Create Your Own Countdown

Google

   
  *** İYİLİK İÇİN KOŞANLARIN YERİ***
  KOÇ-Sakal-Bıyık-Hukuk
 



Sakal, bıyık ve ayrımcılık

Başbakan Erdoğan 'ın, Rahmi Koç 'un sözleri karşısında söyledikleri ayrımcılığa dair kaygısından daha çok muhafazakâr-dindar bir tepki. Ancak bu Rahmi Koç 'un sözlerinin hukuka uygun olduğu anlamına gelmez. Yargıtay da Koç 'tan yana değil. İşçinin sakalını kesmemesi veya bıyık bırakması iş sözleşmesinin feshedilmesi için haklı veya geçerli bir neden oluşturmaz

29-30 Haziran 2008 tarihlerinde Hürriyet 'te Ayşe Arman ile yaptığı söyleşide 'Sakallı ve bıyıklı adam katiyen çalıştırmam' diyen Koç Holding Şeref Başkanı Rahmi Koç 'un bu görüşlerinin Başbakan Erdoğan tarafından 'ayrımcılık' ve 'ilkel bir anlayış' olarak nitelenmesiyle birlikte sakal ve bıyıklı insanları işe almamanın ve işten çıkarmanın ayrımcılık olup olmadığı tartışmaları yoğunlaştı.

Bu tartışmaların hemen ardından 5 Temmuz 2008 tarihli gazetelerin pek çoğunda ANKA Ajansı mahreçli bir haber, 'Yargıtay 'dan Koç 'a destek: Sakal, bıyık istememek yönetim hakkı', 'Yargıtay da Koç gibi düşünüyor', 'Yargıtay : Bıyık sakal istememek ayrımcılık değil', 'Yargıtay Koç 'tan yana: Bıyık istememek ayrımcılık değil' başlıklarıyla yer aldı. Böylece bıyıklı ve sakallı insanların işe alınmamasının ve işten atılmasının işverenlerin inisiyatifinde olduğu ve Rahmi Koç 'un hukuka uygun ifadeler kullandığı izlenimi doğdu. Öte yandan sakallı bıyıklı insanların çalışması konusu laiklik-siyasal İslam tartışmasının bir parçası olarak algılandı.

AKP partizanlığı

AKP hükümetinin kamu yönetiminde liyakat ilkesini hiçe sayarak yaptığı partizan atamalarla ayrımcılığın en uç örneklerini verdiği düşünülecek olursa Başbakan Erdoğan 'ın Rahmi Koç 'un sözleri karşısında söyledikleri inandırıcı değil ve ayrımcılık kaygısından daha çok muhafazakâr-dindar bir tepki olarak kalıyor. Örneğin yargı kararıyla dokuz kez görevine dönen erzurum Milli eğitim Müdürü Fevzi Budak 'ı 10. kez görevinden alan, pek çok kamu görevine liyakat yerine AKP 'ye yakınlık ölçütüne göre atama yapan bir siyasi anlayışın lideri olan Başbakan Erdoğan ayrımcılıktan en son yakınması gereken insan olsa gerektir.

Ancak bütün bunlar Rahmi Koç 'un sözlerinin hukuka uygun olduğu anlamına gelmiyor. Yargıtay , Rahmi Koç 'tan yana değil. Yargıtay kararları ve İş Yasası Rahmi Koç 'un söylediklerinin tersini söylüyor. İşçinin sakalını kesmemesi veya bıyık bırakması iş sözleşmesinin feshedilmesi için haklı veya geçerli bir neden oluşturmaz.

Önce konuyla ilgili Yargıtay kararlarını aktaralım: Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 'nin 6.2.2001 tarihli 2000/18594 Esas ve 2001/1750 sayılı kararında şöyle deniyor: 'Davacının işe girdiğinden beri sakallı olarak çalıştığı tersanenin Milli Savunma Bakanlığı 'na devri üzerine işyerine alınmadığı (...) anlaşılmaktadır. İşaiye işçisi olarak çalışan davacının üyesi bulunduğu sendikanın bağıtladığı (...) Toplu İş Sözleşmesinin 103. Maddesinde iş disiplini ve cezaları arasında işyerine sakallı olarak gelmek ile ilgili bir hususa yer verilmemiştir. Ayrıca dairemizin yerleşmiş uygulamasına göre işin durumu ve yaptığı işin özelliğine göre işçinin sakalını kesmemesi 1475 sayılı iş kanununun17/II . maddesinde sayılan tazminatsız fesih hallerinden değildir. Bu durumda davacının işyeri kapısından askerlerce çevrilip işe devamının engellenmesi iş hukuku kurallarına aykırı bulunduğundan işverenin hizmet akdini feshi haklı kabul edilemez.' Bu karara 9. Hukuk Dairesi 'nden bir inceleme yargıcının yazdığı İş Kanunu Şerhi kitabında 'İşçinin sakalını kesmemesi, İş Kanunu 'nda işverenin haklı fesih hallerinden birine girmez' başlığıyla yer verilmiştir. (*)

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 'nin 6.3.2003 tarihli 2002/15937 esas ve 2003/3176 sayılı kararında da benzer bir değerlendirme yapılmaktadır. Yargıtay bu kararında işçinin bıyık bırakmasının 1475 sayılı yasanın 17/2-g maddesine giren hallerden (tazminatsız işten çıkarma) olmadığı ve işverenin bıyıklı işçiyi çalıştırmak istemiyorsa bunun makul neden olarak kabul edilip ihbar ve kıdem tazminatlarının ödenmesi gerektiğine karar vermiştir. Öte yandan Yargıtay aynı kararında işverenin aynı işyerinde bıyıklı bir başka işçiyi çalıştırdığının tespit edildiğini; bu durumun eşit davranma ilkesine aykırı olduğunu (ayrımcılık) tespit etmiş ve yerel mahkemenin kararını bozarak işçinin tazminat isteklerinin kabul edilmesi gerektiğine karar vermiştir. Bu karar yukarıda sözü edilen İş Hukuku Şerhinde 'İşçinin bıyık bırakması hizmet akdinin fesih nedeni olamaz' başlığıyla yer almıştır.(**)

Yukarıdaki yargı kararlarında açıkça vurgulandığı gibi 'işin durumu ve yaptığı işin özelliğine göre işçinin sakalını kesmemesi' işten çıkarma için haklı bir neden sayılmamaktadır. Diğer bir deyişle yaptığı işin özelliği gerektiriyorsa işçinin sakal ve bıyığını kesmesini istemekte işveren haklıdır. Örneğin bir aşçıdan sakalını ve bıyığını kesmesini istemek, bir cerrahtan uzun saçını ve sakalını kesmesini istemek, uzun saç ve sakalını çalıştığı makineye kaptırma tehlikesi olan bir operatörden saçını sakalını kesmesini istemek hijyen ve iş güvenliği nedeniyle mümkün olabilecektir. Ancak işin durumu ve özellikleri gerektirmediği halde sırf işverenin algı ve yargıları yüzünden birini işe almamak veya işten çıkarmak ayrımcılıktır ve hukuka aykırıdır. Örneğin bir gazeteciden veya bir metal işçisinden bıyığını ve sakalını kesmesini istemek işin gereği ile ilgili değildir ve hukuka aykırıdır. Öte yandan İş Yasası 'nın 5. Maddesi 'iş ilişkisinde dil, ırk, cinsiyet, siyasal düşünce, felsefi inanç, din ve mezhep ve benzeri sebeplere dayalı ayrım yapılamaz' koşulunu içermektedir. Dolayısıyla işveren sakal ve bıyıktan hoşlanmadığı için veya bunlara felsefi ve kültürel veya siyasi bir anlam yüklediği için işçinin iş sözleşmesini feshedemez. İşveren ancak işin gereği ise çalışanın sakalına ve bıyığına müdahale edebilir.

Yukarıda aktarılan Yargıtay kararlarının 1475 sayılı İş Yasası dönemine ait olduğu; 4857 sayılı İş Yasası 'nın ise, iş sözleşmesinin geçerli bir neden olmadan feshini zorlaştırdığı, belirli koşullara sahip işçilere iş güvencesi getirdiği ve fesih nedenlerini sınırladığı düşünülecek olursa işin niteliği ile ilgisi olmadığı sürece sakal ve bıyık nedeniyle iş sözleşmesini feshetmek geçerli bir neden olarak da kabul edilemez. 4857 sayılı İş Yasası çerçevesinde sakal ve bıyık nedeniyle işçiyi işten çıkaran işveren bunun işin gereklerine dayalı olduğunu belirtmek ve yargı aşamasında da bunu kanıtlamak zorundadır. Dolayısıyla Yargıtay kararları da İş Hukuku da sayın Rahmi Koç 'tan yana değil. Mutlak bir sakal ve bıyık yasağı ve bu nedenle işçiyi işten çıkarma geçersiz fesih ve ayrımcılık sonucunu doğurur.

Çalışma hukuku, işverenin sevk ve idare yetkisinin sınırsız olmadığı, işverenin de hukukla bağlı olduğu ve işçinin işverenin keyfi ve tek taraflı davranışlarından korunması gerektiği düşüncesinden doğMuştur. Bu nedenle işverenler keyfi bir sevk ve idare yetkisine sahip değildir ve sırf kendileri hoşlanmadıkları için çalışanların sakal ve bıyığına karışamazlar. İşin gereği olan geçerli bir nedenleri olmak zorundadır Bu nedenle Rahmi Koç 'un 'Sakallı ve bıyıklı olanları katiyen çalıştırmam' açıklaması ayrımcılık anlamına gelmektedir.

(*) Şahin Çil , 4857 Sayılı İş Kanunu Şerhi , 1. Cilt, Ankara 2004, s. 555
(**) Aynı yerde, s. 531
Aziz Çelik : Kristal -İş Sendikası , Araştırma-eğitim Uzmanı

Kaynak: Radikal

Tarih: 20:16:04 13.07.2008

Rahmi Koç'tan Gül'e bıyık vetosu
Rahmi Koç'tan Gül'e bıyık vetosu
Rahmi Koç 'un kriterlerine kabinenin birçok isminin yanısıra Cumhurbaşkanı Gül de uymuyor.
İşte Koç 'ta çalışamayacak olan ama ülkeyi yöneten bıyıklılar..
CUMHURBAŞKANI ABDULLAH GÜL
BAŞBAKAN TAYYİP ERDOĞAN
BAŞBAKAN YARDIMCISI HAYATİ YAZICI
BAŞBAKAN YARDIMCISI NAZIM EKREN
BAŞBAKAN YARDIMCISI CEMİL ÇİÇEK
DEVLET BAKANI KÜRŞAT TÜZMEN
DEVLET BAKANI SAİT YAZICIOĞLU
İÇİŞLERİ BAKANI BEŞİR ATALAY
ADALET BAKANI MEHMET ALİ ŞAHİN
MİLLİ SAVUNMA BAKANI VECDİ GÖNÜL
MALİYE BAKANI KEMAL UNAKITAN
BAYINDIRLIK VE İSKAN BAKANI FARUK NAFİZ ÖZAK
SAĞLIK BAKANI RECEP AKDAĞ
ULAŞTIRMA BAKANI BİNALİ YILDIRIM
TARIM VE KÖYİŞLERİ BAKANI MEHDİ GÜLER
MİLLİ EĞİTİM BAKANI HÜSEYİN ÇELİK
ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK
KÜLTÜR VE TURİZM BAKANI ERTUĞRUL GÜNAY
ÇEVRE VE ORMAN BAKANI VEYSEL EROĞLU
ENERJİ BAKANI HİLMİ GÜLER
SANAYİ VE TİCARET BAKANI ZAFER ÇAĞLAYAN
Habertürk

Kaynak: Cafe Siyaset

Tarih: 18:01:00 05.07.2008


Koç"a sakal bıyık yalakalığı
Koç"a sakal bıyık yalakalığı

Yargı kararını böyle çarpıttılar: Rahmi Koç 'un "Ben işyerime sakallı veya bıyıklı olanları asla almam" şeklindeki ayrımcı sözlerinin ardından başlayan tartışmada kartel medyası, büyük bir yalana başvurarak Koç yalakalığı yaptı. Kartel gazeteleri; Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 'nin, hem de Milli Savunma Bakanlığı 'na bağlı işletilen Tuzla Tersanesi 'nde çalışan Şükrü Kartal 'ın sakalından dolayı işten çıkarılmasının İş Kanunu 'na aykırı olduğu içtihadını görmedi, sadece aşçılar için verilen kararı örnek gösterdi!

Bir karış sakalı olan Fener Rum Patriği Bartholomeos 'un elini öpmekte bir sakınca görmeyen iş adamı Rahmi Koç 'un, "Ben işyerime sakallı veya bıyıklı olanları asla almam" diyerek başlattığı ayrımcılık tartışması devam ediyor. Başbakan Erdoğan 'ın bile tepkisini çeken bu sözleri dolayısıyla zor durumda kalan Rahmi Koç 'u savunmaya çalışan Doğan Grubu medyası, büyük bir yalana imza attı.

SAKAL GEREKÇELİ İHRAÇ YARGITAY 'DAN DÖNDÜ

Şükrü Kartal , yıllardır sakallı olarak çalıştığı Tuzla Tersanesi 'nin Milli Savunma Bakanlığı 'na bağlanmasının ardından işyerine alınmamaya başlandı. Tersanenin kapısında bekleyen nöbetçi askerler tarafından içeri alınmayan Şükrü Kartal , iş akdinin feshedilmesi üzerine yargıya başvurdu. Yerel mahkeme, sakalı gerekçe gösterilerek işine son verilen Şükrü Kartal 'ın ihbar ve kıdem tazminatlarının ödenmesi istemiyle açtığı davayı reddetti. Yerel mahkemenin kararına itiraz eden Şükrü Kartal , konuyu Yargıtay 'a götürdü. Yargıtay 9. Hukuk Dairesi , 2000/18594 esas sayılı dosyadan verdiği karar ile, Şükrü Kartal 'ın sakalından dolayı işten çıkarılmasının hem Toplu İş Sözleşmesi 'ne, hem de 1475 sayılı İş Kanunu 'na aykırı bularak yerel mahkemenin kararını oy birliğiyle bozdu .

SAKAL, ÇALIŞMAYA ENGEL DEĞİL

Şükrü Kartal 'ın üyesi bulunduğu sendikanın toplu iş sözleşmesinin iş disiplini ve cezaları arasında işyerine sakallı olarak gelmekle ilgili herhangi bir hususun bulunmadığına dikkat çekilen Yargıtay kararında, "Dairemizin yerleşmiş uygulamasına göre işin durumu ve yaptığı işin özelliğine göre işçinin sakalını kesmemesi 1475 sayılı İş Kanunu 'nun 17/11. maddesinde sayılan tazminatsız fesih hallerinden değildir. Bu durumda davacının işyeri kapısından askerlerce çevrilip işe devamının engellenmesi iş hukuku kurallarına aykırı bulunduğundan, işverenin hizmet akdini feshi haklı kabul edilemez" deniliyor. Yargıtay , Şükrü Kartal davasında, yerel mahkemece ihbar ve kıdem tazminatı taleplerinin hüküm altına alınması gerekirken, daVanın yazılı şekilde reddilmesini hatalı buldu.

KARTEL gazetelerİ ÇARPITTI

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 'nin 2001 yılında verdiği kararı görmezden gelen kartel gazeteleri, Rahmi koç yalakalığı yapmaya çalışırken büyük bir çarpıtmaya başvurdu. Şükrü Kartal davasının dışında, 1990 yılında bir iş yerinde aşçı olarak çalışan bir işçinin davasında da konu Yargıtay 'a gitti. Aşçı olarak çalışan bir işçinin uyarıya ve aylıktan kesme cezasına rağmen sakalını kesmemesi üzerine işine son verilince konu mahkemeye taşındı.

Davayı 1990'da karara bağlayan Yargıtay 9. Hukuk Dairesi , sakalını kesmeyen işçinin hizmet akdini fesheden işvereni haklı buldu. İşçinin yaptığı işin "aşçılık" olmasına vurgu yapılan mahkeme kararında, davacının sakal bırakmasının sağlık koşulları ve gördüğü işin niteliği ile bağdaşmadığına hükmederek, davacı işçinin ihbar ve kıdem tazminatı isteyemeyeceğini kararlaştırdı. Bu kararın sadece aşçı olarak çalışan işçileri bağladığına da işaret edilen Yargıtay kararında şöyle denildi: "İşin niteliği itibariyle davacının ileri sürdüğü Yargıtay kararları bu davada emsal alınamaz."

Kartel gazetelerinin, Yargıtay 'ın 1990 yılında ve "aşçılık" yapan bir işçinin davasında verdiği kararı, sanki sakallı ve bıyıklı bütün çalışanları ilgilendiriyorMuş gibi sunması çarpıtma olarak nitelendirildi.

VAKİT

Kaynak: Tevhid Haber

Tarih: 08:50:13 07.07.2008



Sakal bıyık tartışması büyüyor
Sakal bıyık tartışması büyüyor
Kendini "şeriatçı" kabul eden biri çıkıp, "Sakalsız bir adamı katiyyen işe almam" deseydi Türkiye 'de yer yerinden oynar ve belki de bu hadise AKP kapatma davasına ek delil olarak sunulurdu ve biz bu durumda çıkar o sözü söyleyen "şeriatçıya" şöyle derdik:
"- Sakallıyı Allah , sakalsızı şeytan mı yarattı!"
Neyse ki böyle bir şey olmadı, ama tam tersi oldu.
Türkiye 'nin en zengini, Türkiye 'nin en tanınmışı ve Türkiye 'nin ilk ve en büyük Sanayicisi Rahmi Koç tuttu, "Sakallı ve bıyıklı adamı katiyyen işe almam!" deyiverdi.

Üstelik bu sözleri İstanbul 'da, yani 21 yaşında bir sakallı olan Fatih 'in fethedip Türk milletine armağan ettiği İstanbul 'da söyledi. Söyledi ama Başbakan Erdoğan 'ın dışında siyaset ve medya dünyasından zerre tepki gösteren olmadı. Demek ki zenginlik insana milletvekilliğinden de güçlü bir dokunulmazlık kazandırabiliyor. Doğrusu Sayın Erdoğan 'ın tepkisi de ilginç, Türk askerinin başına çuval geçiren ABD için, "Büyük devletler özür dilemez" yahut "Kullanmayın süpürün" diyen partilisi için, "Utanmadın mı" falan demiyor da, işadamı Koç "sakal" ve "bıyık" için laf söyleyince, kendini tutamıyor.

Evet, Koç ayıp etmiştir.

Çünkü hem İstanbul 'u alan, hem Türk milletine Kurtuluş Savaşı ile bu vatan, bu devlet ve bu hürriyeti kazandıranların kahir ekseriyeti ya sakallı, ya bıyıklı idi. Onlar bir gün bu sakal ve bu bıyıklarla kurtardıkları memlekette birilerinin zengin olacağını ve zengin olduktan sonra kendilerini işyerlerinde 'istenmeyen insan'ilan edeceğini bilselerdi ne düşünürlerdi. Biz şehitlerin ölmediğine bütün kalbimizle inanırız. Şu anda sakalı ve bıyığı ile vatan toprağında Kıyamet Günü 'nü bekleyen şehitlerden Rahmi Koç 'un özür dilemesi, helallik alması gerekmez mi!

"Sakallı ve bıyıklı adamı katiyyen işe almam" diyen Koç 'a, sizin değişik işyerlerinizde yabancı ortaklarınızdan top sakallı olarak çalışanlar var mı yok mu diye de sormak isteriz? Yani sizin hazzetmediğiniz sakal ve bıyık bu milletin "örf " ve "sünnet " olarak bıraktığı sakal ve bıyık mı! Belki, "Konu bu kadar önemli mi?" diyenleriniz olacaktır. Biz üzerinde durmaya değer buluyoruz, çünkü Koç 'un bu tavrı Türkiye 'de genel bir tavır. Yani binlerce yıl yan yana yaşamış insanlar olarak her şeye hoşgörü ile yaklaşıyor da kimimiz dindara, kimimiz din-diyanetle ilgisi olmayana bir türlü hoşgörü gösteremiyor. Mesela Rahmi Koç sakalı neredeyse göbeğine varan Fener Patriği Bartholomeos 'a hürmette kusur etmiyor, bu toprağın sakallısını işe alıp ona evini geçindirebilecek beş-on kuruş vermem derken, Bartlohomeos için "Deniz Temiz Derneği " bünyesinde, bizim gibi kazancı aydan aya yetenler için hayal bile edilemeyecek masraflara katlanıyor.

Bir şey daha...

"Sakallı ve bıyıklıyı katiyen işe almam" diyen Sayın Koç , "Sakallı ve bıyıklıya mal satmam, onları işyerlerimden içeri sokmam" diyebilir mi?

Diyemez...
Yani sakallı ve bıyıklının parası gelsin, ama kendi gelmesin demek değil midir bu?

Velhasıl nereden bakarsak bakalım bu sözlerinin iler tutar tarafı yoktur ve bu ülkede bütün cenahlarda böyle düşünen insanlar maalesef bu çağda hâlâ mevcuttur.

Oysa biz sakallısı, bıyıklısı, sakalsızı, başı açık ve başı örtülüsü ile kardeşiz , milletiz. Nedir bu tahammülsüzlük? Bizi bu hallere kimler düşürdü! İşe almada ölçü bilgi, yetenek, gayret ve kabiliyet olmalı değil mi? Ben burada devletin ayrımcılığını da doğru bulmuyorum. Artık bırakalım bu teferruatlarda boğulmayı. Bırakalım ve bu topraklarda yaşayan herkese, "İşte bu vatan benim, işte bu devlet benim, işte bu işadamı benim işadamım, işte bu işçi benim işçim!" diye yürekten söyletmenin yollarını arayalım..

Görüyorsunuz bir "Ergenekon 'dur" tutturduk, birbirimizi yiyoruz.
Evet, resmen birbirimizi yiyoruz..
Yahu biz kardeş, biz millet değil miyiz!
Niye ABD 'den, AB 'den elimize tutuşturulan senaryolarla ortadan "çat !" diye ikiye bölünüveriyoruz!

Şu anda kimi bilerek ve şuurlu bir şekilde ve kimi de bilmeyerek, akıntıya kapılmış bir durumda, kardeşliğimizin ve millî mücadele ruhumuzun boğazını sıkıyor; Sevr için seferber olMuş ABD , AB ve İsrail 'in önünü açıyor...

Yazık değil mi!

Kaynak: Rota Haber

Tarih: 16:35:12 10.07.2008

Rahmi Koç, kendisine ayrımcı' diyen Başbakan'a yanıt vermedi ama şö...
Rahmi Koç, kendisine â��ayrımcı' diyen Başbakan'a yanıt vermedi ama şö...
Koç Holding Şeref Başkanı Rahmi Koç , Türkiye 'de tekne malzemesi bulmakta zorlanınca ihtiyacı keşfedip bu alanda dünyanın en büyük şirketi West Marine 'i Türkiye 'ye getirdi. Koç , kendisine â��ayrımcı' diyen Başbakan'a yanıt vermedi.

. Daha önce söylediği, "İşyerime sakallı bıyıklı adamı almam" sözleriyle ilgili olarak Başbakan tarafından eleştirilen Koç , gazetecilerin bu konudaki sorularını yanıtsız bıraktı.


â��Başbakan'a karşı ağzımdan bir şey kaçmasın'

Açılışta gazetecilerle sohbet eden Koç , Başbakan'ın isim vermeden kendisine yönelttiği eleştirilerle ilgili ısrarlı soruları yanıtsız bıraktı.

Koç geçen hafta verdiği bir röportajda, "Sakallı, bıyıklı adamı katiyen işe almam" demiş, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan da önceki gün yaptığı konuşmada bu sözlere tepki göstererek şöyle konuşMuştu:

"Bizler hiçbir zaman bu ülkede ayrımcılığın tarafı olmadık. â��Ben işyerime sakalllı, bıyıklı adamı asla almam' diyenlerden yana olmadık. Bunlar ayrımcılığın ta kendisidir. Bugün dünyanın neresinde böyle bir ilkel anlayış var?"

Gazetecilerle birlikte yemek yediği sırada da ısrarlı sorulara karşın bu konuda sessizliğini koruyan Koç , "Ağzımdan bir şey kaçmasın diye dolduruyorum. Bugün sadece mağaza açılışıyla ilgili konuşacağım" dedi.

Yargıtay 'da sakal bıyık kararı

Rahmi Koç 'un, işyerlerinde bıyıklı ve sakallı olanları çalıştırmayacağına ilişkin sözlerine Başbakan Erdoğan 'ın verdiği "bu ayrımcılık" yanıtı yeni bir polemik başlattı. Ancak Yargıtay 'ın Başbakan Erdoğan 'a yanıt gibi bir karar verdiği ve "Bıyık ve sakal istememek ayrımcılığa girmez. Bıyık ve sakal istememek işverenin yönetim hakkı içine girer" dediği belirlendi.

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi , bıyık bıraktığı için işte çıkarılan bir kişinin açtığı davada şu kararı verdi:

"Davalı işyerinde çalışan davacının bıyık bırakması üzerine, önce işverence iki kez bıyıklarını kesmesi için ihtarda bulunulduğu, kesmemesi üzerine akdin 1475 sayılı iş yasasının 17/-g maddesi gereğince feshedildiği anlaşılmaktadır. Mahkemece davacının işverenin uyarısına rağmen bıyıklarını kesmemesi nedeni ile hizmet aktinin feshedilmesi haklı fesih olarak kabul edilip ihbar ve kıdem tazminatı isteği reddedilmiştir.

Davacının işe girdiği sırada yürürlükte bulunmayan işyeri yönetmeliğinin 26/] maddesinin kılık kıyafet, traş, bıyık ve sakalla ilgili olarak işverence alınmış ve işin gereği olarak verilen sözlü ve yazılı emir ve talimatlara uymamak ihtar cezasının verilmesini gerektiren bir durumdur. Davacının bıyık bırakması aynı yönetmeliğin 27. maddesinde düzenlenen işten çıkarmayı gerektiren durumlar arasında sayılmadığı gibi 1475 sayılı yasanın 17/2-g maddesine giren hallerden değildir.

Makul bir neden

İşveren, bıyık bırakan davacının işyerinde çalışmasını istemiyorsa bu hal makul bir neden olarak kabul edilip, hizmet akdini feshederek davacıya alacağını ödemesi gerekir."


Kaynak: NetHaber

Tarih: 10:30:04 06.07.2008








Posts Tagged ‘ rahmi koç ’
Aşıklar Tepesi, Değirmen, Necdet H.Kent Kütüphanesi
Eyl2007

Bu eski rum yapısı 2007 yılında sayın Rahmi Koç tarafından yeniden restore edilerek halkın hizmetine kütüphane olarak açılmıştır. Bünyesinde Necdet H.nin kitap kolleksiyonunu bulundurur.Aşıklar Tepesi Cunda adası’nın sembol mekanlarından birisidir.
Romantizm, Eşssiz Manzara ile birleşince kelimeler dile gelir burada.Bu yüzdendir ki “Aşıklar Tepesi” olarak bilinir halk dilinde.2000 yılların başında bir harabeyi arından görüntüsü, restorasyonla birlikte eşsiz [...]








Güler Sabancı’nın Ayvalık ilçesinin Cunda Alibey) Adasının (Patrişya (Patricia) bölgesinde bulunan 2. köy olarak adlandırılan mevkide 5 tane taş ev ve bir zeytinlik alması elektriği suyu bulunmayan köyü kıymete bindirdi. .

Herkes sattı, o Güler Sabancı'ya EVİNİ SATMAMAKTA direniyor... Issız köyünde Robinson gibi kaldı...












SABANCI'NIN SATIN

ALDIĞI KÖYDE EVİNİ SATMAYAN TEK KİŞİ OLAN MAHİR FODUL:
- "SABANCI BANA KAMYON DOLUSU DOLAR VERSE YİNE SATMAM"

Sabancı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Güler Sabancı'nın Balıkesir'in Ayvalık ilçesinde satın aldığı köyde evini satmayan tek kişi olan Mahir Fodul, "Sabancı bana kamyon dolusu dolar verse yine evimi satmam" dedi.

Taştan yapılmış harabe köy evlerinin yanı sıra bu bölgede bulunan zeytinlikleri de satın alan Güler Sabancı'ya evini satmamakta direnen Mahir Fodul, adeta ıssız köyde Robinson hayatı yaşıyor.



Taştan yapılmış harabe köy evlerden 5 tanesinin yanı sıra bu bölgede bulunan zeytinliklerin de bir kısmını satın alan Güler Sabancı’nın satın aldığı evlerin 120 bin ila 180 bin YTL arasında değiştiği, elektriği ve suyu bulunmayan yıkık dökük taş evlere yaklaşık 1 Milyon YTL para ödediği öğrenildi.

Yerleşik bir yaşam olmadığından köyde evlerin doğal SİT ve Milli Parklar sınırları içerisinde bulunması nedeniyle bunların yıkılıp yeniden yapılması söz konusu değil. Bu nedenle taş binaların çoğu kullanılamaz harabe bir içimde duruyor.










 


 
 
  *** SİZİ KUTLUYORUZ *** BUGÜN 2057000 ziyaretçi (4530045 klik) MİSAFİRİMİZ OLDUNUZ ***  
 
haberler haberler


Google Arama
Sitemde Arama
Yaşam ve İnsanlar

İstanbul Servisleri Neden Pahalı ? burakesc
Namaz Kılan Minik ile burakesc
GİMDES Helal Gıda Ramazan Buluşması burakesc
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol