Haber Merkezi/ TIMETURK
Araştırmacı yazar Mustafa Özcan Bugün Vakit gazetesindeki
köşesinde Hristiyanlık ve İslam ilişkilerine farklı bir açıdan yaklaştı. İslam'ın hızla yayıldığını anlatan Özcan, Müslümanlar'ın İslam'ın mesajını özümseme ve onu insanlığa aktarma konusunda yetersiz kaldığını da belirtti. Özcan makalesinde Müslüman olan bir rahibenin tanıklığına yer veriyor. Özcan'ın makalesinin bir bölümnde olay şöyle anlatılıyor:
KİLİSE MESCİD'E DÖNÜŞÜYOR
"Son sevindirici bir gelişme ‘İsevi Müslümanlar’ bağlamında, siyah bir Amerikalı rahibenin Müslüman olması ve onun ötesinde hizmet verdiği kilisede beş vakit namaz kılmasıdır. Rahibe ve arkadaşları, kilisenin bir bölümünü mescid haline getirmişler ve oraya yaygılar ve kilimler sermişler ve topluca ve ferdi olarak orada beş vakit namazlarını eda ediyorlar. Homes Reden, bu hususta insanı çarpan bir ifade kullanıyor: Beni İslamiyete çeken Mesih oldu veya
Mesih beni İslamiyete çekti ve çağırdı. Sanki onun rehberliğinde ve onun delaletiyle İslamiyete girdim.
SEVDİĞİMİ KAYBETTİM AMA EBEDİ HUZURU KAZANDIM
Gerçekten de rahibenin serüveni inanılır gibi değil.
Al Arabiya Kanalı’nın söz konusu siyah rahibe Homes Reden’le konuşması insanın tüylerini diken diken ediyor. Hemen bir ahirzaman müjdesiyle daha karşılaştığınızı anlıyorsunuz. 25 yıldır rahibelik yapan Reden annesini kaybediyor ve hüzünlü ve kederli bir atmosfere giriyor. Sonra da teselli bulmak için çocuklukta öğrenmiş olduğu bazı İslami şiarları/ritüelleri ve ibadetleri yerine getirmeye başlıyor. Bununla teselli buluyor. Keder kapısı hidayet kapısına dönüşüyor.
‘Bir sevdiğimi kaybederken ebedi saadetimi ve sevincimi kazandım’ diyor. Reden’in durumu tam da bir ilahide dile getirilen durum gibi:
Dermân arardım derdime. Derdim bana dermân imiş. Burhân arardım kendime. Aslım bana burhân imiş.
REHBERİM MESİH BENİ İSLAM'A İLETTİ
İslamiyet'in cezbesine kapılıyor ve kuvvetli bir gücün kendisine çektiğini ve direnemediğini ifade ediyor. Bunu şöyle izah ediyor:
“Kuvvetli bir biçimde kanaat getirdim ki, İslamiyete beni çeken ve ona çağıran ve ikna eden ve rehber olup önüme düşen bizzat Mesih’in kendisiydi...” Hâlâ içinde bulunduğu durumu izah edemediğini ve bazen de şaşırdığını söylüyor. Gerçekten de Homes Reden’in hikayesi ibretlik bir hikaye. Binlercesi gibi. Daha önce de ABD’de benzerleri yaşanmıştı. Yine o benzerleri gibi Reden de bir İsevi asıllı Müslüman olduğunu söylüyor.
Gerçekten de Mesih nasıl taraftarlarını ve tabilerini İslamiyete çağırmasın ki? Zaten kendisi de İslam peygamberleri silsilesinden birisi. Muhammed Ataurrahim’in yazdığı gibi o bir İslam Peygamberi. Peygamberimiz, peygamberleri; şeriatları ayrı dinleri bir veya anaları ayrı babaları bir kardeşlere benzetmiştir. Bu yönüyle, Hazreti İsa diğer peygamberlerden de ayrılıyor. İlk bi’setinde Hazreti Musa’nın şeriatına tabi olan ve o şeriatı manevi nefesiyle tadil ve tashih eden Hazreti İsa, ikinci gelişinde ise İslam şeriatına tabi olacaktır. Dolayısıyla hadis tabiriyle ifade edecek olursak, hem ana hem de baba yoluyla bir; Hazreti Peygamberimizin öz kardeşi (şeriat olarak tabii) olacaktır. Diğerlerinin şeriatı ayrı iken Hazreti İsa’nın şeriatı da aynı olacak. Homes Reden’in tek üzüntüsü eskisi gibi çocukları vaftiz edememesi ve bu görevin elinden alınmasıymış
Makalenin tamamını okumak için
tıklayın