Ormangülünün özündeki grayanotoksin maddesi vücuda alındıktan iki saat sonra kan basıncı, tansiyon ve kalp atış hızını normal değerlerin çok altına düşürüyor. Eğer kişi ölmezse granayatoksin doğal yolla vücuttan atıldıktan sonra vücut normale dönüyor ve geride zehri ele verecek bir iz kalmıyor. Tarihte gizli silah olarak kullanılan deli bal, günümüzde "nedeni açıklanamayan ani tansiyon, kan basıncı ve kalp atış hızının" müsebbibi olarak ortaya çıkıyor. Adli tıpçılar "deli bal"a ölüm veya gizli cinayet silahı olması nedeniyle yakın ilgi duyuyor.
Konuyla ilgili örnek vakada 58 yaşındaki Bursalı bir vatandaş, Karadeniz Bölgesi'nde yaşayan bir arkadaşından hediye olarak gelen balı ekmeğinin üzerine sürüp yedi. 12 saat sonra göğüs ağrıları başladı. Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Acil Servisi'ne başvurduğunda dakikada en az 72 olması gereken kalp atış hızı 44'e, kan basıncı da 70/50'ye düşmüştü. Üç saatlik tedavi sonrası hasta hayata döndürüldü. Hastayı kurtaran anestezi ve reanimasyon bölümü öğretim üyeleri Prof. Dr. Gürayten Özyurt ve ekibine göre, Türkiye'de Karadeniz Bölgesi'nde bin 800 metreden yükseklerde yetişen ormangülünden öz emen arıların balları zehirli. Doz aşımında, kan basıncı, tansiyon, kalp atış hızı normal değerlerin altına düşüyor ve acil müdahale edilmezse hayat sona eriyor. Toksin karaciğerde metabolize olup hızla vücuttan atılınca hastanın bilinci geri dönüyor ve kendini iyi hissediyor. Araştırmaya göre 1983-1988 yılları arasında Kartal Meslek Hastanesi'ne başvuran 11 hastanın deli baldan zehirlendiği anlaşıldı. 2002 yılında Abant İzzet Baysal Üniversitesi'ne tansiyon düşüklüğü şikayetiyle başvuran 15 kişinin deli baldan zehirlendiği belirlendi.
Prof. Gürayten, arkadaşlarıyla birlikte Adli Bilimler Dergisi'ndeki makalesinde bal tüketimi ve turizm hareketlerinin artmasına bağlı olarak deli bal zehirlenmelerinin sıklaşabileceğine dikkat çekti. Gürayten, "Açıklanamayan hipotansiyon, bradikardi, tam AVB ve hatta ani düşme nedeniyle başvuran sağlıklı kişilerde deli bal zehirlenmesini hatırlamak gerekir." dedi.
Aspirin, su çiçeğinde ölümcül olabiliyor
Su çiçeği hastalığına yakalanan çocuklarda ateşi düşürmek için kullanılan aspirinin ölümlere yol açabildiği bildirildi. Çocukluk döneminin en sık görülen rahatsızlıklarından biri olan bu hastalık, insan vücudunun bir bölümü veya tamamında kaşıntılı deri döküntüsü şeklinde kendisini gösteriyor. Hava yoluyla, öksürük, hapşırma veya konuşma sırasında kişiden kişiye bulaşabilen su çiçeği aynı zamanda gebelik esnasında anneden bebeğe geçebiliyor. Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi Pediatri Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Neşe Özkayın, su çiçeği rahatsızlığında çocuğun yükselen ateşini düşürmek için aspirin verilmesinin tehlikeli olduğunu söyledi. Bu durumun ölümle sonuçlanabileceğine dikkat çeken Özkayın, hastalığın genellikle hafif şekilde atlatıldığını, ancak tipik seyrinin dışına çıkması durumunda hiç beklenmeden doktora başvurulması gerektiğini belirtti. Özkayın, su çiçeği enfeksiyonunun sıklıkla 5 ile 10 yaş arasında görüldüğünü ve dikkat edilmesi gerektiğini ifade etti.
|