Create Your Own Countdown

Google

   
  *** İYİLİK İÇİN KOŞANLARIN YERİ***
  Geçmişle Bağın Koparılması
 



















ipod-darwin-ve-dijital-mumin




Malum, bir süre önce öldürülen Çetin Emeç için her yıl mezarı başında anma töreni düzenlenir. Böyledir yani, her dinin, kültürün kendine has bir anma şekli ve geleneği vardır. Müslümanlar da ölülerinin mezarına gittiklerinde �hadi Yasin'i bilmiyorlar diyelim- en azından bir Fatiha okurlar. Zira Fatiha Sûresi merhuma ışık olur, ahirette azık olur. İş bu Çetin Emeç'i anan zümre, bir süre Fatiha okumak için imam gelmesini beklemiş.

Ne trajik bir durum değil mi? Bir Müslüman günde 17 kez (hadi vacip ve sünnetleri geçtik) kendisine okuması farz kılınan bir sureyi bilmiyor. Ve katılımcılardan biri cebinden bir iPod çıkarıp sûreyi oradan sesli olarak dinletiyor.

Ne kadar acı değil mi?

İnsanın ölüsüne okuyabileceği bir Allah kelamını dahi bilememesi... Kimse bana "İyi de nihayetinde Fatiha okunmuş, derdin nedir?" diye diklenmesin. Bu perişanlık devam ederse yakında namaz kılan, oruç tutan robot ile yepyeni bir dijital müminlik icat ederler onu da söyleyeyim!

14 Mart 2009, Cumartesi


Serbest muhabir Aykut Fırat'ın "Çöpte Uyku" adlı fotoğraf







__________________
 






Prof. Dr. Sezgin... 1960 cuntacılarınca ‘Zararlı Profesor’ diye üniversiteden atıldı. O şimdi bilimler tarihi konusunda dünyanın önde gelen otoritelerinden birisi oldu... DÜNYA onu yıllardır el üstünde tutsa da Türkiye onu önceki gün İstanbul Gülhane Parkı içindeki Has Ahırlar Binası’nda Başbakan Tayyip Erdoğan tarafından açılan ‘İslam Bilim ve Teknoloji Tarihi Müzesi’’yle yeniden tanıma fırsatı buldu. Bilimler tarihi alanında dünyanın sayılı otoritelerinden birisi olan, Süryanice, İbranice ve Latince dáhil 27 dili çok iyi derecede bilen Frankfurt Üniversitesi Arap-İslam Bilimleri Enstitüsü Başkanı Prof. Dr. Fuat Sezgin’in, Türkiye’den ayrılma nedeni cunta tarafından üniversiteden atılmak olmuş. O 147 PROFESÖRDEN BİRİ İSLAM Bilim ve Teknoloji Tarihi Müzesi kurucusu Prof. Dr. Fuat Sezgin, 1961 yılında 36 yaşındayken Türkiye’yi neden terk ettiğini şöyle anlattı: 1960 yılında bir hükümet darbesi gibi bir şey oldu. Askerler devletin idaresini ele geçirdiler. Milli Eğitim Komitesi diye bir yer kurdular. Kararları hemen alabiliyorlardı. Bu kararlardan biri de Türkiye üniversitelerini tasfiye etmekti. Bir gün bunlar, ‘Hangi profesörler zararlıdır?’ diye bir liste çıkarmışlar. Bunların listeleri kanun gibiydi. Gazeteler, 147 profesörün atıldığını yazıyordu. Benim de adım vardı’ dedi. ÇAĞIRDIKLARINDA GİTMEMİŞTİ ‘ASKERİ idarenin bir mülki idareyi bertaraf ederek devletin başına geçmiş olmasından memnun olmadım’ diyen Prof. Dr. Sezgin, ‘Bir çok şeyler bekliyordum ama bir gün üniversiteden atılacağımı beklemiyordum. Hatta Türkiye’yi kendiliğimden terk etmeyi de düşünmüyordum. Çünkü memleketime çok bağlıydım. Bu hadiseden bir yıl evvel, Almanya’da misafir doçent olarak bulunuyordum. Bana orada doçentlik yapmamı teklif ettiler. Bu teklifi gülerek reddettim. ‘Ben İstanbul’u, Türkiye’yi nasıl terk ederim?’ dedim. Özür dilediler’ diye konuştu. GİDİŞİM BENİM İRADEM DIŞINDA PROF. Sezgin, sözlerini şöyle sürdürdü: Gazetedeki ‘zararlı profesörler listesini ve ismimin bu listede olduğunu görünce ülkeden gitmenin artık benim iradem dışında olduğunu anladım. Gazeteyi çantama koydum, Süleymaniye Kütüphanesi’ne gittim ve hemen orada üç tanıdığım dostuma mektup yazdım. İki Amerikalı, bir de Frankfurt Üniversitesi’nin eski rektörü olan dostlarıma ‘Bana bir yer bulun, geleceğim’ diye yazdım. 30 gün içinde üçünden de cevap geldi. Üçü de beni memnuniyetle kabul ediyorlardı. Ama ben Frankfurt’u tercih ettim, Frankfurt’a gittim. İslam bilimlerini bizden iyi biliyorlar Prof. Dr. Fuat Sezgin, modern Avrupa’nın İslam ilimlerine bakışı konusunda da şöyle konuştu: Avrupa’daki iki cereyandan biri, neticeleri bilen Avrupalılar, ikincisi ise 18. yüzyılda ortaya çıkmış olan yanlış bir Bilimler Tarihi görüşü. O görüşün adı Rönesans. Burada Yunanlılar’da bir bilim gelişmesi vardı ve doğrudan doğruya Yunan kitaplarının neticesine dayanarak bilimlerini geliştirdiler. Bu Rönesans tarifi içerisinde Müslümanlar’ın varlığı yok. Bu tamamıyla uydurma bir dünya görüşünden ibaret. MAZİYLE BAĞLARIMIZ KOPMUŞ! BİR Fransız filozofu 1923 yılında yazdığı bir kitapta Rönesans’ı alaya alıyor; ‘Profesörler kulisinde uydurulan bir dünya görüşünden ibarettir’ diyor. Benim temas ettiğim ve tanıdığım Avrupalılardan yola çıkarak, Avrupalılar’ın İslam Bilimleri’ni Türklerden daha iyi bildiklerini söyleyebilirim. Türkler olarak maziyle bağımız o kadar kopmuş, Avrupalıların 17. yüzyıldan itibaren üstünlük bayrağını ellerine almalarını görmek bizi o kadar bastırmış ki, bunun aksini düşünemiyoruz bile.
 
 
  *** SİZİ KUTLUYORUZ *** BUGÜN 2046005 ziyaretçi (4498492 klik) MİSAFİRİMİZ OLDUNUZ ***  
 
haberler haberler


Google Arama
Sitemde Arama
Yaşam ve İnsanlar

İstanbul Servisleri Neden Pahalı ? burakesc
Namaz Kılan Minik ile burakesc
GİMDES Helal Gıda Ramazan Buluşması burakesc
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol