Create Your Own Countdown

Google

   
  *** İYİLİK İÇİN KOŞANLARIN YERİ***
  TROY KART YERLİ MİLLİ BANKA KARTI NEDİR FAYDASI ENGELLER VARMI
 


TROY       TÜRKİYE ÖDEME YÖNTEMİ 

Yeni yol haritası hazırlandı TROY'un kapsama alanı genişliyor - Dünya  Gazetesi







Kartın üzerindeki VISA, MasterCard, TROY gibi logolar ne anlama geliyor? -  Arif ÜNAL

TROY logosu Ziraat Bankası Bankkart'larda! | Ziraat Bankası Bankkart'ların  sağ alt köşesinde de artık TROY logosu var! #sağaltköşe | By Troy Ödeme |  FacebookKart Çeşitleri | Kart Çeşitleri | ParafBanka Kartı: Bakomat - Troy (VakifBank, TürkiyeCol:TR-GM-0081
Akbank'ın Troy kartı nasıl alınır? | Technopat SosyalTROY on X: "Troy İş Bankası Bankamatik Kart'ınızla Yemeksepeti'nden tek  seferde vereceğiniz 30 TL ve üzeri ilk siparişte 15 TL MaxiPuan hediye!  #sağaltköşe https://t.co/zOnjoh6pFN" / XAlbaraka Türk'ten Yepyeni bir Finansman Deneyimi: Pratik Finansman Kart! -  Son Dakika Ekonomi Haberleri | NTV Haber
= BDDK
2016 DA ÇIKARDIĞI
YÖNERGEDEKİ
YERLİ MİLLİ. KARTI TROY KART
UYGULASIN

VISA CARD
MASTER CARD

- VATANDAŞIN KOMİSYONU İÇERDE DEVLETE KALIR
-DEVLET VERGİ KAZANCIDA OLUR

-https://youtu.be/MWPmxhSJXOs?feature=shared


 

Yerli ve Milli Ödeme Sistemimiz
TROY Neden Çok Önemli?

  • 06.TEMMUZ.2019
  •  6741 
  •  
  •  1
 
 

1. Dünyada Kartlı ödeme Siteminin Gelişimi:

Dünyada 1960’lı yıllardan itibaren kartlı ödeme sistemi kullanılmaya başlanmış, 2017 yılı sonu ile dünya üzerindeki banka kartı sayısı yaklaşık 14,5 milyara, kartlı ödeme sisteminin işlem hacmi ise 26 trilyon dolara ulaşmıştır.

Dünya üzerinde 1970 ve 1980 yıllardan itibaren yerel kartlı ödeme sistemleri de ortaya çıkmasına karşılık, 2000’li yıllara kadar esaslı bir gelişim gösterememişlerdir. 1990’lı yıllarda Amerikan menşeli kartlı ödeme sistemleri dünyada hâkimiyetlerini artırırken yerel ödeme sistemleri yerinde saymıştır. Bu durum özellikle Sovyetler Birliğinin yıkılmasından sonra dünyada tek süper güç olarak kalan ABD’nin teknolojik devrimi sayesinde dünyada hâkimiyetini pekiştirirken, ekonomik olarak da tüm dünya üzerinde etkinliğini artırmasını sağlamıştır.

Ancak 2000’li yılların başında esasen yerel bir marka olarak ortaya çıkan ve daha sonra nüfusunun da etkisiyle küresel markaya dönüşen Çin’e ait Unionpay firmasının başarılı performansının ardından, yerel ödeme sistemlerindeki gelişim ivme kazanmıştır. Çin’de 2002 yılında “China UnionPay” ismi ile yerel bir ödeme sistemi olarak kurulan UnionPay, 2011 sonuna gelindiğinde, yani 10 yıldan kısa bir sürede, yaklaşık 3 milyar karta ulaşarak global şirketleri geride bırakmayı başarmıştır. Çin’in dünya ekonomileri ile entegrasyonu ve Çin vatandaşlarının Çin dışına seyahatlerinin artması ile birlikte UnionPay global bir ödeme sistemine dönüşmüştür. UnionPay bugün 7 milyara yakın karta sahip, 48 ülke ve bölgede kartları ihraç edilen, 169 ülke ve bölgede geçerli, ödeme hacminde de dünyada lider global bir ödeme sistemidir.

McKinsey & Company’nin raporuna göre, yerel ödeme sistemleri 2016 yılında dünya genelinde 2,5 milyarın üzerinde karta ulaşmış ve 26 trilyon dolarlık ödeme hacmi pastasından %12-%15 arasında pay almayı başarmıştır. Yerel kartlı ödeme sistemlerinin payı, Orta ve Güney Amerika’da %24’e, Batı Avrupa ülkelerinde %26’ya, Avustralya ve Yeni Zelanda’da %37’ye kadar yükselmektedir. Aşağıda yer alan tabloda dünya üzerinde küresel kartlı ödeme sistemleri ile yerel ödeme sistemlerinin kart adedi ve işlem hacimleri görülmektedir. Buna göre dünyada küresel marka olarak faaliyet gösteren Visa, Mastercard ve Unionpay gibi şirketler dünya kart piyasasının adet bazında % 83’üne sahipken, işlem hacminde % 85’lik bir paya sahiptir. Yerel ödeme sistemlerinin pazar payı ise kart adedinde % 17 işlem hacminde % 15 civarındadır.

Global ve Yerel Kartların Adet ve İşlem Hacimleri

Kart Türü

Kart Adedi
(Milyar)

Yıllık İşlem Hacmi
(Milyar Dolar)

Visa

3,2

7,6

Mastercard

1,8

3,6

Unionpay

6,7

10,2

Yerel Kartlar

2,5+ 

3,9

Kaynak: BKM

Yerel ödeme sistemlerinin yükselişindeki sebeplere bakıldığında dışa bağımlılığı azaltmak, ödeme ürünlerini farklılaştırmak, bankacılık sektörünün karlılığını artırmak, yerel sermayeye oluşturarak kaynakların dışarı gitmesine engel olmanın en önemli etmenler olduğu görülmektedir. Ayrıca bankacılık tarafından olaya bakıldığında maliyetleri azaltmanın yanında yerel ihtiyaçlara daha hızlı çözümler getirerek yenilikçilik ve dinamizm getirmenin de yerel kartlı ödeme sisteminin kurulmasında önemli olduğu anlaşılmaktadır.

Dijital finansal servisler alanında yatırım ve danışmanlık hizmetleri sunan Anthemis’in tahminlerine göre yerel ödeme sistemleri, global şirketlere kıyasla yarı yarıya daha uygun fiyatlama ile sektördeki oyuncuların maliyetlerini düşürmelerine katkıda bulunmaktadır. Bu oran ülkeden ülkeye farklılaşmakla birlikte maliyet avantajı global firmalara göre %25 - %75 arasında değişmektedir. Pek çok ülkede yurtiçi işlemlerin hala toplam ödeme hacminin çok önemli bir kısmını oluşturduğu ve karlılık üzerindeki baskının her geçen gün arttığı göz önünde bulundurulursa, sektör için oluşturulan bu faydanın önemi de daha net bir şekilde ortaya çıkmaktadır.

Yerel ödeme sistemlerinin gelişimine bakıldığında her ülkede farklı bir yapı izlediğini görmekteyiz. Örneğin Kanada, Almanya, İtalya gibi ülkelerde yerli ödeme sistemlerinin pazarda baskın hale gelmesi 20-25 yıllık süre almasına karşılık, Hindistan, Brezilya gibi ülkelerde yerli ödeme sistemleri beş yıl gibi kısa bir sürede pazarda önemli bir oyuncu haline gelmeyi başarmışlardır.

Avrupa’nın en köklü banka kartı ödeme sistemi olan Alman Girocard bugün 108 milyonluk banka kartı pazarında 100 milyonun üzerinde karta sahip ve açık ara pazar lideridir. Benzer şekilde, İspanya’da 1970’li yıllarda kurulan üç farklı yerel ödeme sistemi (Servired, Sistema 4B, Euro 6000) günümüzde de büyümesini sürdürmektedir. 2017 sonu itibarıyla, üç yerel ödeme sisteminin toplam kart sayısı 79 milyonun üzerindedir.

Gelişmekte olan pazarlar da yerli ödeme sistemleri özellikle son beş yıllık dönemde kurulmuş ve önemli bir büyüme ivmesi kazanmıştır. Brezilya’da üç büyük bankanın ortaklığında kurulan yerel ödeme sistemi ELO, 2012 sonunda 11 milyon olan kart sayısını beş yıl gibi kısa bir sürede ona katlayarak 115 milyon karta ulaşmıştır. Aynı şekilde ELO bu dönemde ödeme işlem hacmini 1,2 milyar dolardan 40 milyar dolara çıkararak %12’lik bir pazar payı elde etmeyi başarmıştır.

Yerel ödeme sistemlerinin önünde iki temel zorluk bulunmaktadır. Birincisi, uluslararası geçerlilik; ikincisi ise hızla dijitalleşen dünyaya ayak uydurmak ve bu dünyada neleri önceliklendireceğini belirleyebilmek. İnsanların ülkeler arası dolaşımının her geçen gün arttığı düşünülürse, özellikle kartların uluslararası kabulü kimi pazarlarda en önemli faktör haline gelmektedir. Bu zorlukların üstesinden gelmek için en iyi çözüm ise bazı global firmalar ile co-badge ürünler çıkarılması ve kart kullanıcısına katma değer sağlayabilecek alanların önceliklendirilmesidir. Bu kapsamda yerel ödeme sistemleri rekabet gücünü arttırabilmek için diğer büyük global ödeme sistemleri ile (Discover, JCB) işbirliğine gitmekte veya diğer yerel ödeme sistemleri ile güçlerini birleştirerek uluslararası kabul konusunda ortak çalışmalar yapmaktadırlar.

2. Ülkemizde Kartlı Ödeme Sisteminin Gelişimi

Ülkemizde ilk kredi kartı 1968 yılında koç grubu tarafından dinners club’tan kart çıkarma yetkisi almasıyla başlamıştır.  Daha sonra American Express çıkmış ve bu iki kart 1975 yılına kadar Türkiye’de rakipsiz olarak faaliyet göstermişlerdir. 80’li yıllarda liberalizasyonla birlikte kartların gelişimi hızlanmış ve ülkemizde Visa, Mastercard, Eurocard vb. gibi kurumların alt yapısı kullanılarak kartlı ödeme sistemi hızla gelişmiştir.

Aşağıda yer alan tablodan da görüleceği üzere ülkemizdeki toplam kart sayısı 2018 yılı Haziran ayı itibari ile toplam 201.238.508’dirAvrupa’nın en büyüğü olan “Türkiye Kartlı Ödemeler Pazarı” 2018’in ilk yarısında da büyümeyi sürdürerek 2018 Haziran itibarıyla, sektördeki banka kartı adedi bir önceki yılın aynı dönemine artarak 136 milyonun üzerine çıkmıştır. Söz konusu dönemde kredi kartı sayısı da artışını sürdürmüş ve toplamda yaklaşık 2,5 milyon artarak 64,8 milyona ulaşmıştır.

Ülkemizde Bulunan Bankamatik ve Kredi Kartlarının Son 5 Yıllık Sayısı ve İşlem Miktarı

Yıllar

Pos Sayısı

ATM sayısı

Kredi kartı Sayısı

Bankamatik sayısı

2013

2.293.695

42.011

56.835.221

100.164.954

2014

2.191.382

45.576

57.005.902

105.513.424

2015

2.158.328

48.277

58.215.318

112.383.854

2016

1.746.220

48.421

58.795.476

117.011.685

2017

1.656.999

49.847

62.453.610

131.593.443

2018*

1.585.581**

50.930

64.829.970

136.408.538

*Haziran ayı itibari ile ** POS sayısının azalmasında Ödeme Kaydedici Cihazların artık pos özellikli olmasının da etkisi bulunmaktadır. ÖKC ile birlikte toplam terminal sayısı 2,34 milyona ulaşmıştır.

Kaynak: BKM

Ülkemizde 2018 Haziran ayı itibari ile banka kartları ile ortalama aylık ortalama 3,1 ödeme işlemi yapılırken, kart başına 1,5 nakit çekme işlemi gerçekleştirilmektedir. Kart başına ortalama ödeme miktarı aylık 162 TL, kart başına ortalama nakit çekim miktarı ise aylık 745 TL’dir. Kredi kartı pazarına bakıldığında ise Haziran verilerine göre, bir kredi kartı kullanıcısı 2018’de aylık ortalama 6,2 adet ödeme işlemi yaparken, kart başına aylık ödeme tutarı 1.123 TL olmuştur. Geçtiğimiz son bir kaç yılda, bireysel kredi kartları alanındaki en temel değişim, tüketicilerin bilinçli kart kullanımının artması ve sektörün mevcut kullanıcıların daha çok harcaması kaynaklı değil yeni kart kullanıcılarının sisteme dahil olması kaynaklı olarak büyümesidir. 2018’de bir bireysel kredi kartı sahibi kartı ile aylık ortalama 1.678 TL (2017: 1.643 TL) harcarken, aylık ortalama kredi kartı borcu 3.728 TL (2017: 3.657 TL) olmuştur. Bilinçli kullanım alışkanlığına paralel olarak, bireysel kredi kartlarındaki takip oranları 2017 sonuna kıyasla 50 baz puan düşerek %6,1 olmuştur.

Dünya Bankası verilerine göre yetişkin nüfusun henüz %63’lük kısmının banka kartı sahibi olduğu ve gelişmiş ülkelerde bu oranın %80 ila %98 aralığında olduğu göz önünde bulundurulduğunda, banka ve kredi kartlarındaki büyüme ivmesinin önümüzdeki yıllarda da devam etmesi beklenmektedir.

3. Ülkemizde Kullanılan Kartların Yabancı Bağımlılığı

Yukarıda yer alan açıklamalardan da anlaşılacağı ülkemizde kartlı ödeme sisteminin kullanımı sürekli bir şekilde artmaktadır. Ülkemizde nakitten sonra en fazla kullanılan ödeme sistemi kartlı ödeme sitemidir. Ancak vatandaşlarımız arasında kartlı ödeme sistemi denilince genellikle yaygın kredi kartı markaları olan, world, bonus,  paraf, maximum gibi kartlar akla gelmektedir. Bu kartlar ödeme aracı olmakla birlikte esasen bu kartlara ödeme alt yapısını kuran kurum ve kuruluşlar ödeme sistemini idare etmektedir.
Ülkemizdeki kartlı ödeme sistemi de maalesef  % 99 oranında küresel firmalar olan VİSA, MASTERCARD, JCB gibi kuruluşlara bağımlı durumdadır.
Ülkemizin kartlı ödeme siteminde yabancı bağımlılığına rağmen kartlı ödeme sistemlerinin kullanım durumuna bakıldığında yurtiçi kullanım oranının  (%98) yurtdışı kıyas götürmeyecek derece de yüksek olduğu görülmektedir.

Ülkemizdeki Yerli Kredi Kartlarından Yapılan Yurtiçi Harcama Miktarı ve İşlem Tutarı

 

İşlem Adedi

İşlem tutarı (Milyon TL)

Yıllar

Alışveriş

Nakit Çekme

Toplam

Alışveriş

Nakit Çekme

Toplam

2013

2.593.111.101

89.258.500

2.682.369.601

379.124,11

36.970,69

416.094,79

2014

2.686.955.419

81.420.877

2.768.376.296

420.974,98

44.020,08

464.995,07

2015

2.891.409.734

86.696.624

2.978.106.358

477.426,37

54.322,29

531.748,66

2016

3.071.150.337

90.330.848

3.161.481.185

523.506,29

64.979,82

588.486,11

2017

3.342.000.106

97.397.854

3.439.397.960

590.484,54

67.207,60

657.692,14

2018*

1.807.630.158

48.544.168

1.856.174.326

326.731,97

36.110,22

362.842,19

  • 2018 Haziran ayı itibari ile

 Kaynak: BKM

Yukarıda yer alan tabloda ülkemizde bulunan yerli kredi kartlarının yurtiçi harcama miktarlarının gelişimi gösterilmiştir. Tablodan da görüleceği üzere 2013 yılında yerli kartlar ile ülkemizde 379,12 Milyar TL alışveriş 36,79 milyar TL’lik de nakit çekimi yapılırken; bu tutar 2017 yılı sonunda 590,48milyar TL’lik alışveriş, 67,2 Milyar TL’lik de nakit çekimine ulaşmıştır. 2013 yılındaki işlem hacmi ve tutarı toplamda 416.094,79 Milyar TL iken bu tutar 2017 yılı sonunda % 58 artarak 657,7 Milyar TL’ye ulaşmıştır. Diğer bir deyişle ülkemizde kredi kartlarının yurtiçi kullanımı son 5 yılda yıllık % 11’in üzerinde artmaktadır. 2018 yılı Haziran ayı verilerinde de benzer daha önceki yıllardaki artış oranıyla paralellik arz eden artış oranlarının olduğu görülmektedir. Aynı artış oranı yurtdışı kullanımlarda da görülmektedir. Tablolardan da görüleceği üzere yerli kredi kartlarının son 5 yılda yurtdışı kullanım miktarı 7,8 Milyar TL’den % 110’un üzerinde artarak 16,49 Milyar TL’ye ulaşmıştır.

Ülkemizdeki Yerli Kredi Kartlarının Yurtdışı Kullanım Verileri

Yıllar

İşlem Adedi

İşlem tutarı (Milyon TL)

Alışveriş

Nakit Çekme

Toplam

Alışveriş

Nakit Çekme

Toplam

2013

46.983.168

854.291

47.837.459

7.441,43

362,05

7.803,48

2014

52.452.866

719.997

53.172.863

8.865,31

357,37

9.222,68

2015

56.555.241

730.284

57.285.525

10.948,16

387,89

11.336,05

2016

67.203.987

642.081

67.846.068

12.997,11

373,83

13.370,93

2017

84.017.416

721.872

84.739.288

15.994,12

496,89

16.491,01

2018

48.109.612

348.657

48.458.269

9.262,45

271,02

9.533,47

  • Haziran 2018 itibari ile

Kaynak: BKM

Her ne kadar kartlı ödeme sistemlerinin yurtdışı kullanımlarında da benzer artış trendi gözükse de yurtiçi kullanımlar açık ara daha yüksektir. Yukarıdaki tablolardan da anlaşılacağı üzere kredi ve bankamatik kartları ile yapılan işlemlerin %98’inden daha fazlası yurtiçinde gerçekleşmektedir.
Ancak yapılan işlemlerin 
% 98’inden fazlası yurtiçinde kullanılmasına karşılık, maalesef yerli ve milli ödeme sisteminin (TROY) bilinmemesi dolayısıyla, ülkemizdeki kartlı ödeme sistemi % 99 oranında yabancı ödeme sistemi üzerine kuruludur. Diğer bir deyişle ülkemizde çıkarılan kredi kartları ile bankamatik kartlarının ödeme sistemi %99 oranında VİSAMastercard ve diğer ödeme sistemlerine bağımlıdır.
2017 yılı sonu itibari ile ülkemizdeki kartlı ödeme sisteminin sadece %1’i yerli ve milli ödeme sistemi olan TROY ödeme sistemine aittir.

Peki bu durumun ülkemiz ve bankalarımız için manası nedir?

Bankalarımız VİSA ve MASTERCARD gibi yabancı ödeme sistemlerinin alt yapısını kullandığı zaman bu firmalara komisyon ödemektedir. Aşağıda yer alan tabloda Visa ve Mastercard’ın almış oldukları komisyonların ana başlıkları verilmiştir. 

Komisyon Türü

1

Üyelik ve Yönetim Gideri

2

Quarterly Fee Ücretleri

3

Otorizasyon Ücreti

4

Stand-in Ücretleri

5

Takas ve hesaplaşma ücretleri

6

Visa Online Ücretleri

7

Raporlama ücretlendirmeleri

8

ATM Nakit Ödeme Ücretleri

9

Sistem Network Bağlantı Ücretleri

10

BUL Bildirim Ücretleri

11

Giden-Gelen  Chargeback Ücretleri

12

Proje Ücretleri

13

Güvenlik (Fraud) Ücretleri

14

Program Destekleme Ücretleri

15

Settlement Ücretleri

16

ATM Yerleri Bildirim Ücretleri

17

Masterconnect Ücretleri

18

BIN Lisans-Yönetim Ücretleri

19

Diğer Ücretler*

 

Yukarıda yer alan komisyon ana başlıklarının yanında bu komisyonların alt kırımları da bulunmaktadır. Bunlar da eklendiğinde 

MASTERCARD 113 başlık altında, 
VİSA Kart ise yaklaşık 240 başlık altında
komisyon almaktadır. 


Diğer bir deyişle kartı aldığınızdan itibaren
selam dahi verseniz ve kartınızı
hiç kullanmasanız bile komisyon ödenmektedir.

Bankamatik kartınızla para çekmeseniz,
sadece ATM sokup çıkarsanız dahi
kullanım ücreti ödenmektedir.

Global şirketler tarafından
kartlarınızla yaptığınız her işlemden

hem tutar
hem de işlem bazlı
komisyon ödenmektedir.


Komisyonlar aylık,
3 aylık ve yıllık bazda ödenmektedir.

Bu ödeme kalemlerinin en büyüğü 
Quarterly Fee denilen ve kartın kullanım miktarı ve parasal tutarı üzerinden alınan komisyondur.

Yabancı şirketlere yapılan komisyonlar
ödemeleri Euro ve Dolar bazında yapılmaktadır. 2017 sonu itibari ile

yıllık yaklaşık olarak 
130 Milyon dolar gibi bir komisyon
sadece bu firmaların
alt yapılarını kullandığımız için
ödenmiştir.

Bu para yurt dışına gitmektedir
bu paranın TL karşılığı,
Doların spekülatif olarak da olsa
6,50 TL’ye ulaştığı bugünlerde
yaklaşık olarak 845 Milyon TL’dir.
 (Eski parayla 845 Trilyon TL civarında
bir paramız sadece bu ödeme sistemini
kullandığımız için yurtdışına gitmektedir
).

Ödeme sistemimizin neredeyse
tamamen dışa bağımlı olması,
ileride yaşanacak olan bir krizde
ülkemizin ödeme sisteminin
tamamen felç edilme riskini
bünyesinde barındırmaktadır.


Ayrıca bu durum bize düşmanlık eden ve başta FETÖ, PKK, DAEŞ gibi örgütleri üzerimize salan ülkelerin ekonomilerini istemeden de olsa desteklememize sebep olmaktadır. Afrin’de ve Fırat Kalkanında mücadele ettiğimiz terör örgütlerini destekleyen ülkelerin ekonomilerini isteyerek veya istemeyerek destekleyerek istemeden de olsa kendimize sıkılan kurşunun parasını yine biz ödemekteyiz.

İşin en acı tarafı ise
istemeden de olsa
ekonomilerini desteklediğimiz ülkeler
bunun için herhangi bir şekilde
yorulmamaktadır. 

Yani oturdukları yerden
parasını bize ödettikleri kurşunlarla
askerlerimizi şehit etmekte,


bizleri an be an izlemekte
ve bu paralarla ülkemizi
istikrarsızlaştırmak için
darbe dahil her türlü
terör eyleminde bulunan örgütleri
beslemektedirler. 

 

4. YERLİ VE MİLLİ ÖDEME SİSTEMİ TROY’UN GELİŞİMİ

Ülkemizde 1990 yılına gelindiğinde 
13 kamu ve özel bankanın ortaklığı ile 
Bankalararası Kart Merkezi (BKM) kurulmuştur.
Türkiye Bankalararası Kart Merkezi’nin
Ortaklık Yapısı aşağıda yer almaktadır.
Tablodan da görüleceği üzere 
BKM’nin % 46,64’ü kamu bankalarına aittir.

 

Bankalararası Kart Merkezinin Ortaklık Yapısı

Banka adı

Ortaklık Payı

T. Halk Bankası A.Ş.

18,95

T.C. Ziraat Bankası A.Ş.

17,99

T. Garanti Bankası A.Ş.

10,15

Akbank T.A.Ş.

9,98

T. İş Bankası A.Ş.

9,98

Yapı ve Kredi Bankası A.Ş.

9,98

T. Vakıflar Bankası T.A.O.

9,70

QNB Finansbank A.Ş.

9,23

ING Bank A.Ş.

2,19

Türk Ekonomi Bankası A.Ş.

1,85

 

Avrupa’nın bir numaralı kart pazarı olan
Türkiye,
sektörün ödemeler dünyasındaki
bilgi birikimi, bankaların tek çatı altında toplandığı
BKM’nin sektördeki kritik rolü ile birlikte,
diğer gelişmekte olan pazarlar gibi kendi
 
YERLİ VE MİLLİ ÖDEME SİSTEMİNİ 
kurma kararını 2014’de vermiştir.
Yukarıda yer alan
stratejik, maliyet, yenilikçilik ve avantaj gibi
dinamikleri göz önünde bulundurarak
çalışmalarını tamamlayıp
düzenleyici kurumlardan izinlerini alan 
TROY (Türkiye’nin Ödeme Yöntemi), 
tüm bankaların ortak çalışması ile
Nisan 2016 itibarıyla
Türkiye’deki tüm kart kabul noktalarında
(ATM, POS cihazları, e-ticaret siteleri)
geçerli hale gelmiştir.

1 Nisan 2016’da yapılan ilk işlemle birlikte kamuoyuna ilk kez duyurulan TROY’un, kitlelerle buluşması Mayıs 2017’de yapılan tüketici lansmanı ile olmuştur. TROY mevcutta 28 üyesi ile pazarın neredeyse tamamını kapsayabilecek durumdadır. 28 üyenin 20’si kart ihraç etmekte; diğer üyeler ise kart ihracı için gerekli geliştirme çalışmalarına devam etmektedir. 2016 sonunda 24 bin olan TROY logolu kart adedi, 1,5 yıl gibi kısa bir sürede 3,1 milyona yükselmiştir. Ancak bu rakam kesinlikle yeterli değildir. Çünkü verilen kartların kahir ekseriyatı bankamatik kartlarından oluşmaktadır ve genellikle vatandaşların talebinden değil resen bankalar tarafından verilmesi ile bu rakama ulaşılmıştır.

Kart adetlerindeki artışla birlikte TROY’un pazar payı 2018 Haziran itibarıyla %2,1’e ulaşmıştır. 2017 başından bu yana, sektörde verilen her 100 yeni banka kartından 15 tanesi TROY logoludur. Yani, TROY yeni verilen kartlarda %15’lik bir pazar payına sahip ve bu oran her geçen gün yükselmektedir. 2018 Haziran itibariyle, son bir yıllık dönemde TROY logolu kartlarla yapılan işlemler 44 milyon adede ulaşırken, işlem hacmi 12 milyar TL olmuştur. Ancak işlem hacminin toplam kart pazarındaki payı hala %1,6 civarındadır ve rakam kesinlikle yeterli ve tatmin edici bir rakam değildir.
 

5. YERLİ VE MİLLİ ÖDEME SİSTEMİ TROY NEDEN ÇOK ÖNEMLİ

Dünyada 2008 yılından bu yana bir ekonomik kriz yaşanmaktadır ve batı ekonomileri doğunun hızla gelişmesi ve sömürü düzeninin yavaş yavaş ortadan kalmasıyla birlikte iyice agresifleşmiştir. Bugün dünyada yaşanan sorunların temelinde batı dünyasının gücünü kaybetme korkusuyla iyice hırçınlaşması yatmaktadır. Günümüz dünyasında birçok ülke hemen her konuda kendine yeterliliğin ne kadar önemli olduğunun farkına varmaya başlamıştır.

ABD’nin dolar üzerinden
kurduğu hegemonyasını
bir cezalandırma aracına dönüştürmesi
finansal sistemde
tek bir ülkeye bağımlı olunamayacağını
açıkça göstermektedir.

Ülkemiz açısından olaya baktığımızda ise 7 yıldır devam eden Suriye savaşı, FETÖ’cü hainlerin yapmış oldukları 17/25 olayları ve sonrasındaki darbe girişimi, daha 2 ay önce herhangi bir ekonomik gerekçesi olmamasına rağmen dış saldırılarla doların ve diğer döviz kurlarının birden fırlatılması ekonomik olarak kendi kendimize yeterli olmamızın önemini bir kez daha hissettirmiştir. Çünkü batı gerek terör örgütleri ile gerekse de ekonomik saldırılarla ülkemizi hala kontrol altında tutmak istemektedir.

Bu nedenle tam bağımsızlık
ancak ekonomik olarak kendi kendine
yeterlilikten geçtiğinden
yerli ödeme sistemi
ülkemiz açısından
çok stratejik bir öneme haizdir.

Yukarıda da değinildiği üzere
bugün itibari ile ülkemizin
kartlı ödeme sistemi
% 99 oranında dışa bağımlıdır.


Yarın yaşanacak olan bir krizde
ülkemizin ödeme sistemi
tamamen felç edilme
tehlikesi ile karşı karşıyadır.


Bu nedenle BKM
2014 yılında başladığı
yerli ödeme sistemini
2016 yılında tamamlayarak 
TROY’u çıkarmıştır.


Ancak 2016 yılından bu yana 
201,5 milyon kart içinde sadece
 3,1 milyon kart TROY’a geçmiştir.


Bu kartların da çoğunluğu
bankamatik kartıdır ve
kahir ekseriyatı vatandaşların
talebiyle değil
bankaların resen bankamatik kartlarını
vermesiyle ulaşılmış rakamlardır.

Ayrıca banklarımızın birçoğu henüz
 TROY logolu Kredi Kartı çıkarmadıklarından

kredi kartındaki bağımlılık oranı
çok daha yüksek boyutlardadır.


Bundan daha kötüsü ise ülkemizde 

YERLİ VE MİLLİ ÖDEME SİSTEMİ OLAN
 TROY
’u bilenlerin sayısı
eğitimli kesimde dahi% 5’in altında
çok düşük miktarlardadır.


Yani konunun önemi maalesef
eğitimli kesim tarafından dahi
bilinmemektedir.

İşin daha vahim tarafı
 birçok banka çalışanları dahi 
TROY kart istediğinde
-yurtdışında geçmiyor diye
vatandaşları caydırmaya çalışmakta,


birçoğu da TROY’dan
 haberi bile olmadığını belli etmektedir.

Oysaki yerli ve milli silahların ülkemiz için ne kadar önemli olduğunu Afrin operasyonlarında gördük. En az bunun kadar önemli olan

Yerli ve Milli Ödeme Sisteminin önemi
maalesef ülkemizde yeterince
kavranamamaktadır.


Bu durumun oluşmasında
birçok bankanın Kredi kartlarında
henüz TROY’u kullanmamalarının da
etkisi büyüktür


Bugün itibari ile sadece 8 banka; 
Halkbank, Akbank, TEB, QNB
Alternatif BankİşbankVakıfbank ve
 Yapı Kredi Bankası
 


banka kartıyla birlikte
 TROY LOGOLU Kredi kartı sunmaktadır.

Diğer bankalar ise sadece 
bankamatik kartı olarak
 TROY’u kullanmaya başlamıştır.

Peki TROY’u kullanmamız durumunda bunun
ülkemiz ekonomisine ve bankacılık sektörüne etkisi ne olacaktır?

  1. Öncelikle

    yıllık 130 milyon dolar 

    yani yaklaşık 850 Milyon TL’lik 

    komisyon tutarının

    yurtdışına ve bizim aleyhimize çalışan

    ülkelerin ekonomilerine gitmesi

    engellenecektir.



    Finans sistemini elinde bulunduran

     Yahudi ve Batılı kartel kuruluşların

    sömürü çarkına gerçek manada

    çomak sokulmuş olacaktır. 



    Onların canını

    gerçekten acıtmak istiyorsak

    öncelikle ödeme sistemini

    onların elinden almamız gerekiyor. 


    Bu nedenle TROY’u

    sadece kendi ülkemizle

    sınırlı olarak düşünmeyip

    başta Müslüman ülkeler olmak üzere

    tüm dünya ülkelerini de hedefimize alarak

    geliştirmemiz gerekmektedir.

  2. Cari açıkta az da olsa bir

    azalma meydana gelecektir.

    Orta ve uzun vadede aynen

     VİSA ve Mastercard gibi

    TROY’un yaygınlaşmasını sağlayabilirsek

    ülkemiz de artık bu işlemlerden

    para kazanacak

    ve paramız dışarı gitmediği gibi

    gelir de elde edebilecektir.

    Gelir elde edilmese bile

    bize düşmanlık edenlerin gücünün

    kırılması dahi

    ülkemizin hem ekonomik

    hem de siyasi olarak

    rahatlamasına katkı sağlayacaktır.

  3.  
  4. Bankalarımızın komisyon maliyeti

    %30 azalacak 
    ve

     850 Milyon TL’den yaklaşık

    600 Milyon TL’y
    e düşecektir.

  5.  
  6. Özellikle BKM’de ortaklığı bulunan

    bankalarımız için bu komisyon maliyeti

    çok daha azalacaktır.


    Çünkü BKM’nin karından

    bu bankalarımız pay aldıklarından

    maliyetlerinden bu tutarın düşülmesi gerekmektedir.

  7. Yabancı ödeme sistemlerinin

    hemen hepsinin

    ülkemizde ofisi dahi bulunmadığından

    herhangi bir vergi dahi vermemektedir.



    Aksine tüm katma değeri

    yurtdışına alıp götürmektedirler. 



    TROYkullanarak

    oluşturulan katma değerin

    ülkemizde kalması sağlanabilecektir.

  8. Ödeme sisteminin

    kilitlenmesi gibi risklerden

    en azından yurtiçinde kurtulunacak,

    ekonomimizin dış müdahalelere karşı

    direnci artacaktır.


  9. Kendi paramızla

    kendimizi izletmekten

    kurtulmuş olacağız.



    Şuan VİSA ve Mastercard kullanarak


    nerede,

    kime,

    ne kadar para harcadığımızı

    bu yabancı firmalara izlettiğimiz gibi,


    bunun için ayrıca para da vermekteyiz. 



    TROY ile en azından bu bilgiler

    yurtdışına gitmekten kurtulacaktır.

Ancak bu sistemin ülkemizde yerleşmesinin
önünde bazı engellerde mevcuttur.


Bu nedenle hem devletimizin
hem de biz vatandaşların üzerine düşen
görevler bulunmaktadır.


Öncelikle devletimizin yapması gerekenleri sıralarsak;

1. Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumunun 
(BDDK’nın) en az bir kartlı ödeme sisteminde
yerli ve milli ödeme sisteminin

kullanılmasını bankalara zorunlu hale getirecek
bir düzenleme yapması gerekmektedir.

2. Ayrıca Bankalararası Kart Merkezinin
(BKM’nin
) ileride satın alınarak
yerli ödeme sisteminin

yabancı finans kartelleri tarafından
baltalanmaması için


en az %51’nin
 
kamu bankalarına ait olacak şekilde
ortaklık yapısının düzenlenmesi
ülkemizin ödeme sistemi güvenliği açısından önemlidir.

3. BKM’nin Fraud yani sahtecilik gibi olaylarla itibarının zedelenmemesi için gerekli bilişim alt yapısını çok sağlam kurması ve gerekli tedbirleri alması gerekmektedir.

4. Bu kapsamda devletimizin de BKM’ye 
TROY alt yapısının desteklenmesi için
gerek parasal gerekse vergisel
destek vermesi gerekmektedir.

5. Ayrıca bankaların vatandaşlara
VİSA ve Mastercard’ı parasız sunarken

 TROY’dan para istenmesini önleyecek,
yani bankaların caydırıcılık yapmamasını
sağlayacak tedbirlerin alınması gerekmektedir.


Çünkü ben ve arkadaşım 
TROY’u almak için 10 TL para verirken

VİSA ve Mastercard isteseydik
banka herhangi bir ücret talep etmiyordu.


Peki vatandaş olarak biz ne yapmalıyız?

1. Öncelikle gerek kredi gerekse de bankamatik kartımızın
yerli ve milli ödeme sistemi olan

 
TROY logolu olmasını sağlamalıyız.

Bunun için ısrarla bankalardan

 
TROY logolu kart talep etmeliyiz.

Elimizdeki
kredi kartı ve bankamatik kartlarımızı

 
TROY logolu olanlarla

en kısa sürede değiştirmeliyiz.

2. Eğer ki çalıştığımız bankanın
 TROY kredi kartı sunumu yoksa
bunu bankamızdan sürekli talep ederek
en kısa sürede yerli ve milli ödeme sistemine
geçmesini Sağlamalıyız.

3. Banka çalışanlarının
-yurtdışında geçmiyor gibi
caydırıcı söylemlerine itibar etmemeli
ve yerli ve milli olan
ödeme sistemini kullanmak istediğimizi
ısrarla söylemeliyiz.

Şunu da ifade edeyim
TROY artık yurtdışında da geçmeye başlamıştır.

4. Yurtiçi alışverişlerde ve bankamatiklerde
para çekim işlemlerinde
başka kartımız olsa dahi öncelikle 
TROY logolu kartımızı kullanmalı, 
TROY’un gerek ciro
gerekse de işlem miktarı olarak destekleyerek kullanımının yaygınlaşmasını sağlamalıyız.

5. BKM’nin 2023 hedefi 40 milyon kartı TROY logolu yapmak ve Pazar payını % 20’ye çıkarmak. Ancak bu hedef bize göre gerçekten çok düşük.

Ortada madem ki bir savaş var
biz vatandaşlar olarak neden

2023’ü bekleyelim ki! 

Brezilya bile 5 yılda kart sayısını
10 kat artırıp
115 milyon yerli ve milli olan kartını kullanıyorken
biz onlardan daha mı az vatanımızı seviyoruz?

Öyleyse bu bir vatandaşlık görevidir diyerek
bu işi dert edinmeli
karınca kararınca
ülkemize ne katabiliriz arayışında olmalıyız.

Şahsen benim hedefim
2020 yılına gelmeden bu rakamları yakalamak

2023’te ise
piyasanın % 80’nin
en az bir kartında 
TROY LOGOSUNUN olmasını sağlamaktır.



Ancak kısa vadede
bazı problemlerle karşılaşabiliriz.
Bu nedenle;

  1. TROY kart sistemi

    tam manası ile yerleşinceye kadar

    VİSA ve Mastercard vb

    yabancı ödeme sistemini kullanan kartınızı

     iptal etmeyiniz.

  2. Bunun yerine

    her iki kartıda bulundurup

    mümkün mertebe 

    TROY’u kullanarak

     zaruret halinde

    yabancı ödeme sistemlerini kullanmalıyız


    Bu şekilde yabancı kartellere gidecek parayı

    minimuma indirmemiz mümkün olacaktır.


    Çünkü yabancı şirlketlerin

    en fazla gelir elde ettiği kalem

    harcama ve para çekimi

    işlemleri üzerinden

    3 ayda bir aldığı Quarterly Fee kalemidir.

    TROY’un

     sağlayacağı en büyük tasarruf da bu kalemdedir.

 
Son olarak İsrail’in ve batının
ikiyüzlülüğüne karşı eylem yapma,
yapılan hukuksuzlukları protesto etmek
elbette ki gerekli.

Ancak eylemden çıktıktan sonra
onların ödeme sistemini kullanarak

veya onların ürünlerini satın alarak

onları doğrudan veya dolaylı olarak desteklediğimizde
bu eylemlerin hiçbir etkisi olmamaktadır. 

Aksine adamların alay konusu olmaktayız. 

 
Bu nedenle
ne kadar yerli ve milli olursak
o kadar bunların canını acıtır ve
direncimizi arttırırız.

Ayrıca bu sistemi
sadece ülkemizle sınırlı düşünmeyin.

Önce biz kullanacağız
sonra bunu en yakın ilişki kurduğumuz ülkeler başta olmak üzere
diğer ülkelerde de kuracağız
ve sömürünün bitmesine,
yahudi’nin ve batının silahının
elinden alınmasına vesile olacağız.

Para kazanmadan ziyade

Yahudi ve Batılı kartellerin
bu hegemonyasının kırılması
bizce çok daha önemlidir.

Ancak madem ki bu sistemin kurulmasına
biz talibiz
neden para da kazanmayalım ki!

Mevcut küresel sisteme
diğer ülkeler kendileri
ne kadar pay alabiliriz diye yaklaşmasına karşılık
insani açıdan bakan tek ülke
Türkiye’dir.

Sayın Cumhurbaşkanımızın
“one minute” çıkışı ile başlayan
daha sonra dünya 5’ten büyüktür sözüyle
devam eden ve küresel sisteme
insani yönden bakarak isyan eden bu tavrı

İsrail başta olmak üzere
batılı devletleri oldukça rahatsız etmiştir.

Bu nedenle son dönemde
ülkemize olan ekonomik ve siyasi saldırılar
çok artmıştır.

Ancak mademki savaş var
savunmada değil
taarruzda olmamız gerekir.

Üzerimizdeki ölü toprağını atıp
biraz silkelenmemiz gerekiyor.

Mademki nasıl olsa öleceğiz
o zaman adam gibi ölelim.

Çünkü ölümün tekrarı olmayacak!

Saygılarımla...

ÖMER DEMİRDAŞ

omerdgu@gmail.com

Bu yazı 29.09.2018 tarihinde www.fikiranaliz.com sitesinde yayınlanmış olup, söz konusu sitenin yer sağlayıcısında yaşanan sorunlar nedeniyle kapanması üzerine yeniden bu sitede yayınlanmıştır.



https://www.fikiranalizi.com/
yerli-ve-milli-odeme-sistemimiz-troy-neden-cok-onemli






































Sitemizde yer alan yazı ve makaleler tamamen bilgi amaçlı olup
kesinlikle İdari hukuki amaçlı kullanım için tavsiye edilmez,
sitede yer alan bilgileri ilgili kurum ve hukuk uzmanına danışmadan uygulamanız beklenmedik sonuçlar doğurabilir, www.hiziracil.tr.gg sitesinde yer alan haberler ,yorumlar, bilgilerden dolayı hiç bir şekilde sorumlu tutulamaz, sitede dolaşım yapan kullanıcılar bu uyarıyı kabul etmiş sayılırlar..
Hoşça kalın.
Saygılarımızla


 
 
  *** SİZİ KUTLUYORUZ *** BUGÜN 2053880 ziyaretçi (4517793 klik) MİSAFİRİMİZ OLDUNUZ ***  
 
haberler haberler


Google Arama
Sitemde Arama
Yaşam ve İnsanlar

İstanbul Servisleri Neden Pahalı ? burakesc
Namaz Kılan Minik ile burakesc
GİMDES Helal Gıda Ramazan Buluşması burakesc
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol