Sevgili okurlarım başlık sert gibi görünse de içimizde mağdur olan bu işten ekmek kazanmaya çalışan esnaf ve firmaların hali içler acısı bundan dolayı yetkililerden merhamet dilenmekten bıktık usandık.

Yıllardır sömürülen iliği kemiği kurutulan servisçileri duyun artık bu duyuruyu her yere yaptık dosyalarla tam 82 makamın kapısını aşındırdık bu konuda ulaş-iş sendikası başkanı değerli büyüğümüz Abdürrahim BARIN ve sendikacılığın duayeni 80 yaşındaki İsmail Topkar ile beraber her ortamda fikirlerini ve desteklerini bizden ve sektörden esirgemeyen İSAROD başkanı Hamza Öztürk ve şahsıma, bilgi verip te haksızsınız diyen bir makam olmamasına rağmen hakkımızı veren bir makama da henüz ulaşmış değiliz.

*Kapısını çaldığımız makamlardan neler istedik?

Okullarda cebimizden el çekilmesini bir standardımız olması gerektiğini ama olmadığından bağışlarla ilgili ve extra gezilerle ilgili bir sınır konmasını istedik,

Çalışanlarımızın UKOME tarafından sıkı bir şekilde denetlenirken eksiksiz çalışmamız istenirken kapımızdaki korsanların kulaklarının çekilmesini istedik,

Yaş sınırı uygulaması kanunen 12 iken okulların ve fabrikaların 3-5 yaşında araç istemesinin kanunsuz olduğunu bunun düzeltilmesi gerektiğini istedik,

D1-D2 gibi belgelerle okul harici iş yapamayan şehir dışına çıkamayan okul taşıtlarına özerklik istedik,

Bizden 12 ay vergi kira ssk bağ-kur sigorta pirimi gibi bir çok vs. gider alınırken 8.5 ay çalışmamızın sıkıntı doğurduğunu bu konuyla ilgili muafiyetler verilmesini istedik,

Sömestr tatilinde dahi yarım aidat ödenmesinin haksızlık olduğunu bunun düzeltilmesini istedik,

Sektöre yeni girişlerin serbest olduğundan dolayı fiyatların dibe vurup iflasların boşanmaların intiharların olduğunu belgeleyerek en azından yeni girişlerin engellenmesi adına 40’a yakın vilayette uygulanan 95 yılından beri kanunlaşmış olan plaka tahdidi hakkımızın İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından verilmesini istedik. Bunun gibi vs. şeyler istedik.

*Neler yapmadık?

Hastanelerde sağlık hizmeti vermesi gerekirken alanlarda grev yapıp hakkını arayan doktorlar gibi eylem yapmadık,

Okullarda eğitim vermesi gerekirken alanlarda grev hakkını arayan öğretmenler gibi de grev yapmadık,

İstanbul genelinde 70.000’li rakamlara ulaşan araçlarımızla köprüleri kapatmadık,

E – 5’te yada otobanlarda trafiği aksatmadık,

Belediye önüne siyah çelenkte koymadık…

*İBB , bize ne dedi buyrun okuyun..!

Buna rağmen son biri umutla 22.04.2011’de Sayın Abdürrahim Barın’la birlikte makamına giderek İBB Genel Sekreteri Prof. Dr. Adem Baştürk’e dertlerimizi anlatıp neden bu hakkımızın verilmediğini sorduğumuzda çok enteresan bir cevap aldık.

Cevap aynen şöyleydi.

İstanbul’da taksici ve dolmuşçuyla uğraşırken, tahdit yüzünden onlarla başımız beladayken birde size tahdit verip rant kapısı açamayız…Siz de eylem yapmak istiyorsanız buyurun yapın biz bu tür eylemlere alınmayız.

Bu cevap hiç yakışmadı ama;

Şu atasözünü de unutmamak lazım: Keser döner, sap döner gün olur hesap döner…

Son seçimlerde İstanbul’un belediye başkanlığı seçimlerini at başı başka bir partiye kaptırmaya ramak kalmışken bu cevap hiç ama hiç yakışmadı sayın hocam.