ülkenin dört bir köşesinde binlerce farklı okulun binlerce farklı servisinde bulunan aynı tip insanlardır. her serviste bu tiplerden bir adet bulmak kesinlikle mümkündür.
öncelikle her servisin iki noktası vardır ki oraya oturan kişiler daima bellidir.
sağ arka camın yanı ve şoför yanı.
sağ arka camın yanı servisin en fiyakalı yeridir. öncelikle önü boştur, rahattır, ferahtır. tam önünde ayağı koymak için hafif bir tümsek vardır. ayrıca genelde servisin tek açık camı bu camdır ve kol rahatça yaslanabilir. işte tüm bu avantajlar nedeniyle o koltuk en kıymetli koltuktur ve paha biçilemez. bu koltuğa ya servisin en çakal tipi ya da en öküz tipi oturur. genelde cebren ve hile ile alınan bu yer bazı durumlarda garibanların yeri olur. örneğin sabah servise ilk binen tıfılın yayıla yayıla buraya oturduğu görülmüştür yer yer. ancak özellikle okul çıkışı tam bir karambol yaşanır. servise doğru sanki kıçlarına torpil sokulmuş gibi koşturan 4-5 tane hayvan bu koltuğu kapmak için birbiriyle yarışır. bir lise öğrencisinin en büyük gayesi budur işte. servisin sağ arka koltuğuna nasıl otururum ve yan sıradaki kızı nasıl düdüklerim. bu kadar..
diğer bir önemli nokta ise şoförün yanı yani en öndür. buraya oturan kişiler asosyal, iki kelimeyi bir araya getiremeyen tiplerdir. serviste en öne oturmuş kişiler hayatta asla başarılı olamaz. loserdır bir kere bunlar nasıl başarılı olsun. genelde hatun olan bu kişiler yer yer erkekte olur ki bu durum daha vahimdir. ya bir erkek en öne oturur mu? olur mu yaa.. ıyyyy.. bu kişiler servisin tümüyle iletişimi koparmıştır öne oturarak. konuşabilecekleri tek kişiler şoför ve yanındaki diğer loserdır. ancak bu tipler genelde ya camdan dışarı bakarlar ya da ellerindeki kitapları kurcalarlar. ezik işte ne yapacak başka?
bütün bunların yanında servisin en garibanları vardır ki dertlerini kimse bugüne kadar anlatmamıştır. şimdi öncelikle servisleri üreten firmalar servisleri fabrikada üretir. koltuğunu takaaar, kapısını takaaaar, camlarını takaaar, hala ne işe yaradığını anlamadığım striptiz direklerini takaaar ve üretimi tamamlar. sonra bu servisler satışa çıkar ve bizim servisciler bunlardan alırlar. artık bir okul servisi olmak için herşey hazırdır. servisin koltuk sayısı hesaplanır ve düşünülür. "yahu az oldu be". öğrenci sayısı kesmez. işte bu noktada üretici firmanın aklına gelmeyen şey bizim serviscilerin aklına gelir. koridora koltuk atmak. kapının sağına ince uzun, genelde kırmızı veya gri kumaşlı, demir ayaklı bir koltuk koyulur. işte bu koltuklara oturmak zorunda olan bazı öğrenciler vardır. dünyanın en bahstsız, en acınası insanlarıdır bunlar. oturacak tek bir tane bile yer kalmamış ve tek seçenek bu mini-koltuklar kalmıştır. ne zaman ki bunlara oturulur yolculuk tam bir ızdıraba dönüşmeye başlar. iki kişinin anca sığacağı yere üç kişi sıkışmaya çalışııır, o göt oraya sığmaz kayar duruuur, yan oturulduğu için mide bulanmaya başlaaar. öööööf içim kalktı bak yine. ana, baba çalışsın didinsin 100-150 milyon servise parayı bayılsın.. ne için? götünün bile sığmadığı bir mini-koltuğa oturması için. pes!!
okul servislerinde ele alınması gereken diğer insanlar arka dörtlüye oturan kurtlu çocuklar, ayakta gitmek zorunda olan garibanlar, servis şoförleri ve varsa servis kullanmak zorunda olan öğretmenlerdir. bunlarda başka bir entryde işallah.
|