Sirkeci’de zaman öldüren, iş çıktığında yollara dökülen bireysel kamyoncular; “Her şeyi biz kamyonculara yüklüyorlar, bize yükleyeceklerine fabrikalara yüklesinler” diye konuştu.
Kamyoncu, tonaj aşılmayacak deniyor ama kimse fabrikaya fazla yük verme demiyor” diyerek asıl sorunun fabrikaların verdiği fazla yük olduğunu belirtiyor.
Bugünlerde bir yandan kavurucu sıcağın, bir yandan sağanak yağmurun altında parası çıkaracak yükü bekleyen Sirkeci bireysel kamyoncularının dertleri azalmak bilmiyor.
Dertlerine her gün yenileri eklenen kamyoncular tonaj aşımından dijital takografa, akaryakıt fiyatlarının sürekli yükselmesinden dert yanan kamyoncuların öncelikli derdi tonaj aşımları. Bize yük veren firma ya da fabrika fazla mal verdiği için cezalandırılmazken yükü alan bizler cezalandırılıyoruz diyen kamyoncular; “Kamyoncular yakında kontak kapatacaklar ya da acından ölecekler. Burada kime sorarsanız sorun 5 milyardan aşağı vergi veren yok. Biz bu vergileri devlete veriyoruz. Ama devlet bizi düşünmüyor. Bana 3 milyondan mazot veriyor. Ben bu durumda nasıl çalışacağım, nasıl kazanacağım. Ana firmayı zorlamıyorlar. Kamyoncuyu zorluyorlar. Tonaj yüksek olduğunda 5 milyar ceza yazılıyor. Benim kamyonumuz boş 11 ton geliyor, burada hangi araba 14 ton yük veriyor ki. Burada en düşük yük 15-16 ton.” diye konuşuyor.
Dijital takograf derdi
Bireysel kamyoncular kullanılması 16 Haziran tarihi itibariyle zorunlu hale gelen dijital takografların kendilerini yakan bir konu olduğunu savunuyor. Kendilerinin yükü saatli götürmeleri gerektiği ifade eden kamyoncular;”Dijital takograf taktırmadan nasıl gidecek. Bunun bizim güvenliğimizle bir ilgisi yok. Bir alt yapısı olmalı.
Her tarafı bilgilendirmesi lazım” diyor.“Bizim eski takograflarımız dört dörtlük diyen kamyoncular şöyle devam ediyor;” Bıraksınlar biz kendi takograflarımızla çalışalım. Dijital takograf ne ki. Takograf takmak istiyorlarsa taksicilere taksınlar, 150-200 kilometre ile gidiyorlar. Biz 70-80 kilometre ile gidiyoruz. Bize zorla dijital takograf aldırtıyorlar. Ne soranı var, ne de takip edeni. Maliyeye 500 bin Lira borcun olsa hemen her tarafa bildiriyor arabayı bağlıyor. Bunun içinde yük var, bu adamın senedi var, adamın haczi var. Adamın umurunda değil, bağla kalsın. Türkiye’nin kuşu bile bizim sırtımızdan geçinirken, biz kendi sırtımızdan geçinemiyoruz. O hale geldik. Otobanlarda kamyoncuları tesislere sokmuyorlar. Taksicileri sokuyorlar. Kamyoncularda para yok. Hangi kamyoncu bir tesise girmiş rahat rahat yemeğini yemiş bilen var mı? Bizim sesimizi duyan yok”.
Dur diyen yok
Kamyoncular diğer taraftan da kendi taşımaları gereken yurt içi yükleri uluslararası lojistik firmalarının taşımasından dert yanıyor. “Bizim gibiler K1 belgesi ile yurt içi taşıma yaparken, C2 belgesi ile uluslararası taşımacılık yapanlar bizim yükümüzü de taşıyorlar. C2 belgesiyle yurtiçi taşıma yapılıyor. Kimsenin bir şey dediği yok. Ben buradan Van’a belli bir miktar karşılığında taşıma yapmak zorundayım. C2 taşıyanlar ise nasılsa yurtdışına çıkacaklarından araçlarına K1 belgesi ile benim almam gereken yükü de yüklüyorlar. Çünkü boş gitmemek için. Buna bir dur diyen yok” sözleriyle şikayetlerini anlatan kamyoncular dijital takografla ilgili kendilerini bilgilendirmediğini de ifade ediyor.
“2001 krizinde bile bu kadar zorluk çekmedik” diyen bireysel kamyoncular “Biz müşterinin malını indiriyoruz, taşıyoruz, götürüyoruz, bütün masraf bizim cebimizden çıkıyor” derken; kamyoncuların kontak kapatmasının hayatı felç edeceğine dikkat çekiyor.