Prof. Dr. İbrahim Saraçoğlu'ndan bitkilerle tedavi rehberi: Kireçlenmenin ilacı çınar yaprağı
Yıllardır bitkilerin insan vücuduna etkisini araştıran Prof. Dr. İbrahim Adnan Saraçoğlu, merakla beklenen 'Bitkisel Kürler Rehberi' kitabını nihayet tamamladı. Kitabıyla ilgili bugüne kadar ser verip sır vermeyen, ancak 'çınar yaprağının faydalarını öğrenince üzerine basamayacaksınız' şeklinde tiyolar veren Saraçoğlu'nu konuşturmayı başardık. Saraçoğlu'nun açıklamaları en çok kireçlenme sorunu çekenleri sevindirecek. Malumunuz ülkemizde orta yaşın üzerindeki pek çok kişi kireçlenmeye bağlı ağrılar çekiyor, dizlerini bükemiyor, merdiven çıkamıyor ve yürümekte zorlanıyor. 'Doğadaki hangi bitkide bunun şifasını bulurum?' diye yola çıkan Saraçoğlu, sürdürdüğü araştırma sonrası çınar yaprağının kireçlenmeyi tedavi edici etkisini ortaya çıkardı.
Çınar yaprağının en ideal kullanım şekli suda kaynatıp içmek. Olgun ve tazesi tercih edilen yaprağın miktarı, suyunun ölçüsü ve ne kadar kaynatılacağı çok önemli. Önümüzdeki haftalarda çıkacak olan kitapta bütün bu bilgileri öğrenebileceğiz.
Bu senenin hemen başında gerçekleşen bu keşif sebebiyle 2009 yılı çınar yaprağı yılı olacak. Hatırlarsanız geçtiğimiz yılı da Saraçoğlu 'sarı soğan yılı' ilan etmişti. Çünkü geçen yıl içerisinde gelen birçok kadın hasta yumurtalık kistlerinden, yumurtalık kanserinden, miyomdan ve erken menopozdan şikâyetçi olmuş. Ünlü doktor, bu yüzden Allah'ın soğanı kadınlar için yarattığını düşünüyor. Ama soğanı öyle yemeklerin içine katarak ya da yanında tüketerek yemeyeceksiniz. Soğandan şifa bulmanın en etkili yolu tüm bitkilerde olduğu gibi suda kaynatma. Ancak burada da unutulmaması gereken önemli bir nokta bulunuyor. O da bitkileri kaynatma süresi. Mesela bir brokoliye 6 dakika kaynatma süresi verildiyse bu 7 dakikaya çıkmamalı. Aksi halde bitkiler yüzde 90 özelliklerini kaybedebilir.
Karnabahar ülsere, havuç unutkanlığa, papatya sinüzite, kekik mide bulantısına karşı etkili. Ama mesela karnabaharı tuz, baharat, salça, kıyma ile pişirirseniz kimyası bozuluyor ve tedavi edici özelliği kayboluyor. Bütün bitkilerin amaca uygun kullanılması kür şeklinde kullanmakla mümkün. Ancak burada unutulmaması gereken çok önemli noktalar var. Başta da dediğimiz gibi bitkilerin miktarı, ne kadar su kullanılacağı ve kaç dakika kaynatılacağı çok önemli. Saraçoğlu'na göre bir de belirli zaman aralıklarıyla bunu yapmalı. Çünkü ancak o zaman önleyici ve tedavi edici gücünden faydalanılabilinir.
Bu yeni kitapta ilk kez kronik yorgunluk, romatizma ve mantar hastalıklarına yönelik kürler bulunuyor. Özellikle eklem romatizmaları için önerilen kiraz sapı ve ısırgan muhteşem bir ikili oluşturuyor. Mantar için aynısafa bitkisi etkili. Bu bitkileri aktarlardan alırken raf ömürlerinin bir yılı geçmemiş olması gerekiyor. Aksi halde hiçbir faydası olmayabilir. Bitkilerin taze olduğunu anlamanın da püf noktaları var. Mesela kiraz sapı şayet bir yıllık raf ömrünü tamamlamamışsa kaynamış suya attığınızda kiremit rengini alır ama bir yıldan eski bir bitkiyse açık kahverengi bir görünüm oluşur.
Bitkiler bazı kronik hastalıkları ortadan kaldırabilir
Bugün eklem romatizması, kron hastalığı, parkinson, alzheimer, hipertansiyon, şeker gibi hastalıkların tedavisi tıpta mümkün değil. Yıllarca hatta ömrünüzün sonuna kadar ilaç kullanmanız lazım. Saraçoğlu'na göre, tıbbın bile çaresini bulamadığı ve kronikleşmiş pek çok hastalığın reçetesi doğada mevcut. Allah her derdin çaresini muhakkak vermiş. Ama bunu araştırıp bulmak gerekiyor. Doğada öyle bitkiler var ki bunları doğru kullanırsanız hem hastalıklardan korunursunuz hem de hasta olmanın önüne geçebilirsiniz. Yani hastalıklara karşı koruyucu bir silah olarak bitkileri kullanabilirsiniz. Bunun için yapmanız gereken tek şey hastalığınızı tedavi edecek bitkiyi bulup, doğru kullanım şekillerini öğrenerek kür şeklinde uygulamak. Allah herkesin derdine şifa versin.
***
Hangi bitki, hangi hastalığa etkili?
Havuç taze sıkılmış suyu: Unutkanlık ve alzheimer
Kekik: Mide bulantısı. Özellikle kemoterapi sonrası bulantılar
Taze beyaz üzüm: Kalpteki ritim bozukluğu
Kereviz-ıspanak: Demire bağlı kansızlık
Lavanta: Hepatit B ve hepatit C
Karnabahar: Kronik idrar yolları enfeksiyonu
Papatya: Sinüzit
Patates: Bağırsak kanseri
Brokoli: Erkeklerde prostat, kadınlarda fibrokist
Karabaşotu: Beyin tümörü ve kan kanseri
Keçiboynuzu: Alerjik astım ve akciğer hastalıkları
Sarı soğan: Yumurtalık kistleri, miyom, prostat
Maydanoz: Hepatit B, cilde canlılık-zindelik
Beyaz lahana: Selülit, bağırsak kanseri
Pırasa: Kabızlık, böbrek taşı
Adaçayı: Bademcik, farenjit
Mercimek: Kolesterol düşürücü
Not : Bütün bu bitkiler kür şeklinde uygulanmalı.
***
Sarı soğan kürü (Yumurtalık kistleri, yumurtalık kanseri, miyomlar ve prostat için)
İki bardak klorsuz suyu kaynatın. Orta boy yemeklik kuru soğanın en dış açık kahverengi ince kabuğunu soyduktan sonra dörde veya altıya bölüp kayanamakta olan suyun içine atın. Ağzı kapalı olarak 5 dakika kaynattıktan sonra ılımaya bırakın. Ilık olarak süzdükten sonra bir su bardağı alınıp, öğle yemeğinden 10 dakika önce için. Aynı şekilde akşam yemeğinden önce tekrar taze hazırlanıp 10 dakika öncesinde içilir. Bu küre 15 gün devam edilir. Kırmızı ve mor soğan amaca uygun değil. Kürün taze hazırlanması ve ılık olarak içilmesi şart.
***
Romatizma kürü (kiraz sapı-ısırgan)
Yarım litre suyu kaynatın. İçine önce 25-30 adet kiraz sapı ilave edin ve 3 dakika hafif ateşte kaynatın. Sonra bir tatlı kaşığı ısırgan ilave ederek 3 dakika daha demleyin. 6. dakikadan sonra ocağın altını kapatın ve ılıyınca süzün. Yarısını sabah kahvaltıdan 1 saat sonra, diğer yarısını da öğle yemeğinden yarım saat önce için
|