KOMANDO NEDİR ?
Gurur,güven, ani karar verebilme yeteneği ile her türlü düşman, hava ve arazi şartları ile mücadele edebilecek şekilde yetiştirilmiş, bittiğinde yeniden doğan mümtaz askeri personeldir.
Komandonun anlamını şu sözlerle ifade edebilirim:
Burası şafağı 90 derken nöbetten düşenlerin yeri değil,şafağı 9 kala şehit düşenlerin yeridir.Burası cilalı taşlar üzerinde kızlarla dans etmesini bilenlerin değil,amansız dağlarda vatan hainleriyle raks etmesini bilenlerin yeridir.Burası kuşların yerine mermilerin uçuştuğu,çiçeklerin yerine barutun koktuğu,yollarına sokaklarına pusuların atıldığı,içkisi kan mezesi yılan yaşamak için öldürmek zorunda kalan,kahraman komandoların yeridir...
KOMANDO
KORKU NEDİR BİLMEYİZ
BİZ DAĞLARIN ERLERİ
YUVA YAPTIK GÖKLERE
BAŞ DÖNDÜREN YERLERE
ENGEL TANIMAZ AŞARIZ
YÜCE ENGİN DAĞLARI
EL VERİR UZANIRIZ
MOR SİYAH BULUTLARA
BEN TÜRK KOMANDOSUYUM
DÜŞMANI ÇELİK PENÇEMLE EZERİM
HER YERDE BEN VARIM
HAVADA, KARADA. DENİZDE. ÇÖLDE, ÇATAKTA, BATAKTA
HER ZAMAN VE HERYERDE
KİM?
KOMANDO
KİM?
KOMANDO
OLAMAZSIN... .
YAH
OLAMAZSIN...
YAHKOMANDOLAR....
ALLAH
KOMANDOLAR ...
ALLAH
Allah sizi korusun
KOMANDO OLMAK ONURUMDUR
OLUR YA BİR ÇATIŞMADA ÖLÜRSEM
ARKAMDAN YAS TUTMAYIN
BIRAKIN TOPRAĞIMDA RAHAT UYUYAYIM
BEDENİMDEN KOMANDOMU ÇIKARMAYIN
ONLAR BENİM GURURUMDUR
ÖLÜNCE KEFENİM OLACAK
BAŞIMDAN MAVİ BEREMİ ÇIKARMAYIN
O BENİM ŞANIM ŞEREFİM OLACAK
AYAĞIMDAN BOTLARIMI ÇIKARMAYIN
ONLAR NİCE YOLLAR AŞACAK
ŞEHİT OLURSAM SIRAT KÖPRÜSÜNDEN GEÇECEK
ELİMDEN TÜFEĞİMİ ALMAYIN
O BENİM MEZARIMA SEMBOL OLACAK
YARAMIN KANINI SİLMEYİN
AHİRETTE HESABI SORULACAK
GÖĞSÜMDEN KÖR KURŞUNU ÇIKARMAYIN
O BENİM MADALYAM OLACAK...
Komandoluk bir sevdadır ve herkesin olamıyacağı birşeydir.olanlar ise hayatlarında yaşamladıkları şeyleri yaşayan kahraman Türk ordusunun en mükemmel neferleridir.Bunun için komandolara sahip çıkıp onlar için dua etmeliyiz. Onları anneleri bu en şerefli mertebe için yetiştirmişlerdir. her koyun koç her ana komando doğurmaz...
Bordo Bereliler
Türk Silahlı Kuvvetleri bünyesinde bulunan Özel Kuvvetler Komutanlığı'na bağlı ‘‘Bordo Bereliler’’in adı, geçtiğimiz yıl nisan ayında PKK'nın ikinci adamlarından Şemdin Sakık'ın Kuzey Irak'ta bir operasyonla canlı yakalanıp Türkiye'ye getirilmesiyle gündeme geldi. Ama onlar, şöhretlerinin zirvesine geçtiğimiz ay PKK'nın lideri Abdullah Öcalan'ı Kenya'da yakalayıp Türkiye'ye getirmeleriyle çıktılar. Silahlı Kuvvetler'in yeniden yapılanmasıyla 1992 yılında teşkilanlandırılan Özel Kuvvetler Komutanlığı personeli, Sualtı Taarruz (SAT), Sualtı Savunma (SAS), Eğridir Dağ Komando Okulu, 1. ve 2. Komando Tugayı, Bolu Dağ Komando Tugayı, Midyat 3. Komando Tugayı ve Foça Jandarma Okulu'nda başarı gösteren subay, astsubay, uzman er ve erbaşlar arasından titizlikle seçiliyor.
Komando birliklerinden seçilen adaylar* 3.5 yılda insanüstü bir eğitimle en zor koşullarda savaşabilecek 'bordo bereli' kahramanlara dönüşüyor
ABD'nin başlattığı operasyon kapsamında Suudi terörist Usame bin Ladin'i avlamak için Afganistan'a gönderilmesi gündeme gelen 'bordo bereliler'* Türk Silahlı Kuvvetleri'nde ayrı bir yere sahip.
Türk kamuoyu* Özel Kuvvetler'i önce terör örgütü PKK'nın ikinci adamı Şemdin Sakık'ın Kuzey Irak'ta yakalanarak Türkiye'ye getirilmesi* hemen ardından da PKK'nın elebaşı Abdullah Öcalan'ın Kenya'da paketlenmesiyle tanıdı. 'Zoru hemen başarırız* imkansız ise biraz zaman alır' sloganıyla yetişen Türk Özel Kuvvetler'i* ordunun göz bebeği. 'Bordo bereliler' diye de tanımlanan birlik mensupları* Kara* Deniz ve Hava Kuvvetleri'nden seçiliyor. Tamamı subay ve astsubay olan bordo bereliler* ağır fiziki ve psikolojik eğitim verilerek yetişiyor. Üç ayrı dalda tam 47 ayrı ders gören bir bordo bereli* 3.5 yılda yetişiyor.
Vücutlarının her bölümünü öldürücü bir silah gibi kullanmayı öğrenen Özel Kuvvet mensuplarına* her türlü doğa koşullarında hayatta kalma ve mücadele yeteneği kazandırılıyor.
Amerikalı uzmanların* Delta Force* Sealth gibi dünyaca ünlü özel kuvvetlerden bile daha iyi olduğunu söylediği Genelkurmay Başkanlığı Özel Kuvvetler Komutanlığı'nın gerçekleştirdiği görevler* herkesi şaşkına çeviriyor. Dünyada çok az ordunun yapabileceği görevler üstlenen bordo bereliler* amaçlara uygun son derece gelişmiş teçhizatla* yer* zaman* mekan ayrımı gözetmeden düşmana nefes aldırmıyor.
TÜRK ASKERİ HER YERDE
Türkiye'nin gururu Mehmetçik* şimdiye kadar dünyanın dört bir yanında görev yaparak göğsümüzü kabarttı. Mehmetçik* ilk olarak 1950 yılında katıldığı Kore Savaşı dahil şimdiye kadar 8 yurtdışı askeri harekatta yer aldı. Birleşmiş Milletler'in dünya barışını koruma faaliyetleri çerçevesinde gerçekleştirilen askeri harekatlarda Türk askerleri Kore* Somali* Bosna-Hersek* Arnavutluk* Kosova ve Irak'ta görev yaptı. İşte Mehmetçik'in katıldığı yurtdışı harekatlar:
Kore Savaşı-1950
Somali'de BM Harekatı (UNOSOM)-1993/1994
BM Koruma Kuvveti (UNPROFOR) (Bosna-Hersek)-1993/1995
Sharp Guard Harekatı - 1992/1996
Deny Flight Harekatı-1993
Arnavutluk'taki ALBA Harekatı-1997
Kosova Kuvveti (KFOR)-1999
Körfez Savaşı sonrası Kuzeyden Keşif Harekatı-1991
Nasil eğitiliyorlar
Özel Kuvvetler personeli olmak isteyen adaylar normal bir insanın dayanamayacağı 80'den fazla testten geçmek zorunda. ABD'de katıldıkları 'Ranger' ve 'Delta Force' kurslarını derece ile bitiren bordo bereli adayların aldığı eğitimlerden bazıları şunlar:
Dondurucu soğuk ve aşırı sıcaklarda görev yapma
Denizde sağ kalma
Paraşüt* kurbağa* balık adam eğitimi
Harita okuma
Düşman derinliklerine sızma
Taktik akın
Hedef tahribi
Kaçma kurtulma
Pusu
Uzak mesafeli keşif ve devriye
Göğüs göğüse yakın muharebe
Psikolojik harekat
Rehine operasyonu
İşkenceye dayanma
İlk yardım ve yabancı dil
Resim Otomatik Küçültülmüştür. Bu yazıyı Tıklayarak Orjinal Halini Görebilirsiniz. Bu resim 640x480 Boyutlarındadır
“...Teğmen hedefe girmenin hazırlığında... Sözde onurlarının kırılacağı, dahası hedefe girenin onur bulacağı yerdir burası... Ve girilen çatışmanın en doruğudur. Anlarla, durumla, mekanla, içgüdülerle, dürtülerle, tehlikelerle ve benlikle yarışılır burada... Ve karşıda olanın çok önemi yoktur aslında... Hedefe girme anı gelip çatmışsa eğer, bütün kökler kopartılıp atılmıştır zaten...
‘Ve o an, hedefe yürümek üzere ayağını yerden kesebildiğin andır’. Göz gözü tanımaz o zaman... Varlığının tohumuna para saymış olsan bile tanımazsın benliğini... Zaman, mekan, dünya, ifrit, benlik saygı duruşuna geçiverir zaten... Mehmetçiğin yakarış anıdır bu... Dahası anış... Ve ruh bütün yaratılmışlara kafa diker ya, bir secde anındadır aslında... Kendisini Yaratana... Kendisini yaratılmışlar içinde en şerefli kılana... Artık bütün varlığın seyre koyulduğu, bir haykırış anıdır. Askerin her şeye karşı olan ve aslında sadece bir tek şeye karşı yaptığı haykırışı... ‘Allah...’ deyişi...
‘Ya Allah...’
Gürüldeyerek, gümbürdeyerek hedefin içine akan askerler...
Mehmetçik...
Türkler’in, Türküm diyenlerin, Türk inançlıların, kutsal anı...
Şerefin, namusun, imanın bedenleştiği, bayraklaştığı an...
Burası Kuzey Irak’ta gelecek arayıp da, bulduğumuz yerdir...”
!KOMANDO İLE SAVAŞMAK ÖLÜMDÜR TÜRK KOMANDOSU İLE SAVAŞMAK MUTLAK ÖLÜMDÜR!
Üst düzey bir subay anlatıyor:
Pkklılara bir soru sorarız yakaladığımız zaman:
A-Türk Askerinin geldiğini nasıl anlarsın?
B-Şarjörlerini üstümüze boşaltırlar.
A-Peki komandonun geldiğini nasıl anlarsın?
B-Yarım şarjör atarlar * isabetli atarlar.
A-Peki bordo berelilerin geldiğini nasıl anlarsın?
B-Tek atış duyduysak ve isabetliyse veya hiç atış olmadan adamlarımız azalıyorsa biliriz ki etrafta bordo bereli vardır ve sadece kasaturayla bizi harcıyordur.
__________________
Yurtiçi, yurtdışı ve ihtisas eğitimi olmak üzere 3 ayrı dalda 47 ayrı ders eğitimi gören "bordo bereliler", 3.5 yılda yetişmektedir.Yurtiçinde 72 hafta süreli temel nitelikli kurslar gören elit askerlere, bu eğitimden sonra yurtiçi ve yurtdışında ihtisas eğitimi verilmekte, ihtisas süreleri 10 ila 52 hafta arasında değişmektedir. Yaklaşık 3 - 3.5 yıl sonunda aday, gerçek bir "bordo bereli" olmak suretiyle özel timlerde görev alacak duruma gelmektedirler.
Yurtiçinde; savaş beden eğitimi, özel harekat, yakın muharebe, teşhis-tanıma, uzak mesafeli keşif ve devriye, sızma, yaşamı sürdürme - sorgulama sorguya mukabele, kaçma - kurtulma, hedef tarifi - ateş tanzimi - hasar tespiti, özel operasyon, psikolojik harekat, halka yardım, paraşüt, komando, gayri nizami savaş, koruma, kış muharebesi, kurbağa adam, serbest paraşüt eğitimi.
İhtisas kurslarında; atlatıcı ve yer ekip komutanlığı, tahrip teknikleri, mayın ve bubi tuzakları, ilk ve acil yardım, cerrahi teknisyen, hayatta kalma-kurtulma, cephane imha, hafif silah uzmanlığı, ağır silah uzmanlığı, istihbarat uzmanlığı, harekat uzmanlığı, muharebe kursları, psikolojik harekat kursları.
Yurtdışında; özel kuvvetlerde uzmanlık, hava indirme, sivil işler, halkla ilişkiler, devriye, yaşamı sürdürme, psikolojik harekat kurslarıdır.
Ayrıca bu birlikler iyi donanımlı diplomatlardır
__________________
UNUTMAYACAKSIN
YAŞ 20 GENÇ BİR BEDEN…
YAŞAMIN EN GÜZEL ANINDA KIPIR KIPIR HAREKET VAR KANINDA…
DAĞLARDA YANKILANIYOR SESİ…
ONUN HERŞEYİ MAVİ BERESİ…
EY KAHRAMAN KOMANDOM BENİM…
SEN TÜM ANALARIN DUALARINDA…
SEN BU VATANIN DAĞLARINDA
YAŞIYOR YAŞAYACAKSIN…
HATIRLATIYOR SANA TÜFEĞİN NAMUSUNU..
SIRT ÇANTAN ASLAN YELESİNİ…
ALNINDAKİ TER ANADOLU YAĞMURUNU…
GÖZLERİNDEKİ BAKIŞ YIKILMAYAN GURURUNU…
MAVİ BEREN KOMANDO ONURUNU
HATIRLATIYOR HATIRLATIYOR SANA…
EY ASLANIM EY AHMEDİM EY MEHMEDİM
UNUTMAYACAK UNUTMAYACAKSIN…
SANA DUA EDEN ANANI BABANI…
BU KAHRAMAN VATANI…
TOPRAĞIN ALTINDA YATANI…
MUSTAFA KEMAL ATANI
UNUTMAYACAK UNUTMAYACAKSIN…
UNUTMAYACAKSIN…
SANA DUA EDEN GELİNLERİN SARIĞINI..
BU VATANA BAĞLILIĞINI…
AY YILDIZLI BAYRAĞINI
UNUTMAYACAK UNUTMAYACAKSIN…
SANA MEKTUP YAZAN SIRDAŞINI…
OKULDA OKUYAN GARDAŞINI…
ŞEHİT OLAN ARKADAŞINI
UNUTMAYACAK UNUTMAYACAKSIN…
EY KAHRAMAN KOMANDOM BENİM…
KAHRAMANLIĞINLA YAŞA ,KAHRAMANLIĞINLA... KOMANDO…
Not:Bu şiir TGRT televizyonunun Hakkari dağ ve komando tugayı için yapılan tv programından alınmıştır...
Komando yaşadıkça
Duruşumuz merminin namluda duruşu gibidir.
Aşağıda okuyacağınız bölüm Abdullah AĞAR' ın Otopsi Yayınlarından çıkan, "5.TİM/GÜNEŞ DOĞSUN İSTERİZ" adlı eserinden alınmıştır. Abdullah AĞAR; 1967 Ankara doğumludur. Kara Harp Okulu Mezunudur. Bestler'den Gabar'a, Azerbaycan'dan Brüksel'e, Paris'ten Cudi Dağı'na ve Kuzey Irak'a uzanan 6 yıl sonunda belinden aldığı 3 kurşun ile malulen emekli olmuş bir gazidir. Hatıralarını yazdığı eser hakkında söyleyebileceğim tek şey, TÜRK İSENİZ MUTLAKA EN AZ BİR KEZ OKUYUN!..
Bizler taktik gereği neredeyse bütün gece ve ertesi gün akşama kadar yürümüştük. Ve geçtiğimiz dereleri sanki içerek bitirmeye çalışmıştık. Akşam üzeri yürüyüş sona erdiğinde takati kalmamış eratın, komando andını söylerken bitkinliğin kabuğunu nasılda kırdığına şahit olmuştum. Bu şehadet hem milletin bu evlatlarının nasıl bir ruhu olduğuna hem de bu milletin evlatlarında nasıl bir ruh olduğunaydı. En az antta ki kadar uyanmaya, uyandırılmaya muhtaçtı bu ruh. Ve ruh, candı. Ve nasıl bir can vardı bu askerde? Nasıl bir cânân?
Bu ant kimilerine çok basit gelebilir. Belki de çoğu kişi ne olduğunu, nasıl bir mana taşıdığını anlamayabilir. Hatta hazır kışlasında, sıradan bir zamanda söylense etkisi bu kadar kalıcı olmazdı. Ama o gün, gönülden gelen ses; kavuran fedakarlıkta ve tahditle bilek güreşi tutmuş kaskerlerin, kurumuş, kurudukça toz yutmuş, toz yuttukça yutkunmayı unutmuş boğazlarından, haykırışa dönüşmüştü. Sanki o gün, o and askerin, o asker de Türk Milletinin kim olduğunu bana anlatmıştı. Sadece bana mı? Bence, bunu bütün kainata anlatmıştı.
Sesi gür çıkan bir subay, taburun orta karşısında ileri çıktı ve "Komando andı için tören rahat" diye gürledi. Bütün timler karargah bölüğü ve bölük karargahları "tören rahat"a geçtiler. Tüfeklerini ellerinin vardığı en uca ittiler, diğer ellerini yumruk yapıp bel kemiklerine dayadılar, göğüslerini şişirdiler. Kıstıkları gözleriyle bıçak gibi ileriye baktılar. Gabar üstüne batmaya giden güneş alınlarından akan terde pırıp pırıl parlıyordu. Komutanın dediğini diyebilecekleri en yüksek sesle tekrarlamaya başladılar:
"Korku nedir bilmeyiz" Dört yüz asker hep bir ağızdan top gibi gürledi. "Korku nedir bilmeyiz..." Doağlar inledi; Cudi, Namaz Dağı, Elmalı Tepe inledi. Sonra devam ettiler:
"Biz dağların erleri
Baş döndüren yerlere..
Ben Türk Komandosuyum..
Seni çelik pençemle ezerim..
Heryerde ben varım...
Karada
Havada
Denizde
Yatakta
Çatakta
Batakta
Hakkari'de
Şırnak'ta
Cudi' de
Gabar' da
Dedeören' de
Milli' de
Her zaman ve her yerde"
Bundan sonra komutanın dediğini demediler. Dediğine karşılık vermeye başladılar:
- Kim?
- Komando!
- Kimmm?
- Komandoo!...
Komutanları onların "Komando" deyişlerini beğenmezcesine tekrar tekrar soruyordu;
- Kimmm? Aslında askerlerin üzerine gidiyordu. Onları tahrik ediyordu. İstiyordu ki, ses ağızdan değil, yürekten çıksın... Son bir kez daha sordu:
- Kimmmmm? Ve en güçlü karşılığı verdiler..
- Komandooooooo!...
İşte bu ses gırtlaktan geldi. Aslında boğuk ve yoğun, yürekten gelen bir sesti. Komandoluk yürekten gelmeyen sesi kabul etmezdi. Onların komandoluğunu kabul etmemiş gözüken komutan bu kez tekrar seslendi:
- Olamazsınız !.. Bunu diyen komutandı. Komutana karşı gelinmezdi. Buna rağmen içlerindeki dehşeti, kabul etmeyişi ve yiğitliği hep bir ağızdan ; "Yaahhh" diye ciğerlerindeki bütün nefesi boşalttılar. Komutan zaten bunu istiyordu. Ama bununla yetinmedi. O istiyordu ki; onlar kendi kendilerine sahip çıksınlar. Bir daha yineledi:
- Olamazsınız !...
- Yaahhhhh !..
- Olamazsınız !..
- Yahhhhh!....
İşte burası gönüldeki öfkenin cesaret olup, haykırışa dönüştüğü yerdi. Bir asker ilk önce kendini kendi komutanı kabul etsin isterdi. İşte o zaman o komutanı gönlüne koyar, o gönülle arşa doğru yola çıkardı. Adet buydu. O adete, bizden olan herkes uyardı. Komutan da, asker de komandoluğunu dile dökmüştü. Komutan bir kez daha seslendi:
- Komandolar... cevap verdiler:
- Allahhhh!.... komutanları tekrar seslendi...
- Komandolar !...
- Allahhhh !...
- Komandolar !...
- Allahhhhhh !.... son karşılık son perdeden olmuştu. Bu sanki askerin yüreğinin gücü, Yaradana seslenişiydi. Ve artık komutan dedi ki:
- Allah korusun !.. "sağ ol" demediler. Belki sadece burada sağol demezdiler. Duyulan belli belirsiz bir "Amin" oldu.. Bu sesleniş, dağlara, düşmanlara değil, yüreğimize sızan Allah'ımızaydı. Ve O bizim sesimizi her zaman duyardı..
Namaz Dağı'ndaki meşe, Milli Karakolu'nun taş duvarı, Elmali Tepe'de ki çakal bile memnundu. Onların kendi lisanlarıyla yaptıkları anışı, Türk Askeri, insan olma şerefiyle cihana haykırıyordu.. Bu işten sadece karşı taraftakiler memnun değildi.... "
__________________
__________________
ALLAHU EKBER [ Yeşil Bereliler ]yesilbereliler.polisozelharekat<<TIKLA