Son dönemde yaşanan olaylarla Türk toplumunun değerleri tepe taklak oldu. İnsanların sadece kendisi için yaşamaya başladığını görüyoruz.
Bu da narsisizm, yani kendine sevdalanma kültürünü beraberinde getiriyor. Herkes kendi çıkarını, kendi küçük dairesini düşünmeye başlıyor. Bir başkası için empati yapmamaya başlıyor. İnsanlar kendilerini engellendikleri zaman veya birisi karşılarına çıktığı zaman onu yok etmek gibi ilkel bir davranışa giriyor. Aslında burada toplumun ruhuyla ilgili genel bir problemden bahsetmek lazım. Bu tip olaylar durup dururken meydana gelmiyor. Toplumda insanları birbirine bağlayan bağlar, dayanışma duyguları, akrabalık duyguları, millet olma şuuru maalesef giderek aşınıyor. İnsanlar tekil yaşamaya, bir boşluğun içinde hayat sürmeye başlıyor. Önüne çıkan, kendi arzusunu tatmin etmeyen herkesi düşmanı kabul ediyor, savaşıyor. Onları kolayca yok ediyor. Maalesef bu olayda çocuklara bile acımayan bir insan söz konusu. Bu da korkunç bir şey, yani çocuklara bile kıyan çok ağır psikopati ve tamamen vicdan eksikliği hastalığı ile karşı karşıyayız. Türkiye kötü bir noktaya gelmiş durumda. Türkiye'nin acilen sosyal reformlara ihtiyacı var. Sadece ekonomik reformlar insanları bir arada yaşatmıyor. Özellikle bu reformlar eğitim alanında yapılmalı. İnsan hayatının kutsallığına vurgu yapılmalı. Okullara insan hayatının kutsiyetine ilişkin dramalar ya da eğitim programları konulmalıdır. Bu da acil bir şekilde yapılmalıdır.
Psikopati nedir? Normal halle delilik arasında bir ruhi bozukluktur. Psikopatlar hasta olmasalar bile hastalık sınırına yaklaşmış kimselerdir. Bu hastaların ruh hastası olarak hastaneye yatırılanları çok azdır. Psikopatlar genellikle normal görünüşlü kimseler olduklarından çok önemli görevler alabilirler. Ancak bu görevlerde ellerinden geldiğince kötülük yapmaktan geri kalmazlar. ZAMAN
Küçük Dikili Ana Sağlık Merkezi'nde ebe hemşire olarak çalışan Nalan Yüksel'in işe gelmemesi sebebiyle evine giden arkadaşları kapının açılmaması üzerine durumu polise bildirdi. Polis, çilingir yardımıyla girdiği evde 8 kişinin cesediyle karşılaştı. Cinayeti Yüksel'in erkek kardeşi Murat Yüksel'in gerçekleştirdiği belirlendi. Anne ve babasını boğarak öldüren zanlının, katliamı ekonomik gerekçelerle işlediği ihtimali üzerinde duruluyor.
Adana'da Huzurevler Mahallesi'nde bir apartman dairesinde 3'ü çocuk 8 kişi başlarından ve vücutlarının çeşitli yerlerinden vurulmuş şekilde bulundu. Hemşire Nalan Yüksel (40)'in işe gelmemesi üzerine evi telefonla arayan mesai arkadaşları, cevap alamayınca zehirlenmiş olabilecekleri ihtimaline karşı durumdan polisi ve itfaiyeyi haberdar etti. Olay yerine gelen ekipler kapıyı kırmamak için çilingirden yardım istedi.
Saat 10.00 sularında kapı açıldığında evdeki katliam ortaya çıktı. İçeriye giren polis, cesetlerden 3'ünü salonda, 1'ini mutfakta, diğerlerini ise oturma ve yatak odalarında buldu. Olay yeri inceleme ekipleri öldürülen kişilerin başlarından ve vücutlarının çeşitli yerlerinden vurulduklarını tespit etti.
11 katlı binanın son katında işlenen cinayetlerle ilgili savcılık ve olay yeri ekiplerinin incelemesinden sonra cenazeler otopsi için Adli Tıp'a kaldırıldı. Cesetlerin merdivenlerden indirilmesi güç olacağı için dairenin demirleri kesildi. İtfaiyenin vinci ile cesetler aşağı indirildi.
HEMŞİRE, EŞİNDEN 10 YIL ÖNCE AYRILMIŞ
Dairede bulunan cesetlerin ev sahibi Nalan Yüksel, baba İbrahim Yüksel (64), anne Günay Yüksel (62), 6 yaşındaki Vedat Yüksel, lise öğrencisi Halil İbrahim Kopar (17), ÖSS'ye hazırlanan Arif Kopar (19), kardeşinin eşi Gül Yüksel ve kardeşi Ali Yüksel'e ait olduğu bildirildi. Nalan Yüksel'in 10 yıl önce eşinden ayrıldığı, 2 çocuğuyla birlikte oturduğu bildirildi. Öldürülen Halil İbrahim ve Arif Kopar'ın Yüksel'in 10 yıl önce ayrıldığı eşi Celal Kopar'dan olan çocukları olduğu öğrenildi. Adana İl Sağlık Müdürü Aytekin Kemik, Yüksel'in 22 yıllık memur olduğunu, 1997 yılından bu yana Adana'da görev yaptığını ifade etti.
SUSTURUCU KULLANMIŞ OLABİLİR
Murat Yüksel cinayet zanlısı olarak silahıyla birlikte Toros Mahallesi'ndeki evinde yakalandı. Yüksel'i bulmak için evine giden polisin, zanlıyı, intihar etmek için veda mektubu yazarken yakaladığı belirtildi. Zanlının polise ilk ifadesinde, "Benim üzerime çok geliyorlardı, ne olduğunu hatırlamıyorum." dediği kaydedildi. Zanlının bir süre önce psikolojik tedavi gördüğü de kaydedildi. Minibüs işletmeciliği sebebiyle babası ve kardeşiyle anlaşmazlığa düştüğü, zaman zaman uyuşturucu krizine girdiği ileri sürülen Yüksel, emniyetteki ilk ifadesinde katliamı kendisinin yaptığını itiraf etti. Adana Valisi İlhan Atış, "Cinayet mahallindeki boş kovanlarla zanlının üzerinde bulunan ruhsatsız 1 adet 7,65 mm çapındaki silah uyuşuyor." diye konuştu. Atış, komşuların silah sesi duymaması nedeniyle olayın susturucu kullanılarak işlendiğini tahmin ettiklerini kaydetti. Zanlının 3 ay önce arabasıyla birlikte kendini yakma girişiminde bulunduğu öğrenildi.
Öldürmeye pazartesi öğleden sonra başlamış
Katil zanlısı olarak gözaltına alınan Murat Yüksel'in cinayetleri, pazartesi günü öğleden sonra işlemeye başladığı ve gece geç saatlere kadar sürdürdüğü belirlendi. Emniyet Müdürlüğü yetkililerinden alınan bilgiye göre, olay yerinde incelemesini tamamlayan polis, zanlı Yüksel'in cinayetlere dün öğle saatlerinde evin yatak odasında anne Günay ve baba İbrahim Yüksel'i öldürerek başladığını tespit etti. Adli Tıpta yapılan incelemede anne ve babanın boğulduğu tespit edildi. Yetkililer, zanlının daha sonra eve gelen kişileri sırayla odalara çekerek gece geç saatlere kadar öldürdüğünü belirledi. Evli ve 1 çocuk babası zanlı Yüksel'in, olayda tek tabanca kullandığı, evine yapılan baskın sırasında üzerinde kanlı pantolon ve cinayet sonrası eve getirdiği 2 boş kovan bulunduğu tespit edildi. Yetkililer, evde 4 boş kovan bulunduğunu, diğer kovanların cinayetin işlendiği sokağa atıldığını tahmin ettiklerini bildirdi. Ailenin zanlıdan sonra hayatta kalan tek ferdi Handan Yüksel'in, Adana Ekrem Tok Ruh Sağlığı ve Sinir Hastalıkları Hastanesi'nde tedavi gördüğü ifade edildi.
Bu arada, öldürülen 8 kişi arasında bulunan Ali Yüksel hakkında, geçen yıl, yine aynı dairede cesedi bulunan Nalan Yüksel ve olayı gerçekleştirdiği iddiasıyla gözaltına alınan Murat Yüksel'i 'cep telefonu mesajı ile tehdit ettiği' gerekçesiyle yapılan şikayet üzerine Adana 4. Sulh Ceza Mahkemesi'nde aleyhine dava açıldığı öğrenildi. Ali Yüksel'in psikolojik rahatsızlığı bulunduğu ve 3 ayda bir hastanede tedavi gördüğü öğrenildi. ÖMER SARI, MEHMET ŞAHİN ADANA
Doktor: Manzara tam bir faciaydı
Küçük Dikili beldesi sağlık ocağının doktoru Soner Eroğlu, hemşire Nalan Yüksel'in 1-1,5 ay kadar önce görevlendirme sonucu kendileriyle çalışmaya başladığını kaydetti. Nalan hemşirenin dün sabah mesaiye gelmemesi üzerine endişeye kapıldıklarını belirten Eroğlu, şöyle konuştu: "Nalan hemşire göreve gelmeyince en yakın mesai arkadaşı olan kurumda görevli Şerife Hanım telefonla evini aradı, ancak uzun süre cevap alamayınca endişelerimiz arttı. Çünkü 10-15 dakika gecikecek olsa bile bizi mutlaka arar mazeretini bildirir ve izin isterdi. Bu yüzden, evine arkadaşlarıyla birlikte ben de gittim. Tabii bu arada polise de haber verdik. Polisin izni ile kapıyı çilingir yardımıyla açtırdık. Gördüğümüz manzara tam bir faciaydı." Nalan hemşirenin mesai arkadaşları ise onun erkek kardeşi ile problemi olduğunu bildiklerini belirterek, "Sanırız Nalan hemşire bir ev satın almış, ama tapusunu kardeşinin üzerine yapmış, parasını Nalan hemşirenin ödemesine rağmen kardeşinin evi boşaltmasını istediğini söylüyor ve bundan yakınıyordu, bunun dışında da herhangi bir problemi yoktu." dediler.
'Bankaya borcu vardı' iddiası
Katil zanlısı Murat Yüksel'i 15 yıldır tanıdığını söyleyen Mustafa Özal, arkadaşının bu cinayeti işlediğine inanamadığını ifade etti. Murat Yüksel ve ailesinin daha önceleri minibüs çalıştırdığını, sonra Kayseri'de ortak minibüs hattı aldıklarını anlatan Mustafa Özal, arkadaşının bankalara yüksek miktarda kredi borcu bulunduğunu, işlettiği büfenin de iflas ettiğini kaydetti. Özal, "Murat'ın bankalardan yüksek miktarda kredi çektiğini biliyorum. Yaklaşık 6 ay önce bir büfe açıp ruhsal sorunları olan kardeşi Ali'yi de burada çalıştırmıştı. Sonra da iflas ettiğini duydum." şeklinde konuştu. ZAMAN