Türkiye'deki film yapımcıları ve pskiyatri uzmanları araştırmayı kendi pencerelerinden bakarak yorumladılar. Film karakterlerinin her türlü olumsuz hareketlerinin onları seven gençler tarafından benimsendiğini söyleyen Kemal Sayar'a göre filmlerde ve dizilerde alkolün çok sık görünmesi onu normalleştirip, yaşam tarzının vazgeçilmez bir unsuru haline getiriyor. Sayar, alkolün sıkıntıları savan bir içecek olarak sunulması da onun kullanımını özendirdiğini söylüyor. Prof. Dr. Nevzat Tarhan ise sadece alkolün değil tüm kötü alışkanlıkların bu şekilde topluma sirayet ettiğini söylüyor. Neşe ve içkinin bir arada verilmesi sonucu gençlerin neşelenmek için içkiye yöneldiğini ifade eden Tarhan, kişinin bu etkilenmenin farkında olmadığına dikkat çekiyor. Bu tür sahnelerde ebeveynlerin çocuklarını bilgilendirmesi gerektiğini söyleyen Tarhan'a göre orada yapılan hareketin yanlış olduğunu anlatmak o filmi izlemeyi yasaklamaktan daha etkili bir yöntem. Film ve dizi yapımcıları ise konuya farklı bir açıdan bakıyor. Hem yapımcı, hem yönetmen hem de senarist olan Birol Güven'e göre eğer hikâye o tür sahneler gerektirmiyorsa bunları zorlama olarak oraya koymak anlamsız. Ona göre hikâye gerektiriyorsa bu zaten kötü örnek olamaz. Yapımcı Ata Türkoğlu ise filmlerde bu tür sahnelerin özendirici hale getirilmesinden kaçınılması taraftarı.
***
Filmlerdeki görüntülerden farkına varmadan etkileniyoruz
Prof. Dr. Nevzat Tarhan: Kötü alışkanlıkların kaynağı birinci planda canlı örnekler. Anne baba gibi. İkinci planda ise sinema filmleri yer alıyor.İçki şiddet gibi bütün kötü alışkanlıklar için geçerli bu. Bu filmlerde insanlar farkında olmadan sembolik öğrenmelere maruz kalıyor. Neşe ile içki bir araya gelince insanlar neşelenmek için içkiye yöneliyorlar ama bunun farkına varmıyorlar. Örneğin sinemalarda da 25. karede filmlere kola ve popcorn görüntüleri giriyor ve film aralarında satışlar yüzde 57 artıyor. Aslında direk reklam yok ama görsel olarak insan onu algılıyor ve özeniyor. Eğer bu görüntü duygusal çağrışımlarla birlikteyse özenti daha da artıyor. Bu filmleri izlemek gibi bir durum olursa izlemeyi yasaklamak yerine bu hareketin kötü olduğunu ayrıca anlatmak gerekiyor. Yasaklamak yerine alkoliklerin daha sonra kötü durumlara düştüğünden, bunun yanlış bir hareket olduğundan bahsetmek gerekiyor.
***
Filmlerde daha özenli davranmak gerekiyor
Ata Türkoğlu (Yapımcı): Bu konuda gösterilmesi gereken en önemli duyarlılık, çocukların etkilenmemesini sağlamaktır. Zaten alkollü içecek reklamları konusunda yasal düzenlemeler yapılmış durumda. Filmlerde ise özellikle çocuklara örnek teşkil etmemesi için özenli davranılmalı.
***
Dizilerdeki alkol sahneleri içkiyi normalleştiriyor
Doç. Dr. Kemal Sayar: Film karakterleri alkol kullandıkları zaman onları seven insanlar onların bu eylemini de kolayca benimseyebilir. Mesela ergenlere alkol almanın cesaret ve yetişkin olmakla ilgili olduğu aktarıldığında ergenler de olumlu özelliklere giden yolun alkol kullanmaktan geçtiğini düşünebilir. Dizi filmlerde alkol sıklıkla sohbetin, sosyalleşmenin, neşenin bir aracı olarak takdim ediliyor. Alkolün sıkıntıları savan bir içecek olarak sunulması da onun kullanımını özendiriyor. Film ve dizilerde alkolün çok sık görünmesi de onu normalleştiren ve yaşam tarzının vazgeçilmezi kılan başka bir unsur.
***
Hikâye gerektirmedikçe bu tür sahneler yanlış
Birol Güven (Yapımcı, yönetmen, senarist): Hikâye gerektirmedikçe sadece içki değil olumsuz olan hiçbir şeyi kullanmamakta yarar var tabii ki. Benim için aslolan hikâyedir, hikâye gerektirmiyorsa kullanmanın bir anlamı yok zaten, gerektiriyorsa da gerektiği kadarıyla kullanılabilir bence. Zaten bir şeyi özendirme üzerine kurulan bir senaryo benim için baştan yanlıştır. Bir sahneyi ele alıp incelemek bence çok da uygun değil, filmin genelini ele almak lazım. Birçok film için farklı kritik yapabiliriz. Zaten hikâye gereği kullanılıyorsa da o kimseye zarar vermez.
***
Hollanda Radboud Üniversitesi'nin yaptığı araştırma:
Hollanda Radboud Üniversitesi'nde 80 gencin televizyon seyrederken davranışlarını gözlemleyen bilim adamları televizyondaki içkili sahnelerin gençlerin içki tüketimini ikiye katladığını ortaya koydu. 18-29 yaş arasında gençleri dört gruba ayırarak yapılan araştırmada, ilk gruba alkolle ilgili görüntülerin çokça yer aldığı Amerikan Pastası filminin ardından alkol reklamları izletilmiş, ikinci grup ise bu filmi izlemiş fakat alkol reklamlarını izlememiş. Bilim adamları üçüncü gruba alkol görüntülerinin Amerikan Pastası'na göre çok daha az olduğu 40 Gün 40 Gece filminin ardından alkol reklamlarını izletmiş. Dördüncü ve son gruba ise bu filmi izletip alkol reklamlarını izletmeyen bilim adamları deney sırasında televizyon izleyen gençlere bira, şarap, gibi alkollü içkilerin bulunduğu buzdolabını da seferber etmiş. Buna göre birinci filmi ve reklamları izleyen birinci grup 3 şişe alkol alırken ikinci filmi izleyen ancak alkol reklamını izlemeyen dördüncü grubun 1,5 şişe alkol aldığı tespit edilmiş.
|