EVLERDE GİZLİ ELEKTRİK TÜKETİMİ
Tüm elektrikli aletlerinizi kapattıktan sonra elektrik sayacınızı kontrol edin. Sürpriz bir şekilde hala döndüğünü göreceksiniz.! Örneğin bilgisayarlar işlem yaparken 140 Watt, işlem yapmazken 27 Watt, kapatırsanız bile 5 Watt Elektrik tüketiyor.
Kapanmayan elektrikli ev aletlerinin "Gizli Tüketimi" dünya elektrik tüketiminin en az yüzde 2'sine denk düşüyor. Yani, sadece Avrupa Kıtası'ndaki elektrikli aletlerin gizli tüketimi her yıl altı nükleer santralı çalıştırabilecek kapasitede.!
· Kahve Makinenizin Ortalama Tüketimi = 800 W
· Kahve Makineniz Kapalı Olduğundaki Tüketimi = 1.5 W
· Ve de Kahve Makinenizin Fişini Çektiğinizde Ulaştığınız Sonuç = 0 W
Bazı elektrikli ev aletleri kapatılsalar bile elektrik tüketimini sürdürüyorlar. Bu da hem gereksiz bir enerji tüketimine hem de tüketicilerin elektrik faturalarının kabarmasına neden oluyor.
Bilgisayar örneğini ele alalım. Bilgisayar çalışırken gücü yaklaşık 140 Watt' yükseliyor. Bilgisayarda tüm işlemler durdurulduğunda da sayaç dönmeye devam ediyor. Bilgisayarın hemen çalışabilmesi için sürekli "stand by" olması gerektiği göz önüne alındığında, bu da mantıklı gözüküyor.
Ancak bilgisayarda hiç bir işlem yapılmadığı "yarı uyanık" zamanda da 27 watt gibi oldukça yüksek sayılabilecek bir miktarda elektrik tüketilmesi oldukça şaşırtıcı.
Bundan daha da kötüsü "off" düğmesine basıldığında bile PC'nin gücünün sıfırlanmayıp 5 watt civarında bir elektrik tüketmesi!
Sonuç olarak, bilgisayarın hiç elektrik tüketmediğinden emin olmak için tek bir çözüm var, o da prizin fişten çekilmesi...
Nöbet Tutan Aletler
Bu rakamlar çok küçük olsa da önemsememem hata olur. Nitekim, Uluslararası Enerji Ajansı'ndan (AIE) Benoit Lebot"ya göre, tam olarak kapanmayan elektrikli ev aletlerinin "gizli tüketimi" dünya elektrik tüketiminin en az yüzde 2'sine denk düşüyor. Başka bir deyişle, sadece Avrupa kıtasındaki elektrikli aletlerin gizli tüketimi her yıl altı nükleer santrali çalıştırabilecek kapasitede.
Bu durumu anlayabilmek için "nöbet tutan" aletlerin ortaya çıktığı otuz yıl geriye dönmek gerekiyor. O zamana kadar televizyon ya DA fırın kapatıldığında her tür enerji tüketiminin durdurulduğundan emin olunabiliyordu.
Ancak çok daha sofistike audio ve video cihazların piyasaya sürülmesi durumu değiştirildi. Hi-if, radyo-çalar saatler, müzik seti ve televizyon gibi aygıtlar saat, uzaktan kumanda ve "bellek" tuşuyla donanıp FM istasyonları ya da diğer programların kaydedilmesine olanak sağladılar.
Bu özellikler tüketici açısından büyük bir kullanım kolaylığı sunmakla beraber, elektrik tüketimini fazlasıyla artırdı.
Uzmanlar günümüzde, kapatıldıktan sonra bile gizli tüketimi sürdüren ev aletlerinin sayısının önemli oranda artmasının, durumu daha DA ciddi hale getirdiğini belirtiyorlar.
Öte yandan, "yararlı israf"ı da "gereksiz israf"tan ayırmak gerekiyor. Faks, telsiz telefon gibi çalışmak için elektrik sinyaline gerek duyan aygıtlar birinci kategoriye giriyor. Bu durumda, bu makinelerin çalışması için gereken gizli tüketim meşru bir hal alıyor.
Uzmanlar zaten faks, telefon gibi aygıtların tükettiği elektrik miktarının diğer aygıtlarınkine kıyasla çok düşük olduğunu ifade ediyorlar.
Nedeni: Röle
Uzmanlar elektrikli ev aygıtlarının kapatılmalarına rağmen gizli elektrik tüketimini sürdürebilmelerini, bu aletlerin içinde bir transformatör bulunmasına bağlıyor.
Elektronik devreler elektrik akımının (220 V) sağladığından çok daha düşük bir gerilimle (Yaklaşık 5 volt) çalışırlar; işte bu noktada transformatör röle rolünü üstlenir.
"Çalıştırma/durdurma" anahtarı da genellikle transformatörün arkasında yer alır ve aygıt kapatıldığında bile transformatör hala gerilim altındadır. Bunun sonucunda elektrik sayacı dönmeyi sürdürür.
Bu aygıtları üretenleri, ürünlerinin düzenleniş biçimini değiştirmeye zorlayacak herhangi bir kural bulunmadığından, bu tür bir değişiklik çok AZ bir harcama gerektirmesine rağmen hiçbir üretici gerekli önlemi almamaktadır.
Bu konuda geniş bir araştırma yayımlayan Fransız Science et Vie dergisine göre, Ocak 2000'de Fransa'da 178 hanedeki 1270 aygıtın gizli elektrik tüketimi incelendi.
Video İlk Sırada
Bunlar arasında birinci sıraya oturan video aygıtıydı; nöbetteyken 1-30 watt arası, oldukça önemli sayılabilecek miktarda enerji tüketen videolar hemen hemen bütün gün "stand by" olduğundan Fransa'da "gizli tüketim" in yüzde 32'sinden sorumlu tutuluyor.
Video dışında televizyon (1-22 watt), uydu anten receiver (5-17 W) ya da kablolu TV (3-23 W), Hi-if (1-24a W) v.b.'nin de oldukça yüksek oranda enerji tükettiği ortaya çıktı.
Ayrıca bilgisayarın da 1-27 W arası gizli elektrik tüketimiyle masum olmadığı belirlendi. Kahve makinesi, diafon gibi aygıtların tüketiminin ise 5 W'ın altında kaldığı gözlendi.
Önlemler Emeklemede
Bu enerji israfına karşı tüketicilerin elektrikli aygıtlarını fişten çekerek önlem almaları için kampanyalar düzenlense de, sanayi kesimini bu konuda gerekli girişimlerde bulunmaya zorlayacak bir yasa henüz ortalıkta gözükmüyor.
Avrupa Birliği'nde, Brüksel'de endüstrinin bazı sektörleriyle gönüllülük temeline dayanan anlaşmalar imzalanmış olsa DA, üreticilerin çoğunda bu konuda bir "isteksizlik" gözleniyor. Önlem olarak şimdilik yalnızca, etiketleme sistemi gündemde.
ABD'de "Energy Star" etiketine karşı Avrupa'da da sekiz yıl önce, aygıtın enerji kapasitesini A'dan G'ye sıralanan yedi kategoride inceleyen "Etiket Enerji" uygulaması gündeme getirildi. Uzmanlar bu yöntemin kesin bir çözüm sunmamakla birlikte pazara yüzeysel de olsa bir çeki düzen vermesi açısından bir ilk adım olarak görüyorlar.
Küçük Watt'lardan Büyük Enerjiler...
5 watt'la ne yapılabilir? Elektriği olmayan beş hane aydınlatılabilir mi? Evdeki en küçük ampulün bile en az 10, 20 watt olduğu göz önüne alındığında bu sorunun yanıtı 'imkansız' olacaktır... Oysa Kanadalı bir mühendis 0.1 Watt'lık tek bir beyaz elektrolüminesant diyodun (LED) bir çocuğun okuması için yeterli olduğunu kanıtladı!
Nitekim Dave Irvine-Halliday adlı mühendis ve kendi kurduğu "Light up the world" sivil toplum örgütü, şimdiye kadar dünyada 1 milyondan fazla haneyi bu yöntemle aydınlattı; Bolivya, Guatemala, Dominik Cumhuriyeti ve Nepal'de 60'ı aşkın hanenin yer aldığı bir köy 100 Watt'lık tek bir ampulün tüketimine eşdeğer enerjiyle aydınlanıyor.
Halliday'in yönteminin başarısı, LED'lerin uzun ömrü (Kırk yıl) ve olağanüstü randımanından kaynaklanıyor. Bu yarıiletkenler (LED) elektronları ışıklı fotonlara dönüştürülüp yüzde 95 oranında bir enerji sağlıyorlar; oysa normal bir ampulde enerjinin büyük bir bölümü ısıya dönüştüğünden, kapasitesinin ancak yüzde 10'u işlev kazanıyor.
Kanadalı mühendis bu elektrolüminesant diyotları besleyebilmek için en ücra köylere kadar her binayı pedallı jeneratör ya da güneş enerjisi panoları ve bir akümülatörle donattı. Sistemin maliyeti ise, proje yeni uygulandığında hane başına 60 dolarken 30 dolara indi; beş yıl içinde bu rakamın daha da azalıp 10 doların altına düşmesi bekleniyor.
Peki LED bizim elektrik faturalarımızın tutarını da azaltabilecek mi? Dave'e bu soru sorulduğunda Calgary (Kanada) Üniversitesi'ndeki laboratuarında bu yöntemle bir haneyi aydınlattığını belirterek şunları söylüyor:
"Bir binanın stratejik noktalarına 1'er watt'lık LED'ler yerleştirilmesi halinde, elektrik tüketimi yüzde 95 oranında azaltılarak halihazırdaki aydınlatma gücüne eşdeğer bir aydınlanma sağlanabiliyor."
Bundan daha güzel bir cevap olabilir mi?