KAN İÇME KONUSUNU EN İYİ AÇIKLAMIS KAYNAKLARDAN BİRİ
1803 NTE MOLDAVYALI RAHİP
NEOPHİTE YAZDIĞI KİTAPTIR
BİR HAHAMIN OĞLU OLAN NEOPHİTE YAHUDİLİKTEN ÇIKTIKTAN SONRA HRİSTİYANLIĞI KABUL EDİP RAHİP OLMUŞTUR
Babasının inancındaki
bütün kanla ilgili ayinleri açıklamıştır.
Bazı Yahudi tarikatlarının, insan kanı kullandıklarında Yehova katında daha
“üstün” olduklarına inandıklarını anlatmıştır.
İşte Yahudilerin bulundukları ülkelerden sürülmelerinin nedenlerinden birisi de bu sapık adettir. Özellikle İspanya’da kan içme olayları defalarca gündeme gelmiş, bu olaylar halk arasında büyük huzursuzluk meydana getirmiştir. Sayısız çocuk kaybolmuş, cesetlerin bir kısmı tamamen kanı çekilmiş bir durumda bulunmuştur. Osmanlı İmparatorluğuna geldikten sonra da Yahudilerin bazı kolları, bu sapık adetlerine devam ettiler.”
Yukarıda yapılan iktibasta da görüldüğü üzere Osmanlı arşivlerinde bununla ilgili sayısız örnek vardır. Bunlardan bazıları 1715’de Amasya’da, 1840’ta Şam’da ve Rodos’ta, 1633-1843 ve 1866’da İstanbul’da, 1863-1868 ve 1870’te İzmir’de kayda geçirilmiştir. Söz konusu davalarda fail Yahudiler yargılanıp idam edilmişlerdir
Eski milletvekili Yahudi tarihçi Avram Galante, “Histoire Des Juifs de Turquie” isimli kitabında bu konuda yaşanmış bazı hâdiseleri nakleder. Yahudi bir yazarın bile naklettiği bu vahşet karşısındaki suskunluğu anlamak imkânsız.
Amerika ve Moskova’da bulunan Sinagog tünelleri içinde olup bitenle, Epstein adasında yaşananla, iğneli fıçı alçaklığı arasında pek bir fark yok.
Şeytana tapan bu Batılı kafanın kan içme sevdası sürdüğü müddetçe insanlığın rahat etmesi güç. Bu alçaklıkların ifşası için var gücümüzle çalışmamız gerekiyor.
İlk olarak 1939'da yapılan bir araştırmada ölmüş bir kurbağanın kalbini canlandırması ile laboratuvarda serum haline getirmek için çalışmalar başlatıldı.
Çocuklardan elde edilen kanların Almanya'da serum haline getirildiği iddia ediliyor fakat bilimsel olarak ilk defa kanıtlanması 1939'daki araştırmaya dayanıyor. Ölen bir canlının kalbini canlandırması, deri dokusunu iyileştirmesi ve çeşitli hastalıklara iyi gelmesi ile popülerleşen adrenochrome sarımtırak bir renge sahip ve ampullerin içinde muhafaza ediliyor.
Ama Adrenochrome'un biraz daha geçmişi var: 17.yüzyılda Elizabeth Bathory, bir diğer ismi ile Kanlı Kontes'in düzenlediği kan akıtma partileri ile bu geleceğin başını çektiğine inanılmakta.
Dönemin elit tabakasında yer alan Bathory'nin genç kalmak için genç kızların kanlarını akıtarak kullandığı biliniyor. Kitap ve filmlere de konu olan Kanlı Kontes o dönemde vampir olmakla da suçlanmış. Genç kızlar ile birlikte düzenlediği kan akıtma partilerinde yapılanın şu an adrenochrome için yapılanla aynı olduğu düşünülüyor.
Peki çocukların kanını
nasıl alıyorlar?
Kandaki adrenalin miktarına göre
zenginleşen ve bağımlılık yaptığı için
uyuşturucu olarak bilinen adrenochrome,
tamamen çocukların
kanlarının akıtılması ile gerçekleşiyor.
0 ile 9 yaş arasındaki çocuklara
gerekli olan adrenalini sağlamaları için
işkence edilerek
boyunlarından kan alınıyor.
Öyle ki pek çok çocuğun kaçırılarak,
bu ağ içerisine yerleştirildiği
hatta bazılarının hiç güneşi bile görmediği
iddia ediliyor.
Orta Doğu, Asya, Avrupa ve Amerika'da
kaybolan çocukların
çoğunun Adrenochrome için hapsedildiği düşünülüyor.
Dünya genelinde 2019'daki kayıp çocuk sayıları kan dondurucu! Amerika'da 460 bin, İngiltere'de 112 bin, Kanada'da 104 bin 531, Hindistan'da ise 96 bin çocuk kayboldu. Yaşları oldukça küçük olan bu çocukların Amerika'ya kaçak bir şekilde sokulduğu ve bu sistemin bir parçası olmak için zorunlu tutulduğu düşünülüyor.
Kaybolan çocuklardan elde edilen kanların PizzaGate skandalındaki ile aynı şekilde internetten satışı yapıldığı düşünülüyor.
Kaybolan çocukların numarası, satılan ürünün numarasına ekleniyor. Pek çok üründeki numara Yandex'e yazıldığında, kayıpolan çocukların ilanları çıkıyor. Bu şekilde adrenochrome'a sahip olmak isteyen kişilerin istediği çocuğun kanını seçtiği düşünülüyor.
Hakkında pek çok şey biliniyormuş gibi görünse de, adrenochrome ve kayıp çocuklar hala sırlarla dolu.
Sırf genç kalmak için çocuklara eziyet ederek onların kanını kullanan bu insanlar ve yaptıkları hala tam anlamıyla kanıtlanabilmiş ya da açığa çıkabilmiş değil. Geçtiğimiz günlerde Sandra Bullock'un bahsettiği yöntemin de adrenochrome olduğu düşünülse de kendisi sünnet derisinden yaptırdığı söylemişti.