Yediğimiz yiyecek renklerinin beslenmemizde önemli yeri olduğunu biliyor musunuz?
Yanlış renklerde yapılan beslenmenin kilo sorunu ortaya çıkardığını iddia eden renkbilimci Metin Yahya Üster, yediğimiz yiyeceklerin renklerinin beslenmemizde önemli yeri olduğunu söylüyor. Maslak'taki Renk Center'da renk terapileri yapan Üster, deneyimleri ışığında renk perhizi adını verdiği bir yöntem geliştirmiş.
Diyetisyenler ve beslenme uzmanları, yeşil sebzelerin sağlığımıza çok yararlı olduğunu her zaman söyler. Kırmızı etten uzak durmamızı ve haftada en az 2-3 kez balık eti tüketmemizi isterler. Renklerin insan üzerindeki etkisini araştıran ve yanlış renklerde yapılan beslenmenin kilo sorununu ortaya çıkardığını iddia eden renkbilimci Metin Yahya Üster ise yediğimiz yiyeceklerin renklerinin beslenmemizde çok önemli bir yeri olduğunu söylüyor.
Üster, yıllardır, Maslak'taki Renk Center'da renk terapileri yapıyor ve deneyimleri ışığında renk perhizi adını verdiği bir yöntem geliştirmiş. Zayıflamak isteyenlere bir de renk perhizi uyguluyor. Üster, “İnsanlar yanlış renklerde yemek yedikleri için kilo alıyor. Hormonal dengesizlik denilen olay budur. Renk, bir enerjidir. Renkleri yanlış kullanmak, karıştırmak metabolizmayı bozar.” diyor.
Üster'e göre sarı, kırmızı, turuncu renkli meyve ve sebzeler alkali ağırlıklıdır. Yani bu renkteki yiyecekler iştah açıyor ve insanı bağımlı hâle getiriyor. Dengeli tüketilmediğinde metabolizmayı bozabiliyor. Üster, fast-food restoranlarının renginin kırmızı ve turuncu renkte yapılmasını bu özelliklerine bağlıyor. Çivit mavisi, mor ve eflatun renkli yiyeceklerde asit oranı yüksek. Mesela mor erik, patlıcan, böğürtlen çok yenmemeli. Üster, “Patlıcan, toplumuzda çok sevilen bir sebzedir. Bir gün imam bayıldı, ertesi gün musakka, iki gün sonra patlıcan kebap, hünkâr beğendi alır başını gider. Patlıcan aşırı tüketildiğinde vücuda çok fazla asit yüklenmiş olur. Doktorlar ızgara et yemeyin derler. Domatesi de çok severiz ama dikkatli yemek lazım. Sarı renkler, sinir sitemini harekete geçirdiği için beslenmede ön plana çıkmamalı.” diyor.
Tıp literatüründe yeşil ve kırmızı sebzelerin sağlığımıza yararlarıyla ilgili araştırmalar var; özellikle yeşil yapraklı sebzelerde B vitamini bulunuyor. Sinir sistemine iyi geliyor, yatıştırıcı özelliği var. Nanenin, rokanın, maydanozun, marulun ve ıspanağın sayısız yararları sıralanır. Ancak mavi, mor ve sarı renkli yiyeceklerin beslenmemize ne gibi etkileri olduğuna dair bir araştırma bugüne kadar yapılmamış. Üster, işte bu noktada, tıp ilminin de insanlığın bilmesi gereken önemli bir ayrıntı olduğunu söylüyor.
Gerisini kendisi anlatıyor: “Bir kişi geliyor, 150 kilo. Ben zayıflamak için bütün yolları denedim ama olmadı diyor. Doktorlara sesleniyorum. Sadece ansiklopedik bilgilerle yola çıkıp insanları tedavi edemeyiz. İnsanın bir de renk metabolizması bulunur. Vücudumuzda çakra adı verilen yedi enerji merkezi vardır. Kök çakra, kuyruk sokumundadır, rengi kırmızıdır. Dalak merkezinin rengi turuncu, karın bölgesinin rengi sarı, kalp bölgesi yeşil, gırtlak bölgesi açık mavi, alın merkezi çivit mavisi ve baş bölgesi mor renktedir. Bu enerji merkezlerinin rengi bozulduğunda insanın sağlığı da bozuluyor.”
Renk perhizi nasıl uygulanıyor?
Renk perhizine başlamadan önce kişinin aurası çekiliyor. Kirlian fotoğrafçılığı adı verilen teknikle çekilen auranın rengi, kilo probleminin çıkış noktasını ve yayılma oranını gösteriyor. Üster, aura fotoğrafına bakarak kişinin herhangi bir rahatsızlıktan dolayı mı kilo aldığını, yoksa göz oburu mu, karın oburu mu olduğunu anladıklarını söylüyor. Sonuçta da kişiye göre değişen bir diyet listesi hazırlanıyor.
(Rus bilim adamı Semiran Kirlian tarafından keşfedilen Kirlian fotoğrafçılığı, canlılar tarafından yayılan enerjiyi saptıyor. Normal fotoğraf makineleri durağan görüntüyü fotoğraflarken Kirlian, titreşim hâlindeki auramızı, yani vücudumuzun etrafındaki enerjiyi görüntülüyor.)
Hangi sebze ne renk?
Kırmızı sebze ve meyveler: Et, bütün kırmızı derili sebze ve meyveler, su teresi, pancar, lahana, kiraz, biber, üzüm, soğan, turp...
Turuncu besinler: Havuç, portakal, balkabağı, tatlı mısır, kayısı, mandalina, şeftali.
Sarı besinler: Kayısı, tereyağı, yumurtanın sarısı, havuç, tatlı mısır, greyfurt, Hint kirazı, kavun, sakız kabağı, ilik ve sarı derili diğer sebze ve meyveler.
Yeşil besinler: Bütün yeşil sebze ve meyveler.
Mavi besinler: Erik, böğürtlen, çay üzümü, balık, dana eti, kuşkonmaz...
“Renklerin beslenmedeki etkileri tıp literatürüne henüz girmedi”
Uzman Diyetisyen M. Turgay Köse: “Renklerin insan yaşamındaki rolünü görmezden gelmek mümkün değil. İnsan psikolojisi üzerine olumlu ve olumsuz etkileri bulunan renklerin, beslenme ve şişmanlık ile ilişkisi ise literatürlere geçmemiş, deneyimlerle sınırlı kalan bir konu. Zemin, algılamayı etkileyen bir faktördür. Beyaz renkte bir tabak içerisine pirinç pilavı, makarna koymak; sarı renkte bir tabağa patates kızartması koymak algılama üzerine az ya da çok gibi bir kanı oluşmasına engel olur.
Öte yandan psikologlara göre mavi renkte tabak kullanımı az yemeyi sağlar. Çünkü mavi renkte bir besin bulma şansınız yoktur. Ayrıca, aynı miktarda küçük ve büyük tabak içerisine konulan besinler de algıda farklılıklar oluşturabilir. Kilo problemi olanların küçük ölçü kapları ve tabakları kullanmalarını önerme nedenimiz budur. Yeşil renk, doğası gereği rahatlatıcı etkiler gösterir. Özellikle yeşil renkli sebzeler sinir sistemi üzerine de etkili olabilecek bazı besin öğelerini içerdiklerinden ötürü tavsiye edilir. Biz diyetisyenler her zaman için besin çeşitliliğine önem veririz. O nedenle salatalarda ve diğer yemeklerde tek tip beslenmekten kaçınılması taraftarıyız. Farklı renkteki seçenekleri bir araya getirmeye çalışmak daha sağlıklı olacaktır.
Sevinç Özarslan/Cumaertesi