Mesaj şöyleydi:
"Umur Bey, 2. Hava Kuvvet Komutanlığı 8. Ana Jet Üs Komutanlığı, sınır ötesi operasyona katılan uçaklarımızın üssüdür. Ama Şubat 15 itibariyle devlet bize hala kömür almamıştı. Subay ve astsubaylar kendi paraları ile kömür alıp ısınmaktadır."
Belki şu ara alınmıştır; bilmiyorum. Ama mesaj öyleydi: Bomba yükleniyor ama kömür boşaltılamıyordu oraya!
Cuma günü Hürriyet'te Vahap Munyar' ın köşesinde, OYAK Holding Genel Müdürü Coşkun Ulusoy' un sözleri vardı:
"Dünya krizde kıvranırken elimde 3.5 milyar dolar nakit parayla dolaşıyorum."
Ulusoy, yetim ve yoksulların yetiştirilmesine adanmış bir okulun, "Daçka" nın, Darüşşafaka Lisesi' nin mezunu.
Paradan önce parasızlığı, dünyanın krizde kıvranmasından önce insanın, bir çocuğun kıvranmasını yaşamış olmalı.
"Parayı öğrenmesi" daha sonra.
Aslında şu anda yönettiği kurum herhangi bir holding değil.
Aslında holding denmesi de tuhaf; nasıl Darüşşafaka öncelikle yetim ve yoksul öğrenciler içinse, OYAK da, öncelikle üyelerinin, onu maaşlarından yapılan mecburi kesintilerle kurup büyütenlerin "sosyal güvenlik kurumu."
Üniformaları içindeyken zor anlarında destek olabilmek, üniformayı çıkardıklarında emekliliklerine biraz daha katkı verebilmek; yetimlerine, dullarına, öksüzlerine, mağdurlarına sahip çıkabilmek üzere kurulmuş, yani öyle olduğu sanılan "yardımlaşma, dayanışma kurumu."
Bu
"sosyal güvenlik" kurumu, hem herhangi bir holdinge göre mali, ekonomik imtiyazlara sahip olmuş, hem de herhangi bir holding gibi, salt ticaretle, karlılıkla, büyümekle, nakit parayla, sermayeyle, özelleştirmeden şirket almakla, yabancılara banka, sigorta satmakla övünür olmuş.
Oysa OYAK yönetiminin yarısından çoğu sivil bile değil; bir kısmı hala görevde olmak üzere, üst kademe subay.
OYAK ve şirketlerinin yönetimine asla giremeseler, bu yüzden Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne gitmek zorunda kalsalar da, maaşlarıyla OYAK'a kaynak aktaran askerlerin büyük çoğunluğu
"ast ve alt" kademedeler.
Büyük çoğunluğun da çoğu, yurdun dört yanında, hatta
"tehlikeli" yörelerde yeterli lojman bulamayan, bulduğu lojman dökülen, orduevleri dökülen, hatta kimileri orduevine, bir kampa dahi giremeyenler;
Taşınabilmesi taşınamaması ayrı;
"devletin kafi parası olmadığı için"
çelik yelekten, zırhlı araçtan, kafi ölçüde mayın tarama cihazından mahrum ölebilenler, sakat kalabilenler, arkadaşını yitirenler.
Yüzlercesi bana gelirini giderini gönderdiği için biliyorum, lojmansızlıktan maaşının büyük lokmasını kiraya kaptıranlar, kalanla çocuklarını bazen en ücra köşelerde, bazen onlardan aylarca ayrı kalıp okutmaya çabalayanlar, başta
"satılan" Oyakbank'a,
"kredi kartı borcu"na gömülüp borç yüzünden ordudan atılmaktan korkanlar. OYAK'ın alfabetik listede dahi,
"A"dan daha altlara attığı alttaki üyeleri.
OYAK'ta astsubay isyanı
Emekli astsubaylar, gelirinin yüzde 60'ını karşıladıkları halde yönetimde kendilerine yer verilmediği gerekçesiyle Ordu Yardımlaşma Kurumu'nu (OYAK) Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne (AİHM) şikâyete hazırlanıyorlar
Kategori |
: Basında TEMAD |
Okunma |
: 30795 |
Tarih |
: 19 Eylül 2007 20:11 |
Türk Silahlı Kuvvetleri mensuplarının yardımlaşma ve emeklilik fonu olarak 1961'de kurulan Ordu Yardımlaşma Kurumu (OYAK), son olarak Erdemir'i alarak birçok sektörde faaliyet gösteren ekonomik bir deve dönüştü. Ancak askerlik hayatları boyunca bu fon için her ay maaşlarından yüzde 10 kesinti yapılan astsubaylar, OYAK'ın imkanlarından faydalanamamak ve yönetiminde yer alamamaktan şikayetçi. 'Temyizi bekliyoruz'
OYAK yönetiminde söz sahibi olmak için Bölge İdare Mahkemesi ve Ankara 19. Asliye Hukuk Mahkemesi'ne yaptıkları başvurulardan sonuç alamayan Türkiye Emekli Astsubaylar Derneği (TEMAD) Başkanı Mustafa Erol, "OYAK'ın gelirlerinin yüzde 60'ını karşılayan astsubaylar yönetim ve denetim kurullarına alınmıyorlar.
Mahkeme başvuruyu reddedince temyize gittik. İç hukuktan sonuç çıkmaması durumunda AİHM'e gideceğiz" dedi.
Erol, OYAK'ın görev yapısının Temsilciler Kurulu, Genel Kurul, Yönetim Kurulu, Denetleme Kurulu ve Genel Müdürlük'ten oluştuğunu, astsubayların sadece Temsilciler Kurulu'nda yer alabildiğini söyledi. OYAK'ın özel bir yasayla kurulduğu hatırlatan Başkan Mustafa Erol şöyle dedi:
'Yönetim generallerde' "Bu hukuka aykırı. Bu tip yapılanmalar özel yasaya tabi olmazlar. Bu tip aidatla yürüyen kurumlarda yöneticiler aidat verenlerin oylarıyla seçilir, OYAK'ta atamayla geliyorlar. OYAK'ın yaklaşık 60 şirketinin yönetim kurulu var ve hiçbirinde astsubay yok, emekli subaylar ve bazılarında siviller var.
Emekli olacak generallerin hangi yönetim kurullarında görev alacağı bile önceden belli oluyor.
Astsubaylarımız artık üniversite mezunu ve şirketlerin yönetim ve denetim kurullarında görev alabilecek donanıma sahipler."
Yedek subay kesintileri kalıyor
TEMAD İstanbul Şube Başkanı Ahmet Atik, yedek subaylardan ise yüzde 5 oranında kesinti yapıldığını ancak geri ödenme için 3 yıllık üyelik gerektiğinden paralarını alamadıklarını belirtti. Atik, bazı yedek subayların askeri mahkemede dava açtıklarını, fakat sonuç alınamadığını söyledi.
Atik, "Bizim gibi 1988'den önce emekli olanların kesintileri ödenerek OYAK'la bağları tamamen kesildi.
Şimdi ise biriken miktarının tamamını ya da bir kısmını bırakmaması halinde yine OYAK'la bağ kesiliyor.
OYAK'ın imkânlarından biz de faydalanabilmeliyiz. OYAK'a bağlı şirketlerde hep yönetimlerde görevli
olanların yakınları istihdam ediliyor" dedi.