İzleyenlerin güncel meselelerle ilgili sorularına cevap veren bu hocalar, çok seviliyor ve ilgiyle takip ediliyor. TRT 1'de ise aynı görevi bir kadın yapıyor. Cemalnur Sargut, 10.00 ile 13.00 saatleri arasında Günbegün programında yaptığı tasavvuf sohbetleriyle gönülleri fethetti. Ancak programın farklı bir boyutu daha var. Sargut, bu ekran sohbetleri sayesinde tasavvufu, elit tabakaya ait bir kavram olmaktan çıkarıp deyim yerindeyse halka indirdi ve tanıttı. Bunu biz değil, kendisi söylüyor. Bazı izleyicilerinin soruları da bu sözlerini kanıtlar nitelikte. Mesela Zafer Ayten, "Benim tasavvufla ilgili fazla bir bilgim yok, tasavvufun farz olup olmadığı hakkında size bir sorum olacak ve Kur'an'da varsa tasavvufla ilgili ayetler hangileridir?" diye soruyor. Başka biri ise, "Tasavvuf hangi tarihte ortaya çıkmış? Sahabelerden hiç bahsedilmiyor, acaba önemi yok mu? İslamî kaynaklara hiç atıf yapılmıyor, acaba onlara da mı zahir nazarıyla bakmalıyız?" sorusunu merak ediyor. Görülüyor ki; pek çok insan, tasavvufla arasına bir mesafe koymuş. Çünkü tasavvuf bugüne kadar İslam'dan uzak bir kavrammış gibi anlaşılmaya ve algılatılmaya çalışıldı. Sadece elit kesimin ilgisine mazhar olduğu düşünüldü. 2007 UNESCO Mevlâna Yılı etkinlikleri çerçevesinde de bu tavırla sık sık karşılaştık. Oysa Cemalnur Hanım, tasavvufu şöyle tanımlıyor: "Tasavvuf düşünüldüğü gibi elit kesimin ilgilendiği bir ilim değil. Böyle bir algı olduğu doğru. Hint tasavvufu gibi de anlatılıyor. 'Bir lokma bir hırka' mantığıyla hiç çalışmayan insanlara ait bir şeymiş gibi de anlatılıyor. Ayrı bir ilim ya da edebiyat dalı gibi de anlatılıyor. Bunların hiçbiri tasavvuf değil. Gerçek tasavvuf; Allah'ın ahlakıyla ahlaklanmak, Peygamber'in ahlakını bu alemde yaşamaktır. Tasavvuf; bir yaşam biçimidir, felsefe asla değildir."
Sargut'un Türkiye'deki bu ünü, yurt dışına çok daha uzun yıllar önce ulaşmış. 2000 yılından bu yana Almanya ve Amerika'da konferanslara davet ediliyor. Başkanı olduğu Türk Kadınları Kültür Derneği'nin (TUKKAD) desteğiyle şubat ayında North Carolina University (Kuzey Caroline Üniversitesi)'de "Kenan Rıfai İslami Araştırmalar Seçkin Profesörlük Kürsüsü" açtı. Sargut'un Almanya'da yaşadıkları ise ilginç. Kendisini dinlemeye gelenler hiç de sıradan insanlar değil. Daha doğrusu rahipler her yıl sohbet yapması için kendisini Almanya'daki kiliselere davet ediyor. Sargut, onlara Kur'an'a göre Hz. Adem'i, Hz. Yusuf', Hz. Meryem'i, Hz. İsa'yı ya da İslam'da 'cihad'ın ne anlama geldiğini anlatıyor. Cemalnur Hanım, karşılaştığı tepkileri şu cümlelerle aktarıyor: "Hz. Meryem'i anlatırken onun yaşadığı andan bir örnek verdim. Meryem, eline çocuğu aldığı zaman herkes onu taşlamaya başlar, Allah da 'Sus ya Meryem!' diye emir verir. O zaman İsa konuşmaya başlar. Bu da tasavvufta şu demektir: Ne zaman insanın nefsi susarsa ruhu konuşur. Bunları duyan rahiplerden biri ayağa kalktı, ağlıyordu. 'Yemin ederim ki, onlar görmüşler.' dedi. Bu, beni çok etkiledi. Ne zaman Almanya'ya gitsem artık İslam'dan övgüyle bahsediyorlar. Bir keresinde Papa'nın 'Hz. Muhammed savaşçıdır.' sözü üzerine İslam'da 'cihad' konulu bir konferans vermemi istediler. Konferans sonunda rahip yine; "Yemin ederim ki, Kur'an olmasa biz peygamberimizi öğrenemezdik." dedi.
Sargut'un dediğine göre Almanya, Avrupa Birliği'ne katıldıktan sonra büyük ölçüde ateizme yönelmiş. Dinsizlik had safhada. Almanya'daki kiliseler bu davetleri, insanlar dine dönsün diye özellikle yapıyorlarmış. Sargut, "Çünkü onların ilimleri yok. İlim olmadığı için dinle ilgili sorulara cevap verecek seviyede değiller. Hatta kaç rahip benimle özel konuşarak, 'Lütfen Papa'yla konuşun ve ona söyleyin ki; eğer rahipler, sizler gibi bize dinin iç manasını anlatamazlarsa biz tamamen dinden çıkacağız.' dediler. İlmi öğretecek birilerine ihtiyaç duyuyorlar." diye konuştu. Ancak Sargut, sözün burasında önemli bir uyarıda bulunuyor: "Bütün bunları kendi kontrolleri altında tutmaya çalışıyorlar elbette. Yani insanlar birden Müslüman olmasın diye konuşmaları, soru-cevap bölümlerini belli bir sınırda tutuyorlar. Almanya'da Müslümanlığa çok büyük bir ilgi var ve her yıl Müslüman olanların sayısı gittikçe artıyor."
|