Create Your Own Countdown

Google

   
  *** İYİLİK İÇİN KOŞANLARIN YERİ***
  Sakıp SABANCI
 



Image result


SAKIP SABANCIYI YAKINLARI ANLATIYOR

<<<TIKLA 





Sakıp SABANCI Ödülü
Türkan SABANCIYA
ULAŞ İŞ  Gn.Bşk
Abdurrahım BARIN dan   <<<
TIKLA. 

     



 


Sakıp Sabancı. >  Vermek kazanmaktır<

*****Başarısının sırrı*****

 

--A.B.D. deki gezilerimde birşey dikkatimi çekti.

*Beni tanıyan  Türkler hiçbir zaman
ne büyük işadamısın diye söz etmiyor.*

**Hepsi istisnasız
tek şeyden söz ediyor.

***Yurt , üniversite ,kültür sitesi, burs,veriyormuşsun.

AMAN HAYIR İŞLERİNE DEVAM ET.***

***İşimizde başarılı olup,
bu kaynaktan daha çok
HAYIR işlerine  BİLENDİM.

*****BENİ MEST EDEN BU ZEVKİ 
= ARKADAŞLARIMIN TATMALARINI DİLİYORUM. *****


*şahsıma (Van 1994te) gönerdiği mektup
-kitapalarından-sayfa 308




***(2--261)  (1=700 kazanç)
 

Rahmetli Sakıp Beyle irtibatım ,Muhterem  Büyüğüm-Meslekdaşım Rahmetli Ali Haydar bey vasıtasıyla
,1994 te Vandan Sakıp beye  mektup ve kitaplar göndermek ve almakla  başlamış,İstanbulda devam etmişti.
A.B.D.deki tedavileri esnasındada,minik kızımda
iyileşmesi için DUA mektubu yazmıştı.
Fatih Camiinde cenaze aracınının yanında Ali haydar Beyin yanında epey yürümüştük.Fatih caddelerinin kalabalığını gösteriyordu .Sakıp beyin Topluma malolan -kabul gören ,istisna ve özel kişiliğini ortaya koyuyordu..  Zincirlikuyuda  mezarlıkta ilk defa   kurala uymayıp    fotoraf çekmekten kendimi alamadım.
Sabancı Centerdeki Mevlid proğramında
Metin tam karşımdaydı,
o gecenin metinin  etkisinden kurtulamadım,
daldığım düşüncelerden garsonun sesiyle çıktığımda,
salon boşalmıştı, yemek canım istemedi ,ancak bir bardak su içebildim.Taziye defterine ,ilk defa, o an aklıma gelen ilk dörtlük şiir yazdım.
   *  Gülerdi Yüzü
      Hüzünlüydü İçi
      Verirdi Eli
      Cennet olsun Yeri *
O gece konuklarla ilgili bir konu beni üzdü.
Sn.Türkan Hn.Dilek Hn.Masalarına konuk ederek
Van dan ve anılardan bahsettik.
Daha sonra görüşme dileklerini belirttiler,
Kartlarını verdiler.
Güler ve Sevil hn larada Başsağlığı dileyip ayrıldım.
O gece nedendir, sadece Sabancı Centerin üzerinde çok sayıda martının sürekli uçması dikkatimi çekmişti.
Dilek Sabancı Lisesi ödül törenlerinde her haziranda Ali Haydar Beyle,anılar tazeleniyorduk.
Hayır konusunda,ilettiklerimize, anında,tam destekleri ile DUA lar alıyorlardı
Sakıp beyle ölüm yıldönümü ilginç olarak çakışan,
Ali Hadar beyin  önceki ve son rahatsılığında,
cenazesindede AİLECE  VEFA larını gösterdiler.  
Şimdi evdeki kitaplığımızın bir köşesi-mektup,fotoraf,imzalı kitaplarıyla,
Sabancı Köşesi olarak anıları yaşatıyor.

Abdurrahim BARIN
E.Ask.

 

İş Adamı Sakıp Sabancının Hayatı


Hacı Ömer Sabancı Holding'in Yönetim Kurulu Eski Başkanı
Sakıp Sabancı 7 Nisan 1933 tarihinde Kayseri'nin Akçakaya köyünde fakir bir çiftçi ailesinin çocuğu olarak dünyaya geldi.Çok genç yaşlarda Bossa Un Fabrikası'nda veznedarlıkla iş hayatına başladı. Sırasıyla çiftlik müdürü ve Bossa Tekstil İşletmesi Müdürü oldu. Babasının 1966 yılında vefatından sonra kurulan Sabancı Holding'in yönetim Kurulu Başkanlığı'na getirildi. Halen bu görevi yanında Holding'e bağlı çok sayıda kuruluşun Yönetim Kurulu Başkanlığı'nı ve Murahhas Üyeliklerini yapmaktadır.1964 yılından itibaren 25 yıl müddetle Adana ve Kocaeli Sanayi Odaları Türkiye Sanayi ve Ticaret Odaları Birliği üyeliği ve başkanlığı yaptı. Muhtelif vakıflarda çeşitli zamanlarda görevler üstlendi.1986 yılında Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği TÜSİAD'ın Yönetim Kurulu Başkanlığı'nı üstlenen Sakıp Sabancı 1987-1990 yılları arasında Yüksek İştişare Konseyi Başkanlığını yaptı. Son dönemlerde sosyal ve kültürel içerikli çalışmalara yoğun zaman ayıran Sabancı Türkiye'nin 52 yerleşim merkezinde 111 kalıcı eğitim sağlıkspor ve kültür tesisi meydana getiren Hacı Ömer Sabancı Vakfı'nın başkanıdır.Sakıp Sabancı evli ve üç çocuk babasıdır..

1933 - 7 Nisan 1933 tarihinde Hacı Ömer Sabancı (1906-1966) ve Sadıka Sabancı (1910-1988)'nın ikinci çocuğu olarak Kayseri'nin Akçakaya köyünde doğdu. Kardeşleri İhsan (1931-1979) Hacı (1935-1998) Şevket Erol ve Özdemir (1941-1996) Sabancı'dır.


1948 - AKBANK'da 25 lira aylıkla "stajyer memur" olarak çalışmaya başladı. Bankada yazı makinesi hesap makinesi kullanmayı tahsil fişi tediye fişi ve makbuz kesmeyi öğrendi.
İlk kez İstanbul'a geldi Sirkeci'deki Özipek Palas Oteli'nde kaldı.

1950 - Üç yıl üstüste zatürre hastalığı geçirmesi nedeni ile liseyi bitiremeden okuldan ayrıldı ve aynı yıl kurulan BOSSA Un Fabrikası'nda veznedar oldu maaşı 50 liraya çıktı.

1955 - BOSSA Un Fabrikası'na ticaret müdürü oldu. Aynı yıl ikinci el Pontiac marka beyaz spor bir otomobil satın aldı.

1957 - Teyzesinin kızı Türkan Civelek ile BOSSA fabrikasının bahçesinde yapılan bir düğün töreni ile evlendi. BOSSA tekstil fabrikasında Genel Müdür Yardımcısı olarak görev yapmaya başladı.

1964 - Büyük kızı Dilek dünyaya geldi. Adana Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı oldu.

1966 - Babası Hacı Ömer Sabancı İstanbul'da vefat etti. Aynı yıl Türkiye'deki ilk poliester elyaf ve iplik fabrikası SASA kuruldu.

1967 - Kardeşleriyle birlikte HACI ÖMER SABANCI HOLDİNG A.Ş.'yi kurarak Yönetim Kurulu Başkanı oldu.
Topluluk şirketlerinden ilk olarak Akçimento hisse senetleri halka arz edildi.

1970 - İkinci çocuğu Metin dünyaya geldi.Zihinsel özürlü olarak dünyaya gelen Metin Sabancı'nın tedavisi için Amerika ve Avrupa'da pekçok hastane ve doktora başvuruldu. Tamamen iyileşme olanağı olmayan bu hastalıktan muzdarip pekçok gence yardım için 1976 yılında Erol Sabancı Spastik Çocuklar Tedavi ve Eğitim Merkezi ile 1996 yılında Metin Sabancı Spastik Çocuklar ve Gençler Eğitim Üretim ve Rehabilitasyon Merkezi kuruldu.

1973 - Küçük kızı Sevil dünyaya geldi.

1974 - O dönemler Sabancı Holding Genel Koordinatörü olarak görev yapan Türkiye Cumhuriyeti eski Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın ısrarı üzerine Sabancı Holding İstanbul'a taşındı. Anne Sadıka Sabancı'nın bütün malvarlığını bağışlaması ve Sabancı kardeşlerin katkılarıyla Hacı Ömer Sabancı Vakfı VAKSA kuruldu. Vakıf bugün toplam 53 yerleşim merkezinde 112 kalıcı esere sahip Türkiye'nin en büyük aile vakfıdır.
İzmit Köseköy'de LASSA (BRİSA) kuruldu.

1981 - Türk sermayesi ile yurtdışındaki ilk banka AKINTERNATIONAL BANK ( Sabancı Bank Plc.) Londra'da kuruldu.
Amerika'da Houston'da ilk kez kalp kapakçığı ameliyatı oldu.

1984 - İlk onursal doktorası Eskişehir Anadolu Universitesi tarafından verildi.
İsveç'te Stockholm'de Uluslararası Ticaret Odası Kongresi'nde Türkiye'yi temsil etti.

1985 - ABD eski Başkanı Jimmy Carter ve eşi Sakıp ve Türkan Sabancı'yı Emirgan'daki evlerinde ziyaret etti.
Türk ekonomisindeki gelişmeleri Avrupa'daki uluslararası firmaların ve bankaların temsilcileri ile Türkiye ile iş yapan İsviçre bankaları ve İsviçre firmalarının temsilcilerine aktarmak amacıyla İsviçre-Türk Derneği'nin Cenevre'de düzenlediği toplantıya konuşmacı olarak katıldı.
"İşte Hayatım" isimli ilk kitabı yayınlandı.
Mimar Sinan konusunda Fransa'nın ünlü Sorbonne Üniversitesi'nde konferans verdi.

1986 - TÜSİAD'ın Yönetim Kurulu Başkanı oldu.

1987 - Şimdi Belçika Kralı olan Prens Albert İstanbul'a gelerek Sakıp Sabancı'ya Emirgan'daki evi Atlı Köşk'te "Belçika Kraliyet Nişanı" takdim etti.
Sabancı ve DuPont ortaklığıyla ilk yüzde 50/50 "joint venture" şirket DUSA kuruldu.
TÜSİAD Yüksek İstişare Konseyi Başkanı oldu.
Sakıp Sabancı ve eşi ABD Başkanı Ronald Reagan ve eşini Beyaz Saray'da ziyaret etti.

1988 - Sakıp Sabancı ve eşi ABD Başkanı Ronald Reagan ve eşini Beyaz Saray'da ikinci kez ziyaret etti.

1989 - Babası Hacı Ömer Sabancı zamanında toplanmaya başlanan Resim ve Hat koleksiyonlarının sergilenmesi için SSCB Kültür Bakanlığı'nın daveti üzerine Moskova'da bir sergi açıldı. Bu sergi sonraki yıllarda dünyanın en önemli müzelerinde segilenecek "Altın Harfler: Sabancı Üniversitesi Sakıp Sabancı Müzesi'nden Osmanlı Hat-Resim Koleksiyonu Sergisi" için bir mihenk taşı oldu.
Amerika'da Houston'da ikinci kez kalp ameliyatı oldu.

1992 - Japon hükümeti tarafından Sakıp Sabancı'ya "Kutsal Hazine Altın ve Gümüş Yıldız Nişanı" takdim edildi.

1993 - 1988 yılında temeli atılan SABANCI CENTER açıldı.

1994 -Japon Toyota ve Mitsui ile yüzde 50/50 ortak olarak Türk otomotiv sanayiine yeni bir pencere açacak TOYOTASA fabrikası Adapazarı'nda açıldı.

1996 - Kardeşi Özdemir Sabancı elim bir saldırıda hayatını kaybetti.

1997 - Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı tarafından "Devlet Üstün Hizmet Madalyası" ile onurlandırıldı.
Dünyaca ünlü gıda devi Fransız Danone ile yüzde 50-50 ortaklıkla DANONESA kuruldu. Fransız Hipermarket zinciri Carrefour ve Sabancı ortaklığı ile CARREFOURSA Hipermarket Zinciri kuruldu.

1998 - "Altın Harfler: Sabancı Üniversitesi Sakıp Sabancı Müzesi'nden Osmanlı Hat-Resim Koleksiyonu Sergisi" New York'ta Metropolitan Müzesi'nde sergilendi. Böylece Metropolitan Müzesi'nde sergilenen ilk özel koleksiyon ünvanına sahip oldu.
Du Pont firması ile ortaklaşa Arjantin ve Brezilya'daki endüstriyel iplik ve kord bezi fabrikaları satın alındı.
Kardeşi Hacı Sabancı vefat etti.

1999 - 170 Milyon dolarlık yatırımla Türk eğitimine yeni bir soluk getirmesi hedeflenen SABANCI ÜNİVERSİTESİ İstanbul'da açıldı.
Çukurova Üniversitesi tarafından onbirinci onursal doktorası takdim edildi.

2000 - "Altın Harfler: Sabancı Üniversitesi Sakıp Sabancı Müzesi'nden Osmanlı Hat-Resim Koleksiyonu Sergisi" Paris'te Louvre Müzesi'nde sergilendi.

2001 - Sabancı ve DuPont'un yüzde 50-50 ortaklığıyla 4 kıtada toplam 16 fabrika ile faaliyet gösteren DUPONTSA ve DUSA INTERNATIONAL şirketleri kuruldu.

Sakıp Sabancı ve ailesi ABD Başkanı Bill Clinton'ın davetlisi olarak Beyaz Saray'a gittiler.

Fransız Hükümeti"Altın Harfler" koleksiyonunun Louvre Müzesi'nde sergilenmesini gerçekleştirerek Fransız-Türk kültür ilişkilerine yaptığı katkılar ve Fransa'nın önde gelen şirketlerinden Danone Carrefour ve BNP ile sürdürdüğü başarılı ortaklıklarından dolayı Elysée Sarayı'nda yapılan törenle Fransa Cumhurbaşkanı Jacques Chirac tarafından Sakıp Sabancı'ya "Légion d'honneur" şeref nişanı takdim edildi.

Sakıp Sabancı öldü

Hacı Ömer Sabancı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Sakıp Sabancı 10 Nisan 2004 tarihinde tedavi gördüğü hastanede yaşamını yitirdi. 12 Nisan 2004 tarihinde Devlet töreniyle defnedilen Sakıp Sabancı'nın cenazesine siyaset ve sanat dünyasının temsilcilerinin yanı sıra çok sayıda kişi katıldı.

 



 

 

KULAĞINIZA KÜPE OLSUN       
            SAKIP SABANCI

YAP ve YAPMALAR


 

Genç yöneticiler!

İş hayatında başarılı olabilmek için aşağıdaki önemli öğütlerim kulağınıza küpe olsun.

1.      
Nasıl bir ''Güç'' arıyorsunuz? Onu Bilin. Güce sahip olduktan sonra ise onu iyi kullanın.

2.      
Başkasından, özellikle politikacıdan medet, ummayın.

3.      
Birlik ve beraberlik arayışını her işte ve her fırsatta sürdürün.

4.      
Karşınızdakilerin “İnsan” olduğunu hiçbirzaman unutmayın!

5.      
İnsanların birer “Makina” olmadıklarını bilin.

6.      
Terfi, ödüllendirme ve cezalandırma, başarıya yol açar.

7.      
Adil olun.  Her işte, her konuda, her fırsatta ve herkese karşı adil olun.

8.      
''Vicdan Huzuru'' başarılı olabilmenin temel şartıdır.

9.      
Ayaklarınız her zaman yere bassın. Hiçbirzaman havalarda dolaşmayın. Kendinizi
          kimseden üstün görmeyin.

10.    
Hiçbir işi ''Kıyısından Köşesinden Tutmayın''. Yapacağınız iş ne ise, küçümsemeden 
         ona  sahip çıkın.

11.    
Hayata uyun.

12.    
İyilikleri unutmayın. İyilikleri karşılıksız bırakmayın.

13.  
 Aç gözlü olmayın. ''Allahıma Şükür'' demesini bilin.

14.  
 Şans, kader ve kısmet, yararlanmasını bilenler için vardır.

15.    
Hiç ölmeyecek gibi çalışın. Yarın ölecekmiş gibi hazırlıklı olun.

16.    
Dünyanın sizin etrafınızda kurulduğunu sanmayın.

17.    
Dostluğa ve arkadaşlığa önem verin.

18. 
 Güler yüzlü ve tatlı dilli olun.

19.    
Hedefiniz nedir? Onu bilin. Dağılmayın. Lüzumsuz şeylerle uğraşmayın.

20.    
Sağlıklı olun. Sağlık herşeyin başıdır.

21.    
Düzenli bir yaşamınız olsun.

22.  
Manevi dünyanız zengin olsun. Sonra maddi zenginlik gelir.

23.    
Bilgili olun.

24.    
Gözünüzü açın.

25.    
Risk almayı bilin. Cesur olun.

26.    
Güvenilir insan olun.

27.    
Hangi işi yapacaksanız, o işi en iyi bilenler ile işbirliği yapın.

28.    
Yaptığınız iş farklı olsun.

29.    
Müesseseleşin.

30.    
İşinizi sevin. İşinize sahip çıkın.

31.    
Tasarrufa önem verin. Tasarruf yatırım demektir.

32.    
Borç para vermekte, kefil olmakta dikkatli davranın.

33.    
''İyiyi'' yüreklendirin, alkış verin. ''Kötüyü'' ayıplayın, ceza verin.

34.    
Allah herkese “Bölüşmeyi” nasib etmez.

''Bölüşmek'' ve ''Paylaşmak''
kutsal ve keyifli  bir iştir.
Bölüşmesini bilin. Paylaşmasını becerin.


35.    
Kim akıllı üretir ise onun yanında olun. Kim akılsız tüketir ise ondan uzak durun.

36.    
Her şeyin bir şeyini,  Bir şeyin her şeyini bileceksiniz.

37.    
Karınıza ve çocuklarınıza vakit ayırın.
Ne kadar yoğun proğramınız olursa olsun, 
karınıza  ve çocuklarınıza
zaman ayırmalısınız.
Bu bir zorunluluk değil bir zevktir.


38.    
Adınızı temiz tutmaya  özen gösterin. Başarı bir bütündür.
İsminizi temiz  tutun ki,
başarı isminizi taçlandırsın.

39.    
İşbirliği yapacağınız insanları,
birlikte çalışacağınız kişileri ve ortaklarınızı seçerken
dikkatli olun.
Arkadaşlıklarınızı ve dostluklarınızı
iyi kurun.

40.    
Çıkar uğruna, menfaat bekleyişi içinde, belli kolaylıklardan veya imkanlardan
yararlanmak hesabıyla,
uygunsuz kişi veya guruplarla
ilişkiye girmeyin.

41.    
Kişisel çıkar uğruna,
geçici kazanç için kimseyi satmayın.

42.    
Fikirlerinizden ve değer yargılarınızdan fedakarlık etmeyin.
Etmeyin ki
önce aileniz ve yanınızda çalışanlar,
sonra iş yaptıklarınız ve çevreniz
size güvensin.

43.    
Şeyh uçmaz. Onu müridleri uçurur. Başarıyı yakalamak, başarıyı sürdürmek, başarıyı ileriye götürmek isteyenler ayaklarını yerden kesmemeye,
uçmamaya özen gösterirler.
Çünkü uçan hiçbir şey havada kalmaz.

44.    
Hırçın olmayın,
hem kendinize hem de başkalarına
huzur verin.
Hırçınlıklarınızı yenmeye  çalışın.

45.    
Dost olun, arkadaş olun.
Dostunuz olsun, arkadaşınız olsun.
İnsan sevdikçe ve sevildikçe mutlu olur.

46.    
Yaşamadan ölmeyin.
Yaşayarak ölün.
Ölümden söz etmek kötü birşey ama, ölüm  mukadder son.
Her faninin kaderinde var
İnsan bu dünyaya bir defa geliyor.

47.    
İnsan ölürken yaptıklarına değil, yapamadıklarına pişman olurmuş.
Son nefesinizde 
yapamadığınız şeyler için üzüntü duyun.


48.   
Eşini iyi seçemeyen,
işini de iyi seçemez.

Sakıp Sabancı için ne dediler?

 

 

 

Sakıp Sabancı, ölümünün 5. yılında Zincirlikuyu Mezarlığı'ndaki kabri başında ailesi ve dostlarının katıldığı bir törenle anıldı.

10 Nisan 2009 Cuma 17:22

Sabancı Holding Yönetim Kurulu eski Başkanı merhum iş adamı Sakıp Sabancı, ölümünün 5. yılında Zincirlikuyu Mezarlığı'ndaki kabri başında ailesi ve dostlarının katıldığı bir törenle anıldı. Aile mezarlığındaki törende beyaz karanfiller dağıtılan tören katılımcıları, dua ettikten sonra ellerindeki karanfilleri mezarın üzerine bıraktı. Törende konuşan Sabancı Holding Üst Yöneticisi (CEO) Ahmet Dördüncü, geçen 5 yılda Sakıp Sabancı'nın bıraktığı değerlere sahip çıkarak ona layık olmak için çalıştıklarını söyledi. Bir süredir bütün dünyada olduğu gibi Türkiye'de de yaşanan ekonomik çalkantıların gündemleri meşgul ettiğini belirten Dördüncü, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Sakıp Bey'in bize tavsiyeleri ve öğrettikleri bu zor günlerde daha da önemli hale geliyor. İçinde bulunduğumuz kriz tüm dengeleri değiştiriyor. Artık bildiğimiz tüm kalıplar ve kurallar yeniden yazılıyor. Herkes yeniden şekillenen ekonomik düzende nasıl var olacağını düşünüyor. Oysaki Sakıp Bey, 'Para başarının mükafatıdır' kitabında bize bunun yolunu yıllar önce göstermiş ve şöyle yazmıştı: 'Dünya devamlı bir değişim içinde. Değişim demek fırsat demektir. Değişen bir toplumda gelişen bir ekonomide değişimi gören, yeniliklerde öncülük edebilenler başarılı olur." Dördüncü, değişimi doğru okumaya çalışacaklarını ve içinden geçilen sıkıntılı dönemden çıkışın yollarını Sakıp Sabancı'nın altını çizerek dile getirdiği gibi çalışmak ve üretmekte arayacaklarını kaydetti. Anma töreni Sakıp Sabancı için Kuran'ı Kerim okunmasının ardından sona erdi. Törene Sakıp Sabancı'nın eşi Türkan Sabancı, kızı Sevil Sabancı, kardeşi Erol Sabancı ve diğer aile yakınları ile Sabancı Topluluğu'nun üst düzey yöneticileri ve iş dünyasından dostları katıldı.

 



 

 

YORUMLAR :

Abdurrahim BARIN [ 11 Nisan 2009 Cumartesi 09:30 ]

Neden Sevildi

Sakıp Sabancı. Vermek kazanmaktır


*****Sevilmesinin sırrı*****

--A.B.D. deki gezilerimde birşey dikkatimi çekti.

*Beni tanıyan Türkler hiçbir zaman ne büyük işadamısın diye söz etmiyor.*

**Hepsi istisnasız tek şeyden söz ediyor.

***Yurt , üniversite ,kültür sitesi, burs,veriyormuşsun.
AMAN HAYIR İŞLERİNE DEVAM ET.***

****İşimizde başarılı olup,bu kaynaktan daha çok HAYIR işlerine
BİLENDİM.

*****BENİ MEST EDEN BU ZEVKİ ARKADAŞLARIMIN TATMALARINI DİLİYORUM. *****

*Şahsıma (Van 1994) gönerdiği mektup -kitapalarından-sayfa 308
Ayrıntılar www.hiziracil.tr.gg ---İyi Şahsiyetler Bölümü

Örnek alınmasını diliyor,
Rahmetle Anıyoruz.

Recai Özer [ 11 Nisan 2009 Cumartesi 11:56 ]

Zenginin Güzeliydi

Rahmetli Sakıp Bey zengini fakire sevdiren insandı. İnsanlara güler yüzünü, tatlı dilini ve servetini verdi. "Allah razı olsun." sözünü aldı gitti sanırım. Vefatından beri bu söz nadiren duyulur oldu. Rahmetli servetinin bir bölümünü önden gönderdi gideceği yere. Nur içinde yatsın. Kalanlara örnek olsun. Saygılarımla

 

 

Sakıp Sabancı'yı böyle andılar

 

Merhum Sakıp Sabancı, vefatının 5. yıl dönümünde dostları o nu unutmadı...

11 Nisan 2009 Cumartesi 09:40

 

 

Sabancı Center Hacı Ömer Konferans Salonu'ndaki anma konserinde, Sakıp Sabancı'nın sevdiği şarkıları, Sabancı Klasik Türk Müziği Topluluğu ve TRT İstanbul Radyosu sanatçısı Melihat Gülses seslendirdi. Konser öncesi, misafirleri merhum Sabancı'nın eşi Türkan Sabancı ve kızı Sevil Sabancı ile karşılayan Sabancı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Güler Sabancı, Sakıp Sabancı'yı bugün kabri başında da andıklarını hatırlatarak, yine bugün Sakıp Sabancı'ya Dünya Türk Girişimciler Kurultayı'nda verilen ödülü de aldığını kaydetti. Sakıp Sabancı'nın vasiyeti üzerine, 12 Nisan'da Adana Merkez Camisi'nde mevlit okunacağını ifade eden Güler Sabancı, "Rahmetlinin vasiyeti üzerine, son 5 yılda yapmakta olduklarımızla, bu geceler de dahil olmak üzere, elimizden geldiğince O'nun gösterdiği yol çerçevesinde kendisini anıyoruz" diye konuştu.
Güler Sabancı, 20 Nisanda Sabancı Üniversitesi'nde, Sakıp Sabancı'nın eğitim konusundaki görüşlerini içeren önemli bir konferans düzenleyeceklerini de kaydetti.
ABD'deki Brooking Enstitüsünde gerçekleştirilen etkinlikler kapsamında Sakıp Sabancı adına verilen uluslararası ödülleri de her yıl dağıttıklarını ifade eden Güler Sabancı, bu yıl Sakıp Sabancı adına iki kalıcı eser yapt ırdıklarını anlattı.
Bunlardan birinin, Sakıp Sabancı Müzesi'ndeki "Seed-Tohum" kongre salonu olduğunu, Sevil Sabancı tarafından yürütülen projenin tamamlandığını belirten Güler Sabancı, gelecek yıl Sakıp Sabancı'yı orada anmak istediklerini dile getirdi.
Güler Sabancı, ikinci olarak da Sakıp Sabancı adına Mardin'de "Mardin Kent Müzesi" oluşturulduğunu söyledi.
Sakıp Sabancı'nın vefatının 5. yıl dönümündeki anma programının iki önemli özelliği olduğuna işaret eden Güler Sabancı, geçen yıl hayatını kaybeden Sakıp Sabancı'nın yakın dostu ve özel kalem müdürü Ali Haydar Taşlı'yı da bu vesileyle andıklarını ifade etti.
Güler Sabancı, ikinci olarak, konserde Sakıp Sabancı'nın çalışma arkadaşlarından oluşan, Sabancı Holding şirketlerinden gönüllü çalışanların oluşturduğu Sabancı Klasik Türk Müziği Topluluğu'nun, Sakıp Sabancı için hazırladıkları şarkıları söyleyeceklerini dile getirdi. Konuşmanın ardından Prof. Dr. Nevzad Atlığ danışmanlığında ve İstanbul Teknik Üniversitesi Öğretim Görevlisi Yeşim Altınel Çoban şefliğindeki Sabancı Klasik Türk Müziği Topluluğu, "Kırmızı Gülün Alı Var", "Ey Bud-i Nev Eda" ve "Baharın Zamanı Geldi" adlı şarkıları seslendirdi. Sunucu Mithat Özyılmazel'in, Sakıp Sabancı'nın çok sevdiğini söylediği Necip Fazıl Kısakürek'e ait "Canım İstanbul" şirini okuduğu gecede, sanatçı Melihat Gülses de "Bitmez Tükenmez Bu Dert", "Sen Vur da Tamburun Tellerine", "Menekşelendi Sular", "Yıldızların Altında" ve "Kadıköylüm" şark ılarını okudu. Konserin sonunda, Sakıp Sabancı'nın iş ve sanat dünyasından dostlar ı Erdoğan Demirören, Hüseyin Bayraktar, Abdülkadir Eriş, Cemalettin Sarar, Yılmaz Ulusoy, Hasan Güreşci, İbrahim Kefeli, Mehmet Eyilik, Üstün Asutay, Sezen Cumhur Önal, Müşerref Akay ve Orhan Gencebay birlikte "Eski Dostlar" şarkısını söyledi. Melihat Gülses, şef Yeşim Altınel Çoban ve sunucu Mithat Özyılmazel'e çiçek sunan Türkan Sabancı, Prof. Dr. Atlığ'a ulaştırılmak üzere teşekkür plaketini de Çoban'a verdi. Türkan Sabancı, "Sakıp Bey'in ruhu buralarda geziyordur" diyerek, dostlarına, burada kendileriyle oldukları için teşekkür etti.
Anma konserine, Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral Yaşar Büyükanıt, Can Paker, Aydın Doğan, Suzan Sabancı Dinçer, Haluk Dinçer, Erol Sabancı, Erol Evgin, Ediz Hun ve Gönül Yazar'ın da aralarında bulunduğu çok sayıda davetli katıldı.

 

YORUMLAR :


 

Abdurrahim BARIN [ 11 Nisan 2009 Cumartesi 11:52 ]

 

*ANMA   ÜZERİNE*

-İnanç kültürümüzde,
Canlıların faydalandığı sürece,
eser sahibi kazanır.
Bu anlamda,HAYIR/SA şirketi rekora gidiyor demektir.
-Oradan yararlananlar ise Eser sahibini
yalnız -DUA ile anarlar.

-Bir günü,ellibin yıl olduğu yazılı olan yere yatırımı düşünenler,
Rahmetli Sakıp Beyi
örnek alabilirler.

-Öldükten Sonrada Yaşamak İsterlerse.

 

 

İş adamı Sakıp Sabancı için mevlüt okutuldu

 

 

 

İş adamı Sakıp Sabancı'nın ölümünün 5. yılı nedeniyle Adana Sabancı Merkez Camisi'nde mevlit okutuldu.

 

17 Nisan 2009 Cuma 16:23

 

 

SSabancı Merkez Camisi'nde

okutulan mevlitin ardından dua edildi.

Merhum Sakıp Sabancı'nın kızı Dilek Sabancı ile Güler Sabancı, mevlit sonrası gazetecilere yaptıkları açıklamada, Sakıp Sabancı'nın vasiyetini yerine getirdiklerini söylediler. Rahmetli babasının, "Ölümümün haftasını takip eden ilk cuma gününde Sabancı Merkez Camisi'nde ruhuma bir mevlit okutulsun" vasiyetinde bulunduğunu hatırlatan Dilek Sabancı, "Her doğan ölecek. Babam, amcamlar ve diğer tüm ölenlere Allah rahmet eylesin" dedi. Sakıp Sabancı'nın eşi Türkan Sabancı ve kızı Sevil Sabancı'nın da katıldığı mevlitin ardından, cami bahçesinde vatandaşlara şerbet ikram edildi, özel olarak hazırlanan şekerlerden verildi.

 

  Dilek Kardeşim.
   Rahmetli Sakıp Beyi anma konusunda,
   doğru yer ve yöntem belirleme adına,  
   nitelik ,içerik ve özellik açılarından,  
   İstanbul yerine Adanada anma etkinliği
   gerçekleştirme hassasiyetiniz için.
   Şahsınızı kutluyorum.
   Allah kabul etsin.

   Saygılarımla.

   Abdurrahim BARIN
   www.hiziracil.tr.gg

guras@milliyet.com.tr

 

Hayırseverliğin Devamlılığı’

Sakıp Sabancı Ödülü’nü 

Güngör URAS  kazandı

 

11 Haziran 2008 Çarşamba

 

Sakıp Sabancı Uluslararası Araştırma Ödülü yarışmasında birincilik ödülü, Tel Aviv Üniversitesi Osmanlı Tarihi Öğretim Üyesi Dr. Amy Singer"in “Osmanlı İmparatorluğu ve Türkiye Cumhuriyetinde Hayırseverliğin Devamlılığı” konusunu işleyen makalesine verildi.
Sakıp Sabancı"nın vasiyeti üzerine Sabancı Üniversitesi ile ABD"deki Brooking Enstitüsü 2005 yılında “Türkiye kültürü, toplumu ve siyasetiyle ilgili araştırmaları teşvik etmek, Türkiye"nin çağdaş dünyadaki rolüyle ilgili entelektüel merakı uyandırmak, yeni ve nitelikli araştırmaları desteklemek amacıyla”, her yıl tekrarlanacak olan uluslararası bir ödül yarışması başlattılar.
Yarışmaya katılan çalışmaları uluslararası bir jüri değerlendiriyor. Ve de birinci olarak belirlenen çalışmaya 20 bin, ikinci olarak belirlenene 10 bin, üçüncü olarak belirlenene 5 bin dolar ödül veriliyor.
2006 yılındaki ilk yarışmanın konusu “Türkiye"nin yeni jeopolitik ortamı: Politikalarda sorunlar ve yeni açılım fırsatları” idi. Yarışmaya 43"ü Türkiye"den, 47"si diğer ülkelerden 90 katılımcı başvurdu. Birincilik ödülünü, “Köprü-kavşak-ve tampon bölge kavramlarından öteye: Türkiye"nin gelecekteki uluslararası rolünü tanımlamak “ başlıklı çalışmayı yapan, Bilkent Üniversitesi"nden Dr. Lerna Yanık aldı.

Kendimizi tanımaya çalışıyoruz
2007 yılındaki ikinci yarışmanın konusu “Balkanlar ve Ortadoğu"da Osmanlı Mirasına Dair Algılama” idi. 19"u Türkiye"den, 23"ü yurtdışından 42 kişinin katıldığı yarışmada birincilik ödülü Columbia Üniversitesi"nden Dr. C. Philliou"nun ”Algılama paradoksu: Osmanlı geçmişini "Ulusal Bugün" gözüyle yorumlamak” başlıklı çalışmasına verildi.
2008 yılı yarışmasının konusu “ Bugünkü Türkiye"nin Kültürü, Kurumları ve Değerlerinde Osmanlı Mirası” idi. Yarışmaya 21"i Türkiye"den, 20"si başka ülkelerden 41 katılımcı başvurdu.
Geçen pazartesi akşamı Sabancı Üniversitesi"nde yapılan törende, 2008 yılı yarışmasına katılan çalışmalarla ilgili olarak uluslararası jürinin yaptığı değerlemelerin sonuçlarını, jüri üyelerinden Dr. Şevket Pamuk açıkladı.
Bu yıl birinci olarak ödüllendirilen çalışmasında Amy Singer, Osmanlı"dan günümüze kadar filantropi ya da hayır işleri geleneğini ele alıyor. Singer"e göre, Osmanlı"dan günümüz Türkiye"sine kadar gelen en güçlü geleneklerden biri de özel kişilerin hayır işlerine yönelmesi. 

Türkler hayır yapmayı seviyor
Hayır işlerinin her dönemde en kolay göze çarpan boyutu, seçkinlerin ya da zenginlerin yaptıkları. Singer"in çalışması, Osmanlı döneminde olduğu gibi bugün de hayır işlerinin zenginlerle sınırlı kalmadığını, zenginlerden orta hallilere toplumun hemen her katmanı ve değişik etnik grupları arasında da yayıldığını ortaya koyuyor.
Sabancı Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Güler Sabancı, ödül töreninde yaptığı konuşmada, “Sakıp Sabancı Uluslararası Araştırma Ödülü"nün bu seneki teması, Osmanlı mirasının günümüz Türkiye"sine yansımasının incelenmesine fırsat vererek bir anlamda kendimize ayna tutmamızı sağlıyor. Görüyoruz ki kendini tanımayan, anlamayan toplumlar, dünyayı da anlayamıyor, günümüzün karmaşık dinamiklerini anlamlandıramıyorlar” dedi.
Bu yılki yarışmada ikincilik ödülünü, “Müzikal dünyaların kesişmesi: Klasik Türk ve Osmanlı müziği icra eden Museviler”  başlıklı çalışmasıyla, Washington Üniversitesi"nden Maureen Jackson verildi.
Nice Sophia-Antipolis Üniversitesi"nden Dr. O. Bouquet ise,  “Yeni cumhuriyetin eski elitleri: Türkiye"de Osmanlı bürokratik ailelerinin dönüşümü (1909-1939)” başlıklı makalesiyle üçüncülük ödülünü aldı.

 

 

 

Aile içi ayrılıklar için ne dedi?

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Güler Hanım, Sabancı Topluluğu'nun son 5 yılını ve özel hayatını, hobilerini anlattı

11 Temmuz 2009 Cumartesi 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Meral Tamer'in yazısı

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 1982. Cumhuriyet gazetesinde çalışıyorum. Büyük iş çevrelerini izlemek, benim görevim. Vehbi Koç, Sakıp Sabancı, Nejat Eczacıbaşı, Feyyaz Berker, Selçuk Yaşar, Raif Dinçkök, Osman Boyner gibi ağır topların damgalarını vurduğu TÜSİAD toplantılarından birinde gencecik 2 tip dikkatimi çekti. Bir kenarda yan yana duvara yaslanmış, çekingen gözlerle etraflarına bakınıyorlardı. Bu 2 gençten biri Cem Boyner, diğeri de Boğaziçi Üniversitesi'nden sınıf arkadaşı Güler Sabancı'ydı.

 

 


 

 

 

 

27 yaşında TÜSİAD'ın ilk kadın üyesi olmuştu. Kendisini o günden beri izliyorum. Sabancı şirketlerinde her kademede çalışıp nasıl yükseldiğini, Sakıp Amcası'nın kanatları altında nasıl deneyim kazandığını, dayısıyla şarap işine girişini, üniversitenin kuruluşundaki heyecanını, Boyner liderliğindeki Yeni Demokrasi Hareketi ile siyasete yakınlaştığı kısa dönemi...
Renklidir Güler Hanım. Sait Sökmen'den dans dersi, Mehmet Güleryüz'den resim dersi almıştır. Kendi kuşağından iş insanlarıyla kıyaslandığında çok cesurdur Güler Hanım. Sabancı Üniversitesi'nin taviz vermeyen duruşu, bu cesaretinin kanıtıdır. Karşısındakini dinlemesini iyi bilir. Takım çalışmasına çok önem verir.


 

 

 

  Sakıp Sakıp Bey'in odasında Ailenin en büyük torunu olan Güler Sabancı, Sakıp Bey'in 2004'te vefatının ardından, Sabancı Holding Yönetim Kurulu Başkanlığı görevini üstlendi. Ve aradan tam 5 yıl geçti. Güler Hanım'la Sabancı Center'ın 25. katında, Sabancı Topluluğu'nun son 5 yılını konuştukk.

 


 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Rahmetli Sakıp Bey'in ofisindeyiz. Benim için tanıdık bir mekân. En bariz değişiklik, çalışma masasının arkasında, kahve fincanlarından oluşan koca bir Türkiye haritası. Kahve fincanlarının kimisi fal için kapatılmış, kimisi açık, telveleri içinde. Seramik sanatçısı Lerzan Özer'in imzasını taşıyan, etkileyici bir eser
BuBurası hem sizden, hem de Sakıp Bey'den izler taşıyor sanki... - Sakıp Bey'in odası, Sakıp Bey'in masası; çok az şey değiştirmişimdir  Şimdi 25. kattasınız. Aradan 5 yıl geçtiğine göre, artık bu yüksekliğe alışmışsınızdır.

- Açıkçası 25. kata çıkmış olmaktan çok da memnun muyum? Ne kadar alıştım desem de az; yani az! İlk geldiğimde pencere açılmasını istedim. 'Yok Güler Hanım, olmaz' dediler. Hayatla irtibatın kopuyor gibi. Ama gülünü seven, dikenine katlanıyor. Bu görevi üstlendiğiniz zaman, bunun oturma yeri de 25. kattır. 

 

 

 

 

 

 

 

 

 Türkiye'nin en güçlü kadını olmak nasıl bir duygu?
- Böyle hissetmiyorum ben. Kendimi güçlü değil, başarılı bir kadın olarak görüyorum.

 

 

 

 

 

 

 

 
Verilmiş emekler var

 

 

 

 


 

 

 

 

 

Bu görev size teklif edildiğinde neler hissettiniz?
- Ben Sakıp Bey'den sonra vakıftaki ve üniversitedeki görevlerime devam etmeyi çok istiyordum. Ama Sakıp Bey'in hastalandığı süreçte, ondan sonra iş hayatına devam etme konusunda ciddi tereddütlerim oldu. Hakikaten çok iyi bir takımdık biz Sakıp Bey'le. Fakat tabii ki görev, sorumluluk, ailemin ve kuzenlerimin ısrarı... Bir de verilmiş emekler var. Benim verdiğim emekler, bana verilmiş emekler. Bütün amcalarımın emeği vardır bende. Ama Sakıp Bey'in çok emeği vardırr.

 

Amcanızın koltuğuna oturmak,herhalde pek kolay olmamıştır? - Sakıp Bey, tam 38 yıl başkanlık yaptı. Olağanüstü bir süre. 1996'ya kadar 4 kardeşiyle birlikte yönetti grubu. 96'da Özdemir Bey'i, 98'de Hacı Bey'i kaybettik. Ben ilk 30 yıla ayrı, son 8 yıla ayrı bakıyorum. Son 8 yıl, kurumsallaşmayla ilgili birçok çalışmanın yapıldığı dönemdi. Aslında kurumsallaşma arayışları Özdemir Bey'in ölümünden 1 yıl önce başlamıştı. Ben bu süreçte hep vardımm.

 

 

 

 

 

 

 

 
Önce yeni kurallar

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 Bu koltuğa oturduğunuzda
ilk yaptığınız iş ne oldu?
- Yönetim Kurulu ile birlikte ilk yaptığımız iş, kurumsal yönetişim (corporate governance) açısından kuralları yeniden oluşturmak oldu. Aile fertlerinden biri şirketlerde çalışacaksa, yönetim kurulunda olmayacak; fiilen çalışmayacaksa hissedarlık görevini yapacak. Benden önce atanmış bir CEO vardı. Ben 1 yıl onunla çalıştım. Sonra gerekli değişiklikleri yaptık. Yeni organizasyon nasıl olmalı? CEO'dan nasıl bir görev bekliyoruz? Üst yönetimdeki görevli arkadaşların görev tariflerini ve rollerini yeniden yapılandırdık. İlk 6 ay, bu görev tariflerinin yapılması ve yeni bir yürütme kurulunun oluşturulmasıyla geçti. Bu yeni kuralları kabul edenlerle çalışmaya devam ettik. Etmeyenler ise ayrıldar.


 

 

 

 

 

 
Aile içi ayrılıklar

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 Kimler vardı bu kararların alındığı yönetim kurulunda?
- Erol Sabancı, Şevket Sabancı, Sevil ve Serra Sabancı, Ömer Sabancı, Hasan Güleşçi, rahmetli Oğuz Karahan ve o günkü CEO'muz... 2005 başında arama konferansları yaptık. Bütün teşkilatı dinlemek istedim. Sabancı'yı nereye götürmek istiyoruz? Bundan sonra nasıl büyüyeceğiz? Ana işlerimiz neler olacak? Zaman içinde değer kaybetmeden çıkacağımız işler hangileri? Bu çerçeve çizildikten ve yönetim kurulunda kabul edildikten sonra eski CEO ile el sıkıştık. Yeni yapılanma, yeni roller, yeni yetkinliklere uygun bir CEO'ya ihtiyacımız vardıı...

 

 

 

 

 

 

 Ve ve Kordsa'da uzun yıllar birlikte çalıştığınız Ahmet Dördüncü CEO oldu. Ama daha önce, siz göreve geldikten 6 ay sonra Gıda-Perakende Grubu Başkanı Demir Sabancı (suikasta kurban giden Özdemir Sabancı'nın oğlu) gruptan ayrıldı.
- Herkesin kendi aileleri içinde vermeleri gereken kararları da oldu tabii. Bu tercihi, kendi aralarında yaptılar. Ama daha sonra bu tercihten mutlu olmayıp ayrılanlar oldu. Kendi işlerini yapmaya gittiler. Bu da çok normaldil.


 

 

 

 

 

Aslında daha Sakıp Bey başkanken, hatta Özdemir Bey ölmeden önce bile ayrılanlar olmuştu değil mi? Hatırladığım kadarıyla ilk ayrılan, Şevket Sabancı'nın kızı Emine Kamışlı'ydı. Zaten Esas Holding, Sakıp Bey hayattayken kuruldu. Arşivimi taradım; Kamışlı'nın kardeşi Ali Sabancı da, Sakıp Bey ölmeden 2 ay önce gruptan ayrılmış.
- Burası kurumsal bir yapı. İnsanların görev tarifleri, uymaları gereken kurallar, terfi ve ilerleme koşulları var. Her istedikleri projeyi burada gerçekleştiremeyebilirler. Ama kendi projelerini hayata geçirmek istemeleri de çok doğal

 

 

 

 

 

 

 
Grubun son 5 yılı

 

 

 

 

 

 Sabancı Topluluğu, sizin liderliğinizdeki 5 yılda nereden nereye geldi? - Bu 5 yılda neler yaptık? Çimentoda kapasitemizi neredeyse ikiye katladık. Temsa, otobüs üretimi için Mısır'a gitti; Adapazarı'na yeni bir ünite taşıdılar. Kordsa'nın Asya ayağını yaptık. Endonezya, Tayland ve Çin. Şimdi Çin'de ciddi büyüme planlarımız var. Brisa'nın kapasitesini % 50'ye yakın büyüttük; 25 yılda geldiği yeri, 5 yılda yarısı kadar arttırdık. Carrefoursa ortaklığımızda, Gima'yı alarak ciddi büyüme yaptık. Teknosa, 2 katından daha fazla büyüdü. Akbank, orta ölçekli bir bankayı satın alacak kadar büyüdü. Biz büyümeye ve değer yaratmaya önem veriyoruz, dolayısıyla bizim için daha da önemlisi sürdürülebilir büyüme ve kârlılıktır. İçinde bulunduğumuz ana iş kollarında bunu yakaladık.

 

 

 

 

 

 

 

 
Akbank ve enerji

 

 

 

 


 

 

 

 

 Akbank, Sabancı Grubu'nun lokomotifi, Erol Sabancı'nın göz bebeği...
- Akbank, Sabancı Holding'in en önemli ve en büyük iştirakidir. Sabancı Holding ve Sabancı Ailesi, Akbank'ı kontrol edecek hisse payına sahiptir ve bunun gerektirdiği organizasyonumuz mevcuttur. Bankacılıktaki başarılı 60 yılın temelinde, diğer işlerimizle bankacılığı hiçbir zaman birbirine karıştırmamamız yatar. Bu anlamda, “chinese wall” (Çin Seddi) denilen prensiple çalışmaya devam etmektedirler ekiplerimiz.


 

 

 

 

 EEnerjide iddialı projeleriniz var.
- Enerji işine tamamen yeni girdik. 350 megavat üretimimiz vardı, bugün itibariyle 550 megavattayız. Ama 2500 megavat da yolda... İlk 1000 megavatı 2010 ağustosunda başlatıyoruz. Ayrıca Başkent'in elektrik dağıtım işini de aldık.

 

 

 

 

 

'Amerika'da Barack Obama'nın seçilmesi tesadüf değil'
 Biraz da dünyaya açılalım. Obama'nın ABD Başkanı olması, kriz sonrası dünyanın şekillenmesini ne ölçüde etkiler?
- Benim görüşüme göre yeni bir dünyaya giriyoruz. Bu girdiğiniz yeni dünyada, Amerika'da Obama'nın seçilmesi tesadüf değil. Obama da yeni bir dünyanın, arayışların başlangıcı. Bunlar hepsi birbiriyle birleşiyor. Farklı bir dünya olacak. Dünya kapitalizmi sorguluyor. Eski bildiğimiz klasik kapitalizmin sürdürülebilir olmadığı görüldü. Serbest piyasa, serbest rekabet, tüketici hakları daima olacak. Ama 'Bırakınız geçsinler, bırakınız yapsınlar' dönemi bitti. Daha kontrollü bir dünya olacak. Kimin kontrol ettiğinin ve kimin hesap verdiğinin ön plana çıktığı bir yeniden yapılanma olacak.

 

 

 

 

 

 

 
Önce G-2, sonra G-20

 

 

 

 

 

 

 

 Bu bir temenni mi, yoksa gerçekten ümitli misiniz? - Birkaç sebepten dolayı ümitliyim. Bir kere bu kriz herkese değdiği için çok ümitliyim. Eğer değmeyenler çoğunlukta olsaydı, yapılamazdı. Herkes tek gemide olduğunu hissetti. G-20 toplantılarından ümitliyim. Dünyanın kuralları yeniden yazılıyor. Bu yeni dünyada Obama iktidarı belirleyici rol oynayacak: Mevcut işlerimizin, piyasalarımızın regüle edilerek farklı bir yapıda götürülmesi, IMF gibi bazı kurumlara yeni görevler verilmesi gibi...Burada da bir umudum var. Çevre duyarlılığı ve dünya varlıklarının sürdürülebilirliği konusu, bundan sonra alınacak kararlara yön veren, onu ölçen metre olacak. Büyük gruplar için daha ahlaklı olmak, önem kazanacak. Bu yeni kurallar, bizim grubumuza yabancı değil.

 

 

 

 

 

 Acaba fazla mı iyimsersiniz?
- Ben ekimdeki G-20 toplantısında, bu konuda önemli ilerleme sağlanacağına inanıyorum. Şu anda gözüken, 2 ülkenin çok öne çıktığı: Amerika ve Çin. Önce G-20 belli prensiplerde uygulamalar yapacak -ki nitekim görüyoruz her iki ülkede çok ciddi tedbirler uygulanıyor; G-20 de onları takip edecek ve katkıda bulunacak. Böyle bir resme doğru gidiyoruz.

Stratejik planlama  Sakıp Bey vefat ettiğinde Sabancı Topluluğu'nun 8 tane ana iş kolu vardı, bugün 5 tane var... Ve bu 5 ana iş kolunun içinde, eskiden hiç olmayan bir enerji grubu da var. - Grubun portföyünde ciddi bir değişim sağladığımıza inanıyorum. Benim çok önem verdiğim, her sene gözden geçirilen, her sene 10 yıllık perspektifin tartışıldığı bir takvimimiz var bizim. Stratejik planlama, dünya böyle bir krizden geçerken doğru mudur diye tartışmalar var. Bence stratejik bakış açısına her zaman ihtiyacımız var; ama dinamik bir süreçtir. Şirketlerin ve grupların hangi limana gidecekleri belli olmakla beraber, farklı rüzgârlara göre farklı senaryolar hazırlamaları da gerekir. Biz grup olarak 2 yıldır, bunun üzerinde çalışıyoruz. Her yıl ekimde yaptığımız 600 kişilik üst yönetim toplantısının geçen yılki teması “Çok senaryolu gelecek”ti; bu seneki “Sürdürülebilirlik ve yeniden değerlendirme”. Artık her şeye yeniden bakmamız gerekiyor. Bugün içinde bulunduğumuz dünya, yepyeni bir yarını düşünmememizi, konuşmamızı gerektiriyor. Zaten yönetimin önemli bir işlevi de, mutlaka yarını düşünmek. Yarınsız bir bugün, yönetimin eksik yapacağı bir iş olur. Sakıp Bey bize böyle öğretti.

 

 

 

 

 

 Bu  belge meselesi ve Avrupa Birliği
 Yeniden şekillenmekte olan dünyada Türkiye'yi nereye oturtuyorsunuz?
- Türkiye'nin güçlü bir yerde olmasını istiyorum, Bu umudun gerçekleşebilmesi için bizim ciddi biçimde silkelenip atağa geçmemiz lazım. Oysa biz bazı şeyleri çok fazla tartışıyoruz ve uzatıyoruz. Şu belge meselesi mesela... İçerik mi tartışıyoruz, gece yarısı çıktı diye mi tartışıyoruz? Ben bu gibi konuları hukuki süreç içinde bir an önce aşıp, keşke Türkiye'nin AB sürecine ağırlık verebilsek diyorum. Ve bunu hakikaten kuvvetle söylemek istiyorum: Biz bunu kendimiz için yapmalıyız. Mesela hazır, pişmiş bir aş var...

 

 

 

 

 

 

 

 
İktidarla muhalefet

 

 

 

 

 

 

 

 Nedir o aş? - Türk Ticaret Kanunu ve Borçlar Yasası. Mevcut Anayasa'nın bu ülkeye dar geldiğini konuşuyoruz değil mi? Türk Ticaret Kanunu daha da eski, değiştirmek ise Anayasa'yı değiştirmekten çok daha kolay. Yasa hazır. İktidarla muhalefet beraber geçirseler... Benim aradığım ivme bu. Toplumda “muhalefetle iktidar Türkiye'nin meselelerinde birlikte hareket ediyorlar” algısı bile piyasalarda müspet psikolojik etki yaratacaktır. Kanunun kendisinin getireceği olumlu algının çok ötesinde toplumdaki güven pekişecektir.

 

 

 

Bu kadar büyük sorumlulukları taşımak, sürekli korumalarla dolaşmak sizi bunaltmıyor mu? - Benim gibi adım adım ilerlediğin zaman, o süreçte sorumlulukların arta arta yükseliyorsun ve bir kısmına zaten alışmış oluyorsun. Eğer ben her gün 'Yahu ne kadar çok sorumluluğum var' diye düşünürsem, altından kalkamam. Sorumluluklardan ve üstlendiğim görevlerden dolayı, eskiden de hayatımda belli kısıtlamalar vardı. 1996'da Özdemir Bey vurulduktan sonra, korumalarla gezmeye başladım. Çünkü o dönemde İzmit'e fabrikaya çok gidip-gelirdim; orada kalırdım. Maalesef o talihsiz olayla ilgili olan işlerin kaynağı, İzmit gibi gözüküyordu. Benim hayatımda koruma işi böyle başladı. Yani yeni gelmiş değil, yavaş yavaş geldi.

 

 

 

 

 

 

 

 
Sabancı'nın son oyuncağı 'Kindle'

 

 

 

 

 

 

 

 İş  hayatındaki Güler Sabancı, kendisini özenle yetiştiren rahmetli amcası Sakıp Sabancı'dan izler taşır. İş dışındaki Güler Hanım ise Sakıp Bey'den hayli farklıdır.

 

 

 

 

 

En son izlediğiniz sanat olayı?
- Venedik Bienali'ne gittim.


 

 

 

 

 

 En son gittiğiniz konser?
- San Marco Meydanı'ndaki kilisede Barok ağırlıklı bir oda müziği konserine gittim.

 
En son okuduğunuz kitap? - Türkçe olarak en son Osman Ulagay'ın Küresel Çöküş ve Kapitalizmin Geleceği adlı kitabını okudum. Kolay okunan bir kitap; herkese tavsiye ediyorum. İngilizce olarak klasik müzikle ilgili bir kitap okuyorum: The Rest is Noise (Gerisi gürültü). Bak sana ne göstereceğim: (Sekreterine seslenip bir şey istiyor). En son oyuncağım, amazonkindle. Bir ekrandan kitap okuyorsun. Onlarca kitabı yükleyebiliyorsun. Bunun hafızasında bir yığın kitap var. Bu kadar çok kitabı bir arada görünce, biraz buldumcuk oldum. Ondan ona atlıyorum. Hepsi bir arada, incecik bir şeyi çantana koyup geziyorsun. Bülent, Halis, Cem...

 

 

 

 

 

 

Hediye mi geldi, kendiniz mi aldınız? - amazonkindle'ı Bülent Eczacıbaşı'ndan öğrendim. Arkadaşıma teşekkür ediyorum. İnsanın akıllı arkadaşları olması çok önemli. Halis Komili ve Bülent Eczacıbaşı, teknolojiyi çok sıkı takip ederler ve eksik olmasınlar, benim için karar da veriyorlar. Şimdi git şunu al diyorlar. Kişisel gelişmemizde, arkadaşlarımızın çok katkısı oluyor. Beraber büyüyorsun ve büyürken beraber öğreniyorsun. Ben Ayvalık'ı seviyorum. Neden seviyorum? Cemler, Halisler sayesinde seviyorum.

 

 Güleryüz'den resim dersi  Sanatın hayatınızdaki yeri? -  Sanatla ilgilenmeyi seviyorum. Ben ciddi bir koleksiyoner değilim, çok az topluyorum. Ama çağdaş sanatı izliyorum. Art Basel'in, Venedik ve İstanbul Bienal'lerinin yakın takipçisiyim. Yurtdışındaki galerilerin yanı sıra Türkiye'de de takip ettiğim galeriler var; Galeri Apel, Galeri Nev ve Galerist. Bugünün dünyasıyla örtüşen çağdaş sanatı takip etmekten mutluluk duyuyorum. Ben 25 yıldan bu yana Türk çağdaş sanatını izlemeye çalışıyorum ve bugün geldiğimiz yerden de, genç sanatçılardan da çok gurur duyuyorum. Bu sene ilk defa Sabancı Üniversitesi görsel sanat ve iletişim bölümlerinde okuyan gençlerin eserlerini, Ağustos ayında Sakıp Sabancı Müzesi'nde sergileyeceğiz. Bu da bana ayrı bir heyecan veriyor.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Sizin fiilen sanatla uğraştığınız bir dönem oldu mu?
- 1984-85'te Mehmet Güleryüz'den 1 yıla yakın resim dersi aldım. 2 şey için aldım: Kabiliyetim var mı yok mu göreyim, yoksa bile bir resme bakmayı öğreneyim diye...

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

2 kez kariyer molası

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Kabiliyetiniz var mıymış?
- Varmış. Ama hocam, 'her şeyi bırakman, sadece bunu yapman lazım' dedi. Bir şeyi yapacaksan, hakkını vermek lazım. İş hayatında geldiğim nokta itibarıyla ve yaşım itibarıyla bir durup düşündüm: Ben mevcut kariyerimi devam ettirmek istiyor muyum? İstiyorsam, Kordsa Genel Müdürü olmayı kabul edeceğim. Çünkü bu büyük bir sorumluluk: Yalnız kendime değil, aileme ve çalışma arkadaşlarıma karşı da...

 

 

 

 

Bugün burada oluşumu, o değerlendirmeye borçluyum. Bir değerlendirme yapıyorsun, ama ondan sonrası bu kadar basit olmadı tabii. Ondan sonrası senin elinde değil. İş hayatında 2 kez durup düşündüm. Biri işe başladıktan 6-7 yıl sonra, diğeri kariyerimin 15. yılında; acaba böyle mi devam etmek istiyorum diye? Herkese de zaman zaman durup düşünüp, değerlendirme yapmasını tavsiye ederim.

 

 

 

 

 

 

'Sabancı Vakfı'nı yeniden yapılandırdık' 
- Bu 5 yılda Sabancı Vakfı'nın yeniden yapılanmasını da yaptık. Adana merkezliydi, İstanbul'a taşıdık. Arama konferanslarıyla dünyada vakıfçılık nereye gidiyor diye baktık ve vakfın stratejisini yeniden yapılandırdık. Geçmiş 35 yılımızda daha çok hardware diyebileceğim binalar, okullar, kalıcı eserler yaparken, önümüzdeki süreçte daha ziyade sosyal gelişmeye katkısı olan çalışmalara yöneleceğiz. Bizim gibi yerleşmiş ekibi olan vakıflar, bizim dışımızda bu işleri yapan STK'larla işbirliği yaparak (hibe etmek, destek olmak ve ortak proje yapmak suretiyle) toplumda kalıcı bir takım farklar yaratabilirler.

 

 

 

 

 

 

21'inci yüzyılın üniversitesini kurduk'

Sabancı Üniversitesi, her zaman sizin gözbebeğiniz oldu. Geçenlerde YÖK'le sorun çıktığında, kim bilir ne kadar endişelenmişsinizdir?
- Sabancı Üniversitesi'nde kuruluşundan itibaren 21. yüzyıl eğitim ihtiyaçlarını göz önüne alarak, en iyisini yapmaya çalıştık. Bölümsüz, disiplinler arası, araştırmalara önem veren bir dünya üniversitesi olsun istedik. Öğrencilerin 2 yıllık ortak eğitimden sonra tercihlerini değiştirmelerini sağlayan sistemimizi de cesaretle savunduk. Sevindiricidir ki öncelikle kamuoyundan büyük destek gördük. YÖK Başkanı ve ilgilileri sistemimizi başarılı buldular ve tüm üniversitelere, isterlerse belli şartlarla bunu uygulama esnekliği getirdiler. Yönetmelikteki yatay geçişle ilgili gerekli değişikliği yaptılar. Kendilerine değişimi cesaretle göze aldıkları için tüm yüksek öğrenim adına teşekkür ediyoruz

 

 

 

 

 

MMilliyet


YORUMLAR:

 

www.hiziracil.tr.gg [ 14 Temmuz 2009 Salı 23:59 ]

 

 

*Sabancının Büyüme Sırrı.*

 

 

GGeriden başladığı yarışı; Koçun Önünde bitiren Rahmetli Sakıp Beyin Başarı sırrı; 1994 te şahsıma, Vana gönderdiği kitabındaki şu yazdıklarında gizli.-ABD gezimde,herkes bana; Ne büyük,fabrikalar yapmışsın,demedi, hep; -Kız yurtları,öğrenci yurtları,yurdun heryanında hayır işleri yapmışsın dediler.-Bunları duyunca bu işlere dahada bilendim.Bu bambaşka bir duygu.-Dostlarıma tavsiye ederim. Diğer kitabında ise,gelecekle ilgili tehlikeye dikkat çekiyor.-Tv radyo gazete lerde,*negatifler sepete konuyor;batılılaşma,*örfü *adeti *töreleri *unutma kapısını açıyor.diyor.
Aile Dayanışmasına özel önem veriyordu.
Engellenmelere rağmen Yeni Japon teknolojisini ülke insanına kazandırma gayreti çok önemliydi.
Sabancı, Yukadaki prensipleri izlediği sürece yükselişini sürdürür.Yaşayıp göreceğiz.Zaman en iyi ilaç ve ölçüdür.Saygılar.

 

 

 

 

 

 

 



 
 
  *** SİZİ KUTLUYORUZ *** BUGÜN 2045767 ziyaretçi (4498123 klik) MİSAFİRİMİZ OLDUNUZ ***  
 
haberler haberler


Google Arama
Sitemde Arama
Yaşam ve İnsanlar

İstanbul Servisleri Neden Pahalı ? burakesc
Namaz Kılan Minik ile burakesc
GİMDES Helal Gıda Ramazan Buluşması burakesc
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol