Darüşşafaka’nın arşiv ve müzesinde yapılan tarama sırasında Atatürk’ün annesi Zübeyde Hanım’ın 1921 tarihli ve 20 bin kuruşluk bağışı içeren bir vasiyeti ortaya çıktı. Vasiyetin değeri ise 2 milyon civarı. Zübeyde Hanım’ın bir de Kadir Gecesi vasiyeti var!
Zekeriya Yıldırım Başkanlığındaki Darüşşafaka Cemiyeti yönetimi, arşiv ve müzede yenilemeler yaparken, Mustafa Kemal Atatürk’ün annesi Zübeyde Hanım’ın 1921 yılında Darüşşafaka’ya 20 bin kuruşluk bağış yaptığını içeren vasiyetini gün yüzüne çıkardı.
Yıldırım, “Kuruluşu 1863’e uzanan Darüşşafaka, tarih boyunca bağışlarla yaşayan bir kurum. Darüşşafaka, Atatürk’ün annesi Zübeyde Hanım’dan ablası Makbule Ata’ya, Sait Faik’e uzanan değişik kesimlerden bağış ve destek görmüştür” dedi.
Darüşşafaka Cemiyeti Genel Sekreteri Adnan Dovan, İş Bankası hisselerinden yola çıkarak yaptıkları hesaplamayla, Zübeyde Hanım’ın bağışladığı 20 bin kuruşun değerinin bugün 2 milyon liraya denk gelebileceği sonucunu çıkardıklarını bildirdi.
Zübeyde Hanım’ın Darüşşafaka’ya bağış belgesinde çok ilginç bir şartı da bulunuyor. Dindar bir Müslüman olan Zübeyde Hanım, bağış belgesinde her yıl Kadir Gecesi’nde bir Darüşşafa öğrencisinin Hatmi Şerif (Kuran-ı Kerim’i baştan sona okumak) icra etmesini ve bundan hasıl olacak sevabı, başta Hazreti Muhammed ve ailesi olmak üzere enbiya ve evliyalara, kendi gelmiş geçmiş aile efradının ruhlarına bağışlanmasını şart koşmuş.
***
Her yıl Kadir Gecesi'nde bir Hatm-i Şerif merasimi düzenlensin. Bir Darüşşafaka öğrencisi okuduğu hatmi Kadir Gecesi'nde indirsin. Sevabı da, öncelikle sevgili Peygamberimiz Hazreti Muhammed Mustafa'nın muazzez ruhuna gönderilsin. Sonra ailesine, ashabına, sonra Hazreti Adem'den bu yana geçen bütün peygamberlere, sonra evliyaya, yani Allah dostlarının ruhuna gönderilsin....”
***
Atatürk`ün annesinin 2 milyonluk vasiyeti
Darüşşafaka`nın arşiv ve müzesinde yapılan tarama sırasında Atatürk`ün annesi Zübeyde Hanım`ın 1921 tarihli ve 20 bin kuruşluk bağışı içeren bir vasiyeti ortaya çıktı.Darüşşafaka`ya 20 bin kuruş bağış
Haber:
Vahap Munyar
ZEKERİYA Yıldırım Başkanlığındaki
Darüşşafaka Cemiyeti yönetimi, arşiv ve müzede yenilemeler yaparken,
Mustafa Kemal Atatürk`ün annesi Zübeyde Hanım`ın 1921 yılında Darüşşafaka`ya 20 bin kuruşluk bağış yaptığını içeren vasiyetini gün yüzüne çıkardı.
Yıldırım, `Kuruluşu 1863`e uzanan Darüşşafaka, tarih boyunca bağışlarla yaşayan bir kurum. Darüşşafaka, Atatürk`ün annesi Zübeyde Hanım`dan ablası Makbule Ata`ya, Sait Faik`e uzanan değişik kesimlerden bağış ve destek görmüştür` dedi. Darüşşafaka Cemiyeti Genel Sekreteri Adnan Dovan, İş Bankası hisselerinden yola çıkarak yaptıkları hesaplamayla, Zübeyde Hanım`ın bağışladığı 20 bin kuruşun değerinin bugün 2 milyon liraya denk gelebileceği sonucunu çıkardıklarını bildirdi.
Çeviri 1968 tarihli
Zekeriya Yıldırım, Darüşşafaka Cemiyeti Başkanvekilleri Talha Çamaş, Davuk Ökütçü, Beşir Özmen, Yönetim Kurulu Üyesi Fırat Tekin ve Darüşşafaka Eğitim Kurumları Genel Müdürü Nilgün Akalın`la birlikte düzenlediği sohbet toplantısında, Zübeyde Hanım`ın 20 bin kuruşluk vasiyetine nasıl ulaştıklarını şöyle anlattı: `Cemiyetimizin arşiv ve müzesinde yenileme-düzenleme çalışmaları başlattık. Bu çalışmalar sırasında Zübeyde Hanım`ın 1921 tarihli vasiyetnamesini gördük. Aslında vasiyetname 1968 yılında incelenmiş, noter tasdikli çevirisi de o günlerde yaptırılmış, yeniden arşive konulmuş. Zübeyde Hanım, vasiyetnamesinde okul öğrencilerine mevsim meyvelerinden yedirilmesini tavsiye ediyor.`
Darüşşafaka Cemiyeti Genel Sekreteri Adnan Dovan, 1921`deki 20 bin kuruşun, 2 milyon liralık bir değere denk gelişini nasıl hesapladığını şöyle açıkladı: `Aslında enflasyona, altına, dövize göre de hesap yapılabilirdi. Ancak, bunların sağlıklı olamayacağını düşündük. Önümüzdeki en güzel örnek İş Bankası hisseleriydi. Zübeyde Hanım`ın Darüşşafaka`ya 20 bin kuruş bağışlamasından 3 yıl sonra Atatürk, İş Bankası`nın kuruluşu için 200 bin lira vermiş. İş Bankası halka açık ve hisseleri borsada işlem görüyor. 20 bin kuruşu İş Bankası hisseleriyle değerlendirdiğimizde, bugünkü büyüklüğü 2 milyon liraya ulaşıyor.`
Zekeriya Yıldırım, Darüşşafaka`yı `Bitmeyen bir hikaye` olarak tanımladıklarını belirterek, şunları söyledi: `Darüşşafaka`ya zaman zaman devlet de el uzatmış ama esas itibariyle bağışlarla 146 yılı geride bırakmışız. Zübeyde Hanım gibi, Sait Faik gibi toplumun önde gelen insanlarının yanısıra, ismi kamuoyunca bilinmeyen çok sayıda bağışçımız var. Son dönemlerdeki en büyük desteklerden biri de İş Bankası`nın 81 ilden 81 öğrenciyi Darüşşafaka`da ve sonra da üniversite bitene kadar okutması projesi oldu. Herkesi `bitmeyen hikaye`nin yeni sayfaları olmaya çağırıyoruz.`
Bilge Köyü`ndeki 6 çocuk için kapımız sınavsız açık
DARÜŞŞAFAKA Cemiyeti Başkanı Zekeriya Yıldırım, Darüşşafaka Eğitim Kurumları`na sınavla, öncelikle babasız çocukları aldıklarını hatırlatarak, şunları dile getirdi: `Ancak, deprem gibi felaket dönemlerinde sınavsız öğrenci aldığımız da olmuş. Bunun ilk örneği 1939 Erzincan depremi sırasında yaşanmış. İş Bankası, o dönemde çocukları tek tek toplayıp, Darüşşafaka`ya getirmiş, eğitimlerine destek olmuş. O dönemdeki bu öğrencilere, `Deprem çocukları` denmiş. Benzeri bir uygulamayı şehitlerimizin çocukları için de yapıyoruz. Bugüne kadar 85 şehit çocuğu okulumuza sınavsız girdi. Şimdi Mardin`in Bilge Köyü`nde yaşanan vahşet sonrası da çocuklar öksüz-yetim kaldı. Orada 4 üçüncü sınıf, 2 de döndürcü sınıf öğrencisi belirledik. Milli Eğitim Bakanlığı`na bu çocukları sınavsız olarak alabileceğimizi bildirdik. Bakanlıktan gelecek yanıta göre, bu çocukların eğitimini üstleneceğiz.`
ZÜBEYDE Hanım`ın Darüşşafaka`ya bağış belgesinde çok ilginç bir şartı da bulunuyor. Dindar bir Müslüman olan Zübeyde Hanım, bağış belgesinde her yıl Kadir Gecesi`nde bir Darüşşafa öğrencisinin Hatmi Şerif(Kuran-ı Kerim`i baştan sona okumak) icra etmesini ve bundan hasıl olacak sevabı, başta Hazreti Muhammed ve ailesi olmak üzere enbiya ve evliyalara, kendi gelmiş geçmiş aile efradının ruhlarına bağışlanmasını şart koşmuş.
25 ilde tanıtım yaptılar hedef 81 ilden öğrenci almak
DarüŞŞafaka Eğitim Kurumları Genel Müdürü Nilgün Akalın, bu yıl 31 Mayıs`ta gerçekleşecek sınavla 120 öğrenci alacaklarını ifade ederek, şu bilgileri verdi:
2007-2008 döneminde öğrencilerimizin yüzde 61`i İstanbul`dan, yüzde 39`u Anadolu`dandı.
2008-2009 döneminde İstanbullu öğrencilerimizin oranı yüzde 31`e indi. Anadolu`dan gelen öğrencilerimizin oranı yüzde 69`a çıktı.
Geçen yıl 16 ilde sınav yapmıştık. Bu yıl sınav yapacağımız il sayısını 20`ye çıkardık.
15 bin öğrenciye, 30 bin eğitimciye, valiliklere 30 bin broşür gönderdik.
25 ilde doğrudan gidip tanıtımlar yaptık. Çünkü hedefimiz 81 ilden öğrencilerin Darüşşafaka`ya gelmesi.
Şu anda 67 ilimizden toplam 814 öğrencimiz eğitim görüyor.
GAZETECİ AHMET TAŞGETİREN İN YORUMU:
Zübeyde Hanımın Darüşşafaka'ya Kadir Gecesi vasiyeti
Hani insan zaman zaman yepyeni bir durumla karşılaştığında
“Bir yaşıma daha bastım” der ya...
İşte, Darüşşffaka Cemiyeti Başkanı Zekeriya Yıldırım'ın yaptığı bir açıklama, öyle bir durumu ortaya çıkardı.
Haberin konusu Zübeyde Hanım...
Mustafa Kemal Paşa'nın annesi...
Meğer, Zübeyde Hanım, 1921 yılında Darüşşafaka'ya 20 bin kuruşluk bir bağış yapmış.
Başkan Yıldırım, o günkü 20 bin kuruşun bugünkü değerinin 2 milyon lira, ya da eski parayla 2 trilyon liraya tekabül ettiğini söylüyor.
Büyük bir para.
Eğitim için böyle bir meblağın bağışlanması, bizim kadınlarımızın yüreklerindeki büyüklüğü anlatıyor.
Zübeyde Hanım'ın bağış yaparken yazdığı vasiyetname de bulunmuş ve 1968'de bugünkü dile çevrilmiş. Orada, bu para ile öğrencilere mevsim meyvelerinden yedirilmesi tavsiye ediliyor.
Bunu okuyunca, Osmanlı dönemi valide sultan ya da hanım sultanlarının, vakıflarını ve vakfiyelerini hatırlamamak mümkün değil.
Osmanlı devlet erkanının hanımları da cami, hastane, çeşme, sebil gibi bir çok eser inşa ettirmiş, onlar için vakıf malları tahsis etmiş ve her biri için vakfiyeler düzenlemiş.
Böyle 26 bin vakfiye var Osmanlı Arşivleri içinde...
Gelinlik kızlara çeyiz temin etmek için, yollardaki pislikleri temizlemek için, hizmetçi kızların kırdıkları eşyalar yüzünden azarlanmalarını önlemek amacıyla, kırılan eşyayı yeniden almak için, göçedemeyen göçmen kuşların barınmasını sağlamak için, yaralı leyleklerin yaralarının sarılması için vs... Tam 26 bin vakıf...
Mesela, Vakıf Gureba hastanesi, Bezm-i Alem Valide Sultan'ın bir vakfı...
Bu hastanenin vakfiyesinde, hastalar için, Istranca dağlarından avlanan kekliklerin etlerinden ikramda bulunulması da var...
Cami ve etraflarında kurulan bugünkü üniversiteler değerindeki medreselerin, hamamların, sıbyan mekteplerinin oluşturduğu külliyelerin vakfiyeleri, başlıbaşına bir medeniyet ve kültür şaheseri...
Hepsi ince ince dokunmuş, insan öncelikli ilkelerle örülmüş metinler...
“Şimdi, o vakfiyeler ne durumda, tahsis edilen vakıf malları ne durumda, vakfiyelerle yapılması istenen hizmetler ne durumda?” diye sorduğumuzda çok iç açıcı cevaplar almamız mümkün olmuyor.
Vakıflar konusunda ülke olarak maalesef yüzümüz çok ak değil.
Talan edilmiş bir alandan söz ediyoruz Vakıflar deyince... Neredeyse, kapanın elinde kalmış hayır müesseseleri bunlar...
Bunda devletin büyük günahı var, insanlarımızın büyük günahı var.
Şimdi şimdi, bu günahın kefaretini ödemek üzere bazı çalışmalar yapılıyor. Ne kadarı kurtarılabilir, bilinmez.
Zübeyde Hanım'ın Darüşşafaka için yazdığı vasiyyete geri dönersek...
Orada Zübeyde Hanım, vasiyetiyle, Darüşşafaka Cemiyeti'ne bir görev yüklemiş.
Demiş ki:
“Her yıl Kadir Gecesi'nde bir Hatm-i Şerif merasimi düzenlensin. Bir Darüşşafaka öğrencisi okuduğu hatmi Kadir Gecesi'nde indirsin. Sevabı da, öncelikle sevgili Peygamberimiz Hazreti Muhammed Mustafa'nın muazzez ruhuna gönderilsin. Sonra ailesine, ashabına, sonra Hazreti Adem'den bu yana geçen bütün peygamberlere, sonra evliyaya, yani Allah dostlarının ruhuna gönderilsin....”
İslam geleneğinde hayır sahipleri, Hatm-i Şeriflerde tabiatıyla, kendilerinin ve kendi geçmişlerinin de hatırlanmasını isterler.
Bu Zübeyde Hanım adına, güzel bir şey.
Ama sanıyorum, işin biraz ötesi de olmalı.
Vasıyetten anlıyoruz ki, Zübeyde Hanım, Darüşşafaka okullarında çocuklara Kur'an- Kerim okumanın öğretileceğini, çocukların yıl içinde Kur'an okuyarak hatim yapacaklarını düşünüyor.
Zübeyde Hanım yine, Darüşşafaka okullarında bir Ramazan iklimi yaşanacağını, Kadir Gecesi'nin ayrı bir kutlamaya mazhar olacağını öngörüyor.
Böyle olursa, okulda okunan hatimler, Kadir Gecesi'nde bir öğrenci tarafından indirilir diye tasavvur ediyor.
Darüşşafaka Cemiyeti yetkilileri merakımı bağışlasınlar.
Acaba, “Biz, Zübeyde Hanımın vasiyetini harfi harfine yerine getiriyoruz. Her Kadir Gecesi'nde Darüşşüfakalı bir çocuk hatim indiriyor ve sevabını Rasulullah Efendimiz başta olmak üzere işaret edilen yerlere gönderiyoruz.” diyebilecek durumdalar mı? Darüşşfaka'da böyle bir gelenek var mı?
Yoksa eğitimin laikleşme sürecinde Zübeyde Hanım'ın vasiyetindeki Hatim ve Fatiha beklentisi de uçup gitti mi?
Darüşşafaka öğrencileri, Kur'an okumayı öğreniyorlar mı?
Yoksa onlar da, 28 Şubat şablonu gereği, Kur'an'la ilgiyi taa 15 yaş sonrasına mı ertelemek zorunda kaldılar?
Cemiyet Başkanı Yıldırım, Zübeyde Hanım'ın bağışından yola çıkarak, herkesi bağış yapmaya davet ediyor.
Çocukların eğitimi için bağış iyi bir şey.
Ama, bağışla birlikte, yapılan vasıyeti anlamak ve gereğini yapmak da hayati bir görev.
Korkarım ecdadın sadece bıraktığı mirasla ilgilenip, vasıyet ettikleri hizmetleri ıskalayan torunlar görüntüsü içindeyiz.
Bunun adına bizim dilimizde mirasyedi deniyor.
Sözün özü şu ki, bu nahoş görüntüden kurtulmak ve daha vefalı torunlar olmak lazım.
(Burç FM, 15 mayıs 2009)
www.ahmettasgetiren.com.tr ©