Op. Dr. Atilla Şengör, burun spreyi bağımlılığından kurtulmak için nasıl bir yol izlendiğini ise şöyle anlattı:
Burun spreyi bağımlılarının pek çoğunda, bu tip ilaçlara başlamalarına neden olan ek bir burun tıkanıklığı nedeni vardır. Örneğin “deviasyon” adı verilen burun eğriliği durumlarında, gribal bir enfeksiyon sırasında sıklıkla burun açıcı spreyler kullanılırsa, burun etleri (konkalar) büzüşür ve eğrilik olmasına rağmen hasta burnundan daha önce alamadığı kadar rahat nefes alır. Bu şekilde burun açıcı damla veya sprey kullanımı sürdürüldüğünde bağımlı hale gelinebilir.
Memorial Etiler Tıp Merkezi KBB Bölümü’nden Op. Dr. Atilla Şengör, “burun damlası ve sprey bağımlılığını engellemek için bu ürünlerin 4 günden fazla kullanılmaması gerektiğini söyledi ve şu bilgileri verdi:
“Burun açıcı damlalar ve spreyler içerdikleri bazı maddeler sayesinde “konka” dediğimiz burun etlerini büzüştürürler. Konkalar büzüştüğünde burun açılır ve tıkanıklık ortadan kalkar. Bu nedenle hastalar burundan nefes alabilmenin getirdiği mutluluk ile bu burun sprey veya damlalarını devamlı kullanmak isterler. Burun açıcı spreylerin basit üst solunum yolu enfeksiyonlarında 3-4 günden fazla kullanılmamaları gerekir. Burun solunumuyla aldığımız havanın miktarını kontrol eden konkalar ve bunları kaplayan mukoza örtüsü, normal koşullarda 3 saatlik dönemler halinde, sırasıyla sağlı sollu şişip inerek çalışan, burun içi organlarımızıdır. Bu şekilde belirli bir düzen içerisinde buruna giren havanın ısınmasında, temizlenmesinde ve nemlendirilmesinde görev alırlar.
BURUN İŞLEVİNİ KAYBEDEBİLİR
Burun spreyi bağımlılarında, ilaç buruna sıkıldığında iki tarafta da açılma olur ve etkisi kalktığında da yine iki taraflı tıkanma meydana gelir. Bu nedenle konkaların şişme-inme döngüsü bozulur. Uzun zaman kullanımlarda, ilacın etkisine bağlı olarak mukoza örtüsünde de bozulmalar olur. Tıkanma dönemleri uzar, sprey kullanımının sıklığı artırılır ve mukozanın da özelliğini yitirmesi nedeniyle burun işlevleri büyük ölçüde aksamaya başlar. Hasta nefes alabilmek için ilaç sprey ve damlalara bağımlı hale gelir.”
BAĞIMLILIKTAN KURTULMAK İÇİN...
Halk arasında burun damlası bağımlılığının kesin tedavisi olmayacağına dair bir yanlış inanış olduğunu belirten Op. Dr. Atilla Şengör, bu sorundan kurtulmak için nasıl bir yol izlendiğini ise şöyle anlattı:
“Bazı hastalar da bunun tedavisinin sadece ameliyatla yapılabileceğini düşündüklerinden çekinerek tedavi arayışına girmezler. Oysaki hastaları burun spreyi bağımlılığından kurtarmanın çeşitli yolları vardır. Bunlardan bazılarını hasta kendisi de deneyebilir. Örneğin altta yatan belirgin bir burun eğriliği veya alerji durumu da yoksa burun spreyini tek taraflı bırakmak, yani bir burun deliğini seçerek o tarafa 2 hafta boyunca sıkmadan diğer taraf ile yetinmeye çalışmak, denenebilir. Bu şekilde sprey sıkılmayan tarafın işlevsel olarak kendini toparlama şansı olur. 2 hafta sonra diğer tarafa kullanım da kesilebilir. Bu aşamada aslında hekim kontrolü altında sistemik dekonjesyon (burun açıcı) ve antialerjik tabletler bu tedavi yönteminin etkinliğini arttırır. Konka şişmelerinin uzun vadede yönetilmesinde kullanılan kortizonlu spreylerin kullanımı ve etkinliğinin endoskopik olarak izlenmesi yine hekim kontrolü altında yapılır.
Tıbbi tedaviler pek çok hastayı burun damlası bağımlılığından kurtarabilir. Ancak her hastada tıbbi tedavi tek başına yeterli olmayabilir. Bazı hastalarda belirli bir süre sonra şikâyetler geri dönebilmekte ve burun açıcı spreylere hasta tekrar başlayabilmektedir. Burun tıkanıklığına yol açan burun eğriliklerinin septoplasti dediğimiz yöntemle düzeltilmesi ve konka şişmelerinin etkin bir şekilde endoskopik görüş altında Holmium lazer ve radyofrekans gibi tekniklerle küçültülmesi, bu hastaları kalıcı bir şekilde damla bağımlılığından kurtarabilmemize yardımcı olmaktadır.”