Malum, sektörümüzün sıkıntıları yüzünden sıkıntılı geçen bayramlar ve tam manası ile yerine getiremediğimiz Aile reisliği ve Babalık görevlerimiz nedeniyle çocuklarımız ve eşlerimizin karşısında boynumuzu bükük bırakmaktadır.
Sektörümüzün, meslektaşlarımızın ve tüm müslümanların mübarek Kurban Bayramı’nı tebrik ederek sözlerime başlamak istiyorum.
Malum, sektörümüzün sıkıntıları yüzünden sıkıntılı geçen bayramlar ve tam manası ile yerine getiremediğimiz Aile reisliği ve Babalık görevlerimiz nedeniyle çocuklarımız ve eşlerimizin karşısında boynumuzu bükük bırakmaktadır.
Sosyal yaşantısı olmayan İstanbul servisçileri her gün sabah 6’da kalkıp her akşam öğrencilerini ve personelini evlerine dağıtıp araçlarının temizliğini ve yakıt ikmallerini yapıp yorgun argın eve döndüklerinde gelecekle ilgili hedefleri olmadan günü kurtarmak adına mutlu…! bir şekilde yatıp uyumakta ve ertesi sabah aynı rutin işlerine devam etmektedirler.
Her gece “Allah’ım yarın beni işimden gücümden etme, çalıştığım firmaya bana zamanında paramı ödemesini nasip et ki banka aracımı elimden almasın, Bağ- Kur borcumdan dolayı hastaneye gidemediğim için ailemi hastalıklardan koru” diyerek rızkımızı veren yüce Allah’a yalvarış ve dua da bulunmaktadırlar.
Bizim ekmeğimizle oynamayı ve hak edilmiş haklarımızı vermemeyi sanat edinmiş kişiler ve kurumlar da hala hiç bir şey olmamış gibi görevlerini ve mesleklerini icra etmektedirler. Üstüne üstlük birde muayenesi geçtiğinden dolayı yakalaması çıkartılan araçlarımız okul taşıtıymış, personel servisiymiş yaptığı işe bakılmadan mal sahibine tebligat dahi yapılmadan evlerin kapıların önlerinden gecenin ilerleyen saatlerinde çekici marifetiyle çekilip otoparklara hapsedilmekte ve servisçiler kaderleri ile baş başa bırakılmaktadır.
Hususi arabayı çekmeyi anladıkta bu gariplere bir tokat daha vurmanın adabını edebini anlayamadık. Paraları var da keyfinden ödemiyorlar ve muayene yaptırmıyorlar sanki. Ama tok açın halinden anlamaz. Tarihteki örneklere baktığımızda ilahi adalet er geç yerini bulmakta Allah’ın sopası bir gün birilerinin kafasına inmektedir.
Plaka tahdit olayı ve hala muamma olan yaş sınırının ne olduğu bilinmeyen İstanbul Cumhuriyeti’nde halen servisçiler üzerinde baskı kurarak sindirmeye çalışan kişi ve kurumlar, İstanbul da doktorların, öğretmenlerin, işçilerin, memurların yaptığı grevi yapmadığı için mi sahipsiz zannediyorlar servisçileri acaba. Unutulmasın ki ilerleyen günlerde olabilecek böyle bir grev hem İstanbul’un hem Türkiye’nin bütçesinde büyük yaralar açar. O gün için çalışamayan fabrikalar, okullara gidemeyen öğrenciler bunun hesabını mutlaka yetkililerden isterler.
Bunun için halen tahriklere kapılmadan görevini yapmaya çalışan, elinden tüm hakları alınmış ve bankalarca köleleştirilmiş, ağır borçlar altında kalan bu insanlara acıyınız ve gereğini yapınız.
Saygı ve sevgilerimle
İstanbul Servisçiler Derneği Başkanı
Ulaş İş Sendikası Bşk. Yrd.
Murat ERDOĞAN
www.tasimacilar.com