Metrekarede 279 liralık kâr için her yıl 430 bin niteliksiz konutun yapıldığı ülkemizde insan hayatı hiçe sayılıyor. Temel, taşıyıcı ve bina sistemi üzerinde yapılan hileler ölüm saçıyor. Her yıl 430 bin niteliksiz konutun yapıldığı Türkiye’de firmalar metrekarede 279 lira yani yaklaşık 10 milyar lira kâr etmek için yüz binlerce canı hiçe sayıyor. Türkiye’de inşaatmaliyetlerini aşağıya çekmek için temel ve taşıyıcı sistemde yapılan ufak hile ve ihmalkârlıklar “depremdeğil çürükbina insanı öldürür” gerçeğini bir kez daha gözler önüne serdi.
Zemin etüdünde başlıyor
Ülkemizde her yıl TOKİ haricinde 500 bin konut üretildiğini dile getiren uzmanlar, bu konutların yaklaşık 70 bininin nitelikli, diğer 430 bin konutun ise niteliksiz olduğunu belirtiyor. Bir konutun nitelikli olup olmadığını belirleyen en önemli unsur ise temel ve taşıyıcı sisteminin sağlamlığı ve kullanılan malzemelerle ölçülüyor. Bir binada hile zemin etüdü ile başlıyor. Çünkü inşaata başlamadan önce yerin zemin etütlerinin yapılacak binaya uygun olup olmamasının ortaya konması gerekiyor. Ancak Türkiye’de yönetmeliklerle belirtilmiş olmasına karşın birçok binanın gerçek jeolojik etütleri yaptırılmıyor. Bir binada metrekare bazında zemin etüdünün maliyeti yüzde 1 olarak veriliyor. Yani inşaat firmaları metrekarede yüzde 1’lik maliyetten kaçınmak için sağlıklı zemin etüdü yaptırmıyor.
Taşıyıcı hesaplanmıyor
Zemin etüdü doğru yapılmadığı için zemine uygun taşıyıcı sistem de otomatik olarak göz ardı edilmiş oluyor. Oysa uzmanlar zemin ne kadar kötü olursa olsun, doğru hesaplamalarla yapılacak taşıyıcı sistemlerle binalarda ölümlerin yaşanmayacağını kaydediyor. Taşıyıcı sistemin toplam maliyet içindeki oranı ise en fazla yüzde 25 olarak veriliyor. Bu oran makul zeminlerde metrekarede yüzde 14’e kadar çekilebiliyor. Zemin etüdü yapılmayan ve doğru zemine doğru taşıyıcının yerleştirilmemesi binanın temelini de sağlam olmaktan uzaklaştırıyor. Temel masrafı bina yapımında metrekarede yüzde 3’e denk geliyor.
Demir ve çimentoda da suistimal var
Demir ve çimentoda yapılan maksimum hile oranı ise metrekarede yüzde 6 olarak veriliyor. Uzmanlar, bir binada toplam maliyetin yüzde 25’inin demir ve çimentodan kaynaklandığını dile getiriyor. Ancak zemin etüdü düzgün yapılmadığı için doğru taşıyıcı üzerine temel oluşturulmadığına dikkat çeken uzmanlar, bu durumdametrekarede inşaat firmalarının yüzde 6 oranında daha az çimento ve demir kullandığını dile getiriyorlar. Elektrik ve mekanik donanım için yapılan ucuz maliyetin metrekare bazında karşılığı ise yüzde 7 olarak veriliyor.
Yüzde 27,9’luk kesinti
Tüm bu oranlar dikkate alındığında yapılan hesaplamada ortaya ilginç bir tablo çıkıyor. Metrekaresi 1000 lira olan bir konut için zemin etüdü, taşıyıcı, temel, demir çimento,mekanik donanım ve sigorta baz alındığında yüzde 27.9’u yani 279 lirası bu tür kalemlere gitmesi gerekiyor. Ortalama bir dairenin 80 metrekare olduğu ülkemizde 430 bin konut için 34 milyon 400 binmetrekare inşaat alanı ortaya çıkıyor. Konutun metrekaresi 1000 lirayamal edildiği varsayıldığında tüm konutlar için harcanan para 34 milyar 400milyon lirayı buluyor. Bunun yüzde 27.9’u yani yaklaşık 10milyar lira kâr etmek isteyen inşaat firmaları yüz binlerce canı gözardı ediyor.
Sigortacılar riske girmiyor
Türkiye’de üretilen binaların sigortaya ödedikleri para toplam maliyetin binde 1’ine denk geliyor. Ancak binalar yönetmeliklere uygun inşa edilmediği için hiçbir sigorta şirketi inşaat firmalarını sigorta yapmak istemiyor. Zaten niteliksiz konut ürettiğini bilen inşaat firmaları da sigorta şirketlerinin kapısını çalma gereği duymuyor.
Emine Açar/Bugün