 bin euro destek kararı çıktı.
Dün Sabancı Müzesi’nde Sabancı Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Tosun Terzioğlu, Sabancı Üniversitesi Yönetim Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Nakiye Avdan Boyacıgiller ve Prof. Dr. Mete Soner, üniversite olarak “önemsedikleri” bu gelişmeyi bizimle paylaştılar.
880 bin euro bir proje için oldukça iyi bir destek. Desteğe değer görülen projenin sahibi Soner ise matematik alanında dünya çapında isim yapmış bir bilim adamı. Akademik alanda en çok atıf yapılan bilimadamları arasında yer alıyor.
En fazla başvurunun İtalya’dan yapıldığı, en fazla projenin ise İngiltere’den seçildiği destek programında aslında üniversitenin de ciddi bir biçimde değerlendirildiğini söylüyor Terzioğlu.
Mehmet Soner, mortgage gibi büyük krizlerin yaşandığı finans sektöründe risklerin ölçülmesi ve yönetilmesinin büyük önem taşıdığını anlatıyor. Basel 2 gibi kriterlerin devreye girmesiyle Türkiye’de de risk yönetiminin daha fazla önem kazanacağını söyleyen Soner, “Benim için uygulama çok önemli. Uygulama alanı olan bir proje yaptık. Şirketler bazında finansal riskin ölçülmesi ve yönetilmesinin matematiksel yöntemlerini oluşturmak istiyoruz” diyor.
Terzioğlu, AB fonları konusunda gelişmelerin olumlu olduğunu söylüyor. Proje yazma konusunda, bürokrasiyi aşma konusunda önemli adımlar atıldığını anlatıyor. Bu konuda en başarılı üniversitelerden birinin ise Sabancı olduğunu ekliyor. “6. Çerçeve Programı’nda her üniversite bizim gibi başarılı olsaydı 600 milyon euro alırdık. Sadece 80 milyon euro alabildik.”
Sabancı’nın başarısının nedenini ise Nakiye Boyacıgiller şöyle anlatıyor: “Özellikle araştırma fonlarını üniversite olarak takip edip, araştırmacıları proje yapmaları için yönlendiriyoruz. Araştırmacının vaktini bürokrasi, proje yazma gibi işlerin almasını önlemek için Araştırma Lisanüstü Politikalar Direktörlüğü’nü (ALP) kurduk. ALP AB, TÜBİTAK, DPT programlarını izliyor. Araştırmacıların dikkatine sunuyor. Proje yönetim ofisimiz var. Tüm bürokratik süreçleri izliyoruz” diyor.
Vakıf üniversitesi kâr etmez
Sabancı Üniversitesi’nin dünyada özel üniversitelerin başarı kriterlerinin en başında gelen ücret-harcama dengesinde 32 vakıf üniversitesi arasında en iyi üniversiteler arasında ilk sırayı alması tesadüf değil. Terzioğlu, bir vakıf üniversitesi olarak ilk günden itibaren yüksek bir eğitim kalitesi yakalamayı hedeflediklerini söylüyor. Hafta sonu Ceyda Çağlayan’ın Referans gazetesinde yaptığı araştırmada vakıf üniversitelerinin önemli bir bölümünün dünya standartlarını yakalayamamasını ise şöyle değerlendiriyor: “Öğrenci gelirlerimiz toplam gelirlerimizin yüzde 40′ını geçmez. Kalan bölümü vakfımız karşılar. Bizim bütçemiz her zaman açık verir. Vakıf üniversiteleri kâr etmez, edemez…”
Sabancı Üniversitesi, sadece öğrenciden elde edeceği gelire odaklanan üniversite sahiplerine örnek olmalı.
