Sekan Kara'nın haberi
ABD'li ressam, karikatürist ve şovmen Dan Dunn's Panitjam, geçen yıl Türkiye'ye gelmiş, elleriyle beş dakikada Başbakan'ın portresini çizerek bir anda ilgi odağı olmuştu.
Oysa ülkemizde 30 yıldır parmaklarıyla resim yapan bir ressam var. Adı Metin Akarslan. Fakat o, Panitjam'ın aksine ülkesindeki ilgisizlikten şikâyetçi... Üstelik 'fırçasız ressam'ın eserleri, dünyanın önde gelen galerilerinde Picasso gibi ressamların eserleriyle birlikte sergileniyor. Peki neden parmaklarıyla çiziyor? Çünkü alkol, şişede durduğu gibi durmuyor!
1939 yılında dünyaya gelen Metin Akarslan, küçük yaşlardan itibaren sanata ilgi duymaya başlar. Nedeni babasının hattat oluşudur. Gençlik dönemlerinde hat yazabilmek için çok uğraşır; fakat bu zorlu sanatı bir türlü icra edemez. Yirmili yaşlarına geldiğindeyse resme meyleder. Bedri Rahmi ve Eren Eyüboğlu'yla tanışması onun için bir dönüm noktası olur. Kısa sürede öyle eserler üretir ki övgülerin ardı arkası kesilmez. Ancak Akarslan, 'yolun yarısı' denen yaşlarda alkol bağımlısı olur. Çok geçmeden bir ressamın başına gelebilecek en kötü şey gelir ve elleri titremeye başlar. Bu, resim sanatına veda demektir.
'Keşke hayatta olsaydım da namaz kılsaydım!'
38 yaşında resim yapmayı bırakmak zorunda kalan Metin Akarslan, büyük bunalımlara sürüklenir. Her gün dibe battığını hissetmektedir. Bir gece, 'Allah'ım n'olur bana yardım et' diye diye sızıp kalır. Devamını Metin Akarslan'dan dinleyelim: "Rüyamda ölmüşüm. Melekler gelmiş; ama melekleri görmüyorum. Bir melek boynuma zincir takmış beni çekiyor. Eyvah, diyorum öldük galiba! Nereye gideceğim ben? Bir baktım karşıda cennet. Bir ağacın kovuğunda da bir melek duruyor. Onu görmüyorum; ama hissediyorum. Tam cennete adımımı atmışken beni zincirleyen melek arkamdan çekiyor: 'Senin yerin cehennem!' Cehenneme attılar beni. Ortada ateş kaynıyordu. Ateş kaynadıkça sıcak artıyor tabii. Ben çekiliyorum, ateş bana doğru geliyor, ben çekiliyorum, ateş bana doğru geliyor. Duvara yaslandım. Eyvah, şimdi gelip yakacak beni! O sırada bir pencere açıldı. Pencereden bir baktım, Nuruosmaniye Camii gözüküyor. 'Camiye bak, ezan da okunuyor. Keşke hayatta olsaydım da namaz kılsaydım, cehenneme düşmezdim o zaman. Şimdi nasıl kurtulacağım?' diyorum. İnanılmaz bir şekilde pişmanlık duyarken kan ter içerisinde uyandım. Şükür ki ölmemiştim. 'Tamam' dedim, bu iş bitti! Bundan sonra ağzıma içki koymayacağım. Allah'a çok şükür kurtulduk."
Matbaa boyalarıyla yeniden doğuş
Bu rüya her şey için yeni bir başlangıç olur adeta. Oğluna matbaa dükkânı açan Metin Akarslan, alkolü bırakmak için su tedavisi görür. Resimle uğraşamadığı için günün büyük çoğunluğunu oğlunun dükkânında geçirmektedir. Matbaa boyalarıyla uğraşırken oyalanmak için kartonların üzerine elle bir şeyler çizer. Bir-iki derken üretmeye başlar. Zamanla öyle dokular çizer ki dükkâna her gelen elle yaptığı resimleri satmasını ister. O günleri de Metin Akarslan şöyle anlatıyor: "Ellerimle, fırçadan daha güzel, daha serbest, daha stressiz iş yapmaya başladım. Ben elle yaparken mavi, yeşil sürüyordum, kırmızı renk çıkıyordu. Çünkü sürtünmeden dolayı parmaklarım kanıyordu, ki ellerimdeki parmaklarımdaki yanık izleri hâlâ duruyor. 'Ne yapayım?' diye düşünürken bir bezle yapmak aklıma geldi. Önce beceremedim; ama sonradan alıştım. Dokuyu tırnağımla yapıyorum; çünkü doku kesinlikle bezle olmaz. Detayları da bezi dörde katlayarak bezin köşesiyle veriyorum. Artık parmaklarımda da kanama olmuyor. Çünkü parmaklarım, sürtünmekten ve kanamaktan nasır bağladı ve yeterince kalınlaştı!"
'Bana karşı önyargı var'
Otuz yıldır parmaklarıyla resim yapan sanatçı, bugüne kadar 47 sergi açtı. Bunların birçoğu yurtdışında... Barcelona, Brüksel, Lozan gibi dünyanın en önemli sanat şehirlerinde resimleri sergilenen ressam, 9 eserini son olarak New York'ta sergiledi. Picasso gibi dünyaca ünlü ressamların eserlerinin bulunduğu sergiye bin 500 ressam katıldı. Akarslan'ın eserleri önümüzdeki günlerde Miami'de, daha sonra Kanada'da sergilenecek. Fırçasız ressam, yurtdışında büyük ilgi görse de Türkiye'deki ilgisizlikten şikâyetçi. "Bana dünyaca ünlü sanat galerilerinden teklif geliyorken Kazım Taşkent Sanat Galerisi beni kabul etmiyor." diyen sanatçı, bunun sebebini alaylı oluşuna bağlıyor. Bu durumun kanına dokunduğunu söyleyen Akarslan, "Resimlerimdünyada kabul görüyor ama orada kabul görmüyor. Niye? Sırf önyargıdan." diyor.
2003 yılında eşiyle birlikte hacca giden Metin Akarslan'ın o tarihten sonra resimlerinde bir değişim yaşanmış: "Nü resim yapmaz oldum. Yeşili fazlaca kullanmaya başladım. Yeşil, hem cennetin rengi hem de bilimsel bir anlamı var." Şimdilerde çocukluk aşkı hattı resimlerine uygulayan sanatçı, bu eserlerine Filistin'de yaşanan vahşeti yansıtıyor. Ayrıca, topluiğne ucuyla yaptığı siyah-beyaz resimlerle de harika eserler ortaya çıkarıyor. Sanatçının atölyesi İstanbul Kadıköy'deki Moda Sineması Pasajı'nda...
Zaman - Cumartesi