Bir garip ölmüş diyeler…
Kimse Yok Mu Derneği gönüllü koordinatörlerinden Hasan Ertürk, Peru’da Hakkın rahmetine kavuştu. “Genç iken ölenlere yanar özüm…”
Kimse Yok Mu Derneği gönüllü koordinatörlerinden Hasan Ertürk, Peru’da Hakkın rahmetine kavuştu. “Genç iken ölenlere yanar özüm…”
Uzaklarda ölmek
Bir garip ölmüş diyeler
Üç günden sonra duyalar
Soğuk su ile yuyalar
Şöyle garip bencileyin…
Koca Yunus’un yukarıdaki dizeleri geldi aklıma Hasan Ertürk gurbet ellerde vefat etmiş, dediklerinde. Hem de ölümünden bir hafta sonra duydum… Cenazesi 10 Ocak’ta Bahçelievler’de defnedilecekmiş. Ta, Peru’dan gelmiş naaşı. Dosat ve akrabalarını gördüm ekranda. Kederli, ağlayan, bekleyen insanlar… Üç hafta yoğun bakımda kalmış. Doktorlar derdine derman bulamamışlar.
Otuz yedi yaşındaydı Hasan Ertürk. “Her ölen pişman ölür” derler ya; hasan Ertürk gibi bir insanın ölümüne pişman olabileceğini düşünemiyorum. Zira, birçok insanın hayalini kurduğu şeyi yaptı o;hayırlı bir iş yaptı: Yardım kampanyalarında gönüllü olarak çalıştı!
Hani Müslümanlara “siz bir şeyden anlamazsınız!” derler ya! Sanattan, kültürden, ben abartayım absürd olandan, kaotik olandan, kafa tutan edebiyattan… Her neyse; anlayan anlamıştır. Bir de film senaryosu yazmayayım şimdi “biz de bir şeylerden anlarız!” diye. Müslümanlar “yardım etmeyi bilirler!”. Her ne kadar kampanyalar içerisinde “bencil-nefsine düşkün fertler” çıksa da Ebu Bekri az buçuk tanıyan her Müslüman’da yardım etmek cihat etmeye denk düşer. Belki, asrın vicdanından söküp yerine gösteriş namına yapıştırdığı sadakalar kadar ikiyüzlü olmadığımızdan yaptıklarımızı gören yok… gören görür!
Veren el üstünlük derdine düşmeden verdi
Allah rızası için infak eden, komşusu aç iken kendi tok duramayan, başkalarının dertleriyle dertlenen bir insandı Hasan Ertürk. Bu sebepten Filistin ile Peru arasında bir ayrım görmüyordu. Fakirin Müslüman’ı Hıristiyan’ı yoktu kalbinde. Yolda vefat edenlerden, bir nevi yol şehidi. Zira, amaç nefsinin amacı değildi; Hakkın rızası için yola düşen bir insanın ölümüydü onunki.
2006 yılında Lübnan-Filistin, 2007 Peru depremi sonrası Peru ve 2008 yılında Gazze’de uluslar arası yardım koordinatörlüğü yapan Hasan Ertürk Kimse Yok Mu Derneği’nin hem gönüllü hem de koordinatör personelliğini yaptı. Peru’yu gördükten sonra bir süredir orada yaşamaktaydı. Deprem ve savaş mağduru insanların yanında durup, onların dertleriyle dertlenen bir ruh şimdi yüreğimi sızlatıyor. Daha otuz yedi yaşındaydı. Belki, daha başka gariplerin sofrasına da ekmek götürecekti… Lakin emr-i İlahi gelince tüm iyi ve kötü niyetler kalır kaldıkları yerde. Hasan Ertürk genç yaşında Rahmet-i Rahman’a kavuştu. Ellerine birer koli verdiği insanların duaları eminim ki onunladır.
Her ölen pişman ölmez! Biz, ölümü düşünüp kederleniriz; asıl kederlenilecek olansa komşumuz aç iken bizim tok olmamız; Ebu Bekir gibi bir Halife’yi tanıdıktan sonra mal biriktirmeye, başkalarının hakkını görmemeye, dünyaya tamah etmeye kalkışmamızdır.
Allah’ın rahmeti infakta ve hayrda yarışanların üzerine olsun, deyip Mevlana’ya da yol gösteren Koca Yunus’a kulak veriyorum:
Dünya umruna meylini verme
Sen de kurtulmazsın ecel elinden
Ben filanım diye göğsünü germe
Sen de kurtulmazsın ecel elinden
Iskender de geldi alemi gezdi
Zaloğlu Rüstem'in tahtını bozdu
Yunus balığıyla deryayı yüzdü
O da kurtulmadı ecel elinden
Söyler dervis Yunus serveti saman
Tacı tahtı aldı gitti Süleyman
Lokmanlar derdine olmadı derman
O da kurtulmadı ecel elinden
Zeki Bulduk ölmeden yollara düşenlerden olmak duasıyla yazdı.
Dünyanın dört bir yanında fakirlik ve hastalıkla savaşan binlerce insan, kendilerine uzanan hayırsever bir eli kaybetti.