Create Your Own Countdown

Google

   
  *** İYİLİK İÇİN KOŞANLARIN YERİ***
  Orman Bak.Osman Pepenin verdiği söz
 







15  TEMMUZ 2005 CUMA

Konu: Hidrojen enerjisi
Konuklar: Dünya Hidrojen Enerjisi Konseyi Başkanı Prof Dr. Nejat Veziroğlu ve Birleşmiş Milletler Sınayi Kalkınma Örgütü Genel Sekreteri Antoni Bromley


Işın Eliçin: Merhaba. "bir grup Amerikalı, balonla Avrupa'ya giderken fırtınaya yakalanıp Pasifik'te ıssız bir adaya iniyorlar ve geceleyin ateş başında otururlarken içlerinden biri soruyor; ‘kömür bitince taş devrine mi döneceğiz?' diyor. Bir mühendis aralarından çıkıyor ve cevap veriyor; diyor ki; ‘hayır kömür bitince hidrojen kullanmaya başlayacağız, hidrojen kömürden çok daha kuvvetli bir enerji kaynağı olacak' diyor. Bunlar Jules Verne'nin 1874 tarihli ıssız ada adlı kitabında yer alıyor. Tam bir asır sonra bundan 1974'te bir Türk bilimadamı, Amerika Birleşik Devletleri’nde uluslararası bir enerji kongresinde hidrojenin fosil yakıtların yerini alacağını söylüyor ve bu konuda burada bulunan diğer bilimadamlarını ikna ediyor ve Birleşmiş Milletler'in hidrojen enerjisi çalışmalarına danışman atanıyor. Gerisini şimdi birazdan kendisinden dinleyeceğiz. Dünya Hidrojen Enerjisi Konseyi Başkanı Prof Dr. Nejat Veziroğlu
Konuğumuz. Hoşgeldiniz efendim.

Nejat Veziroğlu: Hoşbulduk.

Işın Eliçin: Evet bugün geleceğin enerjisi denen, hidrojen enerjisini konuşacağız. Bir konuğumuz daha var Birleşmiş Milletler Sınayi Kalkınma Örgütü Genel Sekreteri Antoni Bromley. Welcome.
Her iki konuğumuzda İstanbul'da üç gündür devam eden Uluslararası Hidrojen Enerjsi konrgesi ve fuarına katıldılar. Şimdi onlarla konuşmadan önce arkadaşımız İrfan Bozan’ın hazırladığı bir haber var. Hidrojen enerjisi nedir? Neden şimdiden yatırım yapmamız gerekiyor anlatılıyor. Onu izleyelim ardından konuşacağız.

"-700 bilim adamının katıldığı Milletlerarası Hidrojen Ekonomisi Konferansı’nda, hidrojen enerjisinin yenilenebilir ve fosil yakıtların yerini alacak tek enerji olduğu fikrini ortaya atarak dikkat çekti ve bir grup bilim adamı ile çalışmalara başladı.

-1200'ü yurtdışından olmak üzere 3000'e yakın bilim adamı 3 gün boyunca İstanbul'da hidrojen enerjisini konuştu. Geleceğin enerjisi olarak tanımlanan hidrojen enerjisi konusundaki gelişmeler hakkında sunumlar yapıldı. Hidrojen enerjisiyle çalışan otomobiller tanıtıldı.

Röpörtaj: Muzaffer Avcı (Elimsan Yönetim Kurulu Başkanı): Biz halkımıza diyoruz ki yeni bir devrim bir çağ geliyor hidrojen çağıgeliyor. Bu çağa hazırlıklı olmak için bu kongreleri bu fuarları organize ediyoruz.

-Konunun uzmanlarının heyecanla anlattığı, devrim olarak tanımladığı hidrojen enerjisi aslında çok da fazla bilinmiyor.

Röpörtaj: Prof. İ. Engin Türe (Haliç Üniversitesi): Bu hidrojeni sudan aldığımız taktirde hidrojen bir yakıt ve mükemmel bir yakıt. Benzinden 3 kat kuvvetli. Tertemiz çünkü yandığı zaman atık maddesi su. Taşınabilir, her yerde üretilebilir, her yerden üretilebilir. Yani hidrojen ideal yakıt dediğimiz tüm tanımlamalara uyuyor.

-Bu avantajına karşılık hidrojen neden yaygınlaşamıyor

Röpörtaj: Doç Dr. Ali Yata (Gebze Yüksek Teknoloji Enstitüsü): Bu dönemin de kendisine göre sıkıntıları var. Hidrojen eldesinde ucuz hidrojen eldesinde, hidrojenin depolanmasında, hidrojenin kullanılmasında sırasında işte yakıt pilleri gibi araçların daha ucuza temin edilmesinde bunların teknik problemlerinin aşılmasında bütün bu sıkıntılar uygulamayla beraber zamanla olacak hadiseler.

-Bilim adamlarına göre hidrojenden enerji elde etmenin maliyeti yüksek ancak yaygınlaştıkça ucuzlayacak. Onlara göre önemli olan bir an önce bu teknolojiyle tanışmak.

Röpörtaj: Prof. İ. Engin Türe (Haliç Üniversitesi): İnsanoğlu işte odun kullandı, sonra kömür kullandı ne bileyim sonra petrol kullandı şimdi doğalgaz kullanıyor. Ama ne olacak yarın için tek bir yakıt var. O da hidrojen ve sonsuz neden derseniz suyu ayrıştırdığınızda alde ettiğiniz hidrojeni kullandığınız zaman o havayla birleşiyor yani havanın oksijeni ile birleşiyor yine su oluyor

-Peki Türkiye hidrojen teknolojisinin neresinde? Görünürde tam ortasında çünkü dünya hidrojen enerjisi merkezi İstanbul'da. Dünyada hidrojen enerjisi konusunda önemli isimlerden olan Nejat Vezioğlu’nun girişimleriyle 2003 yılında merkez Türkiye'de kuruldu. Merkez, Birleşmiş Milletler tarafından destekleniyor.

Röpörtaj: Muzaffer Avcı (Elimsan Yönetim Kurulu Başkanı): Birleşmiş Milletleri’ne bağlı olduğu için üçüncü dünya ülkelerinde yürütülen bütün hidrojen projeleri buradan yönetiliyor, Türkiye’den yönetiliyor.

-Muzaffer Avcı Türkiye'yi yönetenlerin bu önemin farkında olmamasından yakınıyor.

Röpörtaj: Muzaffer Avcı (Elimsan Yönetim Kurulu Başkanı): Bu Türkiye için çok büyük bir değerdir fakat bunu bizim devletimizi yönetenler ve hükümetimizi yönetenler farkında değiller mi orayı. Tren kaçmıyor da trene binmeyenler yayan kalacaklar yani malesef siyasi kadroda yeteri kadar ilgi ve alaka görmüyoruz.

-Gebze yüksek teknoloji enstitüsünden ali yataysa daha iyimser.

Röpörtaj: Doç. Dr. Ali Yata (Gebze Yüksek Teknoloji Enstitüsü): Türkiye bu sürecin teknik olarak daha başlarında 5 yıllık bir geri kalmışlığımız var. Fakat yetişmiş insan gücümüz var. Müteşebbis gücümüz var.

Işın Eliçin: Dünya hidrojen enerjisi konseyi başkanı Prof. Dr. Nejat Veziroğlu ve Birleşmiş Milletler Sınai Kalkınma Teşkilatı yöneticilerinden Antoni Bromley bir kez daha hoşgeldiniz. Welcome again.

Nejat Veziroğlu: Hoşbulduk.

Işın Eliçin: Sayın Veziroğlu ilk sorumu tabi size olacak. Galiba Türkiye ilk kez aslında dünyada dünya için çok önemli bir teknolojiyi geliştirme fırsatını yakalayabilecek konumda ama biz pek farkında değiliz bunun. Öyle mi?

Nejat Veziroğlu: Bilmiyorum. Şimdi bu kongreye büyük bir ilgi gösterdi. Basınımız, bilim adamlarımız, üniversiteden çalışma laboratuvarlarından. Türkiye’de ilgi artıyor. Ve merkezin Birleşmiş Milletler hidrojen enerji teknolojileri merkezinin Türkiye’de kurulması da bu ilgiyi arttırıyor. Bu merkez bütün dünyanın hidrojen enerjisine geçmesinde nazım rol oynayacak, liderlik yapacak. Bu da tabi Türkiye için çok mühim. Bilim adamlarımız bunun bilincinde. Üniversitelerde hidrojenle ilgili araştırmalar arttı. Basında ilgi gösteriyor. Bugünkü konuşmamızda görüldüğü gibi.

Işın Eliçin: Peki bu Birleşmiş Milletler hidrojen enerjisi teknolojileri merkezi 2003 yılında anlaşma sağlandı sanıyorum ama önce bir yer bulmakta sorun çektiniz nihayet yeriniz belli oldu mu, daha sonra nasıl projeleriniz vardır mutlaka onları da soracağım ama yerleştiniz mi bir kere onu merak ediyorum.

Nejat Veziroğlu: Şimdi sayın Doktor Hilmi Güler Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanımız. Söylediğiniz gibi Ekim 2003’te Birleşmiş Milletler .. teşkilatıyla Viyana’da bir anlaşma imzaladı bu merkezin Türkiye’ye getirilmesi için ve Mayıs 2004’ten itibaren de merkez İstanbul’da muvakkat tesislerde işe başladı. İlk önce arge çalışması istemeyen işlere başladık. Bunlar nedir? Dünyanın her tarafında pilot projeler kuruyoruz. Hindistan’da, Çin’de, Güney Kore’de, Libya’da, Portekiz’de, Arjantin’de, Türkiye’de pilot projelere başladık. Rusya, Ukrayna, Romanya, Mısır. İtalya, Brezilya, Kolombiya’yla da müzakereler yapıyoruz. Oralarda da pilot projelere başlayacağız ve bunların sayıları çoğalacak. Bütün dünya hidrojene geçecek inşallan bu yüzyılın ortalarına doğru. Bir taraftan da merkez için yer arıyoruz. Daimi binalarımız, tesislerimiz arge laboratuvarlarımız yapılacak. Güzel bir yer bulduk. İstanbul’da Sarıyer’de merkeze çok uygun. Çünkü boğazın akıntısından Karadeniz rüzgarlarından, güneşten istifade edip merkezin bütün enerjisini hidrojenle sağlayacağız. Yani merkezde bir pilot proje olacak. Sayın Çevre ve Orman Bakanımız Osman Pepe’de bu merkez yani hidrojen enerjisi çevre sorunlarının çoğunu çözeceği için ormanları koruyacağı için biz böyle bir merkeze ev sahipliği etmekten memnun oluruz dedi.

Işın Eliçin: Öyle bir sözü aldınız o zaman. Buradan bir kez daha tekrar etmiş olun.
Nejat Veziroğlu: Fakat yer resmen verilmiş değil henüz. Resmi yazı bekliyoruz.

Işın Eliçin: Buradan sayın Pepe’ye bu sözünü hatırlatmış olalım. Peki ben şimdi sayın Bromley’esormak istiyorum. Sayın Bromley şunu sormak istiyorum. Neden Birleşmiş Milletler Türkiye’yi proje merkezi olarak seçti. Bu kadar büyük bir proje için neden Türkiye seçildi acaba?

Antoni Bromley: Bizler bir yer arayışındaydık Birleşmiş Milletler olarak. Tabiki iyi bir bağlantı olması sağlanması gerekiyordu. Gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler arasında hem teknoloji hem kültür arasında bir bağlantı sağlamalıydı. İstanbul’dan daha uygun bir yerde olamayacağını düşünüyoruz bunun için. Aynı zamanda Türk hükümeti bizimle çok uzun yıllardır bu konu üzerinde çalışıyor. Bu program üzerinde çalışmalarını devam ettiriyor. Bu da zaten Türk hükümetinin göstermiş olduğu desteğe ve ilgiyi de gösteriyordu. Bu nedenle İstanbul çok elverişliydi bizim için. Aslında biz Türk hükümetinin bu ilgisinden çok da fazla haberdar değildik şu ana kadar.

Işın Eliçin: Evet bu seneye baktığımız zaman ilgi giderek artıyor ama siz bütün bu büyük projeleri nasıl finanse ediyorsunuz, çok fazla projeler var.

Antoni Bromley: Bu projelere baktığınız zaman bunlar merkezin fonları kullanılacak. Belirli paralar buradan merkezin fonundan kullanılacak. Projeleri bunlarla finanse edeceğiz ve aynı şekilde kamu fonlarından da finansman aranacak, istenecek. Mesela küresel çevreyle ilgili fonlardan yararlanılacak. Ancak daha sonra tabiki özel finansmanları da arayacağız bu projelerde kullanmak isteyeceğiz.

Işın Eliçin: Yani İstanbul üzerinde sanıyorum bir projeniz var. Onun finansmanı nasıl..

Nejat Veziroğlu: 9 memlekette birer proje başlattık. Tabi Türkiye’ye öncelik veriyoruz. Türkiye’de iki projeye başladık. Bunlardan birisi İstanbul’da hidrojenle çalışan otobüs işletmek. Diğeri de Bozcaada’yı rüzgar enerjisinden üretilen hidrojenle tamamen hidrojene geçirmek. Yani Bozcaada’daki evlerin ısınması, yemek pişirilmesi, araçların gereçlerin yakıtı hidrojenle karşılanacak.

Işın Eliçin: Belediyelerle çalışıyorsunuz herhalde di mi?

Nejat Veziroğlu: Belediyelerle işbirliği yapıyoruz. Mahalli idarelerle işbirliği yapıyoruz. Orada mesela Bozcaada güzelleştirme derneğinle işbirliği yapıyoruz.

Işın Eliçin: Finansmanı nasıl karşılanacak?

Nejat Veziroğlu: Şimdi finansman bu projeler hem Türkiye’de, hem diğer memleketlerdeki finansmanın bir kısmı yüzde 30, 35, 40 kadar kısmının mahalli teşekküller tarafından yani hükümet, mahalli hükümet, mahalli idareler, yahut şirketler mesela Bozcaada’da bugün rüzgardan elektrik üreten bir şirket var. Onların da iştiraki olacak. Yüzde 30-35 kısmı bütçenin bu şekilde karşılanacak. Geri kalan yüzde 60-65’lik kısmı bütçenin Birleşmiş Milletler finans teşekküllerinden Türkiye ve Türkiye gibi kalkınmakta olan memleketler için hibe olarak gelecektir. Yani geri ödemesi olmayacak. Kalkınmış memleketler mesela Portekiz’de bir projemiz var. kalkınmış memleketler için borç olarak verilecek. Onu geri ödeyecekler.

Işın Eliçin: Peki biz şu aşamada hidrojen enerjisini hangi ürünlerde nerelerde görmeye başladık. Yani yeni çünkü bu teknoloji gelişiyor di mi?

Nejat Veziroğlu: Tabi şimdi bu fikri dediğiniz gibi başlangıçta 1974 yılında ortaya attık. İlk çeyrek yüzyılda üniversitelerde ve enerji sektörünün laboratuvarlarında yapılan çalışmalarla hidrojen enerji sisisteminin temeli atılmış oldu. 2000’li yılların başından itibaren de hidrojene geçiş başladı. Mesela Japonya’da, Amerika’da hidrojenli otomobilleri kiralamak mümkün. Petrol şirketleri yüzden fazla dolum istasyonu kurdu, hidrojen dolum istasyonu. Mesela Bosch şirketinin bu fuarda da bir dolum istasyonu var. Bu fuara getirilen handay hidrojenle çalışan otomobilinin dolumunu Bosch şirketi yapıyor. Türk Bosch şirketi. Tabi bu gibi dolum istasyonları çoğalacak, otobüsler, otomobiller çoğalacak. Bizim yaptığımız hesaplara göre üç çeyrek yüzyılda yani 2075 yıllarına doğru bütün dünya hidrojene geçmiş olacak.

Işın Eliçin: Umarım geçer. Çünkü çok temiz enerji sağlamanın da yolu olduğu için. Efendim hükümetler ne kadar ciddi alıyor bu hidrojen enerji projelerini ne kadar ciddiye alıyorlar, çünkü bugün baktığımız zaman hala petrol yakıtları son derece önem taşıyor. Birçok hükümet çok fazla önem veriyor dünya genelinde petrol yakıtlarına ve gerçekten hidrojen enerjisiyle ilgili önlemler alıyorlar mı, adımlar atıyorlar mı bunu öğrenmek istiyoruz.

Antoni Bromley: Zannediyorum doğru bir noktaya dikkat çektiniz. Yüksek petrol fiyatlarını da düşündüğümüz zaman bence dünya genelinde bütün hükümetler artık alternatif enerji kaynaklarına yönelmeye başladılar. Enerji kaynakları aranıyor. Alternatif enerjiler aranıyor. Avrupa Birliği’ni, Amerika Birleşik Devletleri, Japonya kamu fonlarından milyarlarca doları alternatif enerji kaynaklarıyla ilgili araştırmaları ayırıyorlar. Bizim merkezimizin en önemli hedeflerinden bir tanesi de tabiki gelişmekte olan ülkelerin hükümetlerine bazı fırsatlar sunmak, olasılıklar nedir, onların ülkeleri için fırsatlar nelerdir, bunları anlatmaya çalışıyoruz.

Işın Eliçin: Peki efendim. Küresel iklimi ve iklim değişikliklerini son derece popüler tartışmalar olduğunu biliyoruz. Hidrojen enerjinin etkilerini anlatır mısınız, daha elverişli bir kullanımı, kullanılırsa hidrojen enerjisi iklim değişikliği açısından ne gibi değişiklikler yaratacak?

Antoni Bromley: Tabiki hala enerji kaynaklarına ihtiyacımız olacak başka enerji kaynaklarında ancak hidrojen enerjisinin en önemli avantajlarından bir tanesi bu hidrojenin yenilenebilir olması yani herhangi bir şekilde karbondioksit salınımının da olmaması son derece önemli. Hidrojen enerji sistemlerini tanıtmaya çalışıyoruz. Bununla ilgili tanıtımlar yapıyoruz ve bunun yenilebilir enerji açısından son derece önemli olduğunu anlatmaya çalışıyoruz. Tıpkı rüzgar enerjileri gibi. Diğer enerji alternatif enerji kaynakları gibi. İşte bütün bunlar söz konusu olursa karbondioksit salınımı olmayacak. Böylece seregazı etkilerininde azaltılmış olacak. Tabiki iklim değişikliği konusu ki şu anda küresel gündemi çok fazla meşgul ediyor. Bu açıdan bize de yardımcı oluyor aslında hidrojen enerji merkezine yardımcı oluyor.

Işın Eliçin: Sayın hocam demek ki mesela ben iyi anlayamamışım o kadar çalışma ... program öncesinde ama taşıyıcı yani gene bazı enerji kaynaklarına ihtiyacımız var dedi. Yani nasıl bize bir anlatabilir misiniz?

Nejat Veziroğlu: Şimdi hidrojen sentetik bir yakıttır. Genel olarak sudan üretilecek. Bunu üretmek için bir enerji kaynağına ihtiyacımız var. Bu da güneş, rüzgar, su enerjisi, jeotermal enerji, nükleer enerji, hatta fosil yakıtlar da olabiliyor. Şimdi Türkiye’nin bir avantajı Türkiye’de bütün bu yakıtlar var, birincil enerji kaynağı diyoruz bunlar var. ayrıca Karadeniz’in yüz metreden daha derindeki sularında bol miktarda hidrojen sülfür var. Bu hidrojen sülfürden sudan üç defa daha ucuz hidrojen üretmek mümkün. Yani Karadeniz bir manada bizim hidrojen madenimiz. Bu kaynaklar bu birincil enerji kaynaklarından hidrojen üreteceğiz ve Türkiye’nin bütün enerji ihtiyacı, yakıt ihtiyacı, karşılanacak. Yani petrol, doğal gaz, kömür ihraç etmeyeceğiz. Fakat bunun yerine hidrojenin fazlasını Avrupa’ya ihraç edip döviz kazanacağız. Bu da Türkiye’nin kalkınmasını çağdaş uygarlık devrine erişmesini hızlandıracak.

Işın Eliçin: Çok güzel söylüyorsunuz ama ciddi bir siyasi tercih gerektiriyor bu anlamda. Ayrıca birincil kaynaklar dedikleriniz arasında da yenilebilir olanları tercih etmekte bir seçim gerektiriyor anladığım kadarıyla.

Nejat Veziroğlu: Dediğiniz gibi tabi hükümetlerimiz hem şimdiki hükümetimiz, hem de ondan evvelki hükümetlerimiz bunun bilinci içinde hareket ettiler. Daha evvel söylendi. 1992 yılında ilk anlaşma Demirel hükümeti zamanında yapıldı. UNIDO ile Türkiye arasında bu merkezin Türkiye’ye getirilmesi. Ondan sonraki hükümetlerde kademe kademe çalıştılar anlaşmalar hazırlandı ve anlaşmaların imzaları merkezin harekete geçmesine şimdiki hükümetimize nasip oldu. Biliyorsunuz şimdiki Enerji Bakanımız da bu bilincin içinde. Türkiye’yi enerji köprüsü yaptı. İnşallah Türkiye’yi de enerji ihraç eden memleket yapacak.

Işın Eliçin: Sizin çalışmalarınızla tabi. Sayın Bromley, çok fazla tartışılan bir konu gündemi çok fazla meşgul eden bir konu. Çünkü hükümetimiz bir taraftan bazı yenilebilir enerji kaynaklarını araştırıyor. Ancak diğer taraftan da aynı şekilde nükleer enerjininde kaynaklarının araştırıldığını biliyoruz. Şunu öğrenmek istiyorum sizin örgütünüz bu konuyu nasıl değerlendiriyor, buna nasıl bakıyor, mesela nükleer enerji konusuna yaklaşımı nedir acaba?

Antoni Bromley: Bizler hidrojen enerjisi teknolojisini iki açıdan değerlendiriyoruz. Birincisi enerji açısından değerlendiriyoruz. İkincisi yine aynı şekilde önemli olan birşeyde yeni bir teknoloji olması hidrojen enerjisinin. Bazı ülkelere baktığımız zaman bazı ülkelerin bu yeni fırsatları değerlendirmesinin yeni teknoloji alanlarını değerlendirmesinin, kapasitelerini arttırmasının son derece önemli olduğunu düşünüyoruz. Yine enerji açısından da düşündüğümüz zaman daha önce de dile getirdiğimiz gibi hem maliyet açısından hem de iklim değişikliği açısından hidrojen enerjisi projesinin çok altın bir fırsat olduğunu düşünüyoruz. Hükümetlerin bu açıdan hidrojen enerjisiyle ilgili adımlar atması gerektiğini düşünüyoruz.

Işın Eliçin: Aslında doğrudan soruma yanıt vermediniz ama yanıtınız da farklı bir yaklaşımdı tabiki. Bu aşamadan sonra bir ivme kazanmış gözüküyor en azından siz de söylediniz. İlgi arttı. Merak arttı. İlk yapacağınız uygulamalar ne zaman görebileceğiz bu projeleri ya da eksikleriniz var mı, kaynak ihtiyacınız var mı?

Nejat Veziroğlu: Şimdi bu uygulamalarla ilgili çalışmalar başlandı. Bir kısmının rapoları hazırlandı. Bir kısmının finans raporları hazırlanıyor. Yani biz biraz programdan da ileriyiz.

Işın Eliçin: Öyle mi çok güzel.
Nejat Veziroğlu: Her bakımdan programdan önde gidiyoruz.
Işın Eliçin: Mesela Bozcaada projesi için ne kadar bir zaman var. Yani hayata geçtiğini görebilmemiz i için?

Nejat Veziroğlu: Bu projeler genel olarak hayata geçirilmesi iki üç sene sürüyor. Daha birinci senesindeyiz. Hayata geçirildikten sonra da o memleketlerdeki Türkiye dahil, üniversiteler projeleri kontrol edecekler. Yani projelerdeki hidrojen yakıtı sarfiyatı hesaplandığı gibi mi, daha fazla mı, daha az mı, arızalar sistem arızaları oluyor mu, tamir gerekiyor mu, duraklama oluyor mu, olmuyor mu, nerelerde kusurlar var üniversiteler raporlar verecekler ki yeni pilot projelerde bunların önüne geçelim. Yeni pilot projelerde eksikler giderilsin. Bu suretle yavaş yavaş inşallah bu yüzyılın ortalarına yahut 2070’e doğru dünya hidrojene geçmiş olacak.

Işın Eliçin: Siz bu çalışmalarınızla Nobel’e aday gösterildiniz sanıyorum di mi efendim? Bu çok önemli çalışmalarınızdan dolayı umarım bizde bundan sonra şimdiye kadar da bilmiyorum yeterince taktir edebildik mi ama takdir edebiliriz. Türkiye’nin dışında en önemli en iddialı projeniz hangisidir ve en sona yaklaşmakta olan diyelim?

Nejat Veziroğlu: Şimdi hepsi iddialı. Hepsi iddialı ve dikkat ettik. Muhtelif birincil enerji kaynakları kullanıyoruz. Mesela Çin’de su enerjisi kullanacağız hidrojen üretmek için. Libya’da güneş enerjisi kullanacağız. Portekiz’de jeotermal enerji kullanacağız. Muhtelif enerji kaynakları kullanıp hidrojen üreteceğiz. Bunlardan tecrübe kazanacağız. Türkiye’de Bozcaada’da rüzgar enerjisi kullanacağız. Yeni bir proje üzerinde çalışıyoruz. Linyitten hidrojen üreteceğiz. Mesela şimdi linyitten elektrik üretiyoruz. Yüzde 30-35 randımanla yani linyitteki enerjinin yüzde 60-65’i ziyan oluyor ve linyiti de trenler dolusu madenden elektrik santraline taşıyoruz ve etrafı da kirletiyoruz. Genel olarak kömür linyit santrallerinin çevreye verdikleri zarar faydalarından fazladır. O çevrede nebat üretilemez, hayvanlar insanlar hasta olur. Mesela Türkiye’de Yatağan santralinden biliyoruz. Halbuki hidrojen enerji sisteminde linyit madeninin çıktığı yerde linyitten hidrojen üreteceğiz. Yüzde 60 randımanla. Bir kere daha çok faydalı enerji üreteceğiz. Yüzde 35 yerine yüzde 60. Ziyan edilen enerji yüzde 40 olacak. Taşımacılıktan tasarruf edeceğiz. Linyiti madenden santrale taşımaya gerek kalmayacak. Linyitin çıktığı yerde kullanacağız ve zararlı gazları karbondioksiti de linyit madenine enjekte edeceğiz. Hava kirliliği de olmayacak ve hidrojeni nakletmek gayet ucuz. Külleri nakletmekten çok daha ucuz. Şimdi kül naklettiğimiz linyitin yüzde 80’i küldür. Yani kül taşıyoruz madenden elektrik santrale. Buna da mani olacağız. Kül yerinde kalacak. Hem daha çok enerji üreteceğiz hem temiz enerji üreteceğiz. Hem daha ekonomik olacak.

Işın Eliçin: Çok güzel gözüküyor umarım yatırım yapılır. Çok kısaca bir de borla hep ilişkilendiriliyor hidrojen enerjisi o ilişkiyi bize açıklar mısınız?

Nejat Veziroğlu: Evet. Şimdi her maden tıpkı nasıl sünger suyu emerse hidrojeni emer. Bor emer lityum emer, demir emer, uranyum, titanyum bütün madenler bir miktar hidrojen emer. Bor en çok hidrojen emen maden. Ağırlığının yüzde 18’i kadar hidrojen emebiliyor. Bor ve bor alaşımları hidrojenin depolanması kullanılabilecek ve bu suretle taşıtlarda mesela burada gördüğünüz taşıtta basınçlı hidrojen kullanılıyor ...arabasında. Dikkat ederseniz hacmi normal petrol depolayan tanklardan iki buçuk üç misli daha büyük. Ağırlığı da daha fazladır iki buçuk üç misli. Şimdi bor alaşımları kullanırsak hidrojenin depolanmasında bu mümkün. Mesela sodyum bor hidrür kullanılabilir. Hem hafifleyecek tank, hem de hacmi küçülecek. Yani büyük avantaj sağlayacak ve dünyanın en büyük bor yatakları da biliyorsunuz Türkiye’de.

Işın Eliçin: Evet o yüzden...

Nejat Veziroğlu: Şimdi bunu ekonomik hale getirmek için Türkiye’deki üniversitelerde, dünyanın Avrupa’da, Amerika’da, Japonya’da çalışmalar yapılıyor. Çünkü bor hidrürden hidrojen alındıktan sonra sodrum bor hidroksit kalıyor. Bunu tekrar sodyum bor hidrür şekline çevirmek lazım. bazı kimyasal aşamalar var. Bunlar enerji sarfını gerektiriyor, masrafı gerektiriyor. Bunun ekonomik haline getirmek için çok çalışmalar yapılıyor. Bu mümkün olursa bu depolama meselesi de çok güzel çözülmüş olacak.

Işın Eliçin: Evet gerekli destek te sağlanırsa bu çalışmalarınıza. Siz 30 yıldır bu konuda mücadele ediyorsunuz ve kısa bir süre içerisinde sonuçlarını almaya başlayacaksınız sanıyorum.

Nejat Veziroğlu: İnşallah
Işın Eliçin: Yani tebrik ederiz ve çok teşekkür ederiz efendim programımıza katıldığınız için.
Nejat Veziroğlu: Sağolun.
Işın Eliçin: Sayın Bromley çok teşekkür ediyoruz programımıza katıldığınız için.
Antoni Bromley: Ben çok teşekkür ederim.

 
 
  *** SİZİ KUTLUYORUZ *** BUGÜN 2057120 ziyaretçi (4530264 klik) MİSAFİRİMİZ OLDUNUZ ***  
 
haberler haberler


Google Arama
Sitemde Arama
Yaşam ve İnsanlar

İstanbul Servisleri Neden Pahalı ? burakesc
Namaz Kılan Minik ile burakesc
GİMDES Helal Gıda Ramazan Buluşması burakesc
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol