Create Your Own Countdown

Google

   
  *** İYİLİK İÇİN KOŞANLARIN YERİ***
  Ata Binme Tedavisi
 


Binicilik ile gelen tedavi HİPPOTERAPİ








Doğa ve hayvanlarla iç içe yapılan bir spor olan biniciliğin aynı
zamanda bir tedavi şekli olduğunu biliyor muydunuz?

Binicilik sporunu yapanlar bilirler;
bir tutku, adrenalin, terapi, iki canlının aynı anda bir çok duyguyu birlikte hissetmeleri açısından önemli duyguları barındırmaktan ibarettir.

Bu bir spordur,
belki bir iştir,
ya da tedavi yöntemi…

Çoğu sağlıklı insan gibi
doğuştan özürlü ya da hayatta yaşadığı olumsuz kazalardan ötürü
eski sağlığına kavuşabilmek için bile
bu dünya güzeli yaratıklar ile tanışıyorlar.

Yaklaşık 5000 yıl öncesine dayanıyor atların evcilleştirilmesi…

Bilinen bir gerçek var ki
atlar insan kültürünün şekillenmesinde önemli rol oynamıştır.
Hızlı iletişim ve yolculuk olanağı sağlamakla kalmamış,
askeri muharebelerde kesin müttefikliğini
kanıtlamıştır.
Atlar hayatımızın uzun dönemlerinde bizler ile yolculuk yapmış ve yine bizlere her açıdan dost olmuşlardır.

Engelli insanlar için bile atlar umut ışığı olmuş, onlara olan teşekkürümüzü her açıdan hak etmişlerdir.

Eski Yunanaca’da atın karşılığı olan “Hippos” kelimesi bugün dünyada kendini kanıtlamış olan
“Hippoterapi” adını alan
tedavi yöntemi ile hayat bulmuştur.

Tarihi kayıtlara göre,
at sırtına binmenin
duygusal ve fiziksel açıdan yararlarının anlaşılması Antik Yunan dönemine dayandığı belirtiliyor.

1950’li yıllarda İngiliz fizyoterapistleri her türlü özürlü hastanın
ata bindirilerek
tedavi edebileceklerini keşfetmişler.


Alınan olumlu sonuçlar neticesinde,
iki yıl sonra Avrupa’da
atla yapılan bu terapi
bazı terapi merkezlerinin kurulmasına
ön ayak olmuş.

Bu merkezler 1960’lı yıllarda Amerika ve Kanada’da bu sistemin kendisini geliştirmesinde yardımcı olmuş.

Kraliyet ailesinin de desteği ile
1969 yılında İngiltere’de özürlüler için
at binme derneği kurulmuş.
Aynı yılda “NARHA” adı verilen kurum Kuzey Amerika’da yine özürlüler için atla terapi yapan gruplarının merkezi olmuştur.

Her geçen ay ve yıllar
bu tedavi yöntemi
diğer ülkelerde ilgi görüp
uygulanmaya,
bazı komitelerin ve
Hippoterapi Sertifikasyon Birliği
ve ilk Hippoterapi Klinik Uzmanı sınavı uygulanmaya başlanmış.

Büyük gelişim gösteren bu sistem ve tedavi yöntemi,
büyük ülkelerde
medikal açıdan tanınmaya başlanmış.

ABD’de konuşma terapistleri,
doktorlar, fizik terapistleri, psikiyatriler ile öğretmenlerin tümü hastalarına binicilik terapilerini önermeye başlamışlar.

Hippoterapi tedavisi için
özel eğitim almış uzman terapistler,

öğrenme bozukluğu yaşayan hastalar ile spastik, işitme engelli, görme engelli, ruhsal bozukluk yaşayan, hareket kabiliyetini kaybetmiş, hiperaktif gibi rahatsızlığı olan kişiler için

bu sistemi kullanmaya başlamışlar.

Bu yöntemde kesinlikle biniciliğin eğitimi verilmeden sadece sinirsel fonksiyonları ve duyumsal girdileri geliştirici eğitim programları hazırlanarak hastalara uygulanmış.

Tedavi esnasında hastalara
kas perdesini normalleştirmek,
denge reaksiyonlarını geliştirmek,
baş ve gövde kontrolünü sağlamak, koordinasyon,


sosyal yaşam-arkadaşlık-paylaşım gibi belirgin hedefler belirlenmiş.

Bu hedeflere hastaların verdiği tepkiler, cevaplar sonrasında
Hippoterapi tedavisinin bu gibi hastalara ne derece önemli olduğunu göstermiştir.

Biz insanoğlu atların dostu olabiliriz.

Ama bir gerçek var ki
asıl dost olanların
kayıtsız şartsız uzun zamandan beri bizlerin yanında yer alarak

asıl atların bizim dostumuz olduğudur.

Ağır yükleri her gün çekmek için yetiştirilen işçi atları,
çiftçiliğin ve sanayinin çalışmasını değiştirmişlerdir.

Mallar hızla uzun mesafelere taşınarak ticaret gelişmiş ve dış dünya ile küçük bağlantıları olabilen köyler zenginleşmiştir.

Hippoterapi için bile olmasa
mutlaka
hayatta bir
keredenenmesi gereken şeydir
at sırtına çıkmak.

İlk defa binecek kişi
önceden tedirgin olur,
atın yanına yaklaşır ve
ilk teması

boynuna dokunarak gerçekleşir.

Ardından antrenörün de yardımı ile
bir harekette eyere oturmak
bir merdivenin en üst kade mesinde oturmaktan farksızdır.
Yüksekte olmak,
altında nefes alan bir canlıyla
hareket edebilmek

insana
dünyanın en pozitif enerjisini vermeye yeter de artar.


Siz siz olun

hâlâ bu keyfi denemediyseniz

yakınınızdaki binicilik kulüplerine gidip

hiç vakit kaybetmeden

sonsuz heyecanı yaşayın.

 

 

Hayat İŞLETME

 






at resimleri panosundaki Pin

Atların Duygusal Hafızası
| TÜBİTAK Bilim Genç <
TIKLA


 

Atların sosyal zekâya sahip olduğu bilinir. ... Yakın zamanlarda Sussex ve Portsmouth üniversitelerinde çalışan bir grup araştırmacının yaptığı deneyler ve gözlemler, atların aynı zamanda duygusal hafızaya sahibi olduğunu, geçmişte gördükleri insanların duygusal hallerini hatırlayabildiklerini gösteriyor.

At Resimleri - Dilek Mektubu
 
 
  *** SİZİ KUTLUYORUZ *** BUGÜN 2056886 ziyaretçi (4529004 klik) MİSAFİRİMİZ OLDUNUZ ***  
 
haberler haberler


Google Arama
Sitemde Arama
Yaşam ve İnsanlar

İstanbul Servisleri Neden Pahalı ? burakesc
Namaz Kılan Minik ile burakesc
GİMDES Helal Gıda Ramazan Buluşması burakesc
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol