BİLİNMEYENİ VE GELECEĞİ GÖSTEREN HARİTA
İnsanoğlu her ne kadar uzay keşfine çıksa da, henüz dünyada izah edemediği, keşfedemediği o kadar çok şey var ki. Bırakın dünyayı, insanoğlu henüz bedenindeki sırları bile tam olarak izah edebilmiş değil.
Bilim adamlarının açıklayamadığı birçok gerçek var. Yaratılış, ölüm, rüya, cin, nazar gibi konuların yanında bundan binlerce yıl öncesine ait bazı nesnelerin üzerindeki esrar perdesi bile hala kaldırılabilmiş değil. Bunlardan biri de Ünlü Türk denizcisi Piri Reis’in haritasıdır.
Bu harita için; "geleceği gören harita" tanımını yapabiliriz. Ünlü Türk denizci Piri Reis'in 1513'te çizdiği harita, Afrika, Amerika ve Güney Kutbu'nun bugünkü halini gerçeğe yakın bir şekilde göstermektedir.
Bu harita, ortaya çıkarıldığı 1929 yılından günümüze bilim dünyasının ilgisini çekmektedir. Öyle ki; haritada Güney Kutbu'na yer verilmişti. Hâlbuki buranın keşfi, haritanın çizilmesinden 3 asır sonra gerçekleşmişti. Dahası, bu harita, kıtanın buz altında kalmış sahil kesimlerini de gösteriyordu. Haritanın çizilmesinden tam 6 bin yıl önce eridiği tespit edilen bu buzulların varlığını Piri Reis nerden biliyordu? Bilimsel gerçeklere göre Reis’in bu haritayı çizmesi mümkün görünmüyordu. Piri Peki nasıl olmuştu da çizebilmişti? Bu konuda birçok teori ortaya atıldı. Hatta Piri Reis’in cinlerden yardım aldığını iddia edenler bile oldu. Sırrı ne idi acaba? Piri Reis nasıl bir gizli ilme sahipti?
Önce Piri Reis’le ilgili kayda geçen bilgileri gözden geçirelim.
Tarihi kaynaklara göre Piri Reis, 1465’te doğdu. Kimine göre doğum yeri Karaman, kimine göre Gelibolu’dur. Bu konuda kesin bir bilgi yok. Ancak kesin olan bir şey var ki Piri Reis’in aile kökeni Karaman’a dayanmaktadır. Türk denizcilik tarihinin ilk ustalarından Karamanlı Kemal Reis'in yeğenidir. Piri Reis önce bu meşhur amcası sayesinde tanınır. Ancak daha sonra Amerika'yı gösteren dünya haritaları ve Kitab-ı Bahriye adlı denizcilik kitabıyla şöhreti amcasını geçer ve dünyaca tanınmış bir haritacı ve denizci olur.
En ünlü Osmanlı denizcisi ve kaptanı olarak tarihe geçen Piri Reis’in gerçek ismi Muhiddin’dir.
Piri Reis’in Karaman’dan dünya denizlerine uzanan hikayesi Fatih Sultan Mehmet zamanında başlar. Bu dönemde Karamanoğulları Beyliği Osmanlı İmparatorluğu sınırlarına katılır. Beyliğin ileri gelenleri Fatih Sultan Mehmet'in emriyle İstanbul'a göç ettirilir. Aile İstanbul’dan Gelibolu'ya geçerek oraya yerleşir.
Karaman derelerinde başlayan yolculuk artık Akdeniz’de devam etmektedir. Piri Reis amcası Kemal Reis’in sayesinde gemi ve denizle tanışır. Ondan denizciliği öğrenir. 1481’de amcası ile Akdeniz'de korsanlık yapmaya başlar. 1491’den sonra Sicilya, Sardunya, Korsika adalarına ve Güney Fransa kıyılarına yapılan akınlarda başı çekerler.
1486 tarihinde Endülüs Emevi Devleti’nin son toprakları da Avrupalılar tarafından ele geçirildiğinde İspanya Müslümanları Osmanlı Devleti'nden yardım isterler. Osmanlı Devleti onları gemilerle Granadalı Müslümanları İspanya'dan Kuzey Afrika'ya taşımakla görevlendirir. 1487 - 1493 yılları arasında Avrupa’nın baskısından kaçan Müslümanları gemilerle Kuzey Afrika’ya taşırlar.
Piri Reis, Akdeniz'de yaptığı bu seyirler sırasında gördüğü yerleri ve başından geçenleri, sürekli not alır. Bu notlarını Kitab-ı Bahriye adı altında toplar. Bu notlar dünya denizciliğinin ilk kılavuz kitabı olma özelliğini taşıyan bir kitap haline dönüşür.
Piri Reis 1511’de çok sevdiği amcasını kaybeder. Denize küser. Uzun bir süre açık denizlere açılmaz ve Gelibolu'ya yerleşerek burada, 1513 tarihli ilk meşhur dünya haritasını çizer.
Piri Reis, Yavuz Sultan Selim’in işareti üzre, 1517'deki Mısır seferi ile tekrar denizlere döner. Çizdiği haritayı da sefer sonrası Yavuz Sultan Selim'e sunar.
Rivayetlere göre, Sultan kendisine hediye edilen bu dünya haritasına bakmış ve 'Dünya ne kadar küçük...' demiştir.
Yine tarihçilere göre Sultan bu haritayı doğu ve batı diye ikiye bölmüş. Vezirlerine bu parçaları göstererek 'Biz bu küçük dünyanın doğu tarafını elimizde tutacağız.' demiştir... Bu haritanın doğu parçası henüz bulunabilmiş değil. Kimi tarihçilere göre Sultan, Hint Okyanusu'nun ve Baharat yolunun kontrolünü ele geçirmek için tasarladığı seferde kullanılmak üzere bu parçayı saklamıştır.
Piri Reis Haritası, Amerika kıtasını gösteren en eski haritalardan biri olarak dünyaca ilgi görmüştür. Erich von Daniken bile “Tanrıların Arabaları" adlı kitabında, Piri Reis’in haritasını, görüşlerine kaynak olarak gösterir. Batılı düşünür Charles Hapgood, Piri Reis'in kullandığı haritanın, dünyanın on bin yıl önceki bir dönemine göre çizildiğini öne sürmüştür. Antarktika olarak yorumladığı kara parçasının haritada buzlu görünmemesini ve Sahra çölünde de göllerin görünmesini, binlerce yıl önceki iklim değişikliği ile izah eder.
Mısır seferi sonrası Gelibolu'ya dönen Piri Reis, yazdığı denizcilik notlarını, 1521'de, Kitab-ı Bahriye isimli meşhur kitabında bir araya getirir.
Kitab-ı Bahriye, Akdeniz kıyılarına ait ayrıntılı bir deniz kılavuzudur. Kitap, denizcilere Akdeniz hakkında tafsilatlı bilgi verir. Kıyılar, adalar, geçitler, boğazlar, körfezler, fırtına ve korunma yolları, sığınılacak limanlar, kesin rotalar ve daha bir çok konuda denizcilere rehber olur. Bu eser; Anadolu sahillerinin özelliklerine, asırlar öncesinden adım adım ışık tutan değerli bir coğrafya kitabı olarak bugün dahi geçerliliğini korumaktadır.
Kitabın suretleri İstanbul'da
Topkapı Sarayı'nda mevcut olduğu gibi, kopyaları Paris ve Londra gibi çeşitli Avrupa kenti kütüphanelerinde sergilenmektedir.
Mısır seferi sonrası yıldızı daha da parlayan Piri Reis, Kanuni Sultan Süleyman dönemindeki ikinci Mısır seferinde ise büyük bir talihsizlik ile karşı karşıya kalır. 1552'de çıktığı ikinci Mısır seferinin sonunda hapsedilir. Komutasındaki donanmayı emir ve izin dışı, Basra'da bırakıp, ganimet yüklü üç gemi ile Mısır'a dönmekle suçlanır. Halbuki askerlerinin istirahatı, donanmanın bakım ve tamiri gerektiği için böyle bir karar almıştır. Ne hazindir ki; politik hırs ve çatışmalara kurban gider.
1554'te, Mısır Beylerbeyi Mehmet Paşa tarafından, hizmette kusur ettiği gerekçesiyle Kahire'de idam edilir. İdam sehpasında, ömrünün çoğunu geçirdiği denize doğru son kez bakar. O sırada yaşı 80’dir.
Geride dünya harikası sayılabilecek iki dünya haritası ve çağdaş denizciliğin ilk önemli yapıtlarından olan Kitab-ı Bahriye isimli değerli eserini bırakır.
Bilim çevrelerince hayret uyandıran eserlerinin sırrı şudur: Piri Reis iyi bir gözlemci ve araştırmacıdır. Gezip gördüklerini not almış, tutsak ettiği İspanyol ve Portekizli denizcilerin bilgilerine başvurmuş, ele geçirdiği tarihi harita ve broşürleri kayda geçmiştir. Bunların arasında Büyük İskender zamanına ait olduğu düşünülen haritalar, Ceneviz kaynaklı haritalar ve Kristof Kolomb’un haritaları da vardır. Kitabı ve haritaları bu birikim gözlemlerinin sonucunda ortaya çıkmıştır.
Bu eserler aynı zamanda titiz bir denizcilik istihbarat çalışmasının ürünüdür.
PİRİ REİS’in, Uğruna savaştığı engin denizlerin derinliklerinde, yosunların örttüğü, deniz yıldızlarının süslediği, sadece balıkların bildiği, silinmeyen imzasının anısına…
YARARLANILAN KAYNAKLAR
1. CERABREGU, M. Scientific Benefits From Piri Reis’s Kitab-ı Bahriye And It’s Position In The Histrory of Cartography. Kongreye Sunulan Bildiriler, III.Cilt. XI. Türk Tarih Kongresi S.1105-1125, 5-9 Eylül 1990.
2. İNAN, Afet. Piri Reis’in Hayatı ve Eserleri, Piri Reis’in Amerika Haritası (1513-1528),1954.
3. İRDESEL, Mehmet. Gelibolulu Piri Reis’in Hayatı Ve Eserleri. İstanbul, 1975.
4. ÜLKEKUL, Cevat, (E) Tümgeneral. XVI. Yüzyılın Denizci Bir Bilim Adamı (Hayatı ve Eserleriyle Piri Reis) (baskıda) 2004.
5. ŞENGÖR, A.M. Celal. Piri Reis Haritasına Yeniden Bir Bakış : Masal ve Gerçek, Cumhuriyet Bilim Teknik Sayı : 486, 13 Temmuz 1996.
6. SOUCEK, Svat. "Piri Reis And Turkish Map Making After Colombus.", 1995.