Avrupa'daki askerî savcıların sadece disiplin suçlarına baktığını kaydeden Türemen, "Bizdeki gibi askerî yargı dünyanın hiçbir yerinde yok. Ağır ceza mahkemesinde görülmesi gereken davalar bile askerî mahkemede görülüyor." diyor.
Türkiye'de Yüksek Askerî Şûra kararları yargıya kapalı. Silahlı Kuvvetler'den ihraç edilen hiçbir subay temyize gidemiyor. Bu uygulama, 'Askerî yargı bağımsızdır' sözünü tartışmalı hale getiriyor. Emekli Deniz Hakim Albay Ahmet Cengiz Tangören, askerî savcı ve hakimlerin komutan izin vermedikçe tatile bile çıkamadığına dikkat çekiyor.
Org. Başbuğ, TSK'nın demokrasiye bağlılığını anlatırken sivillerin Silahlı Kuvvetler'i eleştirmesine, "Cahilce ve maksatlı yapıyorlar." şeklinde ağır ifadelerle tepki gösterdi. Ancak askerî yargıyı eleştiren sadece siviller değil. Askerî Yargıtay Onursal Başkanı emekli Hakim Tuğgeneral Fahrettin Demirağ, askerî mahkemelerin bağımsızlığına gölge düşüren subay üye ve askerî hakim statülerinin düzenlenmesini yıllardır eleştiriyor. Demirağ, bu görüşlerini Hurşit Tolon ve Hüseyin Kıvrıkoğlu gibi emekli üst düzey komutanların karşısında da anlatmış. Emekli Tuğgeneral Demirağ'a göre, mahkemelerdeki askerî üyelerin TSK Personel Kanunu'na tabi olması yargı bağımsızlığını zedeliyor.
SUBAY ÜYE, MAHKEMENİN BAĞIMSIZLIĞINI YOK EDİYOR
Demirağ, askerî mahkemelerde ikisi askerî hakim, birisi subay olmak üzere üç kişinin görev yaptığını belirtiyor. Subay üyelerin askerî mahkemelerin bağımsızlığını etkilediğine dair tartışmaların ilk kez sıkıyönetim mahkemelerinde ve devlet güvenlik mahkemelerinde yargılanan sivillerin AİHM'ye başvurması ile gündeme geldiğini ifade eden Demirağ, "AİHM'ye göre subay üyenin askerî mahkemede bulunması mahkemenin bağımsızlığını tamamen ortadan kaldırmaktadır. Çünkü subay üye statü itibarıyla TSK Personel Kanunu'na tabidir. Atama, yer değiştirme, disiplin, yargılanma, emeklilik gibi işlemler yönünden doğrudan doğruya idare emrindedir." ifadelerini kullanıyor.
Subay üyelerin bölgesinde askerî mahkeme bulunan kıta komutanı tarafından her yıl bir yıllık süre için 20-25 kişi belirlendiğini kaydeden Demirağ, bunu şöyle açıklıyor: "Böyle olunca sanıkların statülerine uygun subay üye görevlendirilmektedir. Soruşturmanın açıldığı kışladaki komutan, bir noktadan davanın tarafı durumundadır. Komutan haklı olarak açtırdığı soruşturma hakkında bilgi edinmek isteyecektir. Birliğin her şeyinden sorumludur. Ama aynı komutanın yargılamaya katılan subayı seçmesinde yargı bağımsızlığının zedelendiğini düşünüyorum. Çünkü subay üye dosyayı inceleyip oy kullanarak mahkumiyet veya beraat verir."Askerî hakimlerin statü itibarıyla mesleğe kabulleri Milli Savunma Bakanlığı'nca yapılıyor. Atamaları ise üçlü kararname ile gerçekleştiriliyor. Demirağ, bu noktada askerî hakimlerin biri mesleki, diğeri kıta amirlerinden verilen subay sicili olmak üzere iki tür sicil aldıklarının altını çizerek, "Mesleki sicil ve subay sicilinin ortalamasına göre askerî hakimler terfi etmektedir. Bu askerî hakimlerin idarenin bir noktada emrinde olduğunun da göstergesidir." diyor. ZAMAN
|