.
Yeterli uyku alınmaması durumunda kişinin bellek, dil becerisi ile bilişsel fonksiyonların işlevlerinde bozulma meydana gelebiliyor. Peki kişinin alması gereken
UYKU SAATİ HESABI-
Kişinin gerek duyduğu uyku süresinin hesaplandığını ifade eden Ferda Korkmaz, bu hesaplamayı şöyle açıkladı:
''Kişi, uyanık olduğu her 2 saat için 1 saatlik uykuya ihtiyaç duyuyor. Yaş ilerledikçe bu değişiyor, uyanık kalınan her 2 saat için 45 dakikalık uyku gerekiyor. Başka bir deyişle gün boyunca uyanık kalınan her saat için 'uyku borcu' biriktiriliyor. 16 saatlik bir günün sonunda, genç bir insanın 'uyku bankasına' borcu 8 saate ulaşıyor. Buna karşılık yaşlı bir kişinin uyku borcu sadece yaklaşık 6 saat düzeyinde bulunuyor.''
Uykunun tekdüze bir süreç olmadığına, ''uykuya dalış'', ''yüzeysel uyku'', ''derin uyku'' ve ''rüya ile ilişkili REM (rapid eye movement- hızlı göz hareketleri)'' olmak üzere 4 dönemi bulunduğunu kaydeden Korkmaz, uyku süresinin yaşla birlikte değişmekle birlikte herkesin uyku süresinin kendine has olduğunu, bunu değiştirebilmenin pek mümkün olmadığını belirtti.
Korkmaz, bazı kişilerin günde 12 saat, bazı kişilerin ise 4 saat uykuya ihtiyaç duyduklarını bildirerek, şöyle konuştu:
''Ancak toplumda birçok erişkinin ortalama uyku süresi 6-8 saattir. Yaşla birlikte hem uyku süresinde hem de uyku mimarisinde değişiklikler olur. İnsanlar yaşlandıkça, toplam uyku süresinde ve rüyayla alakalı uyku evresinde geçen sürede bir düşüş başlar. Yeni doğmuş bir bebek günde 16 saat uyur, rüya ile ilişkili REM dönemi oldukça yoğundur. Buna karşın bebeğin 30 yaşındaki annesi, eğer şanslıysa günde 6 saat uyur ve bu sürenin sadece dörtte birlik bölümünü REM'de geçirir.''
''Uykusuz kalındığında bozulan ilk işlevlerden biri de bellek, dil becerileri, soyut düşünme ve değerlendirme gibi bilişsel fonksiyonlardır'' diyen Korkmaz, sözlerini ''Geç saatlere dek uykusuz kalmak bir süre sonra kişide bellek sorunlarının oluşmasına yol açar. Verimli bir iş yaşamı için kişinin ortalama 8 saat uyuması gerekir'' diye sürdürdü.
Orta yaşlardan itibaren uyku süresinin azalmaya başlamasının yanı sıra uykunun karakterinin de değiştiğine dikkati çeken Korkmaz, bu yaşlardaki insanların rüyayla ilişkili evrede daha az uyurken, yüzeysel uyku dönemlerinin daha uzun sürdüğünü söyledi.
Korkmaz, insanların yaşlandıkça daha erken uyuyup daha erken kalktıklarını, gençlerde ise tam tersi bir durumun söz konusu olduğunu belirterek, şöyle devam etti:
''80'li yaşlarda bu değişiklik daha belirgindir. Gün içindeki uyuklamalarla birlikte günlük toplam uyku süreleri 6-7 saat olabilir. Bu kişiler gün içinde birçok kez uyuklasalar da bunların toplamı nadiren bir saati geçer. Yaşlıların günde 8-10 saat uyumaları gerektiği söylemi doğru değildir.''
-UYKUSUZLUK
Uykudan yoksun kalan kişilerin bazı olumsuzluklar yaşadığını ifade eden Ferda Korkmaz, şu bilgileri verdi:
''Uykusuz kalan kişide, gün içinde uykulu olma halinin yanı sıra düşünmeyle ilgili sorunlar da ortaya çıkıyor. Yeni şeyleri öğrenme daha yavaş gerçekleşiyor, bellek ile ilgili ve karar verme süreçlerinde sorunlar yaşanabiliyor. Uyku yoksunluğu dışında birtakım uyku rahatsızlıklarında da özellikle uykuda solunum bozukluklarında, uyku mimarisindeki ve kan oksijen düzeyindeki değişikliklerin tetiklediği olaylar, ciddi bilişsel ve bedensel bozulmalara neden oluyor. Bunlar arasında kalp, akciğer ve hormonal hastalıklar yer alıyor.''
Korkmaz, yaşlı kişilerin, uykusuzluk kalmaları halinde kendilerini gençler kadar çabuk toparlayamadıklarına işaret etti. Kişilerin 24 saat boyunca uyanık bırakıldığı bir araştırmada, 70'li yaşlardaki kişilerin kendilerine gelmelerinin, gençlere göre en az bir gün daha uzun sürdüğünün ortaya çıktığını bildiren Korkmaz, cinsiyetin de uykusuzluğun etkisi açısından önemli olduğunu, kadınların erkeklere göre uykusuzluktan daha az etkilendiğini belirtti.