DİNİ VE NAMUSU OLANLAR KAZANAMAZLAR
Cumhuriyet yeni kurulmuş... Bütün memleket yangın yeri... Sefalet diz
boyu... Korkunç bir çöküntü var... Ankara da tren istasyonuna bağlı binalardan birinde iki önemli paşa konuşuyor. Konu: Memleket iktisadî,
ticarî, mâlî bakımdan nasıl kalkınacak?
Bu konuda, oradaki iki paşadan en güçlüsü, muhatabı diğer paşaya şu çare ve çözümü söyler. Ergenekoncuların havaya uçurduğu gazeteci Uğur Mumcu bu sözleri Cumhuriyet gazetesinde yayınlamıştır.
Birlikte okuyalım:
"Dini ve namusu olanlar kazanamazlar!.. Fakir kalmaya mahkumdurlar... Böyle kimselerle memleketi zenginleştirmek mümkün değildir.Bunun için, önce din ve namus telakkisini kaldırmalıyız.
Partiyi, bunu kabul edenlerle kuvvetlendirmeli ve bunları çabuk zengin
etmeliyiz. Bu suretle kalkınma kolay ve çabuk olur."
Böyle bir kalkınma ve zenginleşme metodunun dine ve namusa aykırı
olduğunu zaten teklif sahibi paşa da kabul ediyor... Peki hukuka, bilgeliğe ve ahlaka uygun mudur?
Ne gariptir ki, bazı siyasal İslamcılar da paşanın bu görüşünü benimsemiş ve uygulamaya koymuş bulunuyorlar.
İslam dini ile böyle bir görüş bağdaşır mı? Böyle bir görüş İslamın temel farzlarından olan istikametle (doğruluk ve dürüstlükle) bağdaşır mı?
Bizim gibi bir doğu ve Asya ülkesi olan Japonya böyle mi kalkındı ve en olumsuz şartlar ve imkansızlıklar içinde dünyanın ikinci sanayi ve ticaret ülkesi haline bu metodla mı geldi?
Güney Kore, Tayvan, Almanya böyle mi kalkındı?
Batı nın 19 uncu asırdaki büyük sanayi hamlesini, iktisadi kalkınmasını, zenginliğini dindar püriten Protestanlar gerçekleştirmedi mi?
Lehte veya aleyhte görüş ve re y beyan edebiliriz ama bir tek gerçeği inkar edemeyiz. Yukarıda metnini verdiğim kısa paragraftaki zenginleşme ve kalkınma çare ve çözümü bugünkü Türkiye de geçerlidir, hayata uygulanmaktadır.