Başbakanın şahsi mailine gönderdiği yazıda kumpasa getirildiğini belirten Hakkı Bakış, "Sayın Başbakanım sesime kulak verin lütfen. Öyle bir kumpasa düşürüldüm ki, ya yıllarca mahkemelerde sürünmem lazım ya da bana tuzak kuranların tamamını katletmem sözkonusudur. Konu ile alakalı detayı sizlere mutlaka aktarmalıyım ve mutlak bize sahip çıkmalısınız. Yoksa kötüler yine galip gelecek. İlk önce Allah'a sonra sizlere güveniyoruz. Saygı ve şükranlarımla" diyerek mail attı.
Aradan kısa bir süre geçtikten sonra başbakanlık makamından Muğla Valiliğ i'ne talimat gönderilerek konunun en küçük detayına kadar araştırılıması istendi. Valilik makamı da konuyu dolandırıcılığın işlendiği iddia edilen Bodrum Jandarma Komutanlığı'na aktarıp söz konusu kişilerin ifadelerinin alınması yönünde talimat verdi. Jandarma tarafından çağırılan Hakkı Bakış, başına gelenleri 5 sayfada anlatıp 10 milyon dolar dolandırıldığını, kendisine verilen çeklerin karşılıksız çıktığı nı söyledi. Jandarma, şimdi dolandırıcılık olayına adı karışan kişilerin ifadesini aldıktan sonra başbakanlık makamına bilgi verecek.
NASIL DOLANDIRILDIĞINI ANLATTI
Bodrum'un Gündoğan köyünde 12 bin 250 metrekare alanın babası Hüseyin Bakış'ın üzerine olduğunu ifadesinde belirten Hakkı Bakış, şöyle konuştu: "70 yaşındaki babam Konya'da oturuyor. Çok güzel olan bu koydan kendisi faydalanamadığı gibi içerisinde bulunan gazino türü içkili restoran işletmecilerinden de kiralarını alamıyordu. Kiracılar elektrik, su ve vergileri de ödemeyince 100 bin TL civarında borç ortaya çıktı. Belediye borcunu alabilmek için arazinin üzerine icra işlemi gerçekleştirdi."
Babasına kiracıların çıkarılması ve borcun biran önce kapatılması konusunda yaptığı uyarıların karşılıksız kaldığını anlatan Bakış, şunları söyledi: "10 milyon dolar değerindeki bu yerin icra yoluyla satılması durumunda taşınmaz çarçur olacaktı. Benim ve ağabeyimin çocuklarının geleceğinin de yok olacağı düşüncesi ile babamın işlerini yönetmek ve söz konusu taşınmazı ekonomik ve ticari olarak değerlendirebilmek için 30 Ekim 2008 tarihinde K.K.K. bünyesindeki 13 yıllık Piyade Uzman Çavuşluk görevimden istifa ettim. Görevden ayrıldım ancak, bu kez babamla anlaşmazlığa düştüm. Bunun üzerine babamı vesayet altına aldırmak için Bodrum Sulh Hukuk Mahkemesi Hakimliği'ne dava açtım."
Bodrum Jandarma Komutanlığı'nda tüm detayları anlatan Bakış, sözlerine şöyle devam etti: "2009 yılı Mayıs ayında kendisi Yüzbaşı rütbesinde iken emrimde çalıştığım ve benim Bölük Komutanlığımı yapan Kahramanmaraşlı Yüzbaşı Y.H.'dan telefon geldi. Babamın Kahramanmaraş'a kendisinin yanına gittiğini, aramızdaki sorunları anlattığını, Bodrum İlçesindeki arazilerin satışı dahil tüm idare ve kullanım yetkilerini vekil sıfatı kendisine vermek istediğini söyledi. Yüzbaşım, babamın vereceği vekaleti almayı kabul etmediğini, konuşup olayı tatlıya bağlanmasını istedi. Kendisinin bölüğünde görev yaptığımda bana çok iyi davrandı hatta ayrıldıktan sonra da görüşmeye devam ettik. Kendisinin bu taktirli davranışından sonra hemen Kahramanmaraş'a gittim. Burada Komutanım, babamla benim aramı buldu. Babam, bana ve komutanıma satış dahil taşınmazın tüm idare ve kullanım yetkilerini verdi. Notere giderek 26 Mayıs 2009 tarihinde bunu resmileştirdik."
ŞEBEKE 10 GÜN İÇİNDE HAREKETE GEÇTİ
Fethiye'ye döndükten 10 gün sonra yüzbaşı Y.H.'nın, yanına T.A., N.Y. ve D.A. isimli kişilerle Bodrum'a geldiklerini dilekçede belirten Hakkı Bakış, şöyle konuştu: "Bunun üzerine Bodrum'a gittim. Gelenlerle tanıştım. N.Y. komutanımdan 4 yıl daha kıdemli arkadaşı ve aynı zamanda Balıkesirli ünlü işadamının damadı, T.A.'nın da yine aynı işadamının oğlu, diğerleri de yine birbirleriyle akraba olduklarını söylediler. Bu kişilerle sık sık görüşmeye başladık. Belediyenin alacağından dolayı koydurduğu 100 bin TL'lik alacak yüzünden değerli arazi satış aşamasına gelmişti. Bunu engellemek komutanım öncülük yaparak araziyi nasıl kurtarabilir diye konuşmaya başladık. Aradan bir süre geçtikten sonra aynı kişiler Bodrum'a geldi. Ne yapılabilir konusunu görüştü kten sonra arazi üzerindeki her türlü borcu, T.A. hiç bir çıkar ve menfaat gözetmeksizin ödeyeceğini söyledi. Bende kendisine bu borcu daha sonra kendisine ödeyeceğimi ve böyle insanlar ın da olabildiğini iyi niyetle düşündüm. Böylece satış durduruldu. Komutanım ile yanında tanıştırdığı kişiler, arazi üzerinde kira ödemeyen kiracın ın çıkarılması konusunda araştırma yaptıklarını söylüyorlardı. Bu arada komutanım sürekli yanındaki kişilere bu yardımı Allah rızası i çin yaptıklarını ve beni çok sevdiğini söylüyordu."
Diğer kişiler gittikten sonra komutanı Y.H.'nın kendisiyle yalnız görüşmek istediğini belirten Hakkı Bakış, sözlerini şöyle sürdürdü: "Kiracılar çok berbat, art niyetli insanlar. Babana baskı yaparak ya da sarhoş ederek ve kandırarak senet alabilirler. Bu tehlikeleri önlemek için yerin bir başka kişiye devredilmesinin zorunlu olduğunu, verilecek kimsenin emaneti muhafaza edebilecek sağlamlıkta ve güçte olması gerektiğini söyledi. Yine bu konuda en güvenilir kiş inin borçları ödeyen T.A. olduğunu söyledi. Çünkü kendisinin işadamı, babasının ise Balıkesir'de çok sayıda fabrikasının bulunduğunu söyledi. Zaten borcu öderken de hiç bir karşılık beklemeksizin yardım ettiğini anlattı. Ben de son bir ay içerisinde yaşadıklarımı ve gördüğü m maddi ve manevi yardımları gözümün önüne getirerek komutanımı haklı buldum."
Bunun üzerine araziyi T.A.'nın üzerine devrettiklerini belirten Hakkı Bakış, şunları söyledi: "Bir yandan kiracıyı çıkarmak, bir yandan da araziyi satmaya çalışıyorduk. Arazinin satışı 10 milyon dolrenim Bölük Komutanlığar satılacak ve parayı ben alacaktım. Arsa 10 milyon dolardan aşağıya satılmayacaktı. Benim olurum olmadan satış yapılmayacaktı. Ekonomik durumum bozuk olduğu için T.A. bana 100 bin TL gönderme sözü verdi. Bunun hepsini bir seferde değil 5 ayda parça parça gönderdi."
YARDIMSEVER ZANNETTİĞİM KİŞİ BENİ DOLANDIRDI
Hakkı Bakış, 2009 yılı Ekim ayı içerisinde yardımsever gözüken ve araziyi üzerine yaptıkları T.A.'nın kendisini telefonla arayarak ailesinin bu iş nedeniyle dağılmak üzere olduğunu, ticari itibarının ve iş hayatının bitmek üzere olduğunu söylediğini belirtti.
Hakkı Bakış, başından geçenleri şöyle anlattı: "Bizim işle alakası ne?" diye sorunca, T.A.'nın Y.H.'a 2 milyon TL.'lık, D.A.1,5 milyon TL'lık çek verdiğini, bu çekleri, arsanın satışında adı geçen kişilerin haklarının garantisi olarak istedikleri için verdiğini, arsanın satılmayınca zor durumda kaldığını söyledi. Benim arsamla ilgili çekten benim niye haberim yok diye serzenişte bulundum."
Aradaki komisyon trafiğini öğrenmek için Kahramanmaraş'a komutanının yanına gitti ğini anlatan Hakkı Bakış, şunları söyledi: "Komutanıma, 'Allah rızası i çin yapılan yardımda, bu çek işinin ne olduğunu' sordum. Y.H. lafların altında kalmamak için üç adet toplam 2 milyon TL tutarındaki çeki bana verdi. Sonra Balıkesir'e giderek hayı rsever işadamı olarak görülen T.A.'a 3 adet çeki verdim. Arsanın satışı konusunda yetki verdiğimiz T.A., bu olayın ardından araziyi benden habersiz satmış. T.A.'ya arsanın habersiz satışını ve neden bana bildirilmediğini sordum. Arsayı acilen satmak zorunda kaldıklarını ve bu satışı söylemeyi unuttuklarını söylediler. Satışın 6 milyon dolara yapıldığını, bunun 9 milyon TL tutarında olduğunu, bu paranın 7,5 milyonu benim payım, kalanı ise kendilerinin hakkı olduğunu söylediler. Bunun üzerine ben sinirlenip Bodrum'dan Fethiye'ye dö ndüm. Arazinin satışı konusunda vekalet verdiğimiz T.A. ile diğerleri beni ikna etmek istedi. Ben ikna olmadım. Sonra hepsi gitti bu kez komutanım yanımda kalıp ikna etti. Komutanım ile T.A. arazinin satışından elde edilen parayı bana vereceklerini belirtip ilk etapta bana sus payı olarak 300 bin TL elden verdiler."
Arsanın satıldığını ve yapılacak bir şey olmadığını anlatan Hakkı Bakış, sözlerini şöyle sürdürdü: "Dolandırılmıştım ve paramı kurtarmak için sesimi çıkarmadım. Yine bir kaç kez elden aldığım paraların toplamı 1 milyon 100 TL tuttu. Daha sonra verdikleri çekleri ödememeye başladılar. Sürekli benden kaçıyor görüşmüyorlardı. Bende gerçek satışın ne kadar olduğunu araş tırdım. Bana gösterdikleri satış sözleşmesinin sahte olduğunu ortaya çıkardım. Beni kandırmışlardı. Çünkü satışı 10 milyon dolara yapmışlardı. Bana 6 milyon demişlerdi. Çeklerin karşılığını alabilmek için dava açtım. Üzerlerine bir iğne bile bırakmamışlar."
BABA İLE OĞUL ARASINDAKİ ANLAŞMAZLIĞI FIRSAT BİLDİLER
Avukat İsmet Erkul, müvekkili ile babası arasında yaşanan uyuşmazlığı fırsat bilen art niyetli kişilerin profesyonelce oyun oynadıklarını belirten ve ellerindeki tüm belgeleri kolluk kuvvetleri ile yargıya teslim ettiklerini belirtti. Bu kişilerin kaz gelecek yerden tavrenim Bölük Komutanlığuğu esirgemediğini anlatan Avukat İsmet Erkul, sözlerini şöyle tamamladı: "Kimse bir kuruş borç vermeye korkarken, bu kişiler 75 bin TL tutarındaki borcu karşılıksız bedelsiz ödeyip önce güven vermişler. Müvekkilim de bu kişilere inanmış. Çıkmaza giren müvekkilim, bu olaylar yüzünden karşı ki şileri vurma düşüncesine girmiş ve katil olmayı bile aklına getirmiştir. Sonunda çareyi Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a mektup yazıp yardım istemekte bulmuş. Başbakanlıktan gelen talimat üzerine müvekkilim jandarma da detaylı olayları anlatmıştır. Jandarmanın sorgusundan sonra konuyu yargıya da taşıyacağız."
BAŞBAKAN'A ATILAN MAİL
Hakkı Bakış'ın Başbakan'a attığı mail şöyle: "Sayın Başbakanım sesime kulak verin lütfen. Öyle bir kumpasa düşürüldüm ki, ya yıllarca mahkemelerde sürünmem lazım ya da bana tuzak kuranların tamamını katletmem sözkonusudur. Konunun özeti aynen şöyledir: Muğla ili Bodrum ilçesi Gündoğan beldesindeki 4 pafta, 385 parsel ve 12.250 metrekare yüzölçümündeki denize sıfır bir arsanın satışıyla ilgilidir. Halen satışı resmi yollarla alan bir inşaat şirketi villa yapımlarını yürütmektedir. Konu ile alakalı detayı sizlere mutlaka aktarmalıyım ve mutlak bize sahip çıkmalısınız. Yoksa kötüler yine galip gelecek. İlk önce Allah'a sonra sizlere güveniyoruz. Saygı ve şükranlarımla."
Netgazete.com
muhaber.net:
Recep Tayyip Erdoğan; Pınarhisar Cezaevi'nden Mektup Var<<TIKLA
muhaber<Kimdir ?
.