Mehmet Şevket Eygi
Pakradunileri Bilmek Tanımak
Halkımız Sabataycılık hakkında az buçuk bilgi sahibidir ama Pakraduniler hakkında yoğun bir cahillik ve karanlık vardır.
Pakradunilik bundan 2600 yıl öncesine dayanır. O tarihlerde Ermeni kralı Filistin’e sefer etmiş, Yahudi kralını yenmiş, ordusunu bozmuş ve büyük miktarda Yahudiyi Ermenistan’a köle olarak götürmüştür. Kısa bir müddet sonra bu Yahudiler yalancıktan Ermeni ve Hıristiyan olmuşlar, devletler kurmuşlardır.
Yakın tarihlere kadar Pakraduniler bir tür Ermeni Sabataycısı gibiydiler. Cumhuriyet devrinde bunların bir kısmı iğreti Ermeni kimliğini bırakmış Müslüman görünmüştür.
Sabataycılar hakkında çok kitap ve araştırma var ama Pakraduniler hakkında çok az bilgi vardır.
Türkiye’de olup bitenleri anlamak istiyorsak mutlaka ama mutlaka Pakradunileri tanımak zorundayız. Aksi takdirde oynanan oyunları anlamamız mümkün olmayacaktır.
Bendeniz bu konuda uzman değilim, derin bilgiye sahip değilim.
Müslüman kesimde büyük paralara sahip vakıflar, dernekler, cemaatler vardır. Bunların bir ehil ve güçlü tarihçilerden ve uzmanlardan oluşan bir ekip kurarak Pakraduniliği ve Pakradunileri incelemeleri ve araştırmaları gerekir.
Pakradunilik Türkiye’ye özel bir şey değildir. Birçok ülkede Pakraduniler vardır O ülkelerin kimliğine, dinine, rengine, kültürüne boyanmışlardır.
Anladığım kadarıyla Pakradunilere güvenemeyiz. O halde onları tanımamız gerekmektedir.
Elinde para, imkan, fırsat olan Müslümanlar düşünsün.
Müslümanlar şu realiteleri akıllarından hiç çıkartmamalıdır:
Türkiye’de bir milyondan fazla Kripto Yahudi yaşamaktadır.
Yine bir milyondan fazla Kripto Hıristiyan bulunmaktadır.
Kripto Yahudiler sadece Sabataycılardan ibaret değildir.
Bu konularda, elde belge bile olsa isim vermek doğru değildir.
Müslümanlar “Kurtuluş Savaşının İçyüzü ve M. Kemal Araştırmaları Enstitüsü” kurup derin ilmî ve tarihî araştırmalar yapmalıdır.
“Türkiye Yahudilerini, Sabataycıları, Kripto Yahudileri Araştırma Enstitüsü” adıyla başka bir araştırma merkezi kurulmalıdır.
Bu anlattıklarım şifahî=sözlü kültürle başarılamaz.
Yeterli sayıda Müslüman gence İbranîce ve Ermenice öğretilmelidir.
Bunlar bedevî kültürü ile olmaz.
Hahambaşı Haim Nahum’un 1920’lerin başında bağrımıza sapladığı Lozanın gizli protokolleri kazığını, 2013 yılına geldik ama hâlâ söküp çıkartıp yaramızı tedavi edemedik.
Bugünkü şifahî, kırsal kesim, bedevî kültürü ile sömürgeci, emperyalist, acımasız egemen azınlıkların ve onları kışkırtıp destekleyen dış düşmanlarımızın daha çok kazıklarını yeriz.
20.06.2013