Başbakan Erdoğan, artık milli egemenlik ve milli iradenin hiçe sayılamayacağını vurguladı. Merhum Cumhurbaşkanı'nın Türkiye'ye kazandırdıklarını sıralayan Erdoğan, şunları söyledi: "Merhum Özal milletle arasında gönül köprüsü kurmuş, millete konuşan bir devlet adamıydı. 'Bundan böyle güçlü olan devlet, memurları çok olan devlet değildir.' derdi. İşte ortak olduğumuz en önemli yanlardan biri bu. Şimdi bunu yapıyoruz diye aynı saldırılara biz maruz kalıyoruz. Merhum Özal, Anadolu'nun tozunu toprağını taşımış, yönü de her zaman milletine dönük olmuştur."
Özal'ın uğradığı suikast girişimine atıf yapan Başbakan, mesajlarını şöyle dile getirdi: "Kendisine suikast girişiminde bulunulduğunda kürsüden ayrılmadan o yaralı haliyle yeniden mikrofonun başına geçtiğinde söylediği söz çok önemli bir sözdü. 'Allah'ın verdiği ömrü O'ndan başka alacak yoktur. Bu çok önemli bir cümledir. Biz de O'na teslim olmuşuzdur.' dedi. Değerli dostlar mesele budur. Bunun dışında her şey lafügüzaftır. Bu tavır millete ram olma, millete sevdalı olma, her ne pahasına olursa olsun millete hizmete talip olma tavrıdır. Korku üzerine medeniyet inşa edilemez. Korku üzerine gelecek inşa edemezsiniz. En önemlisi de korku üzerine demokrasi inşa edemezsiniz. Mehmet Akif Ersoy İstiklal Marşı'nı yazarken 'korkma' uyarısıyla başlamıştı. İşte bu duygu, bu zihniyet bugünün siyasetine hakim olmak zorundadır."
BU NESİL ECDADIYLA BULUŞMALIDIR
Başbakan, kendisinden önce bir konuşma yapan gazeteci Cengiz Çandar'ın Özal için söylediği "Son osmanlı padişahı gibiydi." sözüne de atıf yaparak bir anısını şöyle paylaştı: Rahmetli Aliya İzzetbegoviç'ten dinledim. Tam ölümünden bir gün önceydi. 'Biz Osmanlıyız ve bu topraklar Osmanlı'dan bize kalma. Ben gidiyorum ama Türkiye buraya sahip çıkmalıdır, burayı ihmal etmemelidir. Ve bütün bu Bosnalı size emanettir.' Böyle vedalaştık. Döndük Ankara'ya ölüm haberini aldık. Körfez'de, Kafkaslar'da, Orta Asya'da çok işimiz var. Çünkü bu nesil ecdadıyla buluşmalıdır. Gelecek nesil bizim maruz kaldığımız sorunlara maruz kalmasın. "
"Terör bu ülkenin değişmez kaderi olamaz." diyen Başbakan, bununla ilgili ilk mücadelenin Özal'la başladığına dikkat çekti ve şöyle devam etti: "Bedeli her ne olursa olsun, ben kaybedeyim, partim kaybetsin, yeter ki bu ülke kaybetmesin, diyorum. Biz inanın bu millete yakışır şekilde büyük düşünüyoruz. Merhum Menderes ve Özal'dan aldığımız ilhamla büyük düşünüyor, milletin rehberliğinde büyük adımlar atıyoruz. Adeta Gazi Mustafa Kemal'in Çanakkale Savaşı'nda başında bulunduğu mücadelenin tekrarı veriliyor diyebilirim. Bugün Türkiye, bölgesinde küresel ölçekte adından söz ettiren, itibarlı ve ağırlığı olan bir ülke haline geldi."
Özal'ın oğlu Ahmet Özal'ın da katıldığı törende, Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül, Dernek Başkanı Galip Demirel, gazeteciler Cengiz Çandar ve Taha Akyol ile eski bakanlardan Vehbi Dinçerler de birer konuşma yaptı.
Ödül verilen isimler şöyle:
Turgut Özal Dünya Barışına Katkı Ödülü: Başbakan Recep Tayyip Erdoğan
Turgut Özal Özel Ödülü: Türkçe Olimpiyatları Tertip Komitesi Başkanı Mehmet Sağlam
Bilim ve Teknolojiye Katkı Ödülü: Prof. Dr. İhsan Doğramacı (Rahatsızlığından dolayı oğlu Ali Doğramacı'ya verildi.) Ekonomi Ödülü: TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu ZAMAN
|