Efsanevi basketbolcu Kerim Abdül Cabbar, nasıl Müslüman olduğunu Hürriyet'ten Ayşe Arman'a anlattı...
Ayşe Arman'ın röportajından ilgili bölümler:
Bir zamanlar Lew Alcindor’dunuz. Kerim Abdül Cabbar oldunuz. İslamiyet’i seçmenizin sebebi neydi?
- İslamiyet’i tanıyınca, araştırınca, özümseyince, Müslüman olmaya karar verdim. Oysa Hıristiyan olarak yetiştirilmiştim. Ama doğruyu bulmak için hiçbir zaman geç değil. 19 yaşında kelime-i şahadet getirdim ve Müslüman oldum. Benim için bütün doğrular İslamiyet’te.
Aileniz şoke olmadı mı?
- Oldular. O dönemde Muhammed Ali de farklı bir İslam anlayışından yanaydı. Öyle bir yolu tercih edeceğim diye endişelendiler. Oysa ben Sünni’yim.
İyi de, insan birdenbire din değiştirmez değil mi? Bir arayışta mıydınız, boşlukta mıydınız, inanacak bir şey mi arıyordunuz?
- Hayır, sadece hayatın özünü kavramaya çalışıyordum ve doğruların peşindeydim. Malcolm X’den de etkilendim.
Yıl kaçtı?
- 68. Kuran’ı birkaç kez okudum ve kelime-i şahadet getirdim. Ama Müslüman olduğumu, kamuoyuna 5 yıl sonra açıkladım. Ve ismimi değiştirdim.
Neden isim değiştirmek zorunda hissettiniz kendinizi? İsmi John olan bir Müslüman olamaz mı?
- Olur tabii neden olmasın. Ama Yahya olsa, daha iyi olur.
Niye Kerim Abdül?
- Bir sürü Senegalli, Cezayirli arkadaşım vardı. New York’ta Müslüman bir çevrenin içindeydim. Dediler ki “Sende Kerim Abdül havası var!”
İslamiyet’in şartlarını yerine getirebiliyor musunuz? 5 vakit namaz kılıyor musunuz?
- Maalesef şimdilerde kılamıyorum. Keşke kılabilsem.
İki sene önce 62 yaşında lösemi oldunuz. O dönem Tanrı’ya daha mı yakınlaştınız?
- Her zaman yakınız.
Eşiniz örtünmek isteseydi...
- Onun bileceği iş. Seçimine karışmazdım.
Siz, dünyanın gelmiş geçmiş en iyi sporcularından birisiniz. Ama karşımda sanki mahalle takımında basket oynayan biri gibi oturuyorsunuz. Her şeyi son derece normalmiş gibi anlatıyorsunuz! Bu alçakgönüllülük biraz fazla değil mi?
- Değil. Ben kendimi, kaderi iyi çizilmiş biri olarak hissediyorum. Tamam ben de elimden geleni yaptım ama esas olarak, şanslıyım. Şükrediyorum ama durumu da abartmıyorum.