1948 yılından bu yana baklavacılık yapan Seyidoğlu, Türk damak tadını Avrupa ülkeleri ve Amerika’ya taşıyor. Seyidoğlu Baklavaları Yönetim Kurulu üyesi Serdar Seyidoğlu, yılda 100 ton baklava ihraç ettiklerini belirtiyor. Ramazan ayında kan şekeri düşen insanların baklavaya daha fazla rağ
bet gösterdiklerini belirten Seyidoğlu, bayramda ise satışların zirve yaptığını söylüyor. Türk insanı baklavayı daha çok dışarıda tüketiyor. Morallerin yüksek olduğu zamanlarda baklava tüketimi artıyor.

-Seyidoğlu’nun yurt dışına açılma sürecini anlatabilir misiniz?

1960’lı yıllardan itibaren Türkiye’den başta Almanya olmak üzere Avrupa ülkelerine ciddi işçi göçü yaşanmaya başladı. Avrupa’da sayıları hızla artan Türk nüfusun en fazla özlediği şeylerden biri de Türk yemekleri ve Türk tatlılarıydı. Avrupa’da ciddi bir tüketici kitlesi oluşunca biz de bunlara yönelik ne yapabiliriz diye düşündük. Avrupalı Türkler için özel üretim yaparak ihracata başladık. İstanbul’daki kadar taze olmasa da Avrupa’da Türklerin bulabileceği en iyi baklavayı yapıyoruz. Son 6 yıldır ihracatımız devam ediyor.

-Yurt dışında sadece Türkler mi baklava tüketiyor?

Asıl müşteri kitlemiz yurt dışındaki Türkler. Türklerin Avrupa’da girişimci olması, restoranlar açması bize yeni bir pazar açtı. Türk restoranları ve pastaneler ürün talep ediyor. Bunun yanında damak tadımız Avrupalılar tarafından da ilgi görüyor. Özellikle Akdeniz kültüründeki Avrupalılar baklavayı seviyor. İtalya, İspanya, Fransa ve Yunanistan’da ilgi görüyor. Kuzey Avrupa ülkelerine ise baklava biraz ağır geliyor.

-Amerika’ya da baklava gönderiyor musunuz?

Amerika’ya ürünlerimizi şoklayarak gönderiyoruz. Bu coğrafyadan Amerika’ya göç etmiş Ermeniler ve Yahudiler Türk tatlılarını beğeniyor. Oradaki müşteri kitlemiz Türkler kadar, Osmanlı kültürü içinde yetişen nesillerin çocukları.

-Türkiye’de çikolata sektörünün gelişmesi baklava tüketimini nasıl etkiliyor?

Eskiden en çok baklava tüketiliyordu ama şimdi alternatif tatlılar ortaya çıktı. Çikolata sektörü çok gelişti. Eskiden çikolata lüks üründü, pahalıydı, baklava daha ucuzdu; şimdi iş tersine döndü. Baklava fiyatı çikolatanın üç katı şu anda. Onun için tüketim eskisine göre daha az.

-Baklavanın kilosu 30 liranın üstünde ama 20 liranın altında da bulmak mümkün. Bu kadar fiyat farkı neden ortaya çıkıyor?

Sektörde merdiven altı üretim çok fazla. Süpermarketler çok ucuza baklava satıyor ama bunun malzemesi nereden geliyor belli değil. Eskiden toptan baklava üretimi yapan yoktu, üretenler satıyordu. Şimdi üretip satanlar çıktı. Bu da tabii kullanılan hammadde konusunda ciddi soru işaretleri ortaya çıkardı. Mesela baklavada fıstık yerine dondurulmuş bezelyeyi fıstıkla karıştırıp üretim yapanlar var. Fıstıklı diye bezelyeli baklava yiyorsunuz. Bozuk ürünlerin karıştırılıp kullanıldığı da oluyor. Hile yapmanın çok kolay olduğu bir sektör. İnsanların ne yediğine iyi bakması gerekiyor. Bugün bir fıstıklı baklavayı 20 liradan aşağıya satmak mümkün değil. 20 liranın altında satılıyorsa orada bir sorun vardır.

-Ramazan ayında baklavaya talep oluyor mu?

Ramazanda oruç tutan insanların kan şekeri düşüyor. Bu da tatlıya ve özellikle baklavaya olan talebi artırıyor. Ramazanda daha çok hamurlu şuruplu tatlılar isteniyor, sütlü tatlı istenmiyor. Güllaç ramazan tatlısı diye bilinir ama aslında ramazanda baklava satışları iki üç kat artar. Ramazanda yükselen baklava satışları bayramda tavan yapar.

-Sizin bayram için kampanyanız var mı?

Bayram için özel tepsiler yaptırdık. İnsanların evlerine misafirleri için alacakları 2,5 kiloluk baklava tepsilerini, tepsi depozitosu almadan satıyoruz.

-Tatlı tüketiminde insan psikolojisi etkili olur mu?

İnsanlar keyifliyse daha çok tatlı tüketir. Dışarıda olduklarında, aileleriyle gezdiklerinde, ziyarete veya misafirliğe gittiklerinde daha çok tatlı tüketiliyor. Morali bozuk insan dışarı çıkmıyor. Evden ziyade tatlı daha çok dışarıda yeniyor.

-2009’da nasıl bir ciro yaptınız?

2009’u 12 milyon lira ciroyla kapattık. Bu yıl ise 15 - 16 milyon lira ciro bekliyoruz.