Komutanların "Türbanı sadece kamuda değil sokaklarda da yasaklayacağız" sözüne "iç savaş çıkar" diye uyaran Enver Ören'e, askerlerin tepkisi inanılmazdı:
"Bu ülkede dini vecibelerini eksiz yerine getiren 23 milyon insan var. Gerekirse bunların hepsini katlederiz."
Bir süre önce kaybettiğimiz işadamı Enver Ören'in yakın dostlarından Gazeteci Metin Özer, habervitrini sitesindeki köşe yazısında 28 Şubat'ın bilinmeyen bir anısını anlattı. Üç saat süren toplantının ardından Ören'in fırlayan tansiyonu, doktor müdahalesiyle düşürülebilmiş. İşte tüyler ürperten o toplantının ayrıntıları:
Bu yazıları niçin o günlerde yazmadınız?
Bir okurun bu yöndeki sitemine yazar Özer, şu cevabı veriyor:
- Bizim dinimizde ve geleneklerimizde büyüğün yanında küçükler konuşmazlar. Büyüklerin yanında küçüklere susmak düşer. Enver Abi benim büyüğümdü. O’nun konuşmadığı konularda benim konuşmam, yani yazmam edepsizlik olurdu.
-Enver Abi’nin vefatıyla birlikte bu yazıları kaleme aldım. Çünkü önümde büyüğüm kalmadı.
-Bu olayları yaşayan biri olarak bu kez yazmamam edepsizlik olurdu. Ben de bunu yerine getirdim.
|
SOKAKLARDA DA YASAKLAYACAĞIZ
"İçeride dönemin Genelkurmay Genel Sekreteri Erol Özkasnak vardı.
Toplantıda bırakın nezaket sınırlarını, insanlık sınırlarını bile aştılar.
Masayı yumrukladılar.
Bağırtıları karargahın duvarlarında yankılandı.
Enver Abi bir mübarek insan.
Hayatında kimseye sesini bile yükseltmemiş biri.
Tek bir kişinin bile kalbini kırmamış bir insan.
Böyle bir insan, hak etmediği bir muameleyi görünce çok şaşırdı.
28 cuntasının elemanları yağdı, esti, gürledi.
Dönemin Refah – Yol hükümetine, yapmasını istediklerini madde madde ilettiklerini söylediler.
Hükümetin bunları ya rızasıyla veya zorla yapacağını biraz da alaycı bir ağızla belirttiler.
Hızlarını alamayıp Enver Abi’yi şaşkına çeviren bombayı patlattılar :
-Türbanı sadece kamuda değil sokaklarda da yasaklayacağız.
Bunu duyan Enver Abi’nin tansiyonu fırladı.
Üzüntüden dili damağı kuruyup su istedi.
İÇ SAVAŞ ÇIKAR
İçtiği sudan sonra kendine gelen Enver Abi, onlara tarihi bir söz söyledi :
-Sakın bunu yapmayın, ülkede iç savaş çıkar.
Dinleyen kim?..
Enver Abi o anları anlatırken, “Adeta çıldırmışlar” dedi.
Arkasından deprem gibi korkunç yıkıcı sözler geldi:
- Enver Bey, biz bir araştırma yaptırdık. Bu ülkede dini vecibelerini eksiz yerine getiren 23 milyon insan var. Gerekirse bunların hepsini katlederiz. Hiç önemli değil. Her şeyi göze aldık.
Enver Abi duyduklarına inanamadı.
“23 milyon insanı katlederiz”
Üzüntü, baskı ve bu tehditten sonra tansiyonu 20’nin üzerine çıktı.
Arabasından tansiyon ilacını getirtti.
“Etmeyin, Yapmayın” dediyse de kendisini dinlemediler.
Cuntacıların yüzlerindeki kararlılık ifadesi, Enver Abi’yi dehşete düşürdü.
O gün Genelkurmay’da bir resepsiyon vardı.
Enver Abi toplantıdan sonra resepsiyona geçti.
Geçti ama üzüntüden ayakta duracak hali kalmamıştı.
YÜZÜ MOSMOR OLMUŞTU
Akşam saat 22.00 gibi kendisini Enver Yazıcı Abi’nin evine zor attı.
O gün Enver Abi’yi görenler neye uğradığını şaşırdı.
Yüksek tansiyon nedeniyle deyim yerindeyse Enver Abi’nin yüzü mosmor olmuştu.
2-3 dakika dinlendikten sonra ilk müdahaleyi evde bulunan doktor Salih Eken yaptı.
O müdahaleden sonra tansiyonu 16’ya indi.
Enver Abi de kendine geldi.
Ama çok üzüntülüydü.
“Sokaklardan türbanın yasaklanması ve 23 milyonun katledilmesi” sözleri kendisini tedirgin etmişti.
Orada iki ellerini yana açıp; “Ya Rabbi, bu ülkenin Müslümanlarına yardım et” diye dua etti.
Ertesi gün Enver Abi büroya geldi.
Odamda otururken bir şey dikkatimi çekti.
Enver Abi’nin gözlerinin önü morarmış ve şişmişti.
Ağlamaktan dolayı oluşan bir şişlik.
Ben o ana kadar Genelkurmay’da olup bitenlerden habersizdim.
Enver Abi’yi o halde görmek inanın beni çok üzdü.
Dayanamayıp sordum :
-Efendim, gözünüz biraz şişmiş. Rahatsız mısınız?
Enver Abi bütün gece uyumadığını dua ettiğini söyledi.
Anlaşılan dualarını gözyaşıyla yapmış.
Ardından da yaşadıklarını anlattı.
İnanın tüylerim diken diken oldu.
Bir hafta kendime gelemedim.
Varın Enver Abi’nin halini siz düşünün.
Enver Abi İstanbul’a dönüşünde rahatsızlandı.
Nasıl rahatsızlanmasın?
Bütün bu zulümlere, acılara ve tehditlere rağmen direndi.
Kabus gibi geçen o süreçte kendini; hem ülkesine hem de arkadaşlarına siper etti.
28 Şubat sürecinde bir tek arkadaşının burnu bile kanamadı.
Bizler için kendisini feda edip, gitti.
Kendinizi Enver Abi’nin yerine koyun.
İLAHİ ADALET
Karşınızda 23 milyon insanı katletmek için gözünü karatmış bir güruh var.
Onların yaptıkları baskılar ve tehditler var.
Balyoz Darbecilerinin niçin insaflı olduklarını bu rakamlara bakarak söyledim.
O gün bu ülkenin 23 milyon insanını katletmeyi düşünecek kadar gözünü karartancuntacılar, bugün 23 metrekarelik bir oda bile bulamıyor.
Sincan Cezaevinin 3-5 metrelik odalarında volta atıp, avluya bile özel izinle çıkabiliyor.
O yıllarda orduevlerinde padişah sofraları kurarken şimdi cezaevininkaravanasına kaşık sallıyor.
İlahi adalet böyle bir şey."