Geçen hafta Türkiye Cumhuriyeti Deniz Kuvvetleri Komutanlığının Gaziantep gemisi  Cidde’ye demir atmıştı. Konsolosluktan gelen davet üzerine Türkler medar-ı iftiharımız(!) olan gemiyi ziyarete gittiler. Hatta sadece Türkler değil yabancılar da davetliydi. Günler öncesinden davetiyeler dağıtıldı.

Davet çok samimiydi Allah için, yiğidi öldür hakkını yeme demişler. Çoluk çocuk bütün ailemizle hatta çevremizdeki yabancı arkadaşlarımızı da alarak gemiyi ziyaretimizden çok memnun olacaklarını söylemişlerdi.

Bu samimiyete inanıp da büyük bir sevinç ve heyecanla kimisi kilometrelerce uzaktan veya çevre illerden olmak üzere bir çok insan gelmişti ziyarete o gün.

Limana varanlar, arabalarından inerek otobüslere yerleştirildi gemiye götürülmek üzere. Bir kaç dakikada otobüs doldu. Tam hareket ediliyordu ki, konsoloslukta görev yapan yetkili beyefendi sakince otobüsün en önünde durarak insanlara minik bir hatırlatma yaptı. Gerçekten de mevzu çok minikti.

Yetkili bey, lafa girmeden önce söyleyeceklerinin ne kadar büyük bir saçmalık olduğunun farkında olmuş olmali ki; evvela kendini savunma adına bir kaç şey söyleyerek hedef olmaktan kurtarıyordu şahsını. Ardından da kendince büyük bir sevimliliğe bürünerek gayet sakin bir şekilde bayanların gemiye girerken başörtülerini çıkarmasını istedi. Bir de bu konuda anlayışlı davranacağımıza inanıyormuş.

Günler öncesinden davetiyeleri göndermişler, üstelik davetiyede hiç bir not düşülmemiş, insanlar limana gelmişler, otobüse bindirilmişler, bir kaç dakika sonra gemide olacaklar ama bunların aklı yeni geliyor olmalı ki son dakikada dalga geçer gibi “başörütünüzü çıkarın gemiye binerken, oldu mu?” diyorlar. İlk etapta yetkili bey herkesin tepkisini çeksede üstüne, daha sonra bize acımış olmalı ki bir jest yapmak istedi ve otobüse ilk bindiğim anda başındaki oyalı tülbenti ile dikkatimi çeken en arkadaki bayanı göstererek onun gibi başımızı örtersek gemiye girebileceğimizin müjdesini verdi sağolsun.

Ben de diyorum bu kadın neden böyle bir başörtüsü ile gelmiş. Ferasetinden dolayı çok tebrik ettim gerçekten de hemcinsimi ama içten içe de alındım doğrusu, insan çantasına on onbeş tane de hazırlıksız gelen olur diye oyalı tülbent atıverez mi canım?

Uzak yerlerden hususi bu program için gelen bayanlar bu şok etkisi yapan açıklamadan sonra önce biraz tepki gösterselerde çaresiz teker teker herkes indi otobüsten, limanda çalışan suudi görevlilerin şaşkın bakışları arasında. En arkadaki oyalı tülbent takan bayan hariç!

Otobüsten inen hemen her çocuk olanlara mana veremeden ağlıyordu gemiyi göremedikleri için. Biz çocuğumuzu şimdilik, gemi bozulmuş diye kandırırken bu acı gerçeği evladına anlatamayanlar da vardı.

İyi ki davetteki laflarına bakıp da çevremdeki yabancı arkadaşlarımı götürmemişim. Bir de onlara karşı ülkem adına rezil olmak istemezdim doğrusu.

Bu arada bir gün öncesinde gemiyi Suudiler’in ziyaretine açtıkları da kulağımıza gelmedi değil. Suudi bayanlara başlarını açtırmış olacaklarına ihtimal vereniniz var mı aranız da?

Anladım ki; bir insanın böyle bir haksızlığı kabullenmesi gerçekten de çok zormuş. Türkiye’de okuma mücadelesi veren, okula alınmadığı için kameraların karşısında kendini kaybedip saçındaki örtüsünü parçlayan zavallı kızı daha iyi anlayabiliyorum şimdi. Benim için çok da ehemmiyetli olmayan bir organize de bile bu haksızlığa maruz kalmak böyle moralimi  bozduysa, Allah ülkemdeki başörtülü bayanların yardımcısı olsun.

Şöyle bir düşünüyorum da, o beğenmediğimiz, küçük gördüğümüz suudiler, bu kadar muhafazakar olmalarına rağmen, onlar bile başı açık gezene karışmıyorlarken, biz onlar kadar olamamışız.

Bu komplekslerimizden ne zaman kurtuluruz acaba?
Ne zaman öz güvenimizi kazanırız? 
Bunlar, müslüman türk toplumuna  hiç yakışmayan çok çirkin haller.

Ayşenur KAHVECİ / Suudi Arabistan
aysenurkahveci@live.com