Create Your Own Countdown

Google

   
  *** İYİLİK İÇİN KOŞANLARIN YERİ***
  Kastamonuda 800 Yıldır Çürümeyen Beden Şehit
 
 



 Kastamonu’da yaklaşık 9 asırdır Aşıklı Sultan’ın teşhir edildiği çürümeyen bedeni, ziyarete kapatıldı. 

12. yüzyıl başlarında  Kastamonu Kalesi’nin fethi sırasında şehit olan  Aşıklı Sultan için yapılan türbedeki çürümemiş bedenin ziyareti vatandaşlara kapatıldı. Honsalar Mahallesi Kümbet Sokak üzerinde yer alan ve türbeye de adını veren Aşıklı Sultan’ın camekan içerisinde çürümeyen bedeninin gösterilmesi, dinen uygun olmadığı gerekçesiyle ziyarete kapatıldı. Hazreti Pir Şeyh Şabanı Veli Türbesiyle birlikte Kastamonu’nun en çok ziyaret edilen mekanlarının başında gelen  Aşıklı Sultan Türbesi, durumu ilginç bulan ziyaretler tarafından çürümeyen bedeni görmek için Türkiye’nin dört bir yanından ziyaret ediliyor. Halk arasında ‘Ayağı Yanık Sultan’ olarak ta bilinen Aşıklı Sultan’ın çürümeyen bedeniyle ilgili ilim adamları ise açıklama yapmakta zorlanıyor.


Aşıklı Sultan Türbesi Yaptırma ve Yaşatma Derneği Başkanı Nihat Sofuoğlu, Kastamonu’da en fazla ziyaret edilen türbelerin başında  Aşıklı Sultan Türbesi’nin geldiğini söyledi. Sofuoğlu, şehre gelen ziyaretçilerin büyük bir bölümünün türbedeki 9 asırdır çürümemiş bedeni görmek istediklerini belirterek, Kastamonu’nun 17 bin evliyanın geçtiği bir yer olması nedeniyle Evliyalar Şehri olarak ta bilindiğini kaydetti.


Türbeye de adını veren Aşıklı Sultan’ın bu kadar çok ziyaret edilir kılan sebebinin bu zatın bedenin çürümemiş olmasının yattığını ifade eden Sofuoğlu, “Gerçekten de on yıllardır, camekan içerisinde teşhir edilen ve insanlara ibret olması umulan Aşıklı Sultan’ın aşık kısmı etiyle, kemiğiyle asırlardır durmaktadır. Aşıklı Sultan, Kastamonu’nun fethi için buralara gelen Selçuklu ordusundaki komutanlardan birisidir. 1185-1200 yılları arasında cereyan eden fetih mücadelesi esnasında şehit düşmüş ve şehit olduğu yere defnedilmiştir. Bedeni tam 9 asırdan fazla zamandır hiç çürümeden durmakta ve adeta kendisini ziyarete gelenlere ibret vesikası olmuştur” dedi.


Cumhuriyet yılları döneminde Tekke ve Zaviyeler Yasası’nın ardından çevresinde bulunan müştemilatın tamamının bir şekilde parsellendiğini anlatan Dernek Başkanı Nihat Sofuoğlu, “Şu anda bulunan binanı içersine girmek için bir metrelik koridor dışında hiçbir şekilde başka bir şey kalmıyor. 1976 yılından başlayıp 1979 yılına kadar türbede süren restorasyon çalışmaları esnasında kurulan  Aşıklı Sultan Türbesi Yaptırma ve Yaşatma Derneği’nin ilk başkanı rahmetli hacı babam Tevfik Sofuoğlu döneminde başlayan çalışmalarla, dışarıda bulunan bütün müştemilatların istimlakını yaparak buralar temizlendi. 1979 yılında da taş olan iç kısımları ile sandukaların bulunduğu alt kısımlarından hatırı sayılacak şekilde pislikler bulunuyordu. Tabutlarda çok uzun ve yüksekti. Bu yüzden sandukaların hepsini dışarıya çıkartmaya karar verdik. İlk tabutu kaldırdığımız zaman vücudu bozulmadan duran bir zatın olduğunu gördük. Bu sandukalardan ilkinde Mağribli Mehmet Ağa, ikincisinde de Recül-i Şüheda ve üçüncü sandukada da Aşık Sultan’ın yattığı bilinmektedir. Bu tabutların içersinde vücutları bozulmadan ama kesinlikle mumya olmadan zatlar yatmaktadır. 4’üncü ve 5’inci tabutlarda kimlerin yattıkları bilinmemekle birlikte tabutların içerisindeki meftunların kemikleri vardır. Tabutları dışarıya mescide alarak, alt kısımlarının temizliğini yaptık, üst kısmının da tıraşlama yapılarak sıvası yapıldı. Sandukaların bulunduğu yerin restorasyonu tamamlandıktan sonra sandukaların içerisinde yatan zatların, mevcut kefenlerini bozmadan üzerini yeniden kefenledik. Saç fırçasıyla dikkatli ve düzgün bir şekilde tahriş yapmadan temizliğinin yapılmasını sağladıktan sonra kefenlerin açık olan kısımlarından sandukanın içerisinde yatan zatların vücutlarının bozulmadan durduğuna bizzat şahit oldum” diye konuştu.


1116 yılından bu yana gelen bir gelenek


Geçtiğimiz yıl türbede yeni bir dizayna gidildiğini aktaran Sofuoğlu, “Bununla birlikte türbede dizayn bakımından Kastamonu’da en güzel mekanlardan biri haline geldi. Fakat restorasyon çalışmalarının hemen akabinde zatların toprağa defnedilmesi gündeme geldi. Daha öncesinden Aşıklı Sultan’ın yattığı sandukanın ayak kısmında camekan içerisinde zatın çürümeyen ayak kısmı görülebiliniyordu. Fakat ayaklarının görünme kısmının teşhir konumuna geleceği ve dinimize uygun halde toprağa defnedilmesi gündeme geldi. Bunun ise, bir doktorumuzun facebook ta yazı yazması üzerine ortaya çıktığını öğrendik. Bunun üzerine Vakıflar Bölge Müdürlüğümüzden, dernek başkanı olarak beni çağırdılar ve bana ‘ne yapmamız’ gerektiği yönünde soru sordular. Aşıklı Sultan, 1116 yılından bu yana bu şekilde geldi. Biz, 1116 yılından bu yana olan bir hadiseyi bugün değiştirmenin yanlış olacağına inanıyoruz. Kaldı ki, bizim burası Etnografya Müzesi değil. Mehmet Akif Ersoy başta olmak üzere, türbeye yaklaşık 300 metre uzaklıkta Bediüzzaman Said Nursi hazretleri kaldı. Yaklaşık 7 yıl boyunca Kastamonu’da bulundu. Bunun dışında Kastamonu’nun yetiştirdiği büyüt zatlardan Mehmet Feyzi Efendi’nin de türbeyi ziyaret ettiği biliniyor. Bütün bu büyük zatların da  Aşıklı Sultan Türbesine gelerek camekandan teşhir edilen Aşıklı Sultan’ın çürümeyen ayağına baktıkları biliniyor ve bunu da iyimser karşıladıkları söyleniyor. Bunların birkaçına şahsen bende şahit olmuşumdur. Türbeyi ziyaret eden zatların, bu konuyu gerçekten çok olumlu buldukları ve olayı irşad olarak değerlendirdikleri ifade ediliyor” ifadelerini kullandı.


Aşıklı Sultan Türbesini ziyaret edenlerin çürümeyen bedeni gördükten sonra farklı davranışlar gösterdiklerine şahit olduklarını vurgulayan Nihat Sofuoğlu, “Buraya türbeyi görmeye gelenler bilhassa Aşıklı Sultan’ın çürümeyen ayaklarına bakmak isteyenler, burada ilham alarak inanılmaz şekilde insanların değişiklik gösterdikleri ve olumlu davranış içerisinde bulunduklarına şahit olduk. Bu yüzden bu güzel olayın devamının bu açıdan son derece önemli ve yaralı olduğunun kanaatindeyim. Yetkililerde bu konuda gerekli çalışmaları yapacağına inanıyoruz. İnşallah olması gereken şeklinde tekrar eski haline dönüştürülür. Çünkü amaç vesiledir, amaç görevdir, amaç insanların Allah’ın ‘biz öyle yaptık, böyle yaptık, böyle oldu’ şeklinde kısaca belirttiği ayetlerde ‘bu böyledir’ Yoksa insanların kendi mücadelesi içerisinde bunu başarmasının mümkün olamayacağı kesindir, alenidir ve nettir” şeklinde konuştu.


Vali'nin rüyasına girip yardım istemiş


Aşıklı Sultan Türbesi’nde Cumhuriyet döneminin ilk yıllarında yangın olduğunu aktaran Dernek Başkanı Nihat Sofuoğlu, şöyle devam etti: “Rivayetlere baktığımız zaman burada bir yangın olduğu kesindir. Çünkü restorasyon çalışmalarında biz, sandukaların altından çok fazla dışarıya kül attık. Aşıklı Sultan’a halk arasında “Ayağı Yanık Sultan”da denilen olay menkıbelerde şöyle anlatılmaktadır; Cumhuriyet döneminin ilk yıllarında Aşıklı Sultan’ın türbesinin yakınında bir yangın çıkar. Bu olay sırasında  Aşıklı Sultan Hazretleri, o zamanın mülkiye amirinin rüyasına girer ve der ki; “Burada yangın çıktı, türbem yanıyor, gelin beni kurtarın” Devrin mülkiye amiri uyandıktan sonra o mahalleye koşar, bakar ki türbe ve civarı yangından zarar görmüş, ama Aşıklı Sultan’ı ateş yakmamıştır. Yangın söndürülür sadece, tabut ayak ucundan alev almıştır. Tabutun yanan kısmından içerisi de görünür hale gelir ve Aşıklı Sultan’ın bedenin çürümediği bu sayede anlaşılır. Böylece Aşıklı Sultan’ın dünyadan ayrıldıktan sonra kerametinin devam ettiği böylelikle anlaşılır.


Halk arasında “Ayağı Yanık Sultan” olarak ta bilinen Aşıklı Sultan’ın ayağı yanık halini görmek için türbeye gelen kişiler, camekanı kapalı gördükleri anda tabiri caizse sükut bir hayal kırıklığı yaşıyorlar. Birazda serzenişte bulunarak geri gittiklerine de maalesef şahit oluyoruz”


Tekrar gösterilmesini istiyorlar


Honsalar Mahallesi Muhtarı Hüseyin Aksoy da, şöyle konuştu: “Yakın bir zamanda buranın restorasyonu yapıldı. Emeği geçendeler teşekkür ediyoruz. Fakat bizim, şu anda buraya ziyaretçimiz gelmiyor.  Aşıklı Sultan Türbesi’nde bulunan ayağı yanık şeklindeki zatın, çürümeyen bedeninin teşhiri ziyarete kapatıldı. Bu yüzden türbeye gelen ziyaretçiler azaldı. Bunun eski haline dönmesini yetkililerden talep ediyoruz”


Vakıflar Bölge Müdürü Yavuz Yücebıyık ise  Aşıklı Sultan Türbesinin 2013 yılında restorasyonuna başladıklarını ve bu yıl içerisinde restorasyon çalışmalarını tamamladıklarını ifade ederek, “Restorasyon esnasında çevre düzenlemesini tamamladık. Türbenin etrafında düzenlemeler yaptık. Türbenin arkasında bulunan tuvaletler bulunuyordu. Buralar özel mülkiyetti. Bu yüzden buraları restore ettiremedik. Ama ileri ki dönemlerde buraları tekrar yapmaya gayret edeceğiz” şeklinde konuştu.


Aşıklı Sultan’ın ayağının gösterilmesiyle ilgili olarak kurumlarına çok fazla şikayetlerin geldiğini anlatan Yücebıyık, “Ayağının gösterilmesinin doğru olmadığını hatta bilgi edinmeye sürekli mailler atıldı. Bunun üzerine bir araştırmaya gidildi. Bu konu hakkında bizim yeterli bilgiye sahip olmadığımız için İl Müftülüğümüze görüşü soruldu. İl Müftülüğümüzde, Diyanet İşleri Başkanlığına yazdılar. Oradan gelen cevapta, kapatılmasının doğru olacağını ve İslam dini açısından gösterilmesinin uygun olmayacağını belirttiler. Dolayısıyla biz, buranın sandukanın açık olan bölümünü kapatıp aynı şekilde yine türbenin içerisine ziyaretler devam ediyor” ifadelerini kullandı.


Ayrıca inanç turizmi açısından Aşıklı Sultan’ın ayağının gösterilmesi gerektiğini söyleyen çok sayıda mail aldıklarını aktaran Yücebıyık, şunları söyledi: “Uzak yerlerden Kastamonu’ya gelip insanlar, göremeyince tabi hayal kırıklığı oluyor. Çünkü bu yıllardan beri gelen bir alışkanlık olduğu için insanlar, buraya gelirken bunu arzuluyor. Bizde, bunu nasıl çözebiliriz diye kendi içimizde düşünüyoruz. En sonunda Kastamonu, ahşap bir şehir olduğu için ahşap ferforje karışımı bir düzenleme yapacağız. Bunun üzerine bir bilgisayar monte etmeyi düşünüyoruz. Bilgisayarda hem diğer ziyaret mekanlarını göstereceğiz hem de Aşıklı Sultan’ın daha önceki görüntülerini anlatan ve ayağının resimlerini gösteren bilgi ve belgelerini bilgisayara yerleştirip, insanlara bu şekilde sunmayı düşünüyoruz. Planlamamız içerisinde bunlar bulunuyor. Bunu yapabilirsek daha faydalı olacağının inancındayım. Bana göre de kapatılmasının doğru olacağını düşünüyorum. Kurumumuz olarak şu anda çürümeyen bedenlerin fetvada belirtildiği gibi toprağa defnedilmesi gibi bir düşüncemiz bulunmuyor”




Toprakran geldik, toprağa gideriz


Kastamonu İl Müftüsü Osman Aydın, Vakıflar Bölge Müdürlüğünün vatandaşlardan gelen şikayet ve istek üzerine kendilerine uzman görüşü sorduğunu belirterek, “Biz de, konuyu Diyanet İşleri Başkanlığına sorduk. Diyanet İşleri Başkanlığımız da, konunun hassasiyeti bakımından fetvaya sordu. Fetva da, ‘Topraktan yaratılan insanın öldüğünde yine toprağa verilmesi İslami bir esastır. Cenazenin kabre defnedilmeyip teşhiri şeklindeki uygulama, İslam’ın cenazelerin defni ile ilgili hükümlerine aykırıdır’ şeklinde görüş bildirdi. Bunun üzerine bizde, Vakıflar Bölge Müdürlüğümüzü fetvanın verdiği cevabı üst yazıyla bildirdik” dedi.

 



































   


İşte sekiz asırdır çürümeyen bedenin sırrı

12. yüzyıl başlarında Kastamonu'nun fethi sırasında şehid olan Aşıklı Sultan için yapılan türbedeki çürümemiş beden görenleri şaşkına çeviriyor.

 
 

Durumu ilginç bulan ziyaretçiler Türkiye'nin dört bir yanından türbeye gelerek ziyaret ediyor. Merkeze bağlı Honsalar Mahallesi, Kale kapısı Mevkiinde, Kümbet Sokağında yer alan türbede Aşıklı Sultan'ın çürümemiş ayaklarıyla ilgili ilim adamları açıklama yapmakta zorlanıyor.

Kastamonu Kalesi'nin fethi sırasında zehirli bir okla şehid olan Aşıklı Sultan, Selçuklu töresinde ulu kişilere uygulandığı gibi sandukasıyla defnedildi. Aşıklı Sultan'a halk arasında "Yanık Sultan" da denilen olay menkıbelerde şöyle anlatılmaktadır; Aşıklı Sultan'ın türbesinin yakınında bir yangın çıkar. Bu olay sırasında Aşıklı Sultan Hazretleri o zamanın mülkiye amirinin rüyasına girer, der ki; "Burada yangın çıktı, türbem yanıyor, gelin beni kurtarın." Devrin mülkiye amiri uyandıktan sonra o mahalleye koşar, bakar ki türbe ve civarı yangından zarar görmüş, ama Aşıklı Sultan'ı ateş yakmamıştır. Böylece Aşıklı Sultan'ın dünyadan ayrıldıktan sonra kerametinin devam ettiği anlaşıldığı ifade ediliyor.

8 ASIRDIR ÇÜRÜMEYEN BEDEN

Kastamonu Turizm Eğitim ve Kültürünü Geliştirme Derneği (TURGET) Başkanı Erdal Arslan, Kastamonu'da en fazla ziyaret edilen türbelerin başında Aşıklı Sultan Türbesi'nin geldiğini söyledi. Arslan, şehre gelen ziyaretçilerin büyük bir bölümünün türbedeki 8 asırdır çürümemiş bedeni görmek istediklerini hatırlattı. Erdal Arslan, Kastamonu'nun 17 bin evliyanın geçtiği bir yer olması nedeniyle Evliyalar Şehri olarak bilindiğini kaydetti.

Arslan, "Her bir sokağı, her bir caddesi, her bir mahallesi bir büyük evliya ile şereflenmiş olan Kastamonu'nun en çok ziyaret edilen mekanlarından birisi de Aşıklı Sultan Türbesidir. Kale Kapısı mevkiinde bulunan Aşıklı Sultan Türbesinde beş adet sanduka vardır. Bu sandukalardan sadece bir tanesinde Mağribli Mehmet Ağa isimli birinin yattığı bilinmektedir.

Türbeye de adını veren Aşıklı Sultan ise ortada yer alan üçüncü sandukada medfundur. Bu türbeyi bu kadar çok ziyaret edilir kılan sebep ise bu zatın bedenin çürümemiş olmasıdır. Gerçekten de on yıllardır, camekan içersinde teşhir edilen ve insanlara ibret olması umulan Aşıklı Sultan'ın aşık kısmı etiyle, kemiğiyle asırlardır durmaktadır. Aşıklı Sultan, Kastamonu'nun fethi için buralara gelen Selçuklu ordusundaki komutanlardan birisidir. 1185-1200 yılları arasında cereyan eden fetih mücadelesi esnasında şehit düşmüş ve şehit olduğu yere defnedilmiştir. Bedeni tam 8 asırdan fazla zamandır hiç çürümeden durmakta ve adeta kendisini ziyarete gelenlere ibret vesikası olmuştur." dedi.

Bu türbe ile ilgili halk dilinde anlatılan ilginç bir hikayenin de mevcut olduğunu kaydeden Arslan, bu olaydan sonra Aşıklı Sultan'ın çürümemiş bedeninin ortaya çıktığının söylendiğini belirtti. Arslan, "Rivayete göre; Cumhuriyetin ilk yıllarında türbe büyük bir yangın geçirir. Yangın başladığı esnasada türbede yatan zat, zamanın valisinin rüyasına girerek "Kalk beni kurtar" diye haykırır. Vali kan ter içersinde uyanır ancak tekrar uykuya dalar. Zat ikinci sefer ikaz eder valiyi rüyasında. Vali bu sefer de "hayırdır inşallah" deyip tekrar uykuya dalar. Üçüncü seferinde türbede medfun zat daha bir hiddetle bağırır valiye rüyasında "Yanıyorum, kalk beni kurtar diyorum. Ne diye uyuyorsun!" diyerek çıkışır. Üç sefer üst üste gördüğü rüya valinin aklını başına getirir ve yaverine Kastamonu'da o saatlerde bir yangın olup olmadığını sorar. Yaveri Kale Kapısı mevkiinde bir türbenin yanmakta olduğunu söyleyince derhal yangın mahalline gelir ve söndürme çalışmalarına bizzat katılır. Yangın söndürülür ancak, tabut ayak ucundan alev almıştır. Tabutun yanan kısmından içerisi de görünür hale gelir ve Aşıklı Sultan' ın bedenin çürümediği bu sayede anlaşılır."

AŞIKLI SULTAN TÜRBESİ'NİN 2009 YILINDA RESTORSYONU YAPILACAK

Diğer yandan, Kastamonu Vakıflar Bölge Müdürü Yavuz Yücebıyık, Aşıklı Sultan Türbesi'nin restorasyon projesinin hazır olduğunu belirterek, 2009 yılı içinde restorasyon ve çevre düzenlemesinin yapılacağını açıkladı.

Türbe hakkında bilgi veren Yücebıyık, "Aşıklı Sultan Türbesi eyvan tipi bir türbedir. İbadet mekanı ile büyük bir beşik tonoz ve alt katından oluşan yapı, 4.00X6.51 m. boyutlarındadır. Cephe kemerinin etrafı silmelerle çerçevelenmiştir. Önyüzü düzgün kesme taş, diğer duvarları ise moloz taş örgülüdür. Doğusundaki mekanın mahiyeti uğradığı müdahaleler sebebiyle anlaşılamamıştır. Kitabesi olmadığı gibi hakkında yazılı bilgi de bulunmamaktadır. 1979 yılında tamir edilmiş olan yapının Vakıflar Genel Müdürlüğü arşivindeki dosyasına göre Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Ankara Bölge Kurulu 1984 tarih, 386 sayılı kararı ile kamulaştırılması kararlaştırmıştır. Bu tarihten sonra türbenin etrafını saran yapılar yıktırılarak çevresi düzenlenmiştir. 1992 den sonra bir kez daha onarım geçirmiştir. Son olarak biz restorasyon projesini hazırladık. 2009 yılında restorasyonunu gerçekleştireceğiz." dedi.

Cihan








 
  *** SİZİ KUTLUYORUZ *** BUGÜN 1945641 ziyaretçi (4252470 klik) MİSAFİRİMİZ OLDUNUZ ***  
 
haberler haberler


Google Arama
Sitemde Arama
Yaşam ve İnsanlar

İstanbul Servisleri Neden Pahalı ? burakesc
Namaz Kılan Minik ile burakesc
GİMDES Helal Gıda Ramazan Buluşması burakesc
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol