Create Your Own Countdown

Google

   
  *** İYİLİK İÇİN KOŞANLARIN YERİ***
  Kanıyla canıyla Yardım Erdal SOYSAL
 


"KAN"LI CANLI BİR GÖNÜL İNSANI: ERDAL SOYSAL
22 Temmuz 2009 Çarşamba 18:47
Önce peşinen söyleyeyim aziz okuyucular, bu yazım biraz "kanlı" olacak! Haklı olarak söylendiğinizi duyar gibi oluyorum:
"Hayrola, ne oldu? Senin gibi halim selim, barışçı, demokrat bir insan nasıl olur da ‘kanlı’ yazılar yazar? Bugüne kadar böyle bir yazını okumadık. Yoksa tarz mı değiştiriyorsun? Zaten ortalık toz duman. Gündem keşmekeş… Bu hâle bir de sen katkıda bulunma lütfen!" Haklısınız. Hemen içinizi serinletip içinizi rahatlatayım. Benim "kan"dan maksadım sertlik yanlısı olup kan dökmek değil. Çok daha güzel ve ulvî bir şey… Anlatayım:
 
Efendim biz sanat ve edebiyatla ilgilenenler bazen yakınlarımızın hayırlı çalışmalarını, gayretlerini, hizmetlerini, himmetlerini görmüyoruz. Kasıtlı bir dışlama değil şüphesiz bu, belki şöyle düzeltmek lâzım, gözden kaçırıyoruz sadece. Meselâ ben Erdal Soysal isimli çocukluk arkadaşımın "kan şampiyonu" olduğunu bilirdim ve bu özelliğiyle de iftihar ettim her zaman. Zaman zaman Erdal’la bir araya geliriz. Cerrahpaşa’daki yazıhanesine fırsat buldukça uğrarım, oturup sohbet ederiz. Geçen gün de böyle bir ziyaret vuku buldu. Yaklaşık 25 yıl önce muhterem babası Abdülhadi Soysal Beyefendiye sevdiğim yazarlardan Vehbi Vakkasoğlu’nun Gönül Çağlayanı Yûnus Emre isimli nefis eserini hediye etmiştim. Her karşılaştığımızda,"Babam o kitabı okudu ve memnun oldu, çok istifade ettiğini söyledi, selâmı var." derdi. Böyle de hatırnaz, kadirşinas, vefalı bir gönül insanıdır. Ama bugüne kadar ne yazık ki hakkında bir yazı yazamamıştım, ne kadar ayıp… Doğrusu bu ihmalimden dolayı kendimi affedemiyorum…
 
Erdal Türkiye ve Dünya Kan Şampiyonu. Bugüne kadar tanıdığı tanımadığı vatandaşlara ücretsiz olarak 128 defa kan bağışında bulunmuş. Ulaşılmaz, çok büyük bir rekor. Türkiye’de hâlâ aşılabilmiş değil. Her bağıştan dört kişi istifade ettiğine göre tam 512 kişinin hayatının kurtulmasına vesile olmuş. Dile kolay 512 kişi… Bizim geleneklerimizde iyilik edene teşekkür edilir değil mi? Acaba biz Erdal Soysal’a millet olarak, devlet olarak nasıl bir teşekkürde bulunmuşuz. Birkaç plâket vererek mi, birkaç teşekkür belgesi sunarak mı? Hayırsever vatandaşımız zaten bu hizmeti plâketler ve madalyalar için, nam ve şöhret için yapmamıştır, yapmaz. O bir gönül insanıdır ve vatandaşlarını, milletini, insanları çok sever. Sırf Allah rızası için bu şekilde kan bağışında bulunmuştur. Çünkü o, "Sizin en hayırlınız insanlara en faydalı olanınızdır." şeklindeki güzel sözü duymuş ve bunun hakkını vermiştir.
 
Onun himmeti İstanbul’dan Erzurum’a, Edirne’den Konya’ya, oradan da memleketi olan Siirt’e kadar uzanmıştır. Meselâ birkaç aya kadar Siirt’te kan merkezi yokmuş. Bu zaruri ihtiyaç, civar illerden karşılanıyormuş. Erdal Soysal’ın gayreti, teşebbüsü, takibi ve ön ayak olmasıyla Siirt’te de bir kan merkezi kurulmuş. Bu çok hayırlı ve faydalı merkezin kurulmasını teşvik eden ve elinden gelen yardımı esirgemeyen Erdal Soysal, duyduğuma göre açılışa dâvet bile edilmemiş… Ne kadar üzücü değil mi? Hâlbuki bakanlara, başbakanlara kadar giderek, Türkiye’nin her tarafında ve memleketinde kan merkezi kurulmasını isteyen bu fedakâr insanımızın başkonuk olmalıydı. Adı, Siirt’teki kan merkezine verilmeliydi. Bu ihmalin ileride bir şekilde telâfi edileceğine inanıyorum.
 
Hep söylerim, yine de tekrarlayacağım. Bunu yüksek sesle herkese duyurmak lâzım belki de: "İnsanlara teşekkür etmeyen, Rabbine de şükretmez." İyiliksever insanlarımıza teşekkür etmeliyiz. Vefalı, kadirbilir olanlara şükranlarımızı sunmalıyız. Hizmetler alkışlanmalı, çabalar yüreklendirilmeli, gayretler dualarla bereketlenmelidir.
 
Başarılı ve hayırsever bir işadamı olan Erdal Soysal, anne baba duası alan örnek bir insandır. Bütün çevresi, daha önce uğraştığı otomotiv sektörü mensupları, İstanbul’da surdışına çıktı. Elbette mekânları da, çevreleri de hatta sermayeleri de genişledi, büyüdü. Ama Erdal yine Cerrahpaşa Hastanesi karşısındaki yazıhanesinde mütevazı bir şekilde çalışıyor. Belki de otuz yıldır bu mekânı bırakmıyor. Merak edip sebebini sorduğumda biraz mahcup bir edâ ile, "Ağabey, anne ve babam burada oturuyor. Yıllardır sabah akşam onları ziyaret eder, ellerini öper, hatırlarını sorar, dualarını alırım. Burayı bırakıp gidemem" dedi. Onun bu davranışı doğrusu beni çok duygulandırdı. Anne babalarını huzurevlerine terk eden hayırsız evlatların bulunduğu ülkemde böyle örnek kişiler de yaşıyordu şükürler olsun.
 
Erdal Soysal’ın özgeçmişinden kısaca bahsetmek istiyorum. 24 Ağustos 1961 tarihinde Siirt’te doğdu. Evli ve dört kız çocuğu babasıdır. Böylece Peygamber duası almıştır. İlk orta ve lise öğrenimimi Siirt’te tamamladıktan sonra 1978 yılında üniversite imtihanlarına girmek için İstanbul’a geldi. Ailece 1979 yılında İstanbul’a göç ettiler. 1986 yılında evlendi. 1979 yılında Fatih Cerrahpaşa’da Soysallar Otomotiv’i kurdu ve şirketi bugüne kadar getirdi. Bunun yanında Bosch beyaz eşya bayiliği ve mısırdan halı bayiliği aldı. Türkiye Kan Şampiyonu olan Erdal Soysal, Kızılay tarafından aynı zamanda Dünya Kan Verme Şampiyonu ilan edildi. Bugüne kadar 50 kilodan fazla kan veren Erdal Soysal, "Verdiğim kanlar pek çok hayat kurtarıyor, bu da beni sevindiriyor." diyor.
 
Erdal Soysal, kendisiyle mülakat yapan Eyüp Güzel’in sorusu üzerine bu kutlu mâcerasını şöyle anlatıyor:
 
"18 yaşında Siirt’ten İstanbul’a göç ettiğimizde bir hastaneye hasta ziyaretine gitmiştim. Hastanede bir babayla doktorun tartıştığını gördüm. O münakaşa sırasında olaya müdahil olarak kan verilmesi gerektiğini anladım ve ilk defa kan bağışını o gün yaptım. Bu yaşıma kadar 2-3 ayda bir periyodik olarak kan veriyorum. İlk kan bağışı yaptığımdan sonra sorup soruşturdum ve her sağlıklı insanın 3 ayda bir kan verebileceğini öğrendim."
 
Kahramanımız, ısrarla ve gönüllü olarak kan vermesini de şöyle açıklıyor:
"Her insanın vücudunda ortalama 5,5 litreye yakın kan var. Yaklaşık bir insan vücudundan alınan 450 gram kanın insanda hiçbir etki oluşturmadığı gibi insan vücuduna çok büyük faydası olduğunu biliyorum. Ayrıca kan bağışı yaparak kimi insanların şifa bulmasına hatta ölümden dönmelerine vesile oluyorsunuz, bu da insanı mutlu ediyor."
 
Peki kan vermenin faydası var mı? Bunu da yine şampiyonumuzdan öğreniyoruz: "Faydaları anlatmakla bitmez. Öncelikle kan vermeden önce test yapıyorsunuz. Bu test sırasında varsa bir hastalığınız bunu öğrenmiş oluyorsunuz. Kan verme, damar sertliğini ve tıkanıklığını önlüyor, stresten kurtarıyor. Ben hayatım boyunca diyebilirim ki hiç doktora gitmedim, bunu da kan vermeye borçluyum."
 
                       
İYİLİK DAMARLARINDA VAR
Kan verme davasına canı gönülden inanan Erdal Soysal, dört kızını da bu yolda teşvik ediyor ve babalarının yolunu takip etmelerini istiyor. Sırf onları alıştırmak için zaman zaman birlikte kan merkezlerine gidiyorlar. Çevresini ve dostlarını bu konuda yüreklendiriyor. 9 Mayıs 2001 tarihinde Radikal gazetesinde Erdal Soysal’ı haber konusu yapan Suna Aktaş yazısına şu anlamlı ve nefis başlığı atmıştı: "İyilik damarlarında var."
 
Bugüne kadar 50 kilodan fazla kan vermiş ama bunu yeterli bulmuyor dostumuz. Hedefi 65 yaşına kadar 100 kilo vermek. Çünkü 65 yaşından sonra tıbben kan verilemiyormuş.
 
Hayatı boyunca pek çok ödüller almış Soysal, ama onu en çok duygulandıran olay, kendisine verilen "ilk madalya" olmuş. Madalyayı eline aldığı zaman mutluluktan ağlamış. Kampanyalar düzenleyen Erdal Soysal, bir ara Karadeniz Ereğlisi’ne gitmiş. Yolda kendisini konvoyla karşılamışlar. Bu da unutamadığı ve çok önemsediği sahnelerden…
 
Tabiî ziyaretimde sadece "kan"ı ve "şampiyonluğu" konuşmadık Erdal’la. Kültür sanat dünyamızdan da söz ettik. Aynı zamanda iyi bir kitap okuyucusu olduğunu biliyordum. Kendisine, eşine ve çocuklarına götürdüğüm kitaplara çok sevinmişti, "Çocuklarım da okumaya meraklı. Bu eserlerin hepsini okuyacağız, teşekkür ederim." demişti. "Ben Kan şampiyonuyum ve insanları kan vermeye her zaman teşvik ediyorum. İnsanlar kan vermekten korkmasınlar. Hiç olmazsa senede 1-2 defa kan bağışında bulunsunlar." diyen bu dünya tatlısı insana doymak mümkün mü? Aileden aldığı yüksek terbiye ve zarafete sahip. Vedalaşıp ayrılacağınız zaman sizi kapıya kadar uğurluyor.
 
Keşke iyilik yapmayı seven, idealist insanlarımızın sayısı çoğalsa ve ülkemde Erdal Soysallar yüzlerce, binlerce, milyonlarca olsa… Ne dersiniz, o zaman yeryüzümüz daha yaşanılabilir, umutlu, daha barışçı ve huzurlu olmaz mı?
 
Yazımı bir temenni, bir hasret ve bir dua ile bitirmek istiyorum: "İyi ki varsın Erdal, sen güzel insanlarımın, mazlum ülkemin medar-ı iftiharısın, seni çok seviyoruz. Cenab-ı Allah sana, ailene ve bütün sevdiklerine, her zaman mesut, sağlıklı ve bereketli ömürler nasip etsin."
 
22 Temmuz 2009
Mehmet Nuri Yardım

 
 
  *** SİZİ KUTLUYORUZ *** BUGÜN 2045759 ziyaretçi (4498113 klik) MİSAFİRİMİZ OLDUNUZ ***  
 
haberler haberler


Google Arama
Sitemde Arama
Yaşam ve İnsanlar

İstanbul Servisleri Neden Pahalı ? burakesc
Namaz Kılan Minik ile burakesc
GİMDES Helal Gıda Ramazan Buluşması burakesc
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol